Selamun Aleykum Dünya (:

Yayından gittik, yeniden geldik olmadı bi daha gittik. Artık umarım artık sürekli yayında oluruz çünkü göçebe yaşayan ya da sürekli taşınan insanlar gibi son 48 saatte siteye orda oraya taşıyıp durduk. Eski sponsorumun sunucusunda çıkan problemler nedeni ile karşılıklı olarak ayrılma gereksinimi duyduk. Sponsor aradık ki bir arkadaşımız iyi niyeti ile bize yardım etmek istedi ancak benim site azıcık ucundan hayvanımsı özellikler istediği için olmadı. En sonun kendimizi barındırabilecek, umarım uzun süre de devam edecek “HemenHost” firmasına geçtik.  Site de bu yeni sunucu ile sanki hızlanmış gibime geldi ama tam olarak bilemiyorum.  Bir de işin domain yani ala adı yönlendirme işi var ki namussuz olay 48 saat içinde tam olarak çözülüyor. Şu an biz Alanya’dan “hoyt dünya” diyebiliyoruz. Başka şehirleri bilemiyorum. Aslında değişik yerlerden giren arkadaşlar sii (ses kontrol şeysi) ve girdiği yerin adını yazsa bilgi sahibi oluruz.

Continue reading

Siiii (Ses Kontrol Şeysi)

Yaklaşık 10 saattir kapalı olan sitemiz yayınına kaldığı yerden devam ediyor efem. Dün cuma namazında yaptığımız yağmur duası gali tuttu ki şu anda Alanya’da sağanak yağmur mevcut :). Yağmurlu havaları beni ıslatmadığı taktirde sevdişğimi daha önceki yazılarımda da söylemiştim, neyse. Şu dünkü mimleme olayı çığ gibi büyümeye devam ediyor. Blogcu arkadaşlarımızın kirli çamaşırları bir bir çıkıyor ortaya. Hakan’ın da dediği gibi Testere filminden esinlenere k”seninle bir oyun oynayacağız” tarzı birşey oldu :D. Efem, şu sıralar müthiş projeler aklımdan geçiyor ve ilgilenmekte olduğum bir takım projeler de mevcut. Onçün oldukça yoğun bir mesai yapmaktayım. Sabahın erken saatlerinde başlayan bu maraton gecenin ilerleyen vaiktlerine dek devam etmekte. Tabi gecenin ilerleyen vakitlerinde kafa yerinde olmuyor. Akşam Yiğit ile konuşurken sitenin yayından çekildiğini gördük. Hostcumuz Ufuk abi var sorunları hep ona iletiriz. Ben Yiğit’e Ufuk abiye bildir diyeceğime ne dedim? “Yiğit, lan olm Yiğit abiyi ara da ilgilensin site ile” :D. Görüldüğü gibi h-yaman’ın kafası o vakitten sonra işlememeye başlamış ve ne yaptığını bilmeyen deli divane karıncalar gibidir. Hmm projeler ise hiçbir zaman bitmez, yani bugün akşam yarın, sonraki gün de devam edecek. Ortaya çıkan mahsülleri burdan duyuracağım, hepsi de birbirinden güzel olacak. Ahh ah neyse efem daha fazla vaktinizi çalmayayım, şimdilik hem bana hem size müsade.

