Dün öğle saatilerinden itibaren kendime yoğun tempodan zaman ayırıp tatil için izin verdim. Şimdi ise ağaçlar, çiçekler, sinekler ve bilumum börtü böceklerin piyasaya aktığı, temiz havanın fazlası ile olduğu ferah bir ortamda tatil keyfimi sürdürüyorum. Bilgisayardan bir nebze uzak, kafamı dinleyeceğim ve dünden bu yana dinlemeye başladığım hoş bir atraksiyon oldu benim için. En basit örneği sabah kalktığımda belimin ve başka münasip yerlerimin kırılmış gibi olmaması, ağrımamasıdır. Ayrıca akşam çok soğuk olup üşümekteyiz.

Sabah kahvaltısında hormonsuz domates ve biber, yanında mis gibi ekmek ayrıca köy peyniri de cabası 😀 Hal böyle olunca durmadan yemekte ve felsefemizi uygulamaktayız. Bilgisayarın başına sadece 1 saat oturuyorum bu da hem gelen e-postalara cevap verme sürecimi uzatıyor, ilgililere duyrulur. Bunların yanında güzel de fotoğraflar çekiyorum hatta hiç durmadan çekiyorum. Tatil dönüşü güzel olanlarını sizlerle de paylaşacağım.

Ülke gündeminde olduğu gibi buradaki gündemde de seçimler var. Dört babacan bir araya geldiğinde konuşulan mevzu mutlaka seçim oluyor. Aslında hoş da olmuyor değil muhabbetleri. Birden eskilere dönüyorlar, güldürüyorlar insanı. Hatta çoğu babacanın Cem Yılmaz ve diğer komedyenlerden daha komik olduğu kanısındayım. Stres atmak için bire bir. Moral bozuksa alın karşınıza babacanları konuşturun 😀

Evet şimdi ayrılık vakti. Birazdan bahçeye gidip fotoğraf çekeceğim, bilemediniz çıkıp ağacın başına meyva toplayacağım. işte tatil budur; deniz, kum ve güneş ise hikaye….

Author: Hamdi Yaman

1987 yılında gözlerimi açtığım şu küçük dünyada 2006 yılından bu yana blog yazıyorum. İnternet dünyasının bugünü ve yarını hakkında her zaman ilgili olmuşumdur.

1 comments

hamdi abi bizi sevmion sen.
dediğin gibi ağrılar ve 3 – 4 saat uykuyu hernekadar biz seçsekte…
yaaw bizde insanız bizimde canımız var… 😀
bari 2 resim koy bakalım kendimize gelelim…
mende eylülde rizedeyim ozmn bende hava atacam hıııh… 😀

Bir cevap yazın

*