Bir blogger arkadaşımızın başının altından çıkan güzel bir oyun ile beraberiz :). Oyunun amacı şöyle; siz hakkınızda merak edilen beş şeyi yazıyorsunuz tabi bu beş şeyin yanında beş kişiyi de hakkında merak edilenleri yazması için mimliyorsunuz. Nasıl? Çok hoş değil mi? Hoş çünkü ben bile çoğu arkadaşımın bilmediğim taraflarını öğrendim ki sizlerin de bu yolla bizler hakkında eğlenceli bir şekilde bilmediğiniz, belki de merak ettiğiniz yönlerini öğreniyorsunuz. Beni mimleyen iki isim vardı. ilki Hasan, ikincisi ise Hakan. Hadi bakalım başlayalım.

1.ismim…

Sitemin Hakkımda bölümünde olsun ya da başka yerlerde olsun gerçek ismimi hep H.Hamdi Yaman olarak görmüştür şahıslar. Bu H.Hamdi’nin “H” si hemen hemen hiç kullanılmaz. Açılımı ise Hüseyin’dir. Yani Hüseyin Hamdi Yaman asıl ismim (nüfusta öle vala). Hamdi isminin ise nereden geldiğini de yazayım yeri gelmişken. Babamın “Hamdi” adındaki amcası ben doğmadan bir hafta önce vefat etmiş ve ben dünyaya ismimle beraber gelmiş gibi olmuşum.

2.Küçükken ve Okuldayken…

Ben ilkokul 4’e kadar akrep ve yelkovanlı saatlerde zamanı bilemezdim :D. Birisi saati sorduğu zaman eziklik hissederdim kendimde. Küçükken her çocuk gibi doktor, öğretmen olmayı istemek yerine müftü olmak isterdim :). Sebebini ben de bilmiyorum. Bu isteğim bilgisayarla tanışana dek sürdü. Ondan sonra hep bilgisayar ile ilgili bir bölümde okumak istedim. Ha unutmadan bir ara marangoz olmayı da istemiştim, çocukluk işte :D.Okul hayatımda da çok parlak olduğum söylenemez. Kariyerimde az sayıda taktir belgesinin yanı sıra çok sayıda teşekkür vardır. Lise3’de hep en arka sıralarda uyurdum rakiplerim harıl harıl test çözerken :). Şimdi ise iyi kötü bir üniversitede kayıtlıyım. Bir ekleme yapayım bir ara Skykhan ile aynı sınıfta hatta aynı sırada oturmuşluğumuz var :D.
3.Hoşlandıklarım/Nefret Ettiklerim…

Herkes beni çok yemek yememle tanır. Ancak sevmediğim birçok yemek de vardır. Bamya, patlıcan, pırasa, kabak türlerini hiç sevmem. Bunların yanında en çok sevdiğim ise yapan olursa mantı :D. Ayrıca ablamın mükemmel kekine de ilk yediğim andan beri hastayım. Limon yemeyi çok severim. Çiğ hamur yemeyi de (tercihim her zaman kek hamuru olmuştur vanilyadan dolayı). Yolda, sokakta burnunu kurcalayan bir kızın bir daha hayatımda karşıma çıkmasını bile istemem. Uzun yolculuklar esnasında otobüste ağlayan bebeklerden nefret ederim. Gezmeyi de çok severim. En çok sevdiğim şehir hala gitme fırsatı bulamasam da Mardin. Küçüklüğümden beri ilgimi çekmiştir. Tüm bu yeme içme faaliyetlerine rağmen 67 kg ağırlığım. Boyumda var işte biraz :D. Ama sandığınız gibi obez filan değilim.
4.Bilgisayar ve internet…

Bu iki şeysiz bir hayatı düşünemiyorum kendim için. Ben 6. sınıfa giderken tanıştım bilgisayarla. Hatta bilgisayarı bana sevdiren bir kargoda çalışan cami imamıydı :D. Özellikle Windows’un şimdi beğenmediğim Paint’i çok ilgi çekici gelmişti. Sonra kendi bilgisayarım oldu ve bugünlere kadar geldik. Günümün 4 saati internette geçmekte. Yani o benim için çok önemli. Beyaz renkte bir bilgisayara sahibim. Bir bilinmeyen daha, bilgisayar kasamın yaz kış her zaman sol kapağı açıktır. Kapalı olduğu zaman bilgisayarın çalıştığına inanmıyorum :D.
5.Yeteneklerim…Çok güzel inek ve kedi sesi çıkardığımı herhalde hiçkimse bilmiyordur. Bunların yanında ekstra olarak baş parmağımı koluma değdirebiliyorum :D. Güzel taklit yaparım. Hmm bir de okuldayken folkör takımındaydım (ilkokul). Çok nefis yemek yerim :D. Amuda kalkıp birçok kişi ile yarışabilirim. En önemli özelliğim çenemin alt kısmında kalem tutabilirim. Yani alt dudağımda. Basketbolu çok iyi oynayamam ancak çok uzak mesafelerden basket atabilme gibi enteresan bir yeteneğe sahibim. Mükemmel melemen yaparım. Bunlar dışında bir yeteneğim varsa da ben bilmiyorum ya da daha keşfetmedim

