Eskiden yani benim daha mini mini birler çalışkan ikiler olduğum zamanlarda çok güzel televizyon dizileri vardı. Eğlendirici ve onun yanında öğretici diziler vardı. Mesela “Bizimkiler” vardı TRT’de çıkan. Çok severdim. Bir de çok eskilerden yani daha mini mini birler bile olmadığım dönemlerde “Susam Sokağı” vardı yine aynı yerde. Eskilerle şimdilerde ekrana gelen yayınları karşılaştırıyorum ve gerçekten ürkütüyor beni. Çocuk programlarından tutun da yetişkinlerin izlediği programlara kadar hepsinde eskiye nazaran hissedilir derecede farklar var. Eskiden ekrana gelen yayınlar bence çok daha güzeldi şimdikilere göre. Neden mi?

Mesela çocuk programlarından başlayalım. Bazı kanallarda sihir, büyü temalı çocuk dizileri mevcut. Bunların öğreticiliği şöyle kenarda beklesin hiç bir mesajı yok çocuklara karşı verilebilecek. iki ağız yamulma, bir el kaldırma ile dünyanın işini yapıyorlar dizide ve ufaklıklar bunu gerçek sanıp onlar da deniyor. Bizzat şahit oldum :D. Allah’tan çizgi filmlere dokunulmadı. Onlarda herhangibir bozulma söz konusu değil şimdilik. Tom&Jery, Bags Bunny, Dufy Duck, Temel Reis… Bunların hepsini eskiden de izlerdim, söylemesi ayıp şimdi de izliyorum :D. Hoşuma gidiyor. Hele Tom&Jery denk gelince herşeyi bir kenara bırakıp dalıyorum ona.

Gelelim yetişkin programlarına. ilk önce şu sabah kuşağı ve öğleden sonrası kuşağı programları var el atacağımız. Geçen hafta sabah bir kanalda denk gelen stüfyo konuğu bir babacan öğleden sonra başka bir kanalın programında yine boy gösteriyordu. Gömleğinden ve kazağından tanıdım babacanı :D. Demek ki işi gücü olmayan avarelere ücretsiz servis yapan kanallar birkaç tane de sahte malzeme bulup program yapıyorlar. Maalesef isim vermeden geçemeyeceğim bu konuyu. Çılgın Sedat isimli şarkıcının çocuğu yanlış hatırlamıyorsam kanser olmuş. Buraya kadar tamam, Allah şifa versin bebeciğe. Ama hergün sabah kuşağı programlarına çıkıp göstermelik ağlayışlara ne gerek var. Sabah kuşağını anladık da öğleden sonrası ne için? Yetmiyor mu hergün sabah? Bunlar bana göre şov unsuru taşıyan yayınlar. Bir zamanlar Ahu- Meriç rezaleti vardı. Onu da ben anket düzenledim de öyle kaldırdı Rtük tedavülden :D. işin şakası bir yana gerçekten bu programa çıkanlar benim gözümde “yalancı” olarak kalıyor. O babacanı da sabah ve öğleden sonra görünce daha da sahte gelir oldu bana bu programlar. Diyeceksiniz peki bu işi alnının akıyla yapan yok mu diye? Var, Mehmet Ali Erbil :D. Memetali Bey’in programı, diğerlerine göre hem konusunda gerekeni yapıyor hem de diğerlerine göre daha güzel.

