Yeni Üst Resim ve Kilosal Gelişmeler

Sonbahara girdiğimiz şu günlerde sitemi de mevsim normallerine çekmek için elimden gelen çabayı göstermeye çalışıyorum. Uzun süredir aklımda olan üst resmi değiştirme olayı gerek halet-i ruhiyemin dibe vuruşundan gerekse vakit bulamamdan dolayı bir süredir erteleniyordu. Dün biraz vakit ayırıp birşeyler yapmaya çalıştım. Haykıran vatandaşa gelince her ne kadar beni temsil ediyor desem de herifin enini, boyunu kendime göre bir türlü ayarlayamadım 😀 Azıcık uzun ve çalı tipli oldu ama nihayetinde resimdir. ilerleyen günlerde bir de duvarkağıdı çalışması gelebilir bu mevsimle ilgili. Gelelim günlük hayatımıza…

Continue reading

Gece Muhabbetleri

Gece yarısı müzik listesini düzenlemete olan bir kişicanın monitörüne konan ve defalarca kovulmasına rağmen gelip eceline susadığını iyice ifade edilen sivrisineğin cd zarfı ile ezilmesi günah mıdır? Peki ya ezildikten sonra canlanıp yine yürümeye başlaması normal olarak değerlendirilebilir mi? Gecenin yarısındayken karşılaştığım bu manzarada sanırım ayakta rüya görmeye başladığımı fark ettim. Ölü bir sivrisinek nasıl yürüyebilir? Ölü olanı bile yürüyemezken ezilmiş durumda olanı nasıl yürüsün? Ayrıca kendimi hiç iyi hissetmiyorum. Çünkü listenin tam sonunu getirdim derken yaptığım bir hata listenin sıfırlanmasına ve en baştan başlamama sebebiyet verdi.

Continue reading

Çevreden Manzaralar

Son günlerde kafayı araba ile piyasa denen şeyi yapanlara takmış durumdayım. Bardağı taşıran son damla ise akşamki BMW idi. Siyah, yeni kasa, 5 serisinden bir BMW ve içindeki gençlerin maceraları izlenmeye değerdi. Akşam kurs dönüşü aynıı arabayı trafikte görmüş bir hayli de gülmüştüm hani. Kafasını dışarıya iguana gibi çıkartıp, koçmar gibi sallayan gençleri görmekteydim. Hani Şahin, Doğan, Brodway kaldırır bu tür hareketleri de BMW kaldırmazdı, ondan çok tuhafıma gitmişti. Neyse efem aynı araç gecenin bir vakti büyük bir sesle evin önündeki kaldırıma çıkmayı başarmış ve beni uykumdan etmişti. Ayrıca arabanın plakası da 38 ile başlıyordu 😀

Continue reading

Bir Günün Özeti

Artık ticarette ve internet sektöründe para kalmadığını anlayınca ajanlık işlerine başladım. Çok da zevkli oluyor. Hele bir de kendi işiniz için yapıyorsanız bir de büyük önem taşıyorsa yeme de yanında yat mertebesinde bir lezzete haiz oluyor. Böyle bir Polat Alemdar moduna giriyorsunuz. Arkadan sürekli cendere müziği çalıyor. Böyle acayip bi gaza geliyorsunuz. Gazın adını henüz belirleyemedik, helyum türünde olduğu söylentileri kulislerde dolaşıyor. Böyle bir ortamda düzeni bozan tek cismani şey içinde bulunduğunuz arabanın beyaz renkte olması. Racona ters bi kere, siyah olmalı o.

Continue reading

Misafirmiş Pehh

Eve misafir geleceğinde annelerin birinci düsturu genelde bizim gibi kişicanları evden ihraç etmektir. Biz evden ihrç edildikten sonra misafirler gelir. Misafirlerin genelde yaşları 14’e kadar olan veletcanları da mevcuttur. Tabi bunların da yüzdeye vurduğunuz zaman çok yüksek bir payı canavar kategorisine de girebilir. Aslında hain birer mekanizmadır. FIrsat kollarlar, birşey olsa da yaramazlığa başlasam diye. Bu durumda en fazla zarar görecek şey mutlak bir şekilde evdeki mevcut bilgisayardır ve o bilgisayarın size ait olması ihtimali de çok yüksektir.

