işletmeler İçin Bir Reklam Mecrası: instagram

Popüler bir resim işleme ve paylaşma uygulaması olan instagram kısa sürede büyük kitlelere ulaşmış ve şu anda hemen hemen her akıllı telefon kullanıcısının ilgisini çeken bir mecra haline geldi. Özellikle Facebook tarafından satın alınması ile Facebook üzerindeki paylaşımları daha da kolaylaştı ve daha büyük kitlelere ulaşmayı başardı.

Hal böyle iken reklam amaçlı kullanımın da dikkatini çekmeyi başardı. İlk olarak ünlü kişiler tarafından kullanılmaya başlandı. Hem takipçilerinin hoşuna gitti bu durum hem de mesajını vermek isteyen ünlünün. Şu anda aynı Twitter gibi hemen her ünlü kişinin bir de instagram profili mevcut. Sonrasında da yavaş yavaş markalar kullanmaya başladı instagram’ı. Henüz her markayı göremesek de otomotiv, giyim, elektronik gibi ürün gamlarını üreten firmalar yavaş yavaş yerini almaya başladı.

Güzel bir örnek vermek gerekirse Volkswagen Türkiye profili, müşterilerinin çektiği fotoğrafları instagram hesabında yayınlayıp teşekkür ediyor. Bu davranışı ile müşterilerinin aslında markaya bağımlılığı ve kullandıkları aracı ne kadar çok sevdiğini ortaya koyarken araç almayı düşünen insanları bu memnuniyet verici durum karşısında kendine doğru çekmeyi başarıyor.

wpid-screenshot_2014-08-06-13-26-21.png

Böyle güzel, ücretsiz ve başarılı bir reklam kanalını peki biz kendi işletmemiz için uyarlasak kötü mü olur? Elbette hayır bilakis çok güze olur.

Neden instagram?

  1. İlerleyen zamanlarda ne olur bilemeyiz ancak şu anda ücretsiz.
  2. Etiketleme sistemi oldukça başarılı. Birden fazla etiket ile arama sonuçlarında doğru insanın karşısına çıkma olasılığı daha fazla.
  3. Kullanımı ve yönetimi oldukça kolay.
  4. Görsel reklam her zaman iyidir.

Doğru Kullanım

  1. Verilen hizmet ya da satılan ürünler ile alakalı resimler paylaşılmalı.
  2. Efektler aykırı olmamalı ki takipçinin hoşuna gitsin.
  3. Etiketler doğru şekilde seçilmeli. Daha doğrusu arama sonuçlarında hangi yerde göstermek istediğimizi iyi bilmemiz gerekiyor.
  4. Açıklamalar doğru olmalı.
  5. Eğer diğer sosyal hesaplarımız da mevcutsa resimleri oralarda da paylaşmalı (Facebook, Twitter…).
  6. İyi yorumlar olacağı gibi kötü yorumlar da olacaktır, bu durum karşısında soğukkanlı olmakta fayda olacaktır

 

Sosyal Medya Kanalıyla İşletmenize Müşteri Çekmek

Facebook, Twitter, Foursquare, Instagram derken listenin sonu gelmiyor artık. O kadar çok sosyal ağ var ki takip etmek neredeyse imkansız bir hale geliyor. İşin iç yüzüne baktığımızda ise inanılmaz bir kullanıcı kitlesinin bu platformlarda dolaştığını görüyoruz. Tüm parçaları bir araya getirdiğimizde ise maliyeti düşük getirisi yüksek bir pazarın burada olduğunu, fazla kaynak harcaması yapmadan fırsata dönüştürebileceğimiz bir kanalın olduğunu görüyoruz. Zaten son yazılarımda bunlara biraz daha fazla vurgu yaparak işletmeler için doğru facebook kullanımı ve doğru reklam verme yollarından bahsetmiştim. Peki Facebook bu konuda bu kadar iyi de diğerleri kötü mü? Elbette hayır, diğer sosyal ağlar da mükemmel imkanları olan birer araç.

