Android: Kişiselleştirme İçin 5 Öneri

Android işletim sistemini üstün kılan özelliklerinden bir tanesi kişiselleştirmenin üst seviyede yapılabilmesidir. Duvarkağıdı, kilit ekranı, simgeler, arayüzler ve tabi ki “widget” dediğimiz küçük araçlar… Bu özellikler iOS7 ile gelmiş gibi görünse de Android’in bu noktada bir üstünlüğü söz konusu. iOS’un genel yapısı ile çok fazla oynama yapmak mümkün değilken Android içerisinde neredeyse tüm yapı ile oynamak mümkün. Bundan dolayı da hem görsellik anlamında hem de kullanabilirlik anlamında her kullanıcı kendi tarzını oluşturabiliyor.

Bu hafta kilit ekranları üzerinde kendi ihtiyacımdan dolayı biraz araştırma yaptım. Kilit ekranı bildirimlerinde iOS daha kullanışlı olsa da birkaç özelleştirme ile Android bu sorunun da üstesinden geliyor. Yazı içinde de bahsedeceğim Android 4.2 ile birlikte gelen “çoklu widget” desteği ile kilit ekranına yapılan eklemeler ile üstün kullanım imkanı sağlıyor. Şimdi hep birlikte özelleştirme ile ilgili notlarıma bakalım.

1- Duvarkağıdı

Zedge, başta olmak üzere yüzlerce duvarkağıdı olsa da ben en güzel duvarkağıdı aracının Google Görseller olduğunu düşünüyorum. Anahtar kelime türüne göre daha kolay duvarkağıdı bulunmasını sağlıyor. Sadece burada dikkat edilmesi gereken bir nokta var; Full HD çözünürlüğe sahip yeni telefonlarda netliği yakalamak. Bunun için de arama kriterlerine 1080×1920 ibaresini eklemek faydalı olacaktır. Bu çözünürlükte indirilecek bir duvarkağıdı resmi mükemmel olacaktır.

Google Görsellerde yapılmış bir arama

2- Kilit Ekranı

Android 4.2 ile birlikte kilit ekranı üzerinde sadece resim değişikliği değil bunun yanında widget ayarlamarı da yapılabiliyor. Bu sayede kilit ekranında da bildirimleri almak mümkün oluyor. Duvarkağıdı notumdaki herşey kilit ekranı resmi için de geçerli.

Widget noktasında ise öncelikle nasıl yapıldığından kısaca bahsedeyim. Ayarlar’dan Ekran Kilidi ayarlarının olduğu seçeneğe gelip “çoklu widget” özelliğini aktif hale getiriyoruz. Ardından kilit ekranında saati sola veya sağa doğru kaydırıyoruz. Çıkacak olan “+” simgesine bastığımızda da cihazımızda kilit ekranında desteklenen widgetler listeleniyor. Buradan istediğimi seçip yerleştirebiliyoruz. Kilit ekranı widget desteğinin kullanımı ana ekran ile aynı.

Bildirimleri de alabilmek mümkün ancak bunun için iki ufak eklentiye ihtiyacımız olacak. DashClockWidget ve DashNotifier for DashClock eklentilerini indirdikten sonra kilit ekranında gerekli ayarlamaları da yaptıktan sonra bildirimlerimzi görebilmemiz mümkün.

dash

DashNotifier, saat görünümünü, tarih görünümünü değiştirebiliyor. Bununla birlikte gelen bildirimleri ister detayları ile istersek de detayları olmadan ana ekran üzerinde gösterebiliyor. Her uygulama için ikon özelliği bulunuyor böylece bildirimleri görmek daha da kolaylaşıyor. Ayrıca markaların kendi kilit ekranı uygulamalarının yapısını da bozmadan entegre edilebiliyor. Uygulamanın tek eksiği açık renkli bir arkaplan kullanılıyor ise zor görünüyor.

