Hayatın Akışı

Bu aralar host sponsorum ile aramızdan su sızmıyor desem yeridir. Kendisi ile yemediğimiz halt kalmazken, gecenin bir vakti nargile mekanından çıkıp azıcık da sapıtaraktan çorbacıya doğru ilerlemek pek hoş oluyor. Bu gruba kokoreç anılarımın en güçlü kahramanı Yiğit de eklenince evlere şenlik manzaralar ortaya çıkabiliyor. iskele yolundaki barlar neden köpek beslemektedirler sorusuna cevap ararken o köpeklerden birisi her an üzerine atlamak için fırsat kollamaktadırlar. Korkudan gazı kökleyip virajı ufacık motosikletle tır gibi almak da bu durumun vazgeçilmezidir. MOBESE denilen kameralara el sallamak da başka bir keyif veriyor insana 🙂 Çorbacıda ise paça ve dil çorbası içilmezse çok büyük bir terbiyesizlik olur.

Continue reading

Feysbuklu Hayatım ve Maceralarım

Haftanın geride bıraktığımız kısmında günlüğe pek birşeyler karalayamadım. Bunda hem yoğun geçen bir haftanın temposunun hem de yazacak birşeylerin olmayışının parmağı var. Aslında yazacak konu çok fakat ne yalan söyleyeyim birazcık üşendim 😀 Kendime izin verdim kendi çapımda 🙂 Bu hafta haber turunu atlamamın sebebiyse haberlerin az olmasıydı. Önümüzdeki hafta iki haftalık bir haber turu karşınızda olacak. Yazı yazmadık ama yazacak çok şey biriktirdim…

Continue reading

Yaşantımın Son Dilimine Dair

Sabahın köründe, horozların daha göbek kaşıdığı, bizlerin ise afyon patlatma çabaları içinde olduğumuz vakitte şu Kral TV’de ne kadar enteresan müzikler çalıyor bilemezsiniz. Sabahın 7’sinde ismail YK çalınır mı be anam. Yani çıkıp ben söylesem ondan daha iyiydi. Öte yandan D-Smart üzerinde şu an yayına devam eden Animal Planet ise daha da ilginç şeyler yayınlamakda. Yine sabahın o vaktinde maymunlarda üremeyi yayınlıyor terbiyesizler. Çoluk çocuk va, Allah muhafaza görseler durum nasıl açıklanır?

Continue reading

Sınıfı da Geçmişiz Pehh

Havaların soğuyacağı yerde ısındığı şu günlerde aynı zamanda beni benden alan grip hastalığını da bir peşin dört taksit şeklinde babama satmış bulunmaktayım 😀 Bunun yanında iyileşir iyileşmez ilk yaptığım iş buzlu kola içmek oldu ve tabi ki iftardan sonra. Havaların yeniden sıcağa doğru büyümesinin sırrını çözemezken bir an önce yağmurların başlamasını diliyoruz.

Continue reading

Gribal Enfeksiyon

Gazetede okuduğum bir habere göre grip salgını varmış şu sıralar. Çok inandırıcı geldi çünkü gripzedelerden birisi de benim 🙂 Hafta başından beri burnu akar bir vaziyette yaşantımı sürdürüyorum. Ses tonuma zaten laf söyleyene aşk olsun. işin bir de hapşırma kısmı vardır ki izlemeye değer bir mevzudur kendisi. Eğer kapalı bir ortamdaysanız çok fazla ses çıkmakta ve etrafdakilerin bakışları altında kendinizi suçlu hissetmektesiniz. Herşeye rağmen yavaş yavaş vücudumu terk ediyor hastalık ve sanırım son günleri 🙂

Continue reading

Ramazan 2007 Serisi-2

Birkaç gündür blogumu unutmuş, sadece yorumları onaylamak için girmiş, geç kalkmamdan dolayı güne hızlı başlangıç yapmış ve bunun gibi nedenlerden ötürü de yazı giremedim. Hatta giremediğimin farkına da bugün vardım 🙂 Salı günü yaptığımız haber turunu askıya alıp yazacağım makeleleri de şöyle bir kenara aldım. Zaten yazmaya fırsatım da olmadı hiç. Sabahları geç kalkıyor, akşamları ise iftardan sonra genelde dışarıda olduğum için eve geç geliyorum, hemen arkasından da yatağa atıyorum kendimi. Ama bütün bunlar bir yere kadar 🙂

