Anket Sonuçları

UZun süredir oylamada olan anketimizi sonlandırmış bulunuyoruz. Katılan herkese teşekkürlerimi sunarım. Yeni anketimiz de hemen oylamaya sunuldu. Sonlanan anketimizin sonucuna göre güzel sürprizler hazırlayacağım. ilerleyen günlerde bu değişiklikleri görmeniz mümkün olacak.

Continue reading

TV Zevkimi Katledenlere…

Uzun zamandır sabah saatlerinde açmadığım televizyonu dün birazcık kurcaladım. Ancak bıraktığım zamandan iyiye doğru giden hiçbirşey yok. Tam tersi daha da kötüye gitmiş. Zaten Ahu Tuğba ve Meriç Erkan sabahdan öğlene kadar televizyonları işgal ediyorlar. Bir senedir aynı şeyi yapıyorlar. Birbarışıyorlar bir küsüyorlar. Tamam yayını yapan kanal size bunları yapmanız için hatrı sayılır bir para vermiş olabilir ancak göz zevkimizi de bozmaya hiç hakkınız yok. O değil ben izleyenlere yanıyorum, hayretle onlara bakıyorum. Benim kendi yakın çevremden de izleyenler mevcut ne yazık ki! Bizim halkımızın önüne ne koysanız seyrediyor. Kurusa bakmayın erkekler bile bu rezil rüsva programı izliyorsa artık memlekette pek iyiye giden birşey yok demektir. Bu programın amacı nedir? Ya da bir amacı var mı? 70 yaşındaki Ayşe teyze, 5 yaşındaki Alican, 24 yaşındaki Derya, 48 yaşındaki Ahmet amca ve dahası izliyor bu programı ancak ne için? Televizyon zevkimi bozanları, böyle saçma sapan programları hazırlayanları, böyle programları birşey varmış gibi izleyenleri kınıyorum en şiddetlisinden.

Continue reading

Kafayı Yedirten Oyun

Uzun süredir oyun paylaşımı yapamıyordum. Daha doğrusu uygun bir uyun denk gelmiyordu şurdan paylaşacak. Neyse ki dün rastgele gezerken bir site buldum.Sitede Flash ile hazırlanmış bir oyun mevcut. Oyuna aşağıdaki linkten ulaştıkdan sonra sağ alt köşesinden ingilizce dil seçeneğine tıklayın ve “Play” diyerek oyuna başlayın. Oyunda küçük iki top ve iki tane de onları tutan nesne mevcut. Topları aşağıya düşürmemeye çalışıyorsunuz ancak bu imkansız gibi. Siniriniz bozuluyor oynarken :D. Bir de az puan aldığınızda oyun dalga geçiyor sizinle. Hazırlayanları gözlerinden öpmek lazım çok güzel düşünmüşler tekniği. Farklı bir çalışma olmuş.

Continue reading

Saw3 (Testere 3)

Birkaç gün önce Eren ile kararlaştırmıştık sinemaya gitmeyi. Bizim niyetimiz Sınav idi ancak grubumuzun üçüncü mensubu idris Hocam’ın bu filmi daha önceden izlemiş olması nedeniyle başka bir filme gitmeyi uygun bulduk. Benim ne zamandır gitmek istediğim film Testere3’dü. Kararlaştırdık gittik. Filme kesinlikle kız arkadaşınız ile gitmeyin üstünüze kusma ihtimali yüksek. Benim bile filmin hemen başında zincire bağlanan kişicanın hali midemi bulandırmıştı. Kalbi olan da gitmesin anacım ölürsünüz filan yazık olmasın :D. Film içinde çok güzel işkence çeşitleri mevcut. En güzeli filmin hemen başında adamın kendi bacağını taş ile parçalayıp zincirden kurtarmasıydı. Filmi izlerken baktım ki idris Hocam ile Eren beğenmediler. Neymiş de vahşetmiş. Daha neler adamlar ne güzel şeyler anlatmışlar. Zaten her işkence sahnesinde vermişler coşkuyu vermişler coşkuyu kolonlar patlayacak sanki. Yalnız filmin sonu en güzel sahnesiydi. Siz hiç spiral, matkap, tornavida ya da çekiç ile beyin ameliyatı gördünüz mü? Adamlar yapmış, fena da olmamış :D. Ya ben tam anlayamadım ama filmde işkence tekniklerinden başka intikam hırsının zararlarına da değinilmiş :D. Ciddi bir yorum yapmak gerekirse ses efektleri güzel, kurgu hoş. Ancak Testere-2’yi izlemeyenler bazı bölümlerde çok da iyi anlayamıyorlar. Film bittikten sonra çıktık eve doğru geliyoruz. Önümüzdeki yürüyen adamlara uygun çok feci işkenceler geçiyordu aklımdan. Filmden çıkınca dengem bozuldu eve gelince bıçkı filan aradım ama yok D:. Efendim bizim grup olarak yani Eren, idris Hoca ve benim toplu yorumumuz ise bu bitişten bir Testere-4 çıkar :D.