3- Launcher/Tema

Launcher, Android’de kullanıcı arayüzünü barındıran sistemin adı. Tema olarak da adlandırabiliriz aslında. Play Store’da yüzlerce launcher uygulamasını bulmak mümkün. Simgeleri, ana ekranı, ekran araçları, kilit ekranları ve daha fazla alanı kapsayan bir kişiselleştirmeyi ön plana çıkarıyor “launcher”.

launcher

Her üreticinin kendine uyarladığı arayüzler olabiliyor. Bunları da yine internet üzerinden bulup kendi telefonumuza yüklemek mümkün. Temelinde Android olduğu için hepsi birbirine benzeyen bu arayüzlerin en kullanışlı olanları ise Play Store’da sunulanlar oluyor.

Daha fazla esneklik ve daha fazla görselliği kullanıcıya sunuyor. Tabi bazıları da daha fazla pil tüketimini maalesef tetikliyor.  Şöyle birkaç tanesine göz atacak olursak:

Bu listede yer alan ya da almayan herhangi bir launcher kullamanız durumunda ise cihazınızda üretici tarafından hazırlanmış bir launcher özelliği var ise bunu kullanamayacağınızı ise önemle hatırlatmak isterim. Kaldırılması durumunda ise bu durum ile de karşılaşılmayacaktır.

 

 

 

4- Widget

Android’i Android yapan, iOS’tan kullanıcıları en fazla çeken özelliği widgetlar, masaüstü bilgisayar mantığındaki gibi uygulamaların kullanıcıya anlık bilgi akışını sağlayabildiği bir kısayol, bir araç aslında. Hava durumundan takvime takvimden el fenerine el fenerinden hızlı aramalara, gazetelere, sosyal ağlara kadar aklımıza gelebilecek her uygulamanın bir widget’ı var. Kesinlikle Android’de daha hızlı işlem yapmayı veya bilgi almayı sağlıyor.

wpid-Screenshot_2013-12-14-17-44-52.png

5- Klasör Düzeni

Küçüklüğümden bu yana ev içerisinde olmasa da elektronik cihazlarımda ve arşivlemelerimde düzenli biri olmaya gayret etmişimdir. Android gerek ana ekranda gerekse menü içerisinde uygulamaları klasörlerin içerisinde toplamaya izin veriyor. Çok önemli bir özellik gibi görünmese de çoğu zaman hayat kurtarıcı bir yapısı vardır. Uygulamalara daha hızlı erişim, kalabalık yapmama gibi. Menümü tek ekrandan takip ettiğimi söyleyebilirim kendi telefonumda.

wpid-Screenshot_2013-12-14-17-44-36.png

İşletmenizi Facebook’ta Doğru Temsil Etmek İçin 10 Öneri

Facebook, ilk açıldığında masum birçoğumuzun gözüne masum bir arkadaşlık sitesi olarak görünse de günümüzde “sosyal ağ” denince hepimizin aklına ilk gelen bir marka olma özelliğini taşıyor. Her gün yeni bir özelliğin eklendiği bu mecrada arkadaşlık, iletişim, reklam, oyun ve daha aklımıza gelmeyen birçok konuda içimize işlemiş durumda. Hatta birçoğumuzun günlük yaşantısının önemli bir bölümünü de işgal ediyor. Hal böyle olunca Facebook sadece kişisel değil ticari kullanıma da açık bir hale geldi. Yani kısacası Facebook sadece gerçek kişilerin değil işletmelerin de ilgisini çeken, birikimlerini aktaran, ürünlerini sunan, tüketicisi ile temasa geçmesini sağlayan bir platform.

facebook

İşletmeler fırsatı değerlendirmek için paylaşımlarını yaparlarken birçok yanlışı da bilmeden yapabiliyorlar. Yazımda, bunlardan gözüme çarpanları derleyip çözümlerini aktarmaya çalıştım.

1- Mutlaka “Sayfa” Olmalı!

En çok karşılaştığım hatalardan bir tanesi işletmenin bir kişiymiş gibi hesap açılıp yine bu hesap üzerinden arkadaş ekleme yöntemi ile çevresine ulaşma çabası aslında. “Yaman Ticaret” işletmesi bir kişi olarak müşterilerini ekliyor veya müşterileri işletmeyi…  Kişi olarak bir avantajının olup olmadığına baktığımızda ise hiçbir avantajı yok. Aramalarda sayfalar daha belirgin yer alırken, kişi olarak devam edilmesi halinde belli bir arkadaş sayısına ulaşınca ekleme yapılamıyor ki bu bütün emeğin çöpe gitmesi demek. Bu yöntemin yerine “sayfa” olarak yayın hayatına başlamak ve bu şekilde devam etmek hem daha kurumsal bir görünüm kazandırıyor hem de önündeki bütün engelleri aşmış oluyoruz. Tabi ki söylediğim şeyler gruplar için de geçerli. Grupların temsil ettiği şeyler aslında çok daha farklı.

