Birkaç gündür blogumu unutmuş, sadece yorumları onaylamak için girmiş, geç kalkmamdan dolayı güne hızlı başlangıç yapmış ve bunun gibi nedenlerden ötürü de yazı giremedim. Hatta giremediğimin farkına da bugün vardım 🙂 Salı günü yaptığımız haber turunu askıya alıp yazacağım makeleleri de şöyle bir kenara aldım. Zaten yazmaya fırsatım da olmadı hiç. Sabahları geç kalkıyor, akşamları ise iftardan sonra genelde dışarıda olduğum için eve geç geliyorum, hemen arkasından da yatağa atıyorum kendimi. Ama bütün bunlar bir yere kadar 🙂

Geçtiğimiz süre zarfında aslında çok bir değişiklik yok. Motorum yine beni umulmadık bir anda ummadığım bir yerde bıraktı. Dakikalarca lanetler “bir cinnet herşeyi halleder” atasözünü söylenip durdum ancak nafile. Bizim motor inat etti mi çalışmıyor arkadaş! Akabinde yeni bir buji temin edip değiştirdim. Şimdi o da mutlu ben de 🙂 Hatta Yiğit ile ikimizi taşımayı bile becerdi. Bu demektir ki düzeldi 🙂

Tabi tek gelişme motorumda değildi. Size hiç dişicanların Ramazan ayında çıldırık bir şekilde dolaştıklarından bahsetmiş miydim? Etmediysem şimdi ediyorum. Trafikte ilerlerken yanından geçen motora arabadan kafasını dışarıya çıkartarak küfür eden bir dişicanı kendi gözlerimle ve kulaklarımla hissettim. Bu dişicanların bir de banka versiyonları vardır. Onlar da saatlerce beklemekten usanmış ve gişedeki kişicanı neredeyse ayağının altına alacak türdendir. Bir de dişicanların asıl yüzlerinin iftara birkaç saat kala ortaya çıktığını belirtmek isterim. O güzelim yüzlerin altında birer canavar gizlidir.

Ramazan ayının vazgeçilmezlerinden birisi de karşıdaki insanın en zayıf noktasından yakalayıp ona sözle işkence etmektir. Susamış birine iftara sadece saatler kala “şurada bir damacana buz gibi su olacaktı şimdi” tarzında cümleler sarf ederseniz karşıdakinin sizi öldürmesi bile olasıdır. Ayrıca karşınızdaki bir sigara tüketim merkeziyse onu daha fazla tahrik edebilirsiniz. Mesela cep telefonuna su ve sigara ile ilgili mesajlar göndererek tahrik dozajını maksimize edebilirsiniz 😀 Tabi etkiye tepkiyi de unutmamak lazım gelir.

Akşam iftardan hemen sonra dışarıya çıkıp belli bir süre dışarıda gezdikten sonra bir pastaneye gidip oturmak tatlı yemek sureti ile mükemmeldir hatta olmazsa olmazlarındandır Ramazan’ın. Kadayıf ve yanında buz gibi su ilk tercihiniz olmalıdır. Ancak pastanenin yansıma yapan ve ayna vazifesi gören camından sizi kesen ve dilim dilim parçalayan dişicanları görmemek de elde değildir 🙂 Bakışlarınızı siz o yöne doğrulttuğunuz anda kafa başka yöne çevrilir ya da başka birşeylerle ilgilenir gibi görünürler. Gittiğiniz pastane de internet bağlantısı ve laptop hizmeti de sunuluyorsa demeyin keyfinize. Hatta bu tür yerlerde evlere şenlik manzaralar bile ortaya çıkabilir. Mesela masaüstünden internet explorer’ı kaldırıp yerine kendi sitenizin kısayolunu koyabilir ve ismini internet explorer olarak değiştirerek kendinizi mutlu edebilirsiniz. Biz yaptık (Yiğit ile) ve çok mutlu olduk 😀

Son olarak dün akşamki maçta Inter’i 1-0 deviren Fenerbahçe’yi tebrik eder darısının Beşiktaş’ın başına da olmasını dilerim. Ayrıca gecenin geç vakitlerine kadar cin çarpmış gibi kutlama yaptıklarını zanneden manyakları da kınıyorum 🙂

Author: Hamdi Yaman

1987 yılında gözlerimi açtığım şu küçük dünyada 2006 yılından bu yana blog yazıyorum. İnternet dünyasının bugünü ve yarını hakkında her zaman ilgili olmuşumdur.

2 comments

Senin laptopa yaptığın bişey değil 2 hafta önce 3 kişi olarak BiZ ünlü-büyük bir süpermarkette sergilenen 20-30 monitörün duvarkağıdını site reklamı olarak değiştirdik. Pişman değiliz;gerekirse tekrar yaparız 😀 Ama pclerin yanından geçenleri görecektiniz. Aval-aval bakıyorlardı biz de çaktırmıyorduk tabii ki 😀

Bir cevap yazın

*