Small-Business-Success-with-Social-Media

Twitter, kısa ve öz promosyanlar yapıp bir anda retweetler ile zirveye çıkabileceğimiz bir mecra özetleyecek olursak. Yine gelişmiş arama sistemi ile sattığımız ürün ya da verdiğimiz hizmeti aratarak bu konuda eleştiri yapanları bulabileceğimiz, ihtiyacı olanlara cevap verebileceğimiz iyi bir fırsat aslında. Zaten birçok şirket kurumsal Twitter hesabı ile müşterilerine ulaşıyor. Örneğin SuperOnline bir şikayet olması durumunda beni Twitter yolu ile bulup iletişime geçiyor, bu da benim hoşuma gidiyor. Müşteri hizmetleri ile gereksiz bir temas kurmak yerine onlar beni arıyorlar, akıllıca.

Foursquare, fazla bir geçmişi olmayan ancak bir anda yaptığı patlama ile çok fazla kullanıcıya erişebilen sosyal ağ artık Facebook, Twitter kadar hatta bazı yerlerde onlardan bile aktif bir bildirim mekanizması haline geldi. İşletmenizle ilgili puanlama, yorumlar vs. bilgiler yer alıyor. Artık ülkemizde de yaygın kullanıldığı için dikkatimizi vereceğimiz bir sosyal ağ konumunda. Eğer işletmemizi burada sahiplenirsek kampanyalar düzenleyebilme şansını elde ediyoruz. İşletmeyi sahiplenmemiz; işletmemizi bulup burasının bize ait olduğunu cüz’i bir ücret karşılığında doğrulamak… Ardından promosyon kodları, ilk bildiriminizde %x indirim, arkadaşınızla etiketleyin “…..” kazanın ve hayal gücünüze göre birçok kampanya düzenleyerek müşterileri kendimize çekebiliriz. Bu konuda Foursquare benim de çok ilgimi çekiyor!

Google+, son yaptığı düzenlemer ve Google Maps verilerini kullanarak etkin bir işletme profilini ortaya koyuyor. Google Maps’de bir mekan araması yapınca Google+’ın bilgileri de yer aldığı için bu servis de etkin bir ulaşım aracı diye düşünüyorum. Yine Fourquare tarzı puanlama ve yorum sistemleri sayesinde işletmemizle ilgili bilgiler paylaşılıyor. Burada da etkin kampanyalarla müşterilerimize ulaşmak mümkün.

Instagram, hayatımıza gireli çok olmadı ama hemen hemen hepimizin kullandığı bir resim paylaşma servisi gibi görünse de markaların yavaş yavaş yer almaya başladığı bir araç. Paylaşacağımız bir ürünün resmi ile insanların ilgisini çekebiliriz elbette. Uygun etiketleri de kullandığımızda başarılı olmak mümkün.

Blog servisleri, medyanın günümüzdeki kardeşi dediğimiz, uzun zamandan beri hayatımızda olan bu servisler artık her işletmenin ilgisini çeken bir hal aldı. Kurumsal yapıya sahip şirketlerin tamamı kullanırken küçük işletmeler de artık bir blog sahibi olma isteğinde. Aslında işin doğrusu da budur. İşletmeye ait internet sayfası ayrı, blog ayrıdır. Blog işletmemiz ile müşterimiz arasındaki soğukluğu kaldıracak önemli bir iletişim aracı ilk çıktığından bu yana. Haberler, etkinlikler ve buna benzer duyuruların blog üzerinden yapılması çok daha etkili olurken insanların bu içerikleri ilgi ile takip ettiklerini görebiliyoruz.

Video servislerinden de bahsederek yazımı sonlandırayım. Video diğer içeriklere göre biraz daha farklı aslında. Eğer güzel bir video ise üst sıralara çıkabiliyoruz, eğer işin içinde bir “fail” durumu var ise daha da yukarılara çıkıyoruz 🙂 Reklamın kötüsü olmaz dediğimiz şey de tam olarak bu.

Bir sonraki “işletmeniz için sosyal medya araçları” konulu yazımda görüşmek ümidiyle…

 

İşletmenizi Facebook’ta Doğru Temsil Etmek İçin 10 Öneri

Facebook, ilk açıldığında masum birçoğumuzun gözüne masum bir arkadaşlık sitesi olarak görünse de günümüzde “sosyal ağ” denince hepimizin aklına ilk gelen bir marka olma özelliğini taşıyor. Her gün yeni bir özelliğin eklendiği bu mecrada arkadaşlık, iletişim, reklam, oyun ve daha aklımıza gelmeyen birçok konuda içimize işlemiş durumda. Hatta birçoğumuzun günlük yaşantısının önemli bir bölümünü de işgal ediyor. Hal böyle olunca Facebook sadece kişisel değil ticari kullanıma da açık bir hale geldi. Yani kısacası Facebook sadece gerçek kişilerin değil işletmelerin de ilgisini çeken, birikimlerini aktaran, ürünlerini sunan, tüketicisi ile temasa geçmesini sağlayan bir platform.