Etiket Manyaklığı ve Havalı Dişicanlar

Birkaç gündür kendimle ilgili birşey yazamıyorum yoğunluktan. Gerçi hayatımda öyle aman aman birşeyler yok her zamanki gibi. Son günlerde bilgisayar ile bütünleştim zaten. Neredeyse 24 saatin 18’i onun başında geçiyor. Cumartesi gece Ayyas ile başlayan etiketlenme macerası benim için hala devam etmekte. Yazı sayısı 600 küsur olunca böyle oluyor işte, kısım kısım yapıştırmak zorunda kalıyorum etiketleri. Neyse birgün gelecek bütün yazılarım etiketlenmiş olacak ki bu zaman çok uzak değil (umarım). Onun dışında gece müthiş bir karın ağrısı çektim ki ölüyorum sandım ilk başta. Bayağı bir kıvrandıktan sonra o da geçti gitti. Şimdi dönelim renkli dünyamıza. Kızlar acaba kaldırımda arkalarından yürüyen erkekleri hep kendilerini takip ettiklerini mi sanıyorlar? Dün bu sorunun cevabını aradım kendi kendime. Çünkü akşam kursa gitmek için hazırlandım ve yola koyuldum. Kaldırımda yürürken önümde iki tane dişican vardı. Önce beni fark etmediler. Sonra birisi fark etti ve herşey bu anda başladı :). Dişicanlar kendilerine bir çeki düzen verdiler, az hızlandılar… Yani sizin anlayacağınız felaket gaza geldiler, havalara girdiler. Ancak kaçırdıkları bir nokta vardı ki arkalarından yürüyen şahıs kursuna yetişmek amacıyla hızlı hızlı yürüyor ve maalesef kendileri ile ilgilenmiyordu. Yürüyüş kursun olduğu caddeye kadar devam etti ve sonrasında dişicanlar ne yaptı bilmiyorum. Tahminime göre dişicanlar o gazla, tüm Alanya’yı dolaşırlar :D.

Continue reading

Fotoğraflarla Kokoreç Keyfi

Artık caddelerde sokaklarda yürüyemez, hatta kokoreç yerken bile rahat duramaz olduk. Çok ünlü olduğum için paparazziler peşimi bırakmıyorlar (inanmayın lütfen). Akşam yine Yiğit ile birlikte mekanımıza gidip kokoreç yiyelim dedik. Hasta olduğum için acılı acılı pek de güzeldi. Ancak Yiğit efendi benim gibi masumane bir kişiliğe karşı hazırlıklı gelmişti. Tam lokmaları ağzıma alırken cebinden çıkarttığı dijital kamerası ile patlattı flaşları. Mekanımızı merak edenler için şuradan göstereyim. Pek bir güzeldir kokoreçleri. Daha sonra yemek maceramız başlar ve ilk ısırığı almam ile vahşi Yiğit‘in bunu belgelemesi bir olur. Yiğit efendi bunlar yetmezmiş gibi siparişleri getiren kişicana hatıra fotoğrafı çekmesini istedi. O da şu işte. Birinci hangi arada bitti onu bilmiyorum ama ikinciye başlamıştım. Gayet doğal ve sakin bir ısırık atıyordum ki yine çekmişler beni. Ama bu kadarı yeter desem de çıkışta yine çektiler. O fotoğrafı da şöyle belgeledikten sonra kafamdan planlar kurmaya başlamıştım. intikamım kötü olacaktı. Ve oldu da. Yiğit‘i “peşmerge” diye tabir edilen bir biçimde çektim. O halini görmez ister misiniz bilemem ama şuradan göz atabilirsiniz. Bu fotoğraflardan sonra kokoreçci keyfimiz biter, yağmurlu bir akşamda hasta bir genç ve yanında enteresan bir kişilik yürüyerek uzaklara doğru giderler. Eve geldiğimde soğuktan soba ile bütünleşip nane limon içmekte buldum çareyi. Şimdi ise hastalığımın iyice grip denen denyoya çevrildiğini hissediyorum. Allah bana acil şifalar versin efem. Hasta olanlara da şifa versin, ablamı da unutmasın (: Şimdilik bana müsade yarın ve ilerleyen günlerde hoş yazılar ile karşınızda olacağım. Ha unutmadan, bu sitede MSN şifre kırma yöntemleri anlatılmaz. Ayrıca sitem diyanet işlerinin bir şubesi değildir, lütfen dini sorularınızı başka yerlere sorunuz. Kısa zaman sonra daha doğrusu bu fotoğrafların yankısı dinince “h-yaman Irak” ile karşınızda olacağım. Bizden ayrılmayın, esen kalın (kapanış da haber bülteni gibi oldu haaa pek bir asortik yani :D)

