Benim gibi rüşveti seven bir yapınız varsa yaşadınız demektir. Rüşvet deyince hemen parasal yönü geliyor ancak değil tabi ki. Eğer apartmanda bilgisayardan anlayan bir kişilikseniz bilgisayarı bozulan size başvuruyor. Aslında bunu apartman ile değil de daha da genişleterek bulunduğunuz çevre olarak varsayalım. Komşunuzun bilgisayarı bozulur ve kapınız çalınır. Sonra sorun söylenir. Tabi boğazına düşkün birisi olarak ben de bunun karşılığında mantı, kek ya da tatlı gibi şeyler isteyebiliyorum. Aslında bakınca bu benim en doğla hakkım :D. Dün daha önceden tahsil etmem gereken bir mantıyı löpür löpür mideme indirdim. Elalem buna rüşvet dese de bu düpedüz alınteridir. Daha bunun gibi birkaç tane daha alacağım var. Bugün büyük ihtimalle geçen sene birinci seviyesine gittiğim ancak bütün bilgileri unuttuğum ingilizce kursunun orta seviyesine gideceğim. Şu ingilizlerin iki şeyine hastayım; birisi futbolları birisi de kızları :D. Onlar olmasa öğrenmeyeceğim ingilizce filan. ibranice ya da arapça dururken ingilizce’yi kim takar? Bugün ayrıca Beşiktaş’ın da maçı varmış. Umarım yener. Neyse şimdilik bana müsade ingilizce notlarımı gözden geçirip tekrar etmem gerekiyor.