Feysbuklu Hayatım ve Maceralarım

Haftanın geride bıraktığımız kısmında günlüğe pek birşeyler karalayamadım. Bunda hem yoğun geçen bir haftanın temposunun hem de yazacak birşeylerin olmayışının parmağı var. Aslında yazacak konu çok fakat ne yalan söyleyeyim birazcık üşendim 😀 Kendime izin verdim kendi çapımda 🙂 Bu hafta haber turunu atlamamın sebebiyse haberlerin az olmasıydı. Önümüzdeki hafta iki haftalık bir haber turu karşınızda olacak. Yazı yazmadık ama yazacak çok şey biriktirdim…

Continue reading

Ramazan 2007 Serisi-2

Birkaç gündür blogumu unutmuş, sadece yorumları onaylamak için girmiş, geç kalkmamdan dolayı güne hızlı başlangıç yapmış ve bunun gibi nedenlerden ötürü de yazı giremedim. Hatta giremediğimin farkına da bugün vardım 🙂 Salı günü yaptığımız haber turunu askıya alıp yazacağım makeleleri de şöyle bir kenara aldım. Zaten yazmaya fırsatım da olmadı hiç. Sabahları geç kalkıyor, akşamları ise iftardan sonra genelde dışarıda olduğum için eve geç geliyorum, hemen arkasından da yatağa atıyorum kendimi. Ama bütün bunlar bir yere kadar 🙂

Continue reading

Yeni Üst Resim ve Kilosal Gelişmeler

Sonbahara girdiğimiz şu günlerde sitemi de mevsim normallerine çekmek için elimden gelen çabayı göstermeye çalışıyorum. Uzun süredir aklımda olan üst resmi değiştirme olayı gerek halet-i ruhiyemin dibe vuruşundan gerekse vakit bulamamdan dolayı bir süredir erteleniyordu. Dün biraz vakit ayırıp birşeyler yapmaya çalıştım. Haykıran vatandaşa gelince her ne kadar beni temsil ediyor desem de herifin enini, boyunu kendime göre bir türlü ayarlayamadım 😀 Azıcık uzun ve çalı tipli oldu ama nihayetinde resimdir. ilerleyen günlerde bir de duvarkağıdı çalışması gelebilir bu mevsimle ilgili. Gelelim günlük hayatımıza…

Continue reading

Hayatın içinden

Hergün önceki güne göre daha sıcak geçen, o da yetmezmiş gibi gün içinde 13’den aşağıya düşmeyen sayılarıyla gelip giden hatta canı sıkılırsa hiç gelmeyen elektrik ile hayat bir hayli ilginç geçiyor. Oturduğunuz yerde donunuzun uygun yerlere yapıştığı bu sıcaklara elektrik kesintisi de eklenince çok vahim bir durum ortaya çıkabiliyor. Ayrıca niyeti bozuk elektrik kesintilerinde yanan cihazlar da cabası. Bunlar hiçbirşeymiş gibi akşam saatlerinde internetde de gözle görülür bir hız düşüklüğü oluyor. Aslında normalde de hiç hızlı olmayan internetimiz daha da duraksıyor. Yolunu şaşırmış karıncalar misali hey heyli bir psikolojiye sokuyorsunuz kendinizi. Ya teyzeler? Onlar daha bir acaip…

Continue reading

Hödüklere Atfen

Her zamanki gibi yine bir elimde klavyem bir elimde farem geçtim bilgisayarımın karşısına sabah sabah. Son günlerde kendimi işlere ve derslere verdim, malum haftaya sınavlar var. Onun için tüm işleri ertelemeye çalışıyorum ve sınavdan sonra da aşırı bir iş yüklenmesi olacağını tahmin ediyorum. Son zamanlarda tek değişim bu değil elbette, kişinin davranışına göre muamele yapmaktayım artık. Yani F=m.a (etki tepki zımbırtısı). Arkamızdan bolca iş çevriliyor bazı yaratıklar tarafından. Yüzüme gülümseyen yüzlerini gösterip arkamdan canavarımsı suratcıklarını gösteriyorlar. Hatta iki gündür MSN başlığımda “şerefsizlere…” diye başlayan bir taşlama bulunuyor. Ama şerefsiz vatandaş bir türlü üstüne almıyor ne hikmetse. Ve almadığı, bunu anlamadığı için “hödük” tanımlamasını kullanıyorum kendileri için. Ben kolay kolay kimse ile düşman olmam fakat olduğumda tam olurum, öyle bir düşünceniz varsa duyrulur :D. iletişim bölümünden taciz ediliyorum arkadaşlar, ahlaksız teklifler alıyorum. Üstelik bunu yapan bir dişican ve maalesef bir blogu var 🙁 Artık insanları tanımak gerçekten ÖSS sınavından daha zor bir durumda. Fakat hayattan zevk almak gerekiyor herşeye rağmen. Sizi sevenler için, arkadaşlarınız için, aileniz için… Bu arada aklıma gelmişken son dönemlerde damar parça dinlediğimi düşünenler varmış. Ben damar parçaları her zaman dinlerim. Aşık olayım olmayayım hiç fark etmez. Eğer damar şarkı dinlemekle aşık olunuyorsa, kocaman yaşını başını almış, torun torba sahibi teyzelerin dinledikleri de damar şarkı ve onlar da aşık 😀 (töbe töbe). Yakında sanal alemde bir kampanya başlatmayı düşünüyorum “Aşık olmadan inadına damar dinlemek” adında. içeriği buradaki gibi olabilir, detaylarına bakacağız. Şarkı demişken aklıma geldi; Murat Göğebakan da sürpriz yaparak yeni albümünü çıkarmış. Murat Göğebakan’ı her zaman beğenerek dinlerim, yeni albümünü de dinledim ve çok hoş olduğu kanısındayım. Neyse kendi problemlerimle sizleri de sıkmayayım geçelim janjanlı hayatımıza. Efem havalar bir hayli sıcaklaştı ve turistler yavaş yavaş çoğalmaya başladı caddelerde. Özellikle dişican turist sayısında gözle görülür bir artış söz konusu. Ne diyelim Allah daha çok versin, versin ki daha çok döviz kalsın bize.