Continue reading

Hayatın içinden

Hergün önceki güne göre daha sıcak geçen, o da yetmezmiş gibi gün içinde 13’den aşağıya düşmeyen sayılarıyla gelip giden hatta canı sıkılırsa hiç gelmeyen elektrik ile hayat bir hayli ilginç geçiyor. Oturduğunuz yerde donunuzun uygun yerlere yapıştığı bu sıcaklara elektrik kesintisi de eklenince çok vahim bir durum ortaya çıkabiliyor. Ayrıca niyeti bozuk elektrik kesintilerinde yanan cihazlar da cabası. Bunlar hiçbirşeymiş gibi akşam saatlerinde internetde de gözle görülür bir hız düşüklüğü oluyor. Aslında normalde de hiç hızlı olmayan internetimiz daha da duraksıyor. Yolunu şaşırmış karıncalar misali hey heyli bir psikolojiye sokuyorsunuz kendinizi. Ya teyzeler? Onlar daha bir acaip…

Continue reading

Ampül Patladı mı?

Elektrikler gün içinde, en lazım olacağı vakitlerde, hergün aynı saatlerde rutin olarak gitmeye başladı. Alanya gibi turizm merkezinde bunun çok komik olduğunu sizler de taktir edersiniz. Giden elektrik saatlerce gelmiyor, gelince de birkaç yoklamanın ardından devam ediyor cereyana. Bu zaman zarfında zarar gören cihazlar ve benim gibi günlükçüler de var. Mesela bu yazının yerine çok güzel bir makale hazırlıyordum, son satırlarını yazarken giden hain elektrik damlayı taşıran son nokta oldu. Tamam barajlarda sular azalmış olabilir ona bir diyeceğimiz yok fakat neden önlemi alınmıyor. Artık elektriğin gideceği saatleri ezberledik ve “abi işini bitir beş dk. sonra elektrik gidecek” tarzı uyarmaları yapar olduk. Dün tam 13 önceki gün 17 defa elektrikler kesildi.

Continue reading

Temizlik Vakti Gelmiş

Son günlerde odamdaki canlıların bir bir diğer odalara göç etmesinden dolayı temizlik vaktinin gelmiş, hatta bir hayli geçmiş olduğunu anlıyorum. Karıncalar birer ikişer bavullarını toparlayıp mutfağa doğru gitmeye başlamışlar. Hamam böceklerine zaten diyecek tek kelime bulamıyorum, nankörce onlar da beni bırakıp diğer odalara gidiyorlar. Çiçekler de sararmaya yüz tutmuş, hepsi kendin geçmiş zavallıların. Bu göç ile birlikte ani bir irkiliş ve korku ile karar verdim; en kısa zamanda odamda temizlik yapacağım. Masanın altındaki gofret kağıtları, sehbanın üstündeki elma ve armut çöpleri herşeyi fazlası ile anlatıyor.

Continue reading

Yeni Üst Resim ve Janjanlı Hayat

Eski, uçuşan kuşlarla dolu, kış modundaki animasyon odaklı üst banner yerini ilk açışta görmüş olmanızı temenni ettiğim yazlık resme bıraktı. Yazlık resimde içimden gelenleri aktarmak istedim aslında çok fazla düşünmedim. Sadece esinlenmek adına birkaç resme gözattım. Neticesinde de üst taraftaki şu resim ortaya çıktı ve hoş da oldu. Yapımında Photoshop (fotoşopar) kullanıldı. Azıcık yaz sıcağı ve sevgi ile harmanlandı 😀 Gelelim janjanı bol hayatımdaki yeniliklere.

Continue reading

Hayattan Renkler

Hayata kaldığımız yerden devam ediyoruz. Akşam Gürkan’ın temasını teslim etmek için muteşem bir performans sergilediğim için kendime bi ara kıyak geçeceğim. Tema ile ilgili yazıyı ilerleyen saatlerde gireceğim yine buraya. Akşam ilker Abi’nin telefon sesinden duyduğum Müslüm Gürses ve Sezen Aksu’nun birlikte söylediği Sebahat Abla isimli parça ile geçirdim uzunca bir vaktimi. Aslında Müslüm Gürses’i pek değil hiç dinlemem, hele Coca Cola reklamında “bırrrr” diye kendinden geçtikten sonra asla. Ancak bahsettiğim şarkı çok hoş.

Continue reading