Continue reading

Ramazan 2007 Serisi-1

Dün Ramazan ayı ile ilgili bazı şeylere değinmiştim. Akşam ilk teravih namazımızda dün “Küçük veletcanların “kıkır kıkır” güldüğü ve selam verildikten sonra bir amcanın onları tokatladığı veya azarladığı, genelde ön saflarda yer alıp yemekte tıka basa yiyen yaşlı amcaların sesli ve pis kokulu gaz kaçırma olaylarını devamlı yaptığı, ayrıca sarımsak kokusunun da kaçınılmaz olduğu, müezzinin kendinden geçip fazla bağırarak amfiyi bozuduğu, imamın da genelde 20. rekattan sonra namazı karıştırıp yeniden başladığına tanık olduğumuz” şeklinde ifade ettiğim teravih namazı modelinde sadece imamın rekatları karıştırması ve müezzinin amfiyi bozması eksikti. Diğer özelliklerle ilk etabı başarı ile tamamladık 😀

Continue reading

Sabah Sabah Analiz

Çalışma aşkıyla yanıp tutuşan öyle bir belediyeye sahibiz ki anlatmak değil yaşamak lazım. Saatlerin akrepleri henüz 6’nın yelkovanları da 12’nin üstündeyken ekipler gelip büyük bir gürültü ile iş makinelerini çalıştırıp kaldırım çalışmalarına başlıyorlar. Biz cümle mahalle sakinleri ise büyük bir korku ve endişe ile yataktan fırlayıp bu sesin nereden geldiğine bakıyoruz, çünkü belediye ekiplerinin sabahın bu kadar erken saatinde böyle bir rezalete imza atacağı kimsenin aklına gelmiyor. Gece çok geç uyumayı bir kenara bıraktım da gözlerimin uykusuzluktan şiştiğini gördükçe içim eriyor 🙁 Kardeşim kaldırımı kaçıran mı var? Saat 8’de başlasanız ne olur sanki. Mesela evin arkasındaki çöpte biriken kartonları belediyeye açtığımız 6. telefon sonunda kaldırtabilmiştik.

Continue reading

Sınav Vakti

Sistemin yaptığı yamuğa karşı yamuk yapamamak ne kadar acı vericiyse, vize ve finallerde yeteri kadar çalışmayıp birçok dersten kalarak bütünlemelere kalan benim durumum da o kadar acı vericidir. Bugünün cuma olması, ardından yarının cumartesi ve sonraki günün de pazar olması nedeniyle ve ayrıca bu günlerde sınavlarımın olması nedeniyle birkaç gün sizlerde ayrı kalmanın da hüznünü yaşıyorum böğrümde 🙂 Ayrıca halen sınava gireceğim mekanları bilmiyor olmam olaya aksiyon veren başka sinerjik bir olaydır. Sınav için bizi kilometrelerce yol teptiren, sınıfta kalmamız için elinden geleni ardına koymayan zalim okulumuzu da bu mübarek günde ayrıca kınamaktayız. Her ne kadar birkaç gün sizlerden ayrı kalacak olsam da yayınlanacak yazı/yazıları hazırlamanın da verdiği bir sevinç var elbette içimde. Ben yokken gerek yazıların yayınlanmasında gerekse yorumların onaylanmasında sevgili yayın danışmanım ve Ayyas arkadaşım Cem sizlere yardımcı olacak.

Continue reading

Bilgisayar Başında Uyuya Kalan Gencin Dramı

internette bazen rastgeldiğim fotoğraflara bakıp bilgisayar başında uyuyanları görünce “yok canım daha neler” derdim hep. Nedense abartılı gelirdi bana. insan uykusunun geldiğini bilmeyip nasıl sızıp kalabilirdi ki bilgisayarın başında. Fakat biz insanlar kendi başımızdan benzer bir olay geçmedikçe diğer insanların halini bir türlü anlayamaz ve onlara tepeden bakarız. Dün gece yavaş yavaş işlerimi tamamladım ve biraz da internette sörf kaçınılmazdı gecenin bir vaktinde. Sörfü de tamamlayınca cevap yazmam gereken e-pıstaları aldım önüme ve tek tek okumaya başladım. işte ne olduysa bu andan sonra oldu.

Continue reading