COVID-19 Aslında Nedir?

Birkaç aydır hayatımızı yangın yerine çeviren COVID-19 salgınıyla ilgili gereğinden fazla senaryo okudum. Bunu Çin’in çıkardığından tutun da Amerika’nın çıkardığına kadar… Hepsi de mümkün. Bana göreyse bu bir testti. Koca koca şirketlerin, iri yarı devletlerin, teknoloji devlerinin, “dicitalleştik” diyenlerin imtihanıydı. Sonuç olarak çoğu sınıfta kaldı.

Evde outlook’tan forward yapmayı, oturduğu yerden dizüstü bilgisayarından fatura kesmeyi dijitalleşme zanneden embesil sürüleri dijitalleşmenin bu olmadığının farkına vardı, zaten öyle de değildi. Adam çıktı Endüstri 4.0 dedi. Bilgisayar üretime öbek öbek katılacak dedi.

Sonuç mu? Hiçbiri olmadı. Üretim bileşenleri temin edilemedi, fabrikalar üretime ara verdi, havalı jöleli holdingler panik yaptı. Kıytırık Excel’deki grafikler analizler çöp oldu, burnunun dikine hedefleri kullanılmış mendil edasıyla kenara attı virüs. Hepsi sınıfta kaldı. Dijitalleşme aslında bu değilmiş dedirtti.

Dijitalleşme neydi peki? O ateş ölçerlerin barkod okuyucu gibi bip bip ateşleri ölçtüğü, üretimde robotlar hareket ettiği için ara verilmeden, ara malzeme sıkıntısı çekilmeden devam eden bir düzendi. Yoksa evden oturup Excel’i biz de açıyoruz, e-fatura falan… Kalın sağlıcakla.

Değişenler

Zaman, sekiz yıl öncesi. Prison Break izlemek için forum sitelerinde yeni bölümün linkini beklediğimiz, müzik için Winamp’ı dinlediğimiz, hesap kitap için hesap makinesi (casio) kullandığımız, internetin pahalılığından dolayı kotamız gitmesin diye 0.facebook.com kullandığımız günlerdi. Hepsi bitti, dünya değişti, neler mi değişti?

  • Winamp-Spotify
  • Forumlar-Netflix
  • Hesap makinesi- Excel
  • RSS-Sosyal Medya
  • Facebook-Instagram
  • Haberler-Twitter
  • Araba teybindeki USB-Araba asistanları
  • Film için PC-Akıllı Tvler
  • Müzik için PC- Akıllı telefonlar
  • Oyun için PC- Konsol
  • İş için PC-Tablet
  • Ev otomasyonları-Ev aletlerinin interneti
  • Soğuk cihazlar-Konuşan akıllı aletler
  • Blog-Vblog
  • SMS reklamları-Aramaya göre çıkan browser reklamları
  • Bakkal-A101
  • 90lar şarkıları-Farklı sanatçılarca yeniden yorumlanan 90lar şarkıları
  • Casio databank saat- Akıllı saat
  • Ticaret-Pazarlama
  • USB harici HDD, Flash Disk-Bulut, Cloud, Depolama, Yandisk, Google Drive
  • Sezen Aksu-Sıla
  • Senet-Kredi Kartı
  • Esnaf çayı- Mağaza kokusu
  • Şehir rehberi-4Square
  • Duman ile yer bildirme- Check-in
  • Mizan, Blanço-Kar analizi, analiz, analiz, analiz
  • Dolar 1,xx-Dolar 6,xx
  • Msn Messenger-Whatsapp

 

Yandex, Google Uygulama Şifreleri

Geçen yılın başında işletme olarak gücümüze güç katalım diye Logo yazılımın kobi paketi GoPlus’a geçiş yaptık. Analizler, raporlar, istenilen zamanda istenilen raporları atan “Zamanlanmış görevler”, daha sayılabilecek birçok yönüyle isteklerimize cevap veren özellikleri nedeniyle tercihimiz bu şekilde oldu. Sonra güncellendi, değişik bir yapı ile Go3 oldu. İlk kullanmaya başladığımız günden bu yana otomatik rapor gönderen program yaklaşık 2 aydır rapor gönderimini durdurdu.

Çözüm ortağı ile görüş, Logo Yazılım ile görüş çözüm bulmadı. Aradan zaman geçti güncellemeler geldi sorun gitmedi. Artık kafa attı ve sonuç olarak:

  • Gmail veya Yandex alt yapılı özel ya da genel bir e-posta kullanıyorsanız
  • Son gelişmeleri takip etmediyseniz
  • E-posta ayarlarını kurcalamayı ihmal ettiyseniz

adamlar oraya “uygulama şifresi” diye birşey koymuşlar ve olaylar buradan sonra şekil değiştiriyor.

Harici uygulamaların hesabınıza erişimini uygulama şifreleriyle kontrol edebilirsiniz. Örneğin e-posta programı için oluşturacağınız şifre, uygulamanın Disk’inize başvurmasına izin vermez ve hiçbir uygulama şifresi hesabınızın yönetimine erişim izni vermez.
Bu uygulamanın şifrelerini Erişim yönetimi sayfasında oluşturabilirsiniz. Bunu yapmak için Uygulama şifreleri butonunu etkin duruma getirmeniz gerekir

Bu özelliği aktif hale getirip programdaki ayarları yapınca sorun ortadan kalktı.

Moto360 Pil Ömrü

10 aydan bu yana Google ürünü olan birinci kuşak Moto360 kullanıyorum. Hem tasarım anlamında hem de kullanım kolaylığı açısından akıllı saatler içerisinde en büyük favorim. Cihazın en büyük handikapı ise pil ömrü. Sunduğu tüm avantajların aksine pil ömrü tam bir felaket oldu. İlk zamanlarda 24 saati biraz devirebiliyordu. Sonra gelen her güncelleme pil ömrünü kısalttı.wpid-wp-1446106043209.jpg

moto360-yaman

Saate ilk sahip olduğumdan bu yana ise Moto360’ın değiştirilebilir kadran yapısı sayesinde hazır kadranları kullandıran Watch Maker ve Facer uygulamalarını da aktif bir şekilde kullanıyordum. Son Android 5.1.1 güncellemesine kadar da çok bir sorun oluşturmadı. Lakin son güncellemeden sonra saatin pilini tutun tutabilirseniz…

Ben diyeyim 12 saat siz deyin 17 saat. Yani bir günü kenara bıraktım yarım günü anca devirebilen bir pil ömrüne sahip oldum. Önce aklıma Moto360’ın ikinci kuşak ürününü sattırmak için rom içinde yapılan taktiksel değişiklikler oldu. Sonra araştırmaya başladım ki işin boyutu daha farklı.

Telefondan Android Wear uygulamasını açıp ayarlar kısmından “Moto360-Bağlandı” bölümüne girdim. Saat Pili kısmına giriş yaptım ve verilerin toplanmasını bekledim. Veriler karşıma çıkınca şok oldum. Watch Maker içinden bir kadran kullanmama rağmen %1 kullanım, diğer başlıklarda da %3’e kadar yükselen ama çok da hatırı sayılmayacak oranlar varken Facer kullanmıyor olmama rağmen %21 oranlarına ulaştığını gördüm. Saat pil durumu %82 seviyesindeyken telefondan haliyle saatten Facer uygulamasını kaldırdım. Şu anda 29 saatlik çalışmayı devirdi ve batarya seviyesi %26.

Hala saat ilk günkü gibi el nuru göz bebeği (:

Teknoloji Giyiliyorsa İyidir: Moto360

Her kıyafetine göre ayrı saat takmayı tercih eden delikanlıların, motosiklet üzerinde yol alırken telefonun titremesine kafasını takıp “sevgilimden mi annemden mi” diye merak edip kaza yapmaya eğilimindeki sürücülerin, teknolojiyi kolunda da görmek isteyenlerin dertlerine deva olacak bir saat Moto360…

wpid-20150120_111826.jpg

Tavsiye yazılarımı bir bir dökeceğim buralara, takipte kalın.

Markalar Akıllı mı?

Hayatımıza giren elektronik cihazın “akıllı” olduğu bir dönemde yaşıyoruz artık. Bazen buna ayak uydurmakta zorlansak da kullanmaya başladıktan sonra çok seviyoruz aslında. Akıllı telefonlar ilk başlarda kullanıcılara çok karmaşık gelmişti ancak artık çoğu kullanıcı akıllı telefon kullanmadığında kendinde eksik birşeyler olduğunu fark ediyor. Akıllı televizyonlarda aynı şekilde… İnternet sayfasına bağlanıyor, alışveriş yapıyor hatta banka hesaplarımızı kontrol ediyoruz televizyonlardan artık. Tüm bu değişimler yaşanırken “pazarlama” sistemleri de akıllı cihazlara uygun hale gelmeye başladı. Ancak hala çok eksik var.