Continue reading

Sıradan Bir Gün Değil!!!

Emesen, kimine göre mesene; işiniz olmadığı zaman hiçbir hata vermeyen, çatır çatır çalışan, dıng dıng yanıp sönen fakat ne hikmetse işiniz olduğu zaman “servis uygun değil”, “sistem dosyası hatası” diye hata veren bir merettir kendileri. Zaten dosya göndermek ayrı bir işkence. Siz dosyayı gönderirsiniz fakat karşıdaki bilgisayar onu görür mü görmez mi bilinmez. Hayır bu olayların bir de akşam yaşanması ayrı bir sinir katıyor insana. Akşam tam önemli bir görüşmemin olduğu esnada (bir dişican ile fakat iş için :)) MSN zırt diye gitti sonrası ise bağlanma çırpınışları ve hüsran ile devam etti. Tabi Bill Gates ve bu MSN’yi çıkartan babacanlar ile yakın akrabalık sınırlarına girdim :). Neyse ki Gmail var, onun da içinde Gtalk var oradan devam edebildim görüşmeme. Değilse bir daha emesene girmeyebilir, tüm hesaplarımı iptal edebilirdim. Bu yazıyı yine sabahın köründe yazıyorum fakat bugün yalnız değilim. Bugün bir mucize, tarihi bir olay olarak Yiğit de bana eşlik ediyor. Onu da deli kovalamış olacak ki sabahın köründe WordPress ile sevişiyor. Benden arada yardım istiyor kerata ama bakmıyorum bile, seviş kendin diyorum :D. Hayır sabah sabah WordPress ile cebelleşilir mi anacım, çarpılırız mazallah. Bir de bir seslenişte bulunmak istiyorum Erhan‘a; “Erhan Bey, sitenizi acilen yayına sokunuz değilse MSN adresimin başlığına Yakuter 7/24 Yönlendirme servisi yazacağım” :D. Adam tam şarapçı oldu çıktı, içmekten sitesine bakmıyor (: Evet, bugün cumartesi yani yarın pazar. Ohh be haftasonu geldi diyorum fakat haftasonu çalışacağım maalesef 🙂 Hmms bir de bugün Mart aynın 17. günü. Bugün özel birşey var, bugün özel bir gün sanırım… Bugün en cici dişicanlardan birinin; ablamın doğum günü. Kendisi dünya yaşam serüveninde yeni bir tecrübe yılına daha girdi. Bu başarısından dolayı kendisi kutlar, sevdikleri ile geçireceği daha nice yılların varolmasını temenni ederim (kesinle belediye başkanı olmalıyım :D).

Taze Mim2-Bir Haftam ve 3 Özel Şeyim

Dün “kritize et beni” diye bir mimin pasını almış golü atıp yeniden pası döndürmüştüm. Bugün başka bir mim ile karşınızdayım. Bugünkü mim skykhan‘ın kafasından çıkmış sonra Meksika Dalgası gibi yavaş yavaş yayılmıştır. Pası bizzat kendisinden aldığım için şanslıyım çünkü pas atacak birçok kişi oluşuyor kafamda. Neyse bunu yazının sonunda yazacağımıza göre önce mimden bahsedelim. Mimin konusu; bir haftanızın nasıl geçtiği ve hakkınızda 3 şeyi yazmak. Evet bunu sanırım yapacağım :D.