2006 Yılı için Günlükçülerin Değerlendirmesi

Artık “seneye görüşürüz” gibi soğuk esprilerin yapıldığı günlerin içideyiz. Yani yılın son günleri… Peki 2006 yılında benim gibi blog tutanların neler yaptığını, hangi faaliyetler içine girdiğini merak ediyor musunuz? O zaman bomba gibi açıklamaların bu yazıda yer aldığını belirteyim sizlere ;). Efem ilk olarak kendimler başlıyorum. 2006 yılı içinde ben, alem-i internette bir zerre kadar yer kaplayan, nacizane fikirlerimi üleştirdiğim, hoş sohbet insanlarla tanışmama vesile olan ve şu anda içinde ikamet ettiğiniz “h-yaman.com” adresli günlüğümü yayınladım. ilk defa gözlük kullanmaya başladım. ÖSS’ye 3. kez girme başarısını gösterdim. Yeni bir cep telefonu aldım. Bunların dışında paparazilerin eline geçen çok önemli bir bilgi mevcut değil (:

Continue reading

Teknoloji Kimin Umrunda?

Hep diyorum şu Alanya’nın huyundan mıdır suyundan mıdır bilmem insanları çok acayip? Alanya Belediyesi tarafından caddeleri izlemek amacı ile güzel güzel kameralar döşenmişti sağa sola. Bu kameraların görüntüsünü de internet üzerinden izleyebiliyorsunuz. Buraya kadar gayet güzel. Ancak bu olayı abartıp iletişim aracı olarak kullananlar var. Memleketindeki bir tanıdığına telefon açan ve sonra kameranın karşısına geçip gülümseyen bir aile gördüm geçen gün gazetede. Bu aile için denecek tek söz var “kimin umrunda teknoloji”. Bundan sonra haftanın belli günleri ben de oraya gidip canlı canlı kendimi göstereceğim :D. Yalnız bu kamera olayı bazı durumlarda çok hoş olmayabiliyor. Mesela kız arkadaşınız ile yürüyorsunuz ve o anda kız arkadaşınızın babası kamerayı canlı canlı izliyor. Sonunu ben bile düşünemiyorum :D. Bana gelince tüm enteresanlığım devam ediyor. Dün sabahtan akşama kadar “Dertler benim olsun” şarkısını dinledim. Hatta dinlemekle kalmayıp dinlettirdim (ablam, komşular, arkadaşlar vs.). ingilizce kursum bütün hızı ile devam ediyor. Her ne kadar “she” derken karşılığını sınıfta gösteremesek de gidip geliyorum derslere. Hmm faydası da olmuyor değil :D. Yiğit ile yaptığımız kokoreçci turlarından canı çekenler varmış. Gelin abicim Alanya’ya götürmezsem adiyim (götüreceğim dedim hesabı ödeyeceğim demedim) :D. Böyle neşeli göründüğüme de aldanmayın. Derdim çok. Uludağ’da kar yok, buraya yağmur yağmıyor, internet yavaş, Beşiktaş yine yenilmiş… Neyse en büyük derdimiz bunlar olsun. Bir de aklıma gelmişken söyleyeyim Mayıs ayında Finlandiya’da yapılacak olan 2007 Eurovision yarışmasına Türkiye’den bizleri oynatan sonra Gaffur’un da dansı ile desteklediği “Çakkıdı” şarkısının sahibi Kenan Doğulu katılıyormuş. Şimdiden başarılar diliyorum. Eminim ilk üçün içinde yer alacağız. Bu yazıya başlamadan önce aklımda o kadar çok şey vardı ki yazacak, şimdi hiçbirini hatırlamıyorum :D. Heyecandan olsa gerek onun için af eyleyin efenim!

