Facebook ve diğer sosyal ağların yaygınlaşması ile birlikte Google internet üzerindeki etkisini biraz da olsa kaybetmişti. Her ne kadar Facebook ile alanları çok çakışmasa da bu durum Google’ın hoşuna pek gitmemişti. Bir zamanlar Google’ın, Friendfeed’i alacağı yönündeki haberler de Facebook’a satılması ile son bulmuştu. Bunun üzerine Google sosyal ağ darbesi yememek için Wave ve Buzz servislerini açmıştı. Her ikisi de önce hepimiz tarafından Facebook’a rakip olarak geleceği yönünde değerlendirilse de görünen bambaşka birşeydi ve her iki servis de hüsranla sonuçlanmıştı Google için.

Facebook’un açılmasından bir süre sonra Google’ın da benzer bir servis açacağını, sohbet ve mesajlaşma altyapısı olarak Gmail’i, etkinlikler için Google Calender, lokasyon için Google Maps, video için Youtube, resim için de Picasa’yı kullanacığını ve işinin Facebook’tan çok daha kolay olduğunu içeren onlarca haber ve makale okumuştum. Ancak Google’ın şu ana kadar kurduğu ancak başarısız olduğu Buzz ve Wave’de bunlardan eser yoktu. Buzz, biraz daha Friendfeed’i andırsa da o tadı vermediğinden kullanıcılar kısa süre içinde Buzz’u terk ettiler.

Google, belki de şimdiye kadar hiç kimseye bahsetmediği “+1” imlemesini geçtiğimiz günlerde kullanıcılara sunmuştu. Bunun akabinde birkaç gün önce de Google+ (Google Plus) servisini diğer servislerinde de yaptığı eş zamanlı tasarım değişikliği ile birlikte bizlerin hizmetine açtı. Google+, ilk bakışta Facebook’u çok andıran bir arayüze sahip ve bu yüzden Google’ın şimdiye kadar Facebook’a rakip olarak açtığı ilk ciddi servis Google+ oldu.

Facebook/Twitter/Google+

Aslında Google+’nın Facebook’un bir kopyası olduğunu söylemek mümkün. Şu an için Facebook’tan eksiği uygulamaların yer almıyor olmasıdır. Ayrıca Twitter, Facebook, Friendfeed ve diğer servislerin entegrasyonu henüz mevcut değil. Aslında olmamasını birçok kişi gibi ben de benimsiyorum. Çünkü Facebook’u kullanırken durum güncellemelerini ve hatta paylaştığım içeriğin %85’lik kısmını Twitter üzerinden gönderdiğim iletiler ile sağlıyorum. Ancak Google+’da el emeği göz nuru bir çaba söz konusu. Girdilerin hepsi tek tek elle yapılıyor. Ayrıca uygulamaların olmaması da bana göre çok büyük bir avantaj. Biliyoruz ki Facebook kullanırken hergün gereksiz şekilde onlarca uygulama davetine maruz kalıyoruz. Arkadaşlarımızın profilleri kendi paylaştıklarından daha çok oyunların ve uygulamaların duvar mesajları ile doluyor. Bu durum da çöplüğü fazlasıyla andırıyor ne yazık ki. Facebook’tan artı yönü de kişileri değişik çemberlere alıp akışları, paylaşımları o doğrultuda göstermek oluyor. Görüntülü sohbet özelliği ve Facebook’a göre bildirimlerin biraz daha “aklı başında” gösterilmesi de büyük bir artı. Ve Google+ kesinlikle zaman tasarrufu sunuyor Facebook’a göre.

Arayüz

Google+’nın Facebook’a arayüz olarak benzediğini bir defa daha vurgulayayım. Navbar’da kişi arama, profil, arkadaşları görüntüleme, bildirim çubuğu ve ayarların bulunduğu bir kısım bulunuyor. Sol kısımda kişi gruplarına göre akışları görüntüleme, sohbet ortada paylaşımların görüntülenmesi, sağ kısımda arkadaşlarımızın gösterimi, önerilen kişiler ve alt kısımda da sohbet çubuğu yer alıyor. Sohbet aracını Gmail’den z tanıyoruz. Zaten ilk etapda Gmail içinde bulunan kişilerle sohbet imkanı sunuluyor.

Daha fazla kişi ile sohbet etmek  için sohbet başlığının yanındaki imlece tıklayarak açılan kutucuktan sohbet edilmesi istenen gruplarımızı seçiyoruz. Ancak şöyle bir sorunu da burada belirtmem gerekir; sohbet bölümünde çevrimiçi kişilerin tamamı görüntülenemiyor. Belli sayıda kişi görüntüleniyor. Diğer kişilere isimlerini arama kutucuğuna yazarak ulaşabiliyoruz.

Bildirim çubuğunda ise herşey tam anlamıyla mükemmel diyebiliriz. Bildirimler sayısı ile birlikte Facebook’taki gibi gösteriliyor. Ancak buradan sonra Google’ın ustalığının izlerine rastlıyoruz. Bildirimi seçtiğimizde başka bir sayfaya Facebook’taki gibi yönlenmeden aynı kutucuk içinde görüntüleniyor. Buradan yorum bile eklemek mümkün. Ayrıca önceki ve sonraki bildirimler sayesinde geçiş daha kolay hale geliyor. Bu yayını yoksay dediğimizde ise ilgili yayınla ilgili bildirimler bize ulaşmıyor. Bu şimdilik Facebook’ta mümkün değil ve bazen çok rahatsız edici olabiliyordu.

Profil görünümünde de aksi bir durum yok diyebiliriz. Paylaşımlarımızın gösterildiği sayfa, hakkımızda bilgilerinin yer aldığı sayfa, fotoğraflar, videolar, +1’ler ve Buzz’un olduğu sekmeleri görüyoruz. Hakkımızda bölümü Facebook’un kopyası. +1’ler’de ise sayfalarda +1 butonuna bastığımız imlemelerimizi gösteriyor. Facebook’ta “beğen” dediğimiz sayfaları bir arada göremiyorduk, sadece profilimizde “x bu sayfayı beğendi” yazısı ile yayınlanıyordu. Bu kısım tamamen yer imi olarak kullanılıyor kısaca söyleyecek olursak. Buzz sekmesinde servisin buraya gömüldüğünü görebiliyoruz. Kişiler kısmında “ortak kişiler”, ekleyenler ve eklenenler kısmı mevcut.

Paylaşım

Google+; metin, resim, video, bağlantı, lokasyon (yer bilgisi) paylaşımını kullanıcıların rahatça yapmasına imkan sağlıyor. İster akış bölümünde yer alan paylaşım kutusundan istersek de üst kısımdaki paylaş kutucuğundan paylaşımlarımızı yapabiliyoruz.  Üstelik paylaşım yapmak için illa ki Google+ sayfasında bulunmamıza gerek yok. Diğer Google servislerine de entegre edilen yeni çubuk  sayesinde Google Reader, Gmail ve diğer Google servislerindeyken de paylaşımlarımızı yapabiliyoruz. Yaptığımız bir paylaşım bir başka kişi tarafından tekrar paylaşıldığında ise bizim yaptığımız gönderinin altında yorum gibi “x paylaşım” ve paylaşımı yapan kişiyi gösteriyor.

Yer Bilgisi Paylaşımı

Yer bilgisi paylaşımı için Google+ kendi servisi olan Google Maps’i güçlü bir biçimde kullanıyor. Ancak bilgisayar ortamında yer bilgisinin çok düzgün çalıştığını söylemek pek de mümkün değil. Örneğin Alanya’da olduğum halde Antalya’nın tuzcular mahallesinde gösteriyor. Eğer Mobil bir cihaz kullanıyorsak GPS yardımı ile nokta atışı yapabiliyor diyebiliriz. Şu anda olmasa da ilerleyen günlerde Foursquare tarzı servisi Latitude entegre edilirse aynı yerdeki kişiler ile iletişim kurulması da sağlanabilir.