Need For Speed Carbon

Uzun zamandır bekliyordum Need For Speed Carbon’u. Geçenlerde arkadaşımda oynamıştım ve çok hoşuma gitmişti. Dün de kendime DVD olarak aldım ve hemen kurdum bilgisayarıma. Grafikler, senaryo, seslendirme herşey mükemmel yine. Özellikle oyunun başındaki hatunu dehşet yapmışlar :D. Arabanın kontrolü daha gerçekçi olmuş bu oyununda EA’nın. Yani diğer serilerine göre daha zor bir kontrolü var. Ancak nedense benim daha çok hoşuma gitti. Düşünün gerçekte bir araba ile viraja 90 ile girdiğinizi… Sonucu tahmin bile edemezsiniz. Ya çarparsınız ya araba savrulur ya da dengenizi kaybedersiniz. Aynen oyunda da böyle yapmışlar. Daha birinci bölümün içindeyim ancak kısa sürede bitiririm bu hızla. Arabalar da çok güzel. Neyse bu kadar ağzınızı sulandırdığım için özür dilerim, en kısa zamanda oynayın ve görün.

Sana Değer Veriyorum

Öncelikle bu yazıma resmi gönderen Nesiye’ye çok teşekkür ederim. O’nun sayesinde değer listemi yeniledim. insan kime değer vereceğini kime vermeyeceğini zaman zaman seçemiyor. Bir de benim gibiyseniz herkese değer verir, sonra da arkanızdan bolca vurulursunuz. Şöyle hiç dönüp baktınız mı acaba kimlere değer veriyorsunuz? Kimlere vermiyorsunuz? Kimlere değer vermeniz gerekiyor? Kimler size değer veriyor? Kimler vermiyor? işte bütün bu sorularıma Nesiye’nin gönderdiği resim ve içindeki yazı ile cevap buldum. Düşündüm uzun uzun ve artık değer vermemem gerekenleri hiç umursamıyorum bile. Bu kadar övdüğüm resim ve yazı işte tam burda.

Yaprak Dökümü

Kurtlar Vadisi bittikten sonra takip ettiğim başka bir dizi daha olmadı.Kurtlar Vadisi dönemin Perşembe günleri erkenden televizyon başına geçer, çekirdeğimi çıtlatmaya başlardım. Yani tam bir fanatiklik vardı. Ancak dizi bittikten sonra bana bağımlılık yapacak başka dizi gelmedi televizyonlara. Ara ara Aliye’ye bakınsam da olmadı. Özellikle şu son dönemde çıkan Beyaz Gelincik, Arka Sokaklar, Hırsız Polis ve buna benzer dizileri hiç ama hiç takip etmedim. ilgimi çekmedi isimleri. Ancak dün akşam annem izlerken göz misafiri olduğum “Yaprak Dökümü” isimli dizi bunlardan farklıydı. Reşat Nuri Günteki’nin romanı vardı aynı isimde ve galiba diziyi romandan esinlenerek, yeni nesile de uyarlayarak izleyicilere sunmuşlar. Oyuncular o kadar yerinde ki anlatamam. Müziği zaten bambaşka bir güzellik… Kalabalık bir ailenin yaşantısını, fertlerin birbiri ile olan dialogları çok gerçekçi. Eğer Salı akşamları vaktiniz olursa “Yaprak Dökümü” ‘ne mutlaka uğrayın.

Yemek Şenliği Yayında

Sitemi sürekli ziyaret ediyorsanız yemeğe düşkünlüğümü mutlaka biliyorsunuzdur. Yemeğe olan aşinalığımı internet ortamında da devam ettiriyorum her fırsatta. Yemek sitelerini gezerek ve zaman zaman hoşuma giden sitelere blogumda yer vererek sizlerle de paylaşıyorum. Yine o yemek sitelerinden birisi ile karşınızdayım. “Yemek Şenliği” istanbul’dan Hülya isimli bir dişicanın yemek deneyimlerini ve tariflerini anlatan bir site.

Continue reading

Retourne à la Maison Monsieur Tigana!

Sezon başında büyük umutlar bağlamıştım Tigana kontrolündeki Beşiktaşımıza.Çünkü Tigana ismi bana güven veriyordu ta ki dünkü maça kadar.Antalya Spor karşısında 3-1 öne geçmesine rağmen istikrarsız, isteksiz oyunumuz ile 4-4’e razı olduk.Bu skordan sonra da “Retourne à la Maison Tigana!” eğer doğruysa (Cem çevirdi) “evine dön Tigana” diyorum.Neden mi? Açıklayayım. Sezon başında her takım oyuncu transferinde bulundu Tigana ukala ukala konuşup ben geleceğin yıldızını seçeceğim dedi.Ne adam gibi bir transfer yapıldı ne de kaliteli bir takım oluşturabildi. Delgado diye birisini getirdi ama ben kendini şimdiye kadar sahada hiç görmedim. Tamam genç transferlere lafım yok ama hep kendi bildiğini okudu Tigana. Lig dediler daha ilk yarı bitmeden yarıştan koptuk. UEFA dediler grup maçının ikincisinde takıldık ve akıbetimizin ne olacağı belli değil. Geçen sene aldığımız bir Fortis Kupası vardı o da zor bu sene.Bu işler ağzında kürdan ile maçı seyretmekle olmuyor sayın Tigana. Azıcık da elini taşın altına koymak lazım. Gelelim yönetime orada da ne oyunların döndüğü belli değil. Sayın Demirören’i hep taktir etmişimdir ancak o da gözümden düştü. Her sene en fazla transfer yapan takım biz oluyoruz ancak bakıldığında kayda değer bir tane bile oyuncu yok. Her sezon sonunda revizyona gidiliyor bütün oyuncular bu vesile ile gönderiliyor. Bu hangi akla hizmet etmek anladım. Kısacası artık sabrımız kalmadı. Serdar Bilgili’yi ve Lucescu’yu geri istiyoruz.

insanlık Ne Yönde Gidiyor?

Dün haber sitelerinde 1,5 yaşındaki küçücük kız çocuğuna tecavüz edildiğini yazıyordu. Merak edip hemen yazıyı okudum ve tüylerim diken diken oldu.Annesi ile aynı evde yaşayan 3 kişi ufacık çocuğa defalarca tecavüz etmişler.Şimdi bunlara en başta insan demiyoruz.Hatta ben bu şerefsiz, onursuz, haysiyetsiz, onun bunun çocuklarını tarif bile edemiyorum.Bu nedir?Üstelik anne de yanlarındaymış.Şimdi o anne denen yaratığı alıp suratını dağıtacaksın sonra diğer 3 kişiyi kazığa oturtacaksın.Sonra da cadde, sokaklarda ibret olsun diye gezdireceksin.Ya da güzel bir meydan dayağından sonra şöyle acıkmış bir timsaha yem yapacaksın.Ya da onlar için güzel sayılabilecek bir çeşit daha…Foseptik çukurunda boğarak öldüreceksin bu pislikleri.Ya da benim elime verecekler ve ben de üzerlerinde denemek istediğim faşist tekniklerimi deneyeceğim.Bu haberin şokunu daha üstümden atmamıştım ki cezaevindeki bir kişican cinsel organını kökünden keserek dişican olmak istemiş.Allahım sen aklımıza mukayyet ol!