Ya internet Olmasaydı

Bazen düşünüyorum da acaba internet olmasaydı nasıl bi hayatımız olurdu? Şimdi bulunduğumuz konumun neresinde olurduk? Birkaç haftadır düşündüğüm bu sorular akşam iki saate yakın internetsiz kalmam ile birlikte şekillenip yazı haline geldi. internet, biz fark etmesek de hayatımızın içine işlemiş olan bir kültür oldu. Anlık ileti programlamları, paylaşım siteleri, web 2.0, e-ticaret ve aklınıza gelebilecek dünya kadar olanak hayatımızın merkezine oturdu. Peki tarihde internet icad edilmeseydi şimdi hangi durumda olurduk acaba?

Continue reading

MSN Güvenliğine Dair Birkaç ipucu

Günümüzün iletişim araçlarından birisi de MSN oldu. Cep telefonu gibi artık o da her kesime hitap ediyor, kullanmayana halk arasında hor gözle bakılıyor, interneti olup da kullanmayanlara kötü gözle bakılıyor. Kız arkadaşı ile yazışmak isteyenlerin, başka şehirde akrabaları ile sesli ve görüntülü konuşma yapabilme arzusu içinde olanların ve nicelerinin isteklerine cevap veriyor Messenger. Hatta olayı abartıp ofiste yan masadaki arkadaşına seslenmek yerine messenger üzerinden titreşim gönderenler bile var. Hatta ve hatta dışarıdan bakıldığında deli gibi görünürcesine karşıdakinin yazdıklarına gülenlerimiz bile var. Ancak ner çokluk olda “tsunami” diye boşuna söylemeyen atalarımız bu konuda da haklı çıkıyor. Tabi ki messenger kapkaçcılarından bahsediyorum. Şifreniz çalınıyor, kontör isteniyor ve buna benzer birçok olay mevcut. Özellikle son birkaç haftadır yine doruklara çıktı bu olaylar ve birçok kişinin canı yandı. Peki çözümü nedir? Ne gibi önlemler alınabilir? Bu yazımda bazı püf noktalarına değineceğim.

Continue reading

Sıradan Bir Gün Değil!!!

Emesen, kimine göre mesene; işiniz olmadığı zaman hiçbir hata vermeyen, çatır çatır çalışan, dıng dıng yanıp sönen fakat ne hikmetse işiniz olduğu zaman “servis uygun değil”, “sistem dosyası hatası” diye hata veren bir merettir kendileri. Zaten dosya göndermek ayrı bir işkence. Siz dosyayı gönderirsiniz fakat karşıdaki bilgisayar onu görür mü görmez mi bilinmez. Hayır bu olayların bir de akşam yaşanması ayrı bir sinir katıyor insana. Akşam tam önemli bir görüşmemin olduğu esnada (bir dişican ile fakat iş için :)) MSN zırt diye gitti sonrası ise bağlanma çırpınışları ve hüsran ile devam etti. Tabi Bill Gates ve bu MSN’yi çıkartan babacanlar ile yakın akrabalık sınırlarına girdim :). Neyse ki Gmail var, onun da içinde Gtalk var oradan devam edebildim görüşmeme. Değilse bir daha emesene girmeyebilir, tüm hesaplarımı iptal edebilirdim. Bu yazıyı yine sabahın köründe yazıyorum fakat bugün yalnız değilim. Bugün bir mucize, tarihi bir olay olarak Yiğit de bana eşlik ediyor. Onu da deli kovalamış olacak ki sabahın köründe WordPress ile sevişiyor. Benden arada yardım istiyor kerata ama bakmıyorum bile, seviş kendin diyorum :D. Hayır sabah sabah WordPress ile cebelleşilir mi anacım, çarpılırız mazallah. Bir de bir seslenişte bulunmak istiyorum Erhan‘a; “Erhan Bey, sitenizi acilen yayına sokunuz değilse MSN adresimin başlığına Yakuter 7/24 Yönlendirme servisi yazacağım” :D. Adam tam şarapçı oldu çıktı, içmekten sitesine bakmıyor (: Evet, bugün cumartesi yani yarın pazar. Ohh be haftasonu geldi diyorum fakat haftasonu çalışacağım maalesef 🙂 Hmms bir de bugün Mart aynın 17. günü. Bugün özel birşey var, bugün özel bir gün sanırım… Bugün en cici dişicanlardan birinin; ablamın doğum günü. Kendisi dünya yaşam serüveninde yeni bir tecrübe yılına daha girdi. Bu başarısından dolayı kendisi kutlar, sevdikleri ile geçireceği daha nice yılların varolmasını temenni ederim (kesinle belediye başkanı olmalıyım :D).

Blogum Var Oh Ne Rahat

insanın bir blogunun olması ne kadar güzel. Kimi zaman dertleşiyorsunuz ki ben bunu nadir yapıyorum, kimi zaman da eğlenceli şeyler yazıyorsunuz (always anacım (:). Bunların yanında faydalı bilgiler, kayda geçirilmiş makaleler de… Önceden yazmış olduğunuz birçok makale ileride size hizmet, yardımcı olmak, yoğun bir vakitte messenger’dan soru soran bir kişiye cevap verme faaliyeti olarak geri dönüyor :D. Bu kısımda saçmaladım mı bilmiyorum da heyecan var biraz ondandır. Önceden bir tanıdığım bir soru yönelttiği zaman, sorusu bilgisayar ile ilgiliyse MSN’den uzun uzun anlatamaya başlardım. Şimdi ise verdiğim cevap bir kişican ise “yorma beni olm siteye gir yaz oraya bilmem ne diye arattır, sonra çıkan sonuca göre davran” diyorum. Bu eğer bir dişican ise az önce söylediğim cevap ağır kaçacağından dolayı “bayan lütfen emniyet kemerinizi bağlayınız ve siteme iniş yapınız, daha sonra arama motorunda şunu şunu arat çıkan sonuçlardan şöle şöle yap” diyorum. Yani önceden saatleri bulan işlemler blogum sayesinde artık saniyeler sürüyor :D. Bu nerden mi çıktı? Aklıma geldi işte öylesine yazdım. Uzun süredir (yaklaşık 4 gün) internetsiz kalan ablam sonunda internetine kavuşmuş. “Günaydın bayan” diyerek hemen etiketlemeye alıyorum kendisini :D. Kaç gündür bu anı bekliyordum (pehh yan gelip yatma şeysi). Şu an Gürkan’a Ankaralı Namık’ın “Hovarda” isimli parçasını göndermekteyim (hehhe demiştim Gürkan intikamım kötü olcak die). Ben mi? Hiç dinlemem laf olsun diye durur sabit diskimin ücra köşelerinde. Ben son zamanlarda Yaşar’ın Hayırdır inşallah’ına takmış durumdayım. Çok pis şarkı, adamı huşu içerisinde aşık olmaya zorlamakta :D. Ahh ahh zamane gençliği işte… Hmm ben yazıyı bitirirken Gürkan, Ankaralı Namık’ı dinlemeye başladı bile :D. inanmıyorsanız buyrun bakın (intikam alınmıştır, görev tamam) :D. Neyse efem bana şimdilik müsade. Sınavlar yaklaşmakta ve biraz ders çalışmak lazım (hayatımdaki en nefret ettiğim şey). iyi geceler (gece okuyanlar için), günaydın (sabah okuyanlar için), iyi günler (genelleme).