Çevreler

Google+, kullanımı çok kolay ancak kurulumu biraz zor bir sosyal ağ aslında. Zor olan kısmı da arkadaşların veya kişilerin tasniflenmesi. İlk etapda Google hesabımız içindeki kişiler karşımıza çıkarılıyor. Eğer istersek Yahoo, Hotmail içindeki kişilerimizi ekleyebiliyoruz. Değişik gruplara ayırmak, kendi gruplarımızı isteğimize göre oluşturmak mümkün. Burada yapacağımız düzenleme ile hem akışları izlemek hem de sohbeti gruplandırmak daha kolay hale geliyor. Ekleme için de üst kısımda çıkan ismi sürükle bırak ile çemberlere atıyoruz ve çok güzel bir kullanışı var.

Düne kadar Facebook’taki kişileri aktarmada sıkıntı yaşayabiliyorduk. Ancak Google Chrome eklentisi ile bunun da üstesinden geliniyor. Buradaki makale yardımı ile Facebook’taki arkadaşlarımızı Google+ içine ekleyebiliyoruz.

Google+ Mobile

Akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla birlikte her servisin mobil versiyonu da çok büyük önem kazandı. Google+’ın güzel bir mobil hizmeti var. İster uygulama istersek servisin mobil sayfası ile kullanabiliyoruz. Sayfa için m.google.com/plus adresine gitmek yeterli. Buradaki yönlendirme ile uygulama yardımı ile kullanmak isteyip istemediğimizi soracaktır servis. Ancak Android indirmede sorun yaşanabiliyor. Eğer siz de benim gibi Android için uygulamayı indirmede problem yaşadıysanız Ersin Koç’un sayfasındaki bu uygulamayı indirmek yeterlidir.

 

Rekabet

Google+, Twitter ve diğer benzeri servislerin üstünde bir sosyal ağ şu anda. Yani rakibi Facebook demek pek ala mümkündür. Bu yüzden Facebook ile Google+ çok sert bir rekabete gireceği şimdiden belli. Gereken özellikleri yavaş yavaş sisteme entegre eden Facebook ekibi dün Mark Zuckerberg’in yayınlanan haberlerine göre çok daha hızlı yapacaklar bu işi. Sesli konuşma özelliği kısa bir zaman içinde gelmiş olacak büyük ihtimalle. Google’ın bu konuda kaybedecek çok da birşeyi yok aslında ancak Facebook’un kaybedecek çok şeyi var. Bilinçli kullanıcı grubunun Google+’ya direkt geçiş yaptığını da göz önünde bulundurursak Facebook çok zorlanacaktır. Belki müzik sektörüyle darbe vurabilirdi Facebook yaptığı anlaşmalarla ancak artık çok geç. Çünkü Google’ın da bir müzik servisi var 🙂 Daha birçok kullanıcısını e-posta tabanına geçiremeyen facebook karşısında Gmail gibi bir devi de buldu aynı zamanda. Yani önde gidiyordu şimdiye kadar ancak bundan sonra önde gitse bile çok rüzgar alacak.

Benim kendi görüşüm ise Google nihayet aklı başında, oturaklı, hoşuma giden bir sosyal ağ projesine imza attı.

Author: Hamdi Yaman

1987 yılında gözlerimi açtığım şu küçük dünyada 2006 yılından bu yana blog yazıyorum. İnternet dünyasının bugünü ve yarını hakkında her zaman ilgili olmuşumdur.

11 comments

Çok güzel bir yazı yazmışsın. Google plus, işini biliyor.

Sade, hafif ve hızlı! Sizin de dediğiniz gibi Google daha şimdiden Twitter ve FF’yi geçmiş durumda. Facebook’a dişli bir rakip. Üstelik Gmail ve Takvim gibi özelliklerini de yenilemiş 🙂

3 saat insan ömrü için ciddi bir zaman dilimi, bu denli emek vermenize saygım sonsuz.

Bir cevap yazın

*