Arama Sonrası Karışıklık

Odamı hep temizliyorum, düzenliyorum, herşeyi yerli yerine koyuyorum ancak birşey arayacağım zaman yine eski pasaklı haline geri dönüyor.Akşam sıfır bir bilgisasayara programları kuruyordum.Herşey onunla başladı.Bir cd lazım oldu ve sonrasında odamın girilmeyecek halde olduğunu gördüm.Sanki hortum geçmiş gibiydi odadan :D.Her ne kadar düzeltsem de olmadı ve haftasonuna bıraktım diğer işlerim gibi.Biliyorum çok kızgın bazıları bana, halen benim işimi neden yapmadın diye.Merak etmesinler, haftasonu hepsini halledeceğim ;).Ubuntu ile sevişmeye devam ediyorum bu arada.Artık Windows’u Photoshop kullanacağımda açıyorum.Onu da Linux’a gömmek üzereyim az kaldı.Bugünlerde benim dışında herkesin canı sıkkınmış.MSN’de kime selam versem dertli çıkıyor.Diyaloga bakar mısınız:”selam”,”selam abi de acaip canım sıkkın”, “sebep” :D.Kime seslendiysem hepsi böyle.Bu duruma bir ayar yapmak lazım ama dur bakalım :D.Bir de bakma fırsatım olmadı ama Ahu ile Meriç barışmış ve evleniyorlarmış.Valla çok doğru bir karar, geç kalmış bir karar.Ya bir an önce evlenin ya da ayrılın.Yani gözümün önüne gelmeyin artık :D.

Google Code Search

Google yapar h-yaman gururla sunar :D.Allah başımızdan seni eksik etmesin diyeceğimiz arama motorumuz Google, servislerine bir yenisini daha eklemiş.Bir çoğumuz programlama dilleri ile, kodlarla haşır neşir oluyoruz.Kimi zaman bir kodun nasıl kullanıldığını, hangi durumlarda kullanacağımızı bilemiyoruz.Google bizlerin sesini duymuş ve “Code Search” servisini ayağımızın dibine kadar getirmiş.Kullanımı da çok basit.Herhangi bir kodu giriyorsunuz örneklerini tek tek kendi elleri ile size gösteriyor.Mesela “php” yazıyorsunuz ve nasıl kullanıldığını, örnek kodları size sunuyor.Bir haber daha; Google’ın kurucuları iki kafadar genç bundan 8 yıl önce garajda başladıkları bu işten kazandıkları para ile garajın bulunduğu California’daki evi satın almışlar.Tabi para var, imkan var felsefesi işliyor burada.Eee ne diyelim Allah daha çok versin.Daha çok versin ki güzel güzel servisleri bizlere sunsunlar 😉
Servise Işınlan

Maceraya Devam

Son birkaç gündür aşırı şekilde uykusuzum.Hayır, yenik düşüp grip olacağız bazıları gibi yazdan kalma şu sonbahar havasında :D.Sonbahar dedim ama sonbahardan eser yok.Benim bildiğim sonbaharda kuşlar diğer sıcak yerlere göç eder burda tam tersi, hala yeni göçler geliyor.Denize girebilirsiniz, yazın yaptığınız bütün aktiviteleri yapabilirsiniz.Hatta karpuz ekseniz o bile çıkacak, o derece yani.Böyle sıcak sıcak olunca insanda da bir durgunluk oluyor ister istemez.Arizona kertenkelesi gibi durmadan yatmak istiyor insan :D.Bu arada kilo vermişim de haberim yok.Bugğn laf olsun diye bir çıktım ne göreyim?Ramazan ayına girmeden önceki 69 kg yerini 65 kg’a bırakmış :(.Halbuki ben o kadar kiloyu alabilmek için ne dürümler, ne iskenderler yemiştim.Dün ve bugün Ubuntum ile seviştim ver ortaya şuradaki gibi birşeyler çıktı.Hatuna sulanmayın ben göz koydum, yan bakanı çizerim :D.Nedense canım Windows’u hiç açmak istemiyor.Photoshop’u bir çalıştırabilsem Windows’u açmayacağım bile :D.Ha aklıma gelmişken iftar daveti için mail atan arkadaşlarımız vardı hepsine tek tek, çok çok teşekkür ediyorum.Vakit bulabilirsem mutlaka davetinize iştirak edeceğim, cevap da yazdım orada detaylı yazıyor.Akşam bir de televizyonlara takılayım dedim ve bir yabancı film var.Adını bilmiyorum ama birazcık göz attım.Ve fark ettim ki bu yabancıların alayı hamam böceği.Gördüğüm yabancı filmlerin 5 tanesinden 4 tanesi havalandırma borularının içinde geçiyor.Ya da yer altındaki kanalizasyonlarda.Hayır ünlü aktörleri oynatmanın ne gereği var ki bu durumda.Koy iki tane fare, ver arkadan dublajı al sana az maliyetli havalandırma filmi :D.Aklıma gelmişken bundan sonra Linux ile ilgili makalelere de el atıyorum haberiniz olsun.Şimdilik bana müsade…Yapılması gereken işler, yazılması gereken dökümanlar var.

Yeni Nesil Cep Telefonları

Daha biz cep telefonunun ne olduğunu yeni yeni kavramaya başladığımız dönemlerde yani Nokia’nın 5110 (takoz) modelini çıkarttığında içinde yılan oyunu olduğunu görünce bir hayli şaşırmıştım.Sonra aradan kısa bir zaman geçti ve polifonik melodi denen icat çıktı geldi başımıza.Sonrasında renkli ekran, foroğraf çekebilenler, mp3 merkezi olanlar derken günümüzdeki çok işlevli telefonlara ulaştık.Günümüzde bir telefonda wap, kamera, polifonik melodi, renkli ekran standart halini aldı.Ve bu standartların biraz daha üstünde ise mp3 merkezi haline gelenler, tam bir bilgisayar işlevi görenler, internet dostu (XHTML destekeli) telefonlar var.Tabi bu kadar teknoloji bizler kullansın diye var.Ben bile emektarımı bir kenara bırakarak (Nokia 2100) onun yerine bir canavar almıştım (Nokia 6630) yaz başında.Neler yapmıyorum ki telefonumla 512MB’lık bir kart ile bilgisayarımı yanımda taşıyorum.MSN’ye giriyorum, sitemdeki youmları onaylayabiliyorum , e-posta hesaplarımı kontrol edebiliyorum, müzik dinleyebiliyorum en baslısından, fotoğraf çekiyorum en kalitesinden (beni gören dişicanlar kaçsın :))…Yani tam anlamı ile kullanmaya çalıştığımı sanıyorum.Ancak yenilikler oldukça tam anlamı ile kullanamıyorum teknolojiyi.Neden mi?işte bu makaleyi onun için yazdım.Cep telefonu dünyasında neler oldu ve hayatımızda nerelerde kullanıyoruz buna beraber bakacağız.Buyrun bakalım.

Continue reading

Uyarı!!!

Son günlerde dikkatimi çeken ve rahatsız olduğum bir konu var ki birkaç blogun yazılarımızı rastgele kopyala/yapıştır yapıp kendilerininmiş gibi kullanmaları.Bu bahsi geçen bloglardaki içeriğin neredeyse tamamı diğer bloglardan alınarak oluşturulmuş.Bizlerin emek verip, zaman harcayıp oluşturduğumuz yazılarımızın sadece kopyala/yapıştır yöntemi ile alınması gerçekten can sıkıyor.Buraya yazdığım makaleleri ikinci gün bahsi geçen sitelerde gelişi güzel bir şekilde görünce asit yutmuş gibi oluyorum.Sadece kendi yazılarım değil diğer günlük tutan arkadaşlarımın yazılarını da görüyorum.Bir de “iletişim” adındaki form ne işe yarıyor bu tür sitelerde hala anlamakta güçlük çekiyorum.Bunlardan dolayı bazı uyarılarda bulunmak istedim.Daha doğrusu bu işin daha adam akıllı şeklinin nasıl olacağını birazcık tarif etmeye çalışacağım.Ha detaylara girmeden önce bir top da saygısızca küfürlü yorum yazanlara gelsin.Küfür bizi ezmez sizi ezer her kimseniz.Sizin seviyenizi görüyoruz yazdığınız o yorumlarla ve siliyoruz.Seviyesiz kişilik deyip geçiyor ve hesabını öteki tarafa bırakıyoruz.Normal yorumlarını yazanlara da saygılarımı sunuyor, hepsine teşekkür ediyorum.

Continue reading

UEFA’da Gruplar Çekildi

UEFA kupasındaki temsilcilerimiz Beşiktaşımız ve Fenerbahçemizin grupları ve rakipleri belli oldu.Kuralara göre Karakartal B grubunda; B.Leverkusen, D.Bükreş, C.Brugge, Tottenham ile mücadele ederken Fenerbahçe de H grubunda Newcastle United, Celta Vigo, Palermo, E.Frankurt ile karşılaşacak.Grupları ilk üç içinde bitiren takımlar bir üst tura yükselecekler.Şahsi fikrim ise grupların yani her iki takımın grubunun da oldukça zorlu olması.Beşiktaş’ın grubunda yer alan Leverkusen belki eski formunda ve kalitesinde değil ancak takımda süper oyuncular mevcut.Tottenham da son günlerde ingiltere Ligi içinde oynadığı futbolla göz dolduruyor.C.Brugge zaten şampiyonlar liginden geldi.Bu yüzden Beşiktaş’ın eski maçlara göre daha ciddi ve sistemli oynaması gerekiyor.Ve içimden bir ses diyor ki Beşiktaş bu gruptan çıkacak, inşallah diyorum ve Fenerbahçe’ye geçiyorum.Kanaryalar’ın dünya çapında oyuncuları var ve bunların hepsi de tecrübeli isimler.Bence Fenerbahçe’de gruptan çıkacak ancak Fener’i en fazla zorlayacak takım Newcastle olacaktır ve grubu büyük ihtimalle birinci olarak tamamlayacaktır.Maçlar 19 Ekim’de başlayacakmış.Evet büyük bir heyecanla iki takımımızı da desteklemek için bekliyor, bol bol başarılar diliyorum.Yolunuz açık olsun…

Mutlu Olmak ve Oldurmak

Dün düşündüm de insanlar mutlu oldukça ben de mutlu oluyorum.Bazen yaptığınız bir iyilik karşısında karşınızdakinin gülümsemesi, mutlu olması hiçbir maddi ücrete değişilmiyor.Bu Cd çekmek, kod yazmak, tasarım yapmak, birşeyler öğretmek ve nice şeyler olabilir.Karşımdaki yaptığımdan ötürü mutlu olduysa gerçekten günüm çok iyi geçiyor, herşey yolunda gidiyor.Bu da insanlara daha fazla yardımcı olma isteğimi ortaya çıkarıyor.Yardım ettikçe etmek istiyorum.Ancak bazen kötülüklerle de karşılaşabiliyorunuz bunun yanında…Bunları yoksayıp devam ediyorum hayata.Bir diğeri de insanlarla birşeyler paylaşınca huzur buluyorsunuz tabi karşılıklı olunca.Derdinizi paylaşacağınız, sıkıntılarına ortak olacağınız bir kişinin var olması ne kadar büyük bir nimet.Benim sahip olduğum bir dişican var şükürler olsun…insanların gülmesi de çok enteresan ve bir o kadar güzel bir olaydır.insanları da hep güldürmek gülümsetmek istiyorum.”Gülün hüleeyn” demekle olmuyor tabi ki samimiyetle oluyor bu da.Ah ah gece gece yine bir sürü şey yazdım ve uyku vaktim çoktan geçmiş.Son bir cümle ike bitireyim yazımı.Kendiniz için, sevdikleriniz için gülün, güldürün, paylaşın, yakınlık gösterin, yardımsever olun…

Hangi Takımı Tutuyorsunuz-Anket Sonuçları

iki haftadır oylamada olan ve tam 240 kişinin oy kullandığı anketimizde sona gelmiş bulunuyoruz.Bu anketi sonlandırdığımıza göre doğal olarak yeni anketimiz de yayında.Yeni anketimizin konusu internete nereden bağlandığınızı ölçmek amacı ile hazırlanmış olup yüksek katkılarından dolayı Cem’e teşekkür ederim :D.Efendim gelelim anket değerlendirmemize.Sonuçlar şu şekilde:

Hangi takımı tutuyorsunuz?

– Beşiktaş: 25% (60)
– Fenerbahçe: 34% (82)
-Galatasaray: 37% (90)
– Diğer: 3% (8)

Toplam Oy : 240

Continue reading

Zaman Gecenin Yarısı

Dün birkaç nedenden dolayı yazı hazırlayamamıştım.ilk nedenim bilgisayarıma trojan bulaşmış olması.Büyük bir özveri göstererek başta arşivim olmak üzere bütün dosyaları itina ile temizledim.Diğer neden vakit sıkıntısı ve bir diğeri de uykusuzluk.Dün kafası kopmuş tavuklar gibi dolaşıyordum.Zaten korkar oldum kendimden bir yerde sızıp kalacağım diye.Akşama doğru sadece kafamı hissediyorum :D.Şimdi de Winamp’da Zeki Müren inceden şarkılar söylüyor.Aslında pek dinlemezdim ama ablama müzikle uyuma serisi hazırlıyorum ondan dolayı öylesine takılıyorum.MSN’de de Cem var ki adam gece gece bir makale içindeki bütün hataları buldu kendisini tebrik ediyorum.Az daha zorlasa siliyordum yazıyı :D(Fotoblog ile ilgili yazı).Hele bir yazıda hata yap gör neler yapıyorum ;).Bunların dışında çok mutluyum iki gündür.Çünkü Ahu Tuba ile Meriç sonunda ayrıldılar.Derin bir ohh çektim :D.Kabus bitti yani.Biraz da çevresel olaylara bakalım.Dün bir dişican telefon ile konuşarak ilerliyorken birden telefonu kapattı.Karşıdan da benden birkaç yaş büyük bir kişican geliyor.Olayda sözü geçen dişican sağ açıktan çocuğa tokatı öyle bir yapıştırdı ki ne olduğunu inanın halen hayretler içerisindeyim.Aradaki mesafe oldukça fazla olmasına rağmen ses geliyorsa sağlam vurmuş demektir dimi ama?Yalnız ben olayı sonradan çözdüm daha doğrusu tokatı yiyen çocuk tanıdık çıktı :D.Dersaneden tanışıyorduk kendisi ile.Tabi benim ufacık bir meraktı ve sordum.O da bir güzel anlattı sağolsun.Olay aynen şöyle gelişir bizim arkadaş iki kızı birden idare etmeye çalışır.Ama randevu mevkileri çakışınca olanlar olur.Tokatı atan kız diğer kızla görür arkadaşı ve cümbüş başlar.Şaka bir yana arkadaşımın suratında kızın beş parmağının izi mühür gibi duruyordu.Demek ki iki kızla birden çıkarken daha dikkatli olmak gerekiyormuş.Şahsen başıma gelmedi böyle bir olay.Ama tokatın şiddetini görünce tırstım :D.