facebook

İşletmeler fırsatı değerlendirmek için paylaşımlarını yaparlarken birçok yanlışı da bilmeden yapabiliyorlar. Yazımda, bunlardan gözüme çarpanları derleyip çözümlerini aktarmaya çalıştım.

1- Mutlaka “Sayfa” Olmalı!

En çok karşılaştığım hatalardan bir tanesi işletmenin bir kişiymiş gibi hesap açılıp yine bu hesap üzerinden arkadaş ekleme yöntemi ile çevresine ulaşma çabası aslında. “Yaman Ticaret” işletmesi bir kişi olarak müşterilerini ekliyor veya müşterileri işletmeyi…  Kişi olarak bir avantajının olup olmadığına baktığımızda ise hiçbir avantajı yok. Aramalarda sayfalar daha belirgin yer alırken, kişi olarak devam edilmesi halinde belli bir arkadaş sayısına ulaşınca ekleme yapılamıyor ki bu bütün emeğin çöpe gitmesi demek. Bu yöntemin yerine “sayfa” olarak yayın hayatına başlamak ve bu şekilde devam etmek hem daha kurumsal bir görünüm kazandırıyor hem de önündeki bütün engelleri aşmış oluyoruz. Tabi ki söylediğim şeyler gruplar için de geçerli. Grupların temsil ettiği şeyler aslında çok daha farklı.

2- Sayfa İçeriği Amacına Uygun Olmalı

Eğer işletmemizi Facebook’ta doğru ifade etmek istiyorsak bunun altın kuralı doğru içerikleri bulup paylaşmaktan geçiyor. Sattığımız ürün ya da verdiğimiz hizmetlerle ilgili içerikleri paylaşmak da en doğrusu. Örneğin beyazeşya satan bir mağazanın Facebook sayfasında alışılagelmiş “bu fotoğrafa tıklarsan sevdiğin senin olacak” tarzındaki içerikleri ya da işletme ile hiçbir ilgisi bulunmayan bir klibi paylaşması gerçekten itici olabiliyor. Sayfa üyelerinin sayısı açısından bu gerçekten çok önemli.

3- Görsel Öğeler Önemli

Sayfada kullanacağımız kapak resmi ve profil resmi de başarılı ve kurumsal olmak zorunda. Profil resmi olarak kişisel bir resim değil işletmemizin logo ya da bizi temsil eden bir resmin olması daha mantıklıdır. Yine aynı şekilde kapak resmi de bu doğrultuda olmalıdır. Yine örneklendirecek olursak yerel bir pastanenin sayfasında profil resminde logo kapak resminde pastanenin bir resminin olması oldukça şık duracaktır. Belki bunlar önemsemediğimiz ancak takipçilerin aklında yer eden önemli görsellerdir.

4- Bilgiler Tam ve Doğru Olmalı

Facebook’ta bir sayfa oluştururken kategorilerden çalışma saatlerine kadar birçok bilgi alanı karşımıza çıkıyor. Bunları eksiksiz girmek lehimize olacaktır. Adresimizi doğru yazdığımızda “yer bildirimi” yapılırken işletmemiz listede görünecektir. İletişim bilgilerinin doğru olması müşteri veya üyelerimizin bize ulaşmasını sağlayacaktır. Yine çalışma saatleri de üyelerimize işletmemizin açık ve kapalı olduğu saatlerde uyarı verecektir.

5- Bir Markanın Şubesi Olmak

Herhangi bir markanın yerel mağazası ya da şubesi olmak ve Facebook’ta kendi işletmemizle birlikte bu markanın gücünü de kullanarak yer almak hem avantajlı hem de çok büyük sorumlulukları beraberinde getiren bir durumdur aslında. Yapacağımız paylaşımlar hem kendi işletmemizi hem de bağlı olduğumuz markayı doğrudan ilgilendirecektir. Bu durumda kurumsallık kavramı daha belirgin ortaