SynchTube ile Video Paylaşımı ve Eş Zamanlı Sohbet

Artık paylaşılan video, resim ve diğer öğelere yapılan yorumlar da hız kesmezken “eş zamanlı” sözcüğünü kullanmaya başladık. Bunu yakın zamanlarda en çok duyduğumuz ve gördüğümüz yer ise Google Wave oldu. Paylaştığımız herhangibir şeyin altına arkadaşlarımız sohbet eder gibi fikirlerini belirtebiliyorlar. Bunun biraz daha ilerisinde ise sohbet (chat) kavramı ortaya çıkıyor. Sohbet her ne kadar internetin gelişmeye başladığı günden bu güne kadar bizlere eşlik etse de şekil değiştirerek karşımıza çıkıyor. Bunun bir örneğini de Justin.tv’de kanalı izlerken aynı zamanda video ile ilgili sohbet edilebilmesidir.

Şimdi bahsedeceğim synchtube da aynı Justin.tv modelinde ancak gördükleri işlevler farklı. synchtube, Youtube üzerindeki bir videoyu arkadaşlarımızla paylaşmamızı ve eş zamanlı olarak sohbet edebilmemizi de sağlıyor. Bunun yanında hangi arkadaşımızın videonun ne kadarlık kısmını izlediğini görmemize olanak sağlıyor. Şimdi şöyle kısaca kullanımından bahsedelim.

İlk olarak synchtube adresine gidiyoruz. Burada yer alan Youtube Video Link kutucuğuna istediğimiz Youtube videosunun bağlantısını yapıştırıyoruz ve “create room” butonuna basarak bizi karşılayacak olan kullanıcı arayüzüne gidiyoruz. Buradaki ekranı şöyle biraz resimle desteklersek:

  1. Arkadaşlarımızı odaya davet etmek için sarı kutucukdaki linki göndermemiz yetiyor.
  2. Paylaştığımız Youtube videosu.
  3. Burada kendimizle birlikte arkadaşlarımızın bu videonun ne kadarlık kısmını izlediğini görebiliyoruz. Tabi arkadaşlarımız odayı terkederse görünmüyor.
  4. Sohbet alanı. Yazılanlar bu kısımda görünüyor. Ayrıca odayı terkeden arkadaşımız bildiriliyor.
  5. Başka bir videoyu odaya dahil etmek için kullanıyoruz.

Ben örnek olsun diye bir oda oluşturdum. Video adına ve numaraların çirkinliğine de aldırmayınız lütfen 🙂

Yeni Nesil Popuplar 1: jQuery Lightbox Eklentileri

2000li yılların ilk başlarında yaşadığımız popup kabuslarından sonra popup engelleyici programların çoğalması ile yazılımcılar yeni arayışlara başladılar. Asıl amacı yeni nesil bir popup gösterici olmasa da, birçok yazılımcı için 2006 yılında Lokesh Dhakar‘ın hazırladığı lightbox fotogaleri uygulaması sadece fotogaleriler için yeni bir dönemi değil aynı zamanda popuplar ve websitesi uygulamaları için kullanılmaya başlayacak bir çok uyarı, tanıtım ve işlem pencerelerinin de hazırlanmasına öncülük etti. Continue reading

3 Adımda Video Mesaj Gönderme:Send Shots

Artık sesli konuşma, sesli mesajların yerine görüntülü mesajlar geçiyor yavaş yavaş. Şimdi tanıtacağım servis, arkadaşlarımıza görüntülü mesaj göndermemize olanak sağlıyor. Sistemi kullanmak için bir web kamerasına sahip olmamız ve internetimizin olması yeterli 🙂 Gün geçtikçe bu tür servislerin artacağından da şüphe duymuyoruz. Şimdi servisin nasıl kullanılacağına çok kısa bir bakalım.

  1. Send Shot‘a giriyoruz ve web kameramızın hazırlanmasını bekliyoruz. Hazırlandıktan sonra da “rec” butonuna basıyoruz. Video çekimi başlıyor ve bitirmek istediğimizde “stop” düğmesine basıyoruz.
  2. Göndereceğimiz arkadaşlarımızın e-posta adresini giriyoruz veya bu mesajı paylaşmak için diğer platformların ayarlarını yapıoruz.
  3. Video bilgilerini girdikten sonra gönderiyoruz.

