Günlerim oldukça yoğun geçmekle birlikte, asosyallikten hafifce sıyrıldığımın da farkındayım. En azından 7/24 bilgisayar başı oturumundan kurtuldum. Şu günlerde de neredeyse herşey mükemmel gidiyor hayatımda. Ancak arada sırada üzücü ve sinir bozucu olaylar yaşanmakta. Dün anladım ki her insandan yardım almanız zor oluyor. Karşılıksız yardım eli uzatan insan sayısı elle gösterilebilecek kadar azmış. Benim en çok zoruma giden yardım istediğimde “şunu yaparsan” şeklindeki cümlelerdir. Bu durumda “yardımını başına çal” diyorum. Bu özelliklere sahip insan üstelik işin kötü tarafı insanlara yardımcı olacağım diye bir sitede bilgilendirme amaçlı yazılar yazıyor. Yine ismini bahşetmek istemediğim bu insanın sorduğu sorulara şimdiye kadar “karşılıksız”, elimden geldiğince cevap vermeye çalıştım. Hep yardım etmek istedim fakat yanlış insana yardım ettiğimin farkında değilmişim.

Bu üzücü olayında dışında da bir sıkıntım yok. Ne güzel, sezonumuz açıldı, turistler akmaya tüm hızı ile devam etmekte. Yolda sokakda hoş dişicanlara rastlayabilir, hatta bir kesikl atabilirsiniz. “Kesik” dediğim filtreleme olayıdır yani şöyle bir süzersiniz ve içini; kalbini okursunuz 😀 Ben kesik atmıyorum çünkü pek çok sebepleri var 🙂 Hmm bir de boş bulduğu yerde ihtiyaç gideren yaşı 53 ve civarı olan babacanlar var. Ay ışığı altında bir duvarın kenarında, ay ışığının romantikliğinde salıveriyor. işi bitince de az önce yeryüzünü inleten o değilmiş gibi yoluna devam eder. Fakat bu babacanlara ben kızmıyorum. Kızılası birisi varsa o da Alanya Belediyesi… Halkın yoğun bulunduğu noktalarda umuma açık bir tuvaletimiz yok. Paralasından da iki tane var ancak büyük fiyatı ile küçük fiyatı neredeyse aynı. Hadi fiyatı geçtim, ya o tuvalet işletmecileri. Ben evvel zaman içinde bir tanesini görmüş korkmuş ve büyük bir irkiliş örneği ile kıvranma pahasına girmemiştim. Eli yüzü, diksiyonu düzgün kişi-dişicanlar koysalar ya oralara.

Telekom ile yine akraba olmaya devam etmekteyim bir haftadır. internetim gidip gidip geliyor. Ve işin kötü yanı bazen gidiyor geri dönmek nedir bilmiyor. 444’lü numarayı aradığınızda ise herşey normal olarak görünüyor. Hatta ben o anda internetten bilgi çekiyor görünüyormuşum. ilginç vr bir o kadar da sinir bozucu. Şimdi bir de reklam yapmışlar Cem Yılmaz’ın oynadığı. Kınadım Cem Yılmaz’ı böyle bir firmanın reklamında oynadığı için. Parası ne kadar olursa olsun yapmamalıydı 😀 Hmm reklam demişken pek güzel reklamları televizyonlarda görmeye başlamışız. Panda reklamı var en son hoşuma giden. Her yerden “pört” diye karşımıza çıkan afacun grup bebecanları tehditvari davranışlar ile kampanya yaptırıyorlar. ilginç ve güzel olmuş. Bir de Cem Uzan’ın halka seslenişi var. Bu adamda para ne zaman bitecek sorusu aklımdan da bir türlü çıkmıyor. Neymiş işsizliği çözecekmiş. Neymiş tavuklar altın yumurtlayacakmış, pehh yani.

Kendimi bir haftadır belgesellere verdim. Günümün en az 2 saatini Natioanl Geograpy Wild’de çıkan belgeselleri izleyerek geçirmekteyim. Hayvani yaşam tarzlarını görmekteyim. Bazen gülmekte bazen de hayretler içinde kalmatayım. Mesela bir örümceğin saatte 300 Km hız yapabileceğini duyunca irkilmiştim. Çitaları zaten hep sevmişimdir. Öyle ya da böyle hayvanların hayatları bizden daha zevkli, bizden daha temiz.

Author: Hamdi Yaman

1987 yılında gözlerimi açtığım şu küçük dünyada 2006 yılından bu yana blog yazıyorum. İnternet dünyasının bugünü ve yarını hakkında her zaman ilgili olmuşumdur.

2 comments

ohaa:D 300km/saat 😀 örümcekleri severim kötülerle savaşanlarınıda severim:)

Bir cevap yazın

*