Birkaç sabahtır üşenmeyip eve 100 metre uzaklıktaki simit fırınından kahvaltı için sıcacık simitler almaktayım. Kahvaltı ile aramın iyi olduğu söylenemez, özellikle yazın insanın canı hiçbirşey istemiyor o vakitte. Fakat simit sıcacık olunca durum değişiyor. Neyse biz mevzumuza gelelim. Sabah yine simit almak için gittim fırına ve selam verip içeriye girdim. Babacana simitlerin sıcak olup olmadığını sorduğumda verdiği cevap hem güzeldi hem de düşündürücüydü “simitler sıcak yeter ki insanlar soğuk olmasın”. Belli ki insanların somurtkan hallerinden sıkılmış, sabahları güleryüzlü insanlara simit satmayı özlemiş.

Eskiden hayal meyal hatırlarım da bir dükkana girerken mutlaka selam verilirdi. Sonra güleryüzle karşılanır ve aynı biçimde alışverişler yapılırdı. Ama büyük marketler çıktı çıkalı bu alışkanlıklar geri planda kaldı. Artık bakkala bile gidince ürünleri büyük markette inceler gibi inceliyoruz. Kapıdan girerken bir selamı bile esirgiyoruz. Özellikle sabah saatlerinde akşamdan kalmış bir halde girdiğimiz yerlerde selam vermek insanın aklından bile geçmiyor.

Çok dikkatli bakınca kendi geleneklerimizden ne kadar da uzaklaşmışız aslında? Bankaya gidiyorsunuz, sırada bekleyen uykulu insanları ve gişedeki buzdolabı niyetine dişicanları görüyoruz. Siz her ne kadar sıcak olsanız da karşınızdakinin soğukluğu sizi de söndürüyor. Otobüse biniyorsunuz şoför babacan da aynı. Parayı uzatırsınız paranın üstünü alırsınız sanki sessiz sinema oynar gibisiniz.

Bir de bunlara insanı asosyal yapan internet, bilgisayar, televizyon da eklenince ortaya karışık birşey çıkıyor. Ben günde en az 6 saatimi internete adayan birisi olarak diğer kişican ve dişicanları görünce kendimi asosyal sınıfına koymuyorum. Çünkü selam özürlü ve güleryüz özürlü değilim. Herkese elimden geldiğince seslenmeye çalışırım. Eskiden kendimi soğuk birisi olarak görsem de aslında çok sıcak birisi olduğumun farkına varıyorum. internet, rack, içki üçkeninde dolaşan gençlere duyrulur.

Author: Hamdi Yaman

1987 yılında gözlerimi açtığım şu küçük dünyada 2006 yılından bu yana blog yazıyorum. İnternet dünyasının bugünü ve yarını hakkında her zaman ilgili olmuşumdur.

5 comments

Hamdi güzel konuya değinmişsin.Benim selam verdiğim esnaflar senin simitçin gibi yanıt vermiyorlar.Hatta cevap bile vermiyorlar 🙁

Hamdi ben de bu saatte linux makaleni yazmışsındır diye baktım ama demekki daha bekliycem 🙂 Ama gerçekten güzel bir konuya değinmişsin. insanlar artık ne bakkala ne başka bi yere gidince selam veriyor. Bi ekmek al para çık git. Umarım bu böyle devam etmez

Gerçekten de gelişen ve değişen koşullar ile birlikte insan hayatı hareketlenmeye ve bir o kadar da insanlar arası ilişkilerin sıcaklığını alıp çıkarsallığa bağladı. Ben de kendimi asosyal sınıfına koyamayacağım her ne kadar sessiz kendi halinde biri olsam da. Çünkü özellikle son iki sene içinde duraktaki dolmuş şoförlerinden bakkalımıza, kantinin bütün çalışanlarından tutun da üniversite nedeniyle geldiğim kentte üniversiteli olmayan birçok insan ile sıcak ilişkilerim hatta devam etmekte. Memleketim olmayan bir yerde bu sıcak ilişkiler ramazan da daha da pekişiyo 🙂 Benim gibi yemek düşkünü birileri için özellikle. Hamdi sen anladın onu 😉

@DeepSo’ya katılıyorum. Bir yere girince selam vermeye çok öenm veririm ama selam verdiğim ve güleryüz gösterdiğim zaman doğal olarak karşımdakinden de öyle bir davranış beklerim ancak esnaf sanki “ne alcaksan al s… git der gibi”

Gerçekten Güzel Konuya Değişmişsin.Yalnız Bazen Sen Selam Versende Karşı Tarafın Selam Vermediği Durumlarda Olabiliyor.insanlar Artık Odunlaşmış Durumda(Biz de Dahil)

Bir cevap yazın

*