Hakkımda bilmek istediğiniz 5 şey bunlardır sanırım. Şimdi sıra işin en zevkli yerine geldi yani mimlemeye. Ittık pıttık çekiliş sistemine göre beş şanslı kişi Skykhan(Gökhan), Fatih Hayrioğlu, Yiğit, Semih ve Gölge olarak sıralandı. Evet buyrun bakalım sizler neler söyeleceksiniz :D.

Author: Hamdi Yaman

1987 yılında gözlerimi açtığım şu küçük dünyada 2006 yılından bu yana blog yazıyorum. İnternet dünyasının bugünü ve yarını hakkında her zaman ilgili olmuşumdur.

13 comments

“Çok güzel inek ve kedi sesi çıkardığımı herhalde hiçkimse bilmiyordur.”1
böylelikle öğrenmiş olduk 😀

Güzel bir oyun. Beni seçtiğin içinde sağol. Sen çok güzel yazmışsın ben pek kendimden bahsetmeyi beceremem, bide yazmak daha zor ama seni kırmayıp bişeyler yazabilrim.

Buda başka mimlenme hikayesi 🙂 Umarım buraya ağır kaçmaz 🙂

Kartvizit bahane mimlenmek şahane

Merhaba dostlar. Ben tekstil fabrikasında çalışan bir işçiyim. Sizlerle geçenlerde gazetede okuduğum bir haberi paylaşmak istiyorum. Haberde, Giresun’da Emniyet’e yolu düşen, çeşitli işlerini halletmek için giden vatandaşlara, üzerinde kendi parmak izlerinin bulunduğu bir kartvizit bastırıp verileceğinden bahsediliyor. Kartvizit Emniyet’in vatandaşlara yeni yıl armağanı: “çam sakızı polis armağanı”. Giresun Emniyet Müdürü açıklamasında şöyle diyor; “halkımızla empati içinde olmak bizim görevimizdir.” Herhalde bu empati sadece bu konu için geçerli. Yoksa bizi coplarken ya da gözaltına alırken hiç de kendilerini bizim yerimize koyarak davrandıklarını sanmıyorum. Bir de polis size parmak iziniz kadar yakın diyorlar. Türkçesi, sizinle ilgili “bir şey” lazım olduğunda sizi elimizle koymuş gibi bulabiliriz diyorlar.

Biz işçiler baktığımızda onların ne için var olduklarını anlamamamız olanaksız. Yaşamımızda onlarla karşılaştığımız anlar hiç de bizim için var olmadıklarının bir ispatı gibidir. Onlar bizleri değil “mülkiyeti” ve o mülklerin sahiplerini korumak için varlar. Onlar biz hakkımızı aradığımızda destek vermek için değil, patrona ve malına bir şey yapmayalım diye varlar. Bizler sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya için, ırksal, cinsel, mezhepsel hiçbir ayrımın yaşanmaması için mücadele ederken onlar yine karşımıza çıkar. Yani bal gibi de patronlar için varlar ve çalışıyorlar.

Güneşli günler görmek için patronların kölelik düzenini ortadan kaldırmalıyız. Biz dünyanın çoğunluğuyuz ve dünyanın tümünü istiyoruz. Bunun için örgütlenip beraber mücadele etmekten başka çaremiz yok! Onların ne fişlemeleri ne baskıları ne de tehditleri bizi yolumuzdan döndüremedi ve döndüremeyecek. Yaşasın devrimci sınıf mücadelemiz

[…]Blogcuların yeni başlatmış oldukları zevkli döngü demeliyim ben buna 🙂 çünkü hoş olmuş gerçekten her blogcu kendi hakkında bilinmeyen 5 şeyi yazıyor ve 5 kişiyi mimliyor. O 5 kişi de aynısını yapıyor teker teker 🙂 Beni de h-yaman mimlemiş 🙂 Bende birazdan seçeceğim 5 kişiyi mimliycem. Kim acaba o şanslılar henüz yazımın başındayken bilmiyorum.
Gelelim benim hakkımda bilinmeyen 5 şey’e.. Ne yazsam diye düşündüm 🙂 […]

Hamdi benim anlamadığım sen yiyip yiyip nası şişmiyosun bunun sırrını bi açıkla 😀

Bir cevap yazın

*