Dertler Benim Olsun

Yeni bir gün, yeni olaylar ve yeni saçmalıklar ile karşınızdayım her zamanki gibi. Bu gün geç uyanmak istedim ancak iki tane dişicanın birbirine bağırmaları yüzünden uyku keyfim istediğim gibi olmadı ve yine her zamanki gibi erkenden kalkmak zorunda kaldım. Ne geliyorsa başımıza bu tür dişicanlardan geliyor zaten. Akşam bilgisayarımda çaldığım arabesk şarkılar ile bütün apartmana konser vermişim :D. Daha önceden Orhan Babadan da dinlediğimiz “Dertler Benim Olsun” isimli parçayı Ebu Gündeş yorumu ile dinlemiştim. MSN’deki arkadaşlar da bu duruma hayret ettiler ancak gerçekler gizlenemez değil mi? Çıkarın içinizdeki arabeskçi çocuğu. Hatta bu olayı abartıp hafta sonu jilet partisi verelim. Ben Permatik firmasına 4 koli jilet siparişini verdim gerisi size kalmış. Bir de geçen gün Yiğit ile iskele caddesinde otururken aç parantez o sırada oturmuyor kokoreç yiyorduk 😀 kapa parantez son model bir tane Passat sahibi babacan bu mizkle yani “Dertler benim olsun” ile geçip gidiyordu. Adama o kadar gülmüştüm ki sormayın. Ama şimdi aynı şeyi ben de yapmak istiyorum. Son modem bir araba ve sonuna kadar açılmış setin sesi pehhh :P. Pardus CDlerinin siparişleri yavaş yavaş elime geliyor. Birkaçı hazır diğerlerini de bugün akşam kopyalayacağım ilgili arkadaşlara duyrulur.

Emekliye 14 Defa Maaş Verilecek

Yeni nesil gençler kafayı iyice sıyırmışlar. Yeni nesil gençlik derken bizden de küçükleri kasdediyorum. Dün kardeşimin odasına girdim ufak bir kalem operasyonu için. Aman Allahım! Her taraf kağıtlarla dolu. Çalışma masasına, duvara ve envai yerlere ufacı ufacık notların alındığı kağıtlar yapıştırılmış. Kağıtların hepsinde fen, matematik, geometri ve daha bir kaç dersin daha formülleri yazılı. OKS’ye girecek olan bir öğrenci için normal diye düşündüm ancak gençlik iyiye gitmiyor :D. Buna kalıbımı basarım hatta. Dün akşam kurs çıkışında Yiğit ile buluştum yine :D. Gittik kokoreç satan babacana. Oturduk sohbetimizi ettik ben iki o bir yedi. Neymiş efendim ikinciyi yiyemiyormuş beyefendi. Çok doymuşmuş. Neyse dedim yeme bakalım :D. Sonra evde Fener maçını izliyorum en heyecanlısından. Ara ara “kutsal dolandırıcı” Cem Uzan’ın reklamları çıkıyor. Yani bir ara fark ettim maçı bırakıp reklamları takip ettim. Neymiş, emeklilere 14 defa maaş verilecekmiş (çüş), ÖSS kalkacakmış (hadi leyn). Yani gel de gülme :D. Fenerbahçe turu atladı onu da arada kaynamadan tebrik ediyorum ve darısı bu akşam Beşiktaş’ın başına diyorum. Dün akşam birşey daha anladım ki kaçan kovalanıyor. Birisi size pas vermiyor mu? Hiç takmayın kafanıza, yüz vermeyin, pas vermeyin, konuşmayın. Aradan iki gün geçsin sonra bakın görün nasıl gevşiyorlar :D. Hmm son birşey geldi aklıma. Şu anda kar yağıyor. Alanya’ya değil anacım siteme yağıyor. Zaten farkına varmış olmanız lazımdı ama ben yine de bir hatırlatayım. Eğer hala göremediyseniz sitenin koyu renkli kesimlerine bakınız. Yok hala görmediyseniz gidiniz en yakın gözlükçüden kendinize yakışan iki tane cam taktırın gözünüze.

internet Haberleri

Şöyle bir derleme yapayım dedim komşu bloglardan ne var ne yok son dönemlerde diye.ilk olarak Hoplayan Manda ekibinin oyun sitesi ile başlayalım. Çobansalata ismi ve “Dadından yinmez, bol hıyarlı, bol sulu, salatavari oyun sitesi” sloganı ile yayın hayatına başlamış bu eğlence dolu site. Açıkcası Dynun’un attığı e-postadan sonra hemen girdim ve ismine, sloganına hayran kaldım. Site bünyesinde online olarak oynayabileceğiniz oyunları barındırıyor. Çobansalata’ya buradan ulaşabilirsiniz.

Continue reading