2- Sayfa İçeriği Amacına Uygun Olmalı

Eğer işletmemizi Facebook’ta doğru ifade etmek istiyorsak bunun altın kuralı doğru içerikleri bulup paylaşmaktan geçiyor. Sattığımız ürün ya da verdiğimiz hizmetlerle ilgili içerikleri paylaşmak da en doğrusu. Örneğin beyazeşya satan bir mağazanın Facebook sayfasında alışılagelmiş “bu fotoğrafa tıklarsan sevdiğin senin olacak” tarzındaki içerikleri ya da işletme ile hiçbir ilgisi bulunmayan bir klibi paylaşması gerçekten itici olabiliyor. Sayfa üyelerinin sayısı açısından bu gerçekten çok önemli.

3- Görsel Öğeler Önemli

Sayfada kullanacağımız kapak resmi ve profil resmi de başarılı ve kurumsal olmak zorunda. Profil resmi olarak kişisel bir resim değil işletmemizin logo ya da bizi temsil eden bir resmin olması daha mantıklıdır. Yine aynı şekilde kapak resmi de bu doğrultuda olmalıdır. Yine örneklendirecek olursak yerel bir pastanenin sayfasında profil resminde logo kapak resminde pastanenin bir resminin olması oldukça şık duracaktır. Belki bunlar önemsemediğimiz ancak takipçilerin aklında yer eden önemli görsellerdir.

4- Bilgiler Tam ve Doğru Olmalı

Facebook’ta bir sayfa oluştururken kategorilerden çalışma saatlerine kadar birçok bilgi alanı karşımıza çıkıyor. Bunları eksiksiz girmek lehimize olacaktır. Adresimizi doğru yazdığımızda “yer bildirimi” yapılırken işletmemiz listede görünecektir. İletişim bilgilerinin doğru olması müşteri veya üyelerimizin bize ulaşmasını sağlayacaktır. Yine çalışma saatleri de üyelerimize işletmemizin açık ve kapalı olduğu saatlerde uyarı verecektir.

5- Bir Markanın Şubesi Olmak

Herhangi bir markanın yerel mağazası ya da şubesi olmak ve Facebook’ta kendi işletmemizle birlikte bu markanın gücünü de kullanarak yer almak hem avantajlı hem de çok büyük sorumlulukları beraberinde getiren bir durumdur aslında. Yapacağımız paylaşımlar hem kendi işletmemizi hem de bağlı olduğumuz markayı doğrudan ilgilendirecektir. Bu durumda kurumsallık kavramı daha belirgin ortaya çıkmaktadır. Eğer böyle bir yapıya sahipsek markamızın resmi Facebook sayfasına bir göz atmak yararlı olacaktır. Kullandığı kapak resimleri ve profil resimlerini yeri geldikçe kullanabiliriz. İçerik konusunda ise yine markamızın sayfasında paylaştıklarını kendi sayfamızda paylaşarak hem kurumsal bütünlüğü bozmadan hem de bir hata yapmadan üyelerimize aktarma şansını yakalamış oluyoruz.

6- Kontrol Gerekli

Sayfamızı yukarıdaki maddelere göre kurduğumuza ve uygun içerikler paylaşmaya başladığımıza göre geri dönüşler almaya başlayacağız. Yorumlar, beğeniler, mesajlar ve istatistikler karşımıza çıkmaya başlayacaktır. Tüm bunlarda ne kadar hızlı cevap verebilirsek o kadar iyi bir izlenim bırakırız. İstatistiklere göre paylaşacağımız içerikleri seçmek yine kontrolün bir parçası.

7- Üslubumuz Nasıl Olmalı?

Yapılan yorumlarda ve mesajlarda cevap vermemiz gereken yerlerde “…. bey, …. hanım, @kullanıcı” gibi hitaplarla başlamak doğru tercihtir. Çünkü çok samimi bir tavır hoş görünmeyebilir. Kullanıcıların hassasiyetini göz önünde bulundurduğumuzda en küçük bir açığımızda bile bizi yerden yere vuracağından emin olabiliriz. Kullanacağımız kelimeleri iyi seçip üyemizin anlayabileceği bir şekilde anlatmak makuldür.

7- Vereceğimiz Bilgilerin Doğruluğu Hayati Önem Taşıyor

Bir bilgiyi ister içeriklerimizde ister yorum ve mesajlarımızda paylaşalım bunu yapmadan önce doğruluğunu iyice araştırmamız ve emin olmamız gerekiyor. Vereceğimiz her yanlış bilgi bize geri dönecektir. Hatta reklam yapmak isterken bir tüketici mahkemesi ile karşı karşıya kalmak istemiyorsak %100 doğru bilgileri paylaşmamız gerekiyor.

8- Bağlantı Paylaşımları

Sayfamızdan kendi internet sayfamıza veya başka bir internet sayfasına bağlantı vereceğimizde kirliliğe sebebiyet vermemek için bağlantı adreslerinin kısaltılması daha uygun olacaktır. Bu kısaltmayı yapabilen Google da dahil olmak üzere birçok internet servisi mevcut ancak benim tavsiyem bitly olacaktır. Hem bağlantıları Facebook tarafından spam olarak görünmüyor hem de tıklanma sayıları ile ilgili istatistiklere daha rahat ulaşılabiliyor.

9- Kendimizi Unutturmayacağız Ama İnsanları da Bıktırmayacağız

Paylaşım sıklığına elbette ihtiyaca göre kendimiz karar vereceğiz ancak çok fazla paylaşım insanları boğacaktır ve üye kaybıyla hatta müşteri kaybıyla sonuçlanabilecek zararlara uğrayabiliriz. Tabi ki hiç paylaşım yapmamak da unutulmamıza ve sayfamızın gerçek amacına ulaşamamasına sebep olacaktır. Bu yüzden günde bir veya birkaç güzel paylaşım yaparak “biz buradayız” mesajı verebilmeliyiz.

10- Güncel Olmalıyız

Sayfamızı her haliyle güncel ve dinamik tutmalıyız. Bunu da güncel kapak resimleri ve güncel iletilerle sağlayabiliriz. Bunun yanında bayram, kadınlar günü, anneler günü gibi önemli günleri kesinlikle hatırlamalıyız.

Bunların dışında eğer çok kapsamlı bir işletmemiz varsa sosyal medya ajansları ile çalışmak bu konuda söylediklerimden daha fazlasını önümüze serebilir. Reklam verme, etkin kullanma gibi konularla ilgili önerilerimin bulunacağı bir sonraki yazımda buluşmak ümidiyle…

 

İşyeri ve Öğrenciler İçin En Uygun Cep Tarifeleri

Numara taşıma uygulaması hayata geçtikten sonra GSM operatörlerinde müthiş bir rekabetin başladığına hep birlikte şahit olduk. Önce Vodafone bir hayli bastırdı, ardından Turkcell reklamlarla ön planda olmayı başardı ama her iki operatör de Avea’nın yaptıkları karşısında şansız bir biçimde sağ şeritten gitmek zorunda kaldılar. Avea, ard arda yaptığı kampanya ve uygun tarifelerle numara taşınma uygulamasının şampiyonu oldu. Avea’nın numara taşırken en fazla Turkcell kullanıcılarını aldığunı, Vodafone’nin Turkcell kadar kaybı olmadığını da ek bilgi olarak burada paylaşalım.

Continue reading

Bloglarda Reklam Adabı

Bloglara bakış açımız hepimizin farklı mutlaka. Bir kısmımız var ki hakikaten hobi maksatlı paylaşımlar yapıyor. Bir kısmımız herkes nasiplensin diye birşeyler üretmeye çalışıyor. Bir kısmımızda onu gelir kaynağı olarak görüyor maalesef. Maalesef diyorum çünkü artık çok beğendiğim blogları bile RSS dışında ziyaret etmemeye başladım. Bunun tek sorumlusu ise blog içinde yer alan reklamlar.

Continue reading