Kışın muazzam soğuklarında elektrikli battaniye kullanmayanlar bilirler ki gece yatağa girildiğinde yaklaşık 3 dakika kıpırdamadan yerimizi ısıtmaya çalışırız. Yavaştan ısınmaya başlar fakat ısınmayan yerlere ayağımız değdiğinde müthiş bir irkilme ile karşı karşıya geliriz. Sonra o alanları da ısıtmaya çalışırız usul usul. Nihayetinde uyku bastırır ve güzel rüyalar görmek üzere uykuya dalarız. Rüyada 150 kiloluk devasa bir ablanın kovalaması da olasıdır böyle soğuk gecelerde. Sabah kalkıldığında ise yataktan çıkmamak için var gücümüzle direniriz. Ama anneler hep galip gelir, yorgan üstümüzden alınıp soğukla biz yüz yüze kalırız.

Böyle soğuk havalarda duş almak da yorucu ve üzücü bir iştir. Zaten sıcak su yoksa işkencenin ötesinde bir olaydır. Sıcak suyun altına girip dakikalarca durmak, ciğerlerimize kadar ısınmak haz verir. Ama vakti geldiğinde suyun altından çıkmak da adettendir. Zira su pahalıdır aynı zamanda pis sudan alınan giderler de öyle. Duştan çıkınca banyodaki ayna ya da benzeri parlak cisimlerin üstünü buhar tabakasının kaplaması da olmazsa olmazlarındandır soğuk akşamların.

Banyodan çıkıp koştura koştura sıcak bir oda aramak da akıl karı değildir. Koşunca insan kendine zarar veriyor. Çünkü koşma esnasında antredeki ya da evde banyonun konumuna göre banyo ile gidilecek oda arasında bulunan ilginç ve gereksiz eşyalara ayağımızı, oramızı, buramızı çarpmak yine yüksek ihtimalli bir olasılıktır. Özellikle ayak çarpıldığında sekerek gidilir ve acıdan “kıvır kıvır” kıvranılır ki insanın ömründen ömür çalar bu anlar. Tabi bu işin finali de şöyledir; odaya koşa koşa gidilir ama odada hiçbir ısıtıcı cihazat çalışmamaktadır. İşte o an dünya başımıza yııkılır. Arka fondan bir Emrah klasiği Acıların Çocuğu kulaklarımıza zuhur eder.

Bilgisayar başında geçirilen dakikalar ise aslında farkına varılmaz ama varıldığında müthiş bir enerji açığa çıkar. Önce eller sonra ayaklar derken vücudun her demi donma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Hele ki benim gibi kendini kaptırıp saatlerce o site senin bu site benim sürtüyorsanız üşüdüğünüzün farkına varmazsınız. Sadece parmaklar sıcaktır ki o da sürekli hareket ettiği için ısı seviyesini sabit tutmaktadır. Sonrası malum, battaniye veya başka ısıtıacak araçlar hemen yanıbaşımıza getirilir.

Bir de duş işleminin hemen ardından motora atlayıp piyasaya akmak hasta edici bir unsurdur. Önce burundan başlar belirtiler. Sonra sırasıyla hapşırma, aksırma ile devam eder. Nihayetinde ses felaket ötesi bir mertebeye ulaşıp halsizlik ile son bulur. Sonra da doktorlar, ilaçlar ve telaşeli dakikalar… Ben çok şükür olmadım ama bu sizin olmayacağınız anlamına gelmez, tedbiri bırakmamakta büyük fayda var 😀

Author: Hamdi Yaman

1987 yılında gözlerimi açtığım şu küçük dünyada 2006 yılından bu yana blog yazıyorum. İnternet dünyasının bugünü ve yarını hakkında her zaman ilgili olmuşumdur.

4 comments

Bekle daha bunları yaptıysan en geç bir hafta sonra öhhö öhhö aksırık tıksırık derken 🙂 Kuluçkaya yatmış da olabilir yani şuan. Derimki şu sıra bol C vitamini lazım bünyene. Neyse kapadım şom ağzımı :pPp Doğalgaza da niye bu kadar zam geldi yawf evler buz buz kalorifer olduğu halde 🙂

Mausu kullandığım sağ elim devamlı soğuk. Sol elimi bacaklarımın altına sokarak ısıtıyorumda sağ el faydalanamıyo 🙂

Bir cevap yazın

*