Continue reading

Yeniden Şehir Dışındayız

Yine blogumdan, sizlerden birkaç günlüğüne ayrılıyorum. Sebebi çok mühim olup, hayırlı bir iş olduğu birçok kişi tarafından desteklenmiştir. Efem gidiş istikametimiz eğer giderken otobüs şöförü uyumazsa dünyada Türkiye’de Ankara olacak, zaten uyursa fazla söze gerek yok pasaportsuz olarak öteki tarafa gideceğiz (Allah korusun). Efem işin şakası bir kenara kaladursun Yiğit ve ben siz bu yazıyı okurken kimbilir belki otobüse yeni bindik, belki bineli birkaç saat oldu, belki Kızılay’da kahvaltı yapıyoruz, belki de Ankara caddelerinde ring atıyor olacağız (ring atmak böyle çekirgemsi tavırlar içine girmek demek oluyor)… Benim geleceğimi duyan Ankara önemli tedbirler almış en acil olanından. Kriz masası oluşturmuşlar, felaket durumu için gerekli erzakları gidermişler. 2 gün yetecek kadar yemek stoklamışlar, Ankaralı Namık’ı da karşılama için hazırda bekletiyorlarmış :D. Ne gerek vardı efem (bu bölüme kadar güzel edebiyatımızın mükemmel abartma sanatlarından birine şahit oldunuz). Yolculuk öncesinde mp3 pileyırıma 489 mb’lık mp3 aşivledim en güzellerinden, şarj edilebilir GP marka pillerimizi doldurdum ki size sunacağım fotoğrafları çekerken makine “vıjııııık” diye kapanmasın. Onun dışında önemli başka bir hazırlığa gerek de yok zaten altı üstü 2 gün. Hmm Yiğitle yapacağım yolculuğa gelince henüz ben de bilmiyorum. Daha Konya sınırındayken ya o beni ya da ben onu aşağı atarım diye tahmin ediyorum. Tam enteresan birşey görüp uyandırdığımda “o ne ya yat uyu” diyecek. Ben de indircem kafasına (yolculukta uyumayı sevmeyen kişican modeli). Neyse efem bana şimdilik müsade, zaten vakit bulursam oradan da yazarım. Ben yokken ablam ve Cem sizlere eşlik edecekler.

Dertler Bitmez

Kalkar kalkmaz ilk yaptığım şey belki bir gelişme olmuştur diye Show TV’nin anasayfasından Kurtlar Vadisi’ne bakmak oldu. Maalesef bir gelişme yok, Doktorlar’ı koymuşlar Kurtlar’ın vaktine. Önümüzdeki hafta da gelişme olmazsa başbakanlığın önüne gidip yazarkasa fırlatan babacan gibi televizyon fırlatcam, hem de plazma olanından :D. Az önce fark ettim de galiba sabahları horozlar ile yarışıyorum, ben kalktıktan sonra ötüyor keratalar. Neden erken kalktığımı soracak olursanız manyaklıktan başka birşey değil. Güya kalkıp ders çalışacağım, “tabi ki yersen” :D. Son günlerde yoğun, orta şekerli, biraz duygusal takılmaktayım. Az önce Winamp’da rastgele modunda çalarken mp3leri Burçin denk geldi. Gesi Bağları’nı ne de güzel söylüyormuş :(. insanın aklını başından alıveriyor valla. Mart ayı yaklaşınca kediler de bir acaip oldu. Her geçtiğim yerde bi kedi bi kediyi kovalıyor, üstüne atlıyor (zıplıyor manasında). Alanya’nın haftasonları aile boyu gezmek için en çok tercih edilen rıhtımda geçen iki kedi kendi aralarında oynaşırken etraftaki meraklı gözler izler ve bazı paparazzi ruhu içine giren denyolar cep telefonlarına bu anı kayıt alırlar. Hayvancıkların özel hayatı kalmadı bea, rahat bırakmak lazım. Son günlerde aslında canımı sıkan, beni derinden sarsan birçok olay var ve olmaya devam da ediyor fakat ne yaparsın? Hayat bu deyip geçiyorum bazen, bazen takılıp kalıyorum. Her ne kadar takılma diyenler olsa da olmuyor. Gerçi takılma diyenlerin kendisi de takılıp kalıyor. Neyse ben Burçin dinlemeye devam ediyor olacağım, size iyi, güzel, umduğunuzu bulduğunuz bir gün geçirmenizi diliyorum. Esen kalın (:D).

Birkaç icadım Olacak Ağabey

Şu Alanya trafiğinde araba kullanan birisinin her yerde rahatlıkla arabalarını kullanabileceğini tahmin ediyorum. Kimin nereden çıkacağı belli değil, arkadan uzunları yakarak gelen bir çok mega geri zekalı yaratıklar var, daha kırmızı yanarken kornaya basıp geçme isteğinde bulunanlar mevcut… Bu sebeplerden akşam arabaydayken düşündüm de güzel icatlar seri üretime geçirilebilir. Mesela arkadan afedersiniz bir “öküz” uzunları yakmış. Bu durum için yeni nesil araçlara “karşılık verici fotoselli, otomatik süper uzun farlar” konulmalı. Arkadaki araç uzunları yaktığı anda size karşı arabanız da onun gözlerini alıversin :D. ikinci buluş şöyle olabilir; arabanın önüne takılabilen, portatif, öndeki araca hasar vermeyen fırlatıcılar yapılabilir. Bu ne işe mi yarayacak? Tabi ki altında son model araçlardan olan, fakat nedense o arabanın hız yapmayacağına inanan kişi veya dişicanların araçlarını arkadan ittirmenize yarayacak.

Continue reading