Philips-Smart-TV-1

 

Markalar hala tüketicilerin internet sayfalarına geleceklerine kendilerini o kadar fazla inandırmışlar ki onun dışında hiçbir girişimde bulunmuyorlar. Daha birkaç hafta öncesine kadar McDonald’s Android uygulamaya sahip değildi ülkemiz için, hergün binlerce müşteriye ulaşan Dominos Pizza’nın ise hiçbir girişimi yok bu konuda. Halbuki tüketici olarak cep telefonu uygulamasından veya Smart Tv üzerindeki uygulamadan siparişlerimizi  “kolayca” oluşturmak en büyük hakkımız olsa gerek…  Sadece gıda değil diğer sektörler de aynı şekilde duyarsızlar. Herhangi bir  beyazeşya markasının hiçbir akıllı cihaz için ürünlerini tüketiciye sunabilecekleri uygulaması yok.

Evet, biraz sabırsız olabiliriz ancak teknolojinin bu kadar ileri safhada olduğu günümüzde insanlar teknolojiye ayak uyduruyorsa markalar da bu adımları takip etmek zorunda.!

Adamlar Yapıyor

Biz daha tuvalete girdiğimizde bile 8-9 litre su kullanırken adamlar 6,5 litre suyla 13 kişilik yemek takımını yıkayan bulaşık makinesi yapmışlar. Dediklerine göre her su damlasına 400 damlanın yapacağı etkinin yetkisini vermişler. Bu teknolojinin iyice suyu çıktı. Adamlar yakında su kullanmadan yıkayanını yaparlar zaten.

Bu makineye saygı duyup gözatmak isteyenler şuraya ışınlansın.

Nokia 5800 XpressMusic Almak İçin 10 Neden

Cep telefonu alma niyetiniz varsa bir de bütçesine göre tercihler arasında kalıyorsanız bu yazıma göz atın derim. İki gündür kullanıyorum ve bu telefona sahip olmanız gereken nedenleri şöyle listeledim.

  1. Dokunmatik olması ve algılamasının Symbian işletim sistemi kullanan bir telefona göre çok iyi seviyede olması.
  2. Menüsünün çok anlaşılır olması.
  3. WLan (kablosuz internet) özelliğinin olması.
  4. Müzik aksesuarları ve isminden de anlaşılabileceği gibi tam bir müzik makinesi.
  5. Sterio hoparlöre sahip olması.
  6. Yeni navigasyon sistemine sahip olması ve dahili GPS bulunması. Hiç kontör veya ücret ödemeden direkt uydudan bilgi alıp sıfır hata ile güzergah desteği sağlaması. Üstelik navigasyon uygulamasında Türkçe sesli yönlendirme mevcut.
  7. Navigasyon yazılımının artık tam lisans olması yani süre kısıtlamasının olmaması. Üstelik ücretsiz. Tek yapılması gereken bu uygulamayı güncellemek.
  8. Çok iyi makro fotoğraf çekimi yapabilmesi.
  9. iPhone ve diğer türevlerinden daha ucuz olması.
  10. Hafif ve kibar bir yapıya sahip olması.

Yeni CGI Teknolojileri ile Sanal Karakterlerin Geldiği Uç Noktalar

Yayına girdiğinden beri yenilikleri ve görüntüsüyle dillere pelesenk olan Avatar ile, animasyon teknolojisinin nerelere geldiğini biraz daha net gördük. CGI (Computer-generated imagery, Bilgisayar ile üretilmiş resim) merkezinde yardımcı hareket yakalama teknikleri kullanılarak oluşturulmuş karakterler hayatımıza gireli uzun süre olmuştu aslında, yüzüklerin efendisi filmindeki gollum karakteri, polar express filmindeki Tom Hanks’in makinist performansı benzer teknikler ile yansıtılmıştı.

Karakterler kadar mekanların da bu teknolojiler yardımı ile hazırlanması belki mavi ekran önünde oynayan oyuncuların performanslarını zorluyor olabilir ama bize belki hayal bile edemeyeceğimiz ortamların içine kolaylıkla sürükleyebiliyor.

İşte bu tarz gerçekçil karakter ve mekan tasarımına sahip animasyonlardan bir kaç örnek,

The Third & The Seventh

http://vimeo.com/7809605

9


http://www.youtube.com/watch?v=Rp3T0qjY04Y

Terminus


http://www.youtube.com/watch?v=667slY8WIyo