Müslüman Virüsü “Yusuf Ali”

Bugün internette biraz dolaştım ve güvenlik ile ilgili siteleri dolaşırken gözüme enteresan bir virüs adı takıldı.Virüsün adı “Yusuf Ali”.Bu virüs bir Müslüman tarafından geliştirilmiş.Kendisi gibi zararlı virüslerin aksine davranış gösteren bir virüs Yusuf Ali.Bilgisayarınıza bulaştığında kesnlikle sisteme bir zararı olmuyor.Ancak erotizm, pornografik veya buna benzer içeriği olan sitelere giriş yapmak istediğinizde ekranı kapatıyor.Ve ekrana çeşitli ayetler yazıyor.Mesela “Allah sizin her yaptığınızı görür” diye bir ayet getiriyor ekrana.Aslında şöyle düşününce bu çok faydalı bir virüs.Geçenlerde bu konu ilegili bir makale yazmış ve müstehcen sitelerden dolayı toplumun bozulduğunu dile getirmiştim.Bence böyle virüsler artmalı.En azından zararsız, aksine faydası var.Hem maddi hem manevi…

Yeni Nesil internete Bir Katkı

Web 2.0 dedik, yeni nesil internet dedik, onu dedik bunu dedik.Ancak dediğim birşey var ki artık internetin çok geliştiği ve Web 2.0’ın nimetlerini gördüğümüzü, yeni nesil interneti adım adım kullandığımızı söylüyorum sık sık.işte bu gelişen internete, Web 2.0’a hizmet edecek olan yeni bir siteyi size tanıtmak istiyorum.Adı Azbuz olan bu site şu anda yapım aşamasında.Ancak bunu bir bahane olarak görmüyor siteyi kuranlar.Ve hemen üye olup birkaç ufak adımda sitenizi kuruveriyorsunuz.ilk adımda üye oluyorsunuz, ikinci adımda sitenizin adresini belirliyorsunuz, üçüncü adımda şeklini belirliyorsunuz.Toplam geçen süre yaklaşık 1 dk.”Evet sitemiz hazır internete hayırlı olsun” deyip yayına başlıyoruz.Ayrıca buradan açtığınız siteler Google tarafından da indexleniyor.Ne kadar güzel değil mi?Azbuz’da farklı bölümler yani kategoriler oluşturabilir, fotoğraf ve yazı girişi yapabilir, fotoğraf albümleri oluşturabilir, forum açabilir, anket oluşturabilirsiniz.Hepsi bu kadarla sınırlı kalmıyor.Üyelerinizin gönderdiği yazıları onaylayarak sitenizde yayınlanmasını sağlayabiliyorsunuz.Blog sistemlerinin biraz daha gelişmişi veya daha fazla özellik barındıranı diyebiliriz.

Vikipedi Nedir?

Bir kaç sene öncesine kadar yani internet ve arama motorlarının bu kadar gelişmemiş olduğu dönemlerde öğrencilerin ve bilgi arayanların bir numaralı yardımcısı ve kaynağı ansiklopedilerdi.Bir öğrenci biyolojiden aldığı dönem ödevini gidip evindeki ansiklopediden bakar eğer yoksa halk kütüphanesindeki ansiklopedilerin altını üstüne getirirdi.En azından ben böyleydim :D.Ancak günümüzde bu ödevi alan öğrenci kütüphane yerine internet kafeye ansiklopedi yerine de Google’a gidiyor.Ancak son dönemlerde Web 2.0’ın nimetlerinden birisi olan Wikiler oldukça yaygınlaşmaya başladı.Wiki yani Türkçe’ye uyarlanmışı ile Vikipedi “özgür ansiklopedi” olarak tanımlanıyor.Bu tarifi biraz daha açarsak herkesin birşeyler ekleyerek veya sıfırdan kendileri yaparak oluşturulmuş e-ansiklopedi veya bilgi sayfaları diyebiliriz.Bunun internette bir çok örneğini görmemiz de mümkün.Örneğin WordPress vikisinde nasıl kurulacağı,dil dosyasının nasıl yükleneceği ve buna benzer bir çok bilgi mevcut.Tabi sonradan eklemeler yapılabiliyor, yanlışlar düzeltilebiliniyor.

Continue reading

Yemekli Bloglar

Biraz önce halı saha maçından geldim.Her tarafım ağrılar içinde özellikle de dizlerim(Bunu yazarken bir taraftan da ahlayıp vahlıyorum).Neyse efenim işte bu halı saha denen meretten geldim bir de baktım ki açım (gerçi değişik birşey söylesem olacaktı ama neyse :D).Evde yemek var tabi ama beni pek paklamazdı herhalde (patlıcan vardı.Patlıcanı karnıyarık veya musakka haricinde pek sevmem).Yedim ancak pek doymadım.Hüleyn bu iş böyle olmayacak en iyisi internete takılayım dedim.Aklıma şu pasta börek ve yemek tariflerinin olduğu blogları tanıtmak geldi.Tanıtmak da denmez aslında sadece birkaç link var.Ancak bu linklerden başka sayfalara da ulaşabilirsiniz.Açıkcası ben bu sitelerdeki resimlere baktıktan sonra bilgisayar kasasını kıymalı yumurta, cep telefonumu ekmek gibi görmeye başladım.Bu hastalığı tıp bulamadı.Ancak ben buna manyamış yemek krizi diyorum :D.Bu sitelere bakıp bu tariflerden yararlanan dişicanlar; Alanya’da iseler ve bana bu tariflerden getirmezlerse kafalarına, yemek koydukları tabak kadar taş düşsün :D.Kişicanlar ve babacanlara da melül melül bakmak kalıyor.Eee hadi bakalım başlayalım artık.

Continue reading

Rus Manken’e Dikkat!!!

“Victoria Stasova” isimli bir kişican yeni bir sahte e-postayı piyasaya sürmüş.Size bir e-mail geliyor ve diyor ki “Rus mankenlerin çıplak fotoğrafları”.E-posta içeriğinde 3 resimden oluşan bir slayt bulunuyor.Buraya kadar herşey güzel :D.Ancak e-posta ile beraber bir kalp ile bir AOL mail geliyor.Ve maalesef bu AOL ‘un açılması halinde bilgisayarınıza casus yazılımlar yükleniyor.Sonra klavyeden yapmış olduğun girişler veya diğer gizli bilgileriniz (banka şifresi, e-mail şifresi, kişisel dosyalarınız) toplanıyor ve doğru bu Rus denyoların eline geçiyor.Sonra da bir uçkur sevdasının nelere mal olduğunu melul melul izliyoruz 😀 (temennim izlememek)

Günlükçü Nasıl Olur?

Bilmiyorum haddime düşer mi ama birazcık uyarı veya yol gösterimi yapsam iyi olacak.ilk başlarda ben de çok düşünürdüm ne yazsam da ilgi çeksem diye şu an yeni yeni site kuran arkadaşlar gibi…Ama sonra fark ettim ki başkasının ilgisini çekecek şekilde değil de kendi tarzımda, kendi bilgilerimde yazdığımda daha çok ilgi çekiyor.O dönemden sonra da hep bu tarzda yazmaya başladım.Bilgisayarı, interneti, kendimi ve diğer kategorilerde yazılan yazıları hep kendi tarzımda yazmaya başladım.Hem eğlenceli oldu hem de okuyanların daha çok ilgisini çekmeyi başarmıştım.Yani kendi tarzınızı belirleyip o şekilde yazmalısınız.Ama yazdıklarınıza mutlaka kendinizden birşeyler katmalısınız.Ha bir de şu vardı benim hit kaygım yoktu.Günlük bir kişi bile olsa giren var yazdılarımı okuyan var düşüncesi ile devam ettim.Ve şimdi bakıyorum da galiba en iyisini etmişim.Hit kaygısı olan bazı sitelerin açılması ile kapanması bir oldu.Yani ilk hedef hit olmamalı.Başka bir konu da şu ki belki de en önemlisi başka bir blogdan alıntı yaptığınızda bakın kopyala/yapıştırdan bahsetmiyorum burada.Alıntı yani yazıyı yazarsınız bir kısmında bir sitede geçen bir yazı hoşunuza gider onu koyarsınız.o yazıyı olduğu gibi kopyala yapıştır yaparak hem de kaynak belirtmeden bunu yapmak bir bakışta da hırsızlık sayılabilir.Alıntı yaptığınız yazıların kaynağını mutlaka belirtin.Sonuçta blogu hem paylaşmak hem de kendinizi taıtmak için açıyorsunuz.Onun için bir “hakkımda” bölümü mutlaka koymalısınız.Ve o bölümün içinde kendinizle ilgili bir paragraf bile olsa birşeyler yazın.Ama laf olsun diye o kısmı açıp da içine ben süper biriyim yazmayın.isim,yaş,yaşdığınız yer,öğrenim durumu ve uğraşlarınız kısa ve özdür.Fotoğrafınızı da koysanız hoş olur tabi ama koymasanız da olur.Çok aşırıya kaçmamak şartı ile argo kelimeler kullanılabilir.Ama dediğim gibi abartmadan.Bazı bloglar var yazının belki tamamı küfürler veya kısaltmaları ile dolu.bu blog değildir.Aklıma gelenler bunlar.Başta da belirttiğim gibi belki bunları yazmak bana düşmez.Ama görüyorum ki bu konuda yazı yazan yok o zaman iş başa düşüyor.Hepinize kolay gelsin :D.

Google Toolbar Trojan

Amerikada hackerlar sahte “Google Toolbar” programı oluşturmuşlar.Size e-posta yolu ile bir davetiye geliyoe.Bir de yüklemeniz için link.Yönlendirildiğiniz sayfayı Google’ın sayfası ile ayırt etmek oldukça güç.Sonra programı yüklemek için linke tıkladığınızda bilgisayarınıza Google Toolbar değil de onun yerine trojan yüklenmiş oluyor.Amerikada bir çok kişi bu trajandan zarar görmüş.Size tavsiyem Google Toolbar ile ilgili gelen maillerdeki yönlendirmelere dikkat edin.Eğer böyle bir davet gelirse de kabul etmeyin.

Selin Çağlayan’ın Mükemmel Blogu

Az önce yeni bir blog keşfettim.Aslında benim gibi birisi nasıl olur da böyle bir blogu daha önce görmedi hayret.Blogun içeriği baştan sona yemek :D.Yani tam benlik.Hele bir de tariflerin yapıldıktan sonra ki görüntüleri var ki sormayın.Yeme de yanında yat cinsinden :D.Ahh ahh o tarifleri okuyup da yapacak ve buyur Hamdi bu da senin payın diyecek bir dişican yok ki :(.Ayrıca site sahibi ve galiba oradaki tarifleri yazan ablamızın kendisi ile ilgili bilgilerin bulunduğu “hakkında” bölümü de özene bezene hazırlanmış.10 üzerinden 8 verebileceğim sitelerden birisi.2 puanı temadan kaybediyor.Artık o kadarcık da olsun.

Siteye ışınlan

Cepte MSN

Bir haftadır yeni telefonumu bekliyordum.Aslında telefon heryerde var ama kendimiz de sattığımız için toptan aldığımız yere gelmesini bekliyordum.Nihayet telefonum dün akşam elime geçti.Telefonun modelini merak edenlere söyleyeyim NOKIA 6630.Fiyat/Özellik/Performans incelememde en güzel sonucu aldım diyebilirim.Telefon geldiğinde ilk yaptığım şey programını bilgisayara kurup telefona mp3 atmak oldu.Telefonu değiştirmeye karar vermeden önce mp3 player alma düşüncem vardı.Artık kalmadı.Belki mp3 player gibi çok kaliteli ses vermiyor.Ama kötü de sayılmaz.Kulaklık da geldi yanında zaten.Arkasına bir program buldum.Adı CepteMSN diye birşey.Programı telefona atıyorsunuz ve telefondan MSN Messenger’a girebiliyorsunuz ve sohbete başlıyorsunuz.Ücretlendirme GPRS’den olduğu için fazla tutmuyor.1 saati 5 kontöre filan denk geliyor(AVEA’da bu şekilde).Düşündüm ki belki bilmeyen arkadaşlar vardır siteme yazayım da onlar da kullansınlar dedim.Ayrıca yeni kategori oluşturdum.Bundan sonra cep ile ilgili hoşuma gidenleri bu kategoride ele alacağım.CepteMSN hakkında daha fazla bilgi almak, desteklediği modelleri görmek ve indirmek için buraya tıklayın.