Huuuhh (Camda Buhar Oluşturma Şeysi)

Dün bahsettiğim soğuklar hala bizi terk etmedi ve donarak geçirdiğimiz evrimi tamamlamak üzereyiz. Gerçi ben alıştırdım sayılır. Atkı, bere, kaban üçlüsü ile pek soğuk işlemiyor. Gerçi bunları giydiğim zaman dış görünümüm iki kart artıyor. Daha da kötüsü ingiliz Ajanları’na benziyorum. Sıcak bir yere girdiğimiz zaman “ohh be” diyoruz Avea reklamında oynamışcasına. Dün bir tane teyze evimizin yanındaki ekmek fırınına gelmiş ve yarım saat çıkmamış. Sebebi sorulunca “burası ne güzel, sıcacık” demiş. Güzel ülkemin güzel insanları işte… Dişicanlar zaten ayrı bir alem bu soğuk konusunda. Dün bir abla gördüm öyle bir giyinmişti ki Sibirya’da bile öyle dolaşabileceğini düşünüyorum şu anda. incecik, yazlık kıyafetle bu havada dolaşılır mı? Demek ki dolaşılırmış. Ben şurda banyoya gidip traş olmaktan korkarken elalem dışarıda transparan giyinip şekil yapıyor. Traş dedim de aklıma geldi. Bu aralar pek sakalımı kesmiyorum. Doğal olarak evde anne faktörü ile karşılaşıyorum. Birazcık uzanyınca zorlamalar, tehditler arka arkaya geliyor. Mecburen kesmek zorunda kalıyorsunuz. Aynı dün sabah da annem traş olmamı istemiş ve bu soğuktan tırsarak ben gelen bu emire itaat etmemiştim :). Ancak baktım rahat bırakılmıyorum mecburen traşımızı olduk. Dakikaya tam olarak tutmadım ancak 2,5 dk kadar sürdü. Kesik yok ama yüzümün çeşitli bölgelerinde kalıntılar var. Efem benim diyeceklerim bu kadar. Yazmaktan ve eşzamanlı soğuktan dolayı ellerimi hissetmiyorum. Gidip sobanın boralarına sarılacağım. Kendinize cici bakınız.

Donarak Evrim Geçirmekteyiz

Alanya ve çevresi birkaç gündür soğuk havalrın etkisinde. Ancak öylbe böyle bir soğuk hava değil. Şu an güneş yeni yeni doğmakta ancak inanın ki yeni günün başlamasını hiç istemiyorum. Dışarı buz gibi çünkü. Soğukun derecesini size şöyle anlatabilirim; dün teyzemin bir tanesi battaniye ile dolaşıyordu. Çekmiş üzerine pembe renkli cicili bir battaniyeyi dolanıp duruyor :). Aslında bu yeni bir kış modasının başlangıcı olabilir, hoş bir proje. Dışarıya çıktığınız anda soğuk ile savaşmaya başlıyorsunuz. Zaten birkaç kat giyinmediyseniz “huuuuuh” diye elinizi ısıtıyorsunuz (: Tek sorun üşümek değil. Motorsikletiniz zor çalışır, arabalar anti-friz koymadığı için çalışmaz. Babacanın birisi gelir “abi araba çalışmadı da bir el atıver” şeklinde yardıma muhtac insanlar gibi konuşur. Şu anda olduğu gibi klavye ile yazı yazarken ellerinizi bir müddet sonra hissetmezsiniz. Sabah yüzünüzü yıkamak için musluğu açmanız ile kapatmanız aynı anda gerçekleşir. Çünkü o suyu yüzünüze çarmaktan gerçekten korkarsınız (: Arkadaşınızı dışarıya gitmek için ikna edemezsiniz (baş harfi Yiğit).

Continue reading

ilaçlar

Sabah kalktınız ve boğazınıza şiş sokulmuşcasına acıyor. Bu durumda birkaç yöntem yapılır. Birincisi pastil emerek acıyı en aza indirmek, diğeri sıcak su, çay vb. sıvıları almak bir de böyle boğazlanıyor gibi lavaboda böğürmek :D. Tabi ki son yöntem oldukça kaba bir davranışı temsil ediyor ancak böyle yapanlar vardır mutlaka. Hatta dün bi babacan gördüm adam yolda yürürken yere sümkürüp içini boşalttı (ıyy). Böyle babacanları kınamaktan başka yapılacak birşey yok. Neyse konuyu dağıtmayalım sabah kalktığımda eğer boğazım ağrıyorsa portakal aromalı pastil ilk tercihimdir. Çocukluğumdan beri severim böyle şeker tipli ilaçları. Benim zaman-ı evvelde yemek yeme problemim vardı. Yani eskiden böyle her saat çalışan bir değirmen gibi değildim, çok az yerdim. Onun için bol bol vitamin haplarından alırdım ve işte o haplar çok hoşuma giderdi. Jelibon gibiydi tatları. Bir de şuruplar olurdu. Öksürük şuruplarından bahsetmiyorum onların alayı acı :(. O tarif ettiğim şuruların tadı da bir güzel olurdu ki sormayın. Şişeyi dikmek isterdim hep ama annemin karşı çıkması ile bu olay içimde hep ukte kalmıştır. Hazır ilaçlardan açıldı konu devam edelim ablamın da bir ağrı kesici hapı var. Geçen hafta tatmıştım :D. O da vitamin hapları gibi çok lezizdi. Hmm acaba zat-ı alleri bu yazıyı okuduktan sonra bir daha istesem verir mi :D? Şimdi bu ilaç mevzusuna nerden girdik hepiniz merak ediyorsunuzdur. Boğazım çok acayip acıyor. Sesimde herhangibir problem yok maşallah, mehter takımının tamamı bağırsa öyle ses çıkmaz :D. Bu aralar grip salgını almış başını gidiyor ve son kurban ben olabilirdim. Ancak daha önce de bahsettiğim gibi ben hastalıkların virüslerini terbiye ettim ve her cuma namaza götürüyorum onları :D. Evet, sabah sabah bu kadar muhabbet yeter. Daha kalmayı isterdim elbette ancak yapılmayı bekleyen işler var. Ha az kalsın unutuyordum evlere temizliğe de gideceğim bundan sonra. Şu geride bıraktığımız hafta içinde anladım ki çok iyi temizlik yapıyorum :D. Neyse vaktim doldu kendinize iyi bakın, dışarı çıkarken üstünüze başınıza transparan şeyler yerine adam gibi soğuk ile mücadele edebilecek şeyler giyin.