Hepsi bu kadar 🙂

Ağ Bağlantılı LCD Televizyonlar

İnternet günümüzde her kullandığımız cihaza yavaş yavaş girerken en son nasibini alan da televizyonlar oldu. Yeni nesil LCD televizyonlarda artık dahili ağ bağlantı aparatı yardımıyla internet üzerindeki Youtube, Dailymotion gibi video paylaşım sitelerine, müzik paylaşım sitelerine ve daha birçok türev siteye bağlanmak, buradaki paylaşılan öğeleri görüntülemek mümkün. Bağlantı ise bilgisayarlarımızda kullandığımız ethernet kabloları ile yapılıyor. Tek farkı güçlendirilmiş fiberoptik alt yapı ile bu görüntüleri alması. Ülkemizde de TTnet de alt yapı desteği için birçok şehirde yeni kabloları döşedi ve apartmanlara hatları verdi.

Bu yeni gelen teknoloji ile yakalanacak tek şey paylaşım sitelerine bağlanmak değil elbette. Bunun yanında RSS beslemelerine düşen bilgileri görüntüleyen televizyonlar bile var.

Getireceği en iyi yenilik ise uydu sistemlerine ihtiyaç olmadan ve ayrı bir HD yayın alıcı cihaz kullanmadan ağ kablosunu taktığımız andan itibaren HD kalitesinde ve elbette ilerleyen zamanda 1080p denilen Full HD yayını alabilecek olmamız. Şu an hali hazırdaki kablolu TV sisteminin bir sonraki aşaması olarak da düşünebiliriz aslında. Belirli bir aidat karşılıığında istenilen kanalların izlenmesi, şifreli kanalların izlenmesi mümkün olacak. TTnet şu an bazı yerlerde bunun denemesini de yapıyor.

Bu yeniliğe şu an hazır televizyonlardan hepsini olmasa da bir kısmını incelemeye çalıştım. Fiyat için herhangi bir bilgi yazmadım çünkü fiyatlar gerçekten çok değişken. Sadece bu televizyonların markaları, modelleri ve ekstra özelliklerine değineceğim.

32″ (82 cm) Grubu

1-Samsung LE-32B650

1920×1080 Full HD, 100 Hz. , 40000:1 kontrast, USBx2

2-Philips 32PFL8404H

1920×1080 Full HD, 100Hz, 80000:1 kontrast, Ambilight

3-LG 32LH3800

1920×1080 Full HD, 50000:1 Kontrast

4-Sony KDL-32V5500

1920×1080 Full HD, 50Hz, 60000:1 kontrast

40″, 42″ (102-106 cm) Grubu

5-Sony KDL-40Z5500

1920×1080 Full HD, 200Hz, 100000:1 Kontrast

6-Philips 42PFL8404H

1920×1080 Full HD, 100Hz, 80000:1 kontrast

Daha oldukça fazla ürün var bu kategoride ancak ben sınırlı sayıda model ele alabildim. İlerleyen günlerde konu ile alakalı blogumuz BeyazBlog’da değişik modelleri, fiyat ve diğer ayrıntıları ile birlikte ele alacağım zaten.

Ağ desteğini en iyi sağlayan markanın da Philips olduğunu vurgulayarak yazımızı bitirelim. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşçakalın.

Çok Görselli Yazıları Hazırlarken…

Yazılarımızda en önemli öğelerden birisi de kullandığımız görsellerdir. Görseller yazıdakilerin anlatılmasında büyük rol oynar. Ancak bu tür yazılar nedense fazla zaman alır. Bunun nedeni de kullanılacak görsellerin Photoshop’da boyutlandırılması, ayarlanmasından kaynaklanır. Özellikle ekran görüntülerinin yer alacağı yazılar bazen çileye dönüşebiliyor. Önce ekran görüntüsünün alınması, Photoshop veya bu tür bir programda boyutlandırılması ve daha sonra da sunucuya yüklenmesi derken bakmışız ki saatler geçmiş.

Geçtiğimiz hafta yayınlandığım 65 kullanışlı footer yazımın bir kısmını Windows Xp yüklü işyerindeki bilgisayardan bir kısmını da Windows 7 yüklü netbookumdan hazırladım. İşyerindeki bilgisayardan ekran görüntülerini tek tek alıp resim işleme programında boyutlandırdım. Ama bu işlem çok uzun sürdü. Akşam olup diğer bilgisayarıma geçince Windows Vista ve 7’de hazır olarak gelen Ekran Alıntısı Aracı’nı çalıştırdım. İnanılmaz derecede işlemleri kısalttı.

Ancak 500 pixel genişlikte olması gerekiyordu resimlerimin. Ben zaten resimleri kendi sunucuma değil Flickr’a yüklüyor ve buradan aktarıyorum. Flickr ise bizlere öyle bir güzellik yapıyor ki hangi boyutta olursa olsun 500 pixel genişlikte bir boyutunu almamızı sağlıyor yüklediğimiz resimlerin.

Böylece normalde 4-5 saatte yapmam gereken işi 2 saate yakın bir süre zarfında tamamladım. Eğer işyerindeki bilgisayardaki taktikle devam etseydim eminim ki o yazıyı halen yazıyor olacaktım 🙂

Boyutlandırma işlemi WordPress’de de var aslında. Resimleri sunucuya aktardıktan sonra resim detaylarından yüzde (%) olarak boyutlandırma var. Ve istediğimiz kadar resmimizi oransal olarak küçültebiliyor. Bu da Ekran Alıntısı Aracı’nın gerçekten çok işe yaradığının göstergesi.

Tavsiyem kesinlikle bu aracın kullanılmasından yanadır. Başlat/Programlar/Donatılar altında Windows 7 ve Vista’da bu araca ulaşmak mümkün.

Bir diğer tavsiyem de resimlere bağlantı vereceğimiz yazılardan yana olacak. Örneğin 65 kullanışlı footer yazımda her resimde ait olduğu siteye gitmek için bağlantılar bulunuyor. Özellikle resimlerini benim gibi dış bir kaynağa yükleyenler için resimleri numaralandırmak ve bir not defteri açıp oraya da numarayı hemen yanına da bağlantı adresini yazmak yine hız kazandıracaktır. Çünkü her resmin bağlantısını hafızada tutmak çok güçtür ve aşırı vakit kaybına neden olur.

Benim tavsiyelerim bu kadar, sizinkileri de dinlemeye her zaman hazırız. Yorumlarınızı esirgemeyin 🙂

2009 Değerlendirmesi ve 2010 Hedefleri

Yılın son günü yazmak isterdim aslında bu yazıyı ancak vakit yetersizliğinden dolayı unutulacağı için şimdiden yazmak daha iyi olacak. Hem sakin kafa ile yazılan yazılar daha delikanlı yazılar oluyor. Her yıl yaptığım gibi bu yılın da değerlendirmesini alıp önümüzdeki yılda neler yapmaya çalışacağımı size aktarmak isterim. Bunlara geçmeden önce de geçen yıl yazdığım 2009 hedeflerime bir göz atmanızı tavsiye ederim.

2009 yılı önceki yılları baz alırsak daha verimli geçti genel olarak. Geçen yıl koyduğum hedeflerden en önemlisi olan yeni temaya geçişi bu ay içinde tamamladık. Bu benim açımdan en önemli olanıydı. Çünkü uzun bir süredir aynı tasarım elbette insanı sıkıyor. Bir de eski temaya göre daha derli toplu, daha kullanışlı ve daha özellikli (bknz. sosyal akış sayfası) bir temaya ihtiyacım vardı. Bu da zaten oldu.

Hergün düzenli yazı girmek de hedeflerimdendi bu yıl için. İlk yarıda bunu sağlayamasam da ikinci yarı da büyük ölçüde sağladım. Özellikle yılın son çeyreği çok verimli geçti. Üstelik içerik olarak da eskiye nazaran daha farklı konuları ele almaya başladım. İçerik konusunda bir artım da yazı ekibine Bilal Çınarlı’yı katıp onunla birlikte içerikleri paylaşmak oldu. Kendisine ayrıca teşekkür ediyorum.

Maalesef kendimi Facebook, Friendfeed, Twitter gibi sosyal ağlardan Messenger gibi ortamlardan dışlayamadım. Gerçi messenger kullanımını öncesine göre oldukça fazla oranda azalttım. Facebook ve diğer ağların kullanımı da artış gösterdi. Ancak Facebook kullanımımdan çok da rahatsız olmadığımı vurgulamak isterim. Çünkü blogumun da bu sosyal mecradan nasiplenmesi açısından önemli adımlar attım. Mesela bir grup kurdum ki güncel haberleri burada bulmak mümkün. Ayrıca gelen soruları da yanıtlayıp insanlara yardımcı olmaya çalıştım.

Hedeflerim arasında Ney ile ilgili bir blog kurmak da vardı. Konusu bu olmasa da içinde bulunduğum sektörle ilgili ve tüketici avantajlarını ön plana çıkaran elektrikli ev aletleri blogu BeyazBlog projesini hayata geçirdim. Uzun zamandır oraya da yazamıyorum ama herşey düzelecek.

Üzülerek söylemeliyim ki FriendFeed, Facebook bloglara çok büyük darbe vurdu. Önceden kaliteli içerikler ortaya çıkarken günümüzde durum çok değişti. Ayrıca ziyaretçilerin yorum bırakma alışkanlığında büyük sıkıntı var. Blog yerine diğer mecralarda yorumlar yapıyorlar ki bloglar açısından bu durum pek de iyi sayılmaz.

Gelelim 2010 hedeflerine;

İlk olarak içeriğimi “benim dünyam” kategorisi hariç hepsini internet teknolojileri, CSS, incelemeler, internetle ilgili derlemeler ve günlük açılan servislere, yazılımlara ve bunlara yakın konulara yoğunlaştıracağım. Kategorilerde bir düzenleme bugünlerde bile söz konusu.  Ayrıca daha sık yazı girme günde en az bir yazıyı paylaşma hedefine doğru gitmeye çalışacağız Bilal ile birlikte.

Kendi çizdiğim bir tema vardı h-yaman.com için. Bunu tema olarak ilk yarıda olmasa da ikinci yarıda dağıtacağım. Ayrıca bir önceki kullandığım temayı da paylaşıma açacağım zaten.

En önemli hedeflerden birisi; ziyaretçi sayısından çok gelen ziyaretçiden yorum almak olacak.

BeyazBlog için yeni yılda yeni bir tasarım, yeni ve daha sık yazıları da hedeflerim arasına koymamda sakınca yok. Hatta bazı hediyeler de vereceğim okurlara.

Benim söyleyeceklerim bu kadar. Sizlerin eklemek istediği şeyler varsa bilmekten mutlu olurum.

Firefox’da goo.gl Kullanımı

Birçoğumuz Google’ın geçtiğimiz hafta  Goo.gl adında bir link kısaltma servisi açtığını biliyoruz. Ancak diğer URL kısaltma servislerindeki gibi servis olarak çalışmıyor. Yardımcı araçlar ve kendi bünyesindeki araçlar ile çalışıyor. Google Chrome için eklentisi var ancak Firefox için yapılan çok da birşey yok. Ben araştırıp anca bir tane eklenti bulabildim ama o da çalışmadı. Bunun yerine Bookmarklet imi olarak kullanılan güzel bir javascript betiğinden yararlanacağız.

Goo.gl =bu linki yer imlerine doğru sürükleyip bırakın.

Kullanım için de yer imlerindeki Goo.gl butonuna basıp oluşan kodu uyarı penceresinden kopyalamak yeterlidir.

FeedBurner Beslemesini Twitter’da Görüntüleme

Google hergün karşımıza bir yenilikle çıkıyor. Dün link kısaltma ile ilgili çalışmalarını internette okumuştuk. Goo.gl şeklinde link kısaltmalarını artık çokça göreceğimiz kesin. Bununla birlikte bir diğer değişiklik de FeedBurner hesabımıza Twitter hesabımızı entegre etmemizdir.

Yani mevcut FeedBurner beslememize düşen girdileri otomatik olarak Twitter’da gönderip paylaşmak mümkün. Zaten yukarıdaki her iki yenilik de birbiri ile bağlantılı. Çünkü Twitter uzun linkleri otomatik kısaltıyor.  Entegre işlemi için FeedBurner hesabımıza giriş yapıp besleme adına tıklıyoruz. Karşımıza bir sonraki adımda gelecek olan sayfadaki üst menüden “publicize” seçeneğine gidiyoruz. Buradan da “socialize” kısmına gidiyoruz.

Bizi karşılayan bu sayfadaki “add a twiter account” butonuna basıyoruz. Buradan bizi Twitter’ın onaylama sayfayasına götürecek. Buraya güvenerek Twitter kullanıcı adı ve parolamızı girip “allow” yönergesine gidiyoruz. Ardından da üst resimdeki sayfanın en altına gidip “active” butonuna giderek bu özelliği aktifleştiriyoruz. Post Content seçeneğinden ister sadece başlık istersek hem başlık hem de izin verilen karakter sayısı kadar içerik Twitter’da yayınlanabilir.

Beslemelerimize düşen girdiler Twitter’da yukarıdaki gibi görünecek. Tabi başlık ve içerik olarak yayınlamayı seçersek içeriğin de bir kısmını görebiliriz. Böylece bir eksik daha çok iyi bir şekilde kapatılmış oldu.

Sade ve Harika Yapılacaklar Listesi Servisi

Bugüne kadar onlarca to-do dediğimiz yapılacaklar listelerinin sunulduğu sevisi inceledik ve kullandık. Benim son kullandığım ise Gmail içindeki listeydi. En büyük avantajı ise Gmail içindeyken tüm herşeyi kontrol edebiliyor olmamızdı. Ancak TeuxDeux tüm bunları alt üst ediyor. Sebebi ise çok sade bir şekilde sunuluyor olması ve kullanışlı olması.

Kullanışlı olmasındaki en büyük etken ise masaüstü ajandaları gibi yapılacakları günler halinde sıralıyor. İleriye veya geriye dönük tarama yapmak ise kaydırma özelliği sayesinde çok basit bir hal alıyor.

Servisi bizzat test ettim ve birkaç gündür kullanıyorum. Herkese de tavsiye etmeyi unutmuyorum. İlerleyen günler de bir de Adobe Air aracı ile birleştirilirse tadından yenmez, yanında da yatılmaz 🙂