Gelelim yeni nesil dizilere. Tek bir dizi söylesem galiba yetecektir. Adını benim de “ahlaksız teklif” olayından sonra duyduğum “Binbir Gece”. Şehrazat diye bir bacıcan vardır ve yavrucuğu hastadır. Yavrucuğunun tedavisi için paraya ihtiyaç vardır. Hiçbiryerden para bulamaz ve patronundan beklemediği o “ahlaksız teklif” gelir. Sonrasını medyadan hep birlikte takip ettik zaten. Okullarda mini mini birler çalışkan ikilerin arkadaşlarına aynı şekilde yaklaştıklarını daha fazlasını duyduk. Şimdi senaryoya tekrar dönüyorum. Yani bir senaryo bu kadar mı saçma olur? Paraya ihtiyacınız var, patronunuza başvuruyorsunuz. O da haddini aşarak size başka yönlerden teklifler sunuyor. Kusura bakmasın bu senaryoyu yazan ama, bizim Türkler’den hiç kimse, hiçbir bayan böyle bir teklifi kabul etmek şöyle dursun o patronu kömürde közlenmiş patlıcana çevirir. Şu sıralar yayınlanan bölümlerinde o terbiyesiz patroncan Şehrazad bacımıza evlenme teklifi etti. Yani nerden nereye bağlandı. Maalesef bu diziyi ablam, annem, yengem vs. birinci kuşak ailem de izliyor. Diğer dizilerin konusu da hep aynı. Aşk, ihanet. Sadece bu ikisi. Lüks arabalar, güzel güzel evler ve daha birçok materyal ile gösterilir ekranlara. Maalesef benim yaşımtımdaki gençler olsun ya da diğer kişican ve dişicanlar olsun bu dizilerdeki görüyorlar hayatı. Hmm örnek verecek olursam evlilik artık birçok kişinin gözünde çok basite alınır oldu. Evlilik halbu ki bildiğim kadarıyla çok önemli, dönüşü olmayan ve güzel, ciddiye alınması gereken bir mevzudur. iyi diziler yok mu? Vardır mutlaka. Mesela bir “Yaprak Dökümü”. Bence mükemmel ötesi bir dizi. Herşeyi ile farklı diğer dizilerden. Kurtlar Vadisi diyeceğim ama dişicanların kafasında “aha işte başka ne beklenir erkek değil mi” fikri oluşacak. Kurtlar Vadisi ülkemizdeki bazı gerçeklere dem vuruyor ara ara veya sürekli. Onun için hoşuma gidiyor. Polat Alemdar ve ekibi var, mübarekler panzer gibiler değil mesele. Mesele, dizinin içinde ülkemizde dönen dolaplar yansıtılıyor. Perşembe günü ekrana gelen “Terör”  serisinin ilk bölümünde terör ile başımızın ne kadar dertte olduğu vurgulanmak istendi mesela. Kurtlar Vadisini de geçtim. Avrupa Yakası’nı ele alalım. ilk çıktığından beri izlemem. Ara ara denk gelirse birkaç dakika göz atarım o kadar. Ama türünde çok iyi olduğunu söyleyebilirim.

Bir de haber bültenlerimiz var ki sormayın. Yani Magazin Turu diye değiştirsek kimse anlamaz haber bülteni mi Magazin programı mı olduğunu. Neymiş efenim Hülya Avşar ne yapmış, Gülben Ergen doğurmuş, falan filana laf atmış… Acaba bunlardan daha önemli haber mi yok da böyle abuk subuk şeyleri haber diye getiriyorsunuz önümüze. Haftasonları zaten özel magazin programları yok mu? Maalesef adam gibi haber yapan NTV, CNN dışında başka kanal yok gibi. Onlar da olmasa halimiz harap. Hmm az kalsın unutuyordum sabahları kanalın birinde haber sunuyorum diye çıkan bir şebek var. Güya kendisini komedyen sanıyor ve haberleri abuk subuk sunuyor. Bu habercilik değil resmen şebeklik anacım.

Uzun zaman önce yazacaktım bu sitemimi aslında ama vaktim olmadı, kısmet bugüneymiş. Daha ele almaya kalksam binlerce program yazardım buraya. Ona da ne benim vaktim yeter ne de sizlerin. Neden mi yazdım bunu? Ne bileyim içimi dökmek istedim. Bunları birilerine söylediğim zaman ters tepki alıyorum. Peki düzeltebilecek miyim? Bu imkansızdan daha öte birşey. Ülkemizde halkı uyutmak adına televizyonların kullanılması beni sinirlendiriyor. En basit örneği şu kuş gribi vakası. Geçen sene ülkede kuş gribi var dediler. Binlerce hayvanı diri diri telef ettiler. Televizyonlar sürekli bu konuya el attı. Sonrasında tavuk satışları durdu her yerde. Çoğu tavuk firması iflas etti. Ve bundan yararlanan kişiler batan tavuk tesislerini satın aldı. isim vermeyeceğim bu konuda ama azıcık araştırma yaparsanız Türkiye’nin hem yayında önemli bir yere sahip olan hem de diğer ticari faaliyetleri ile güya Türkiye’nin gözdesi olan bir holdingin adını göreceksiniz. Yani demek istediğim izlediklerimizi perdenin arkasından değil de çıplak gözle, net bir şekilde izleyelim.

Author: Hamdi Yaman

1987 yılında gözlerimi açtığım şu küçük dünyada 2006 yılından bu yana blog yazıyorum. İnternet dünyasının bugünü ve yarını hakkında her zaman ilgili olmuşumdur.

4 comments

evet, tatill boyunca 1 hafta katlandım maalesef o seviyesiz sabah ve akşam programlarına… haberler ise gerçekten rezelalet magazin, magazin, magazin… eğer sabahları haber sunan şebek derken “Mesut Yar”dan bahsediyorsan kendisini her sabah izlerim, severim.. Olaylara esprili bakarak çok feci laf sokmak suretiyle eleştiriyor 😀 güzel bir yazı olmuş.. ama bu seviyesizliğin önüne geçilmeli biran önce..

Hamdicim harika yazmışsın, klavyene sağlık.Özellikle son paragraftaki açıklaman çok hoşma gitti 😉

Bende severim MesutYar’ı kacırmam 😀 Hosuma gidiyor.. Grkn dediği gibi iyi laf sokuyor bende onu seviyorum

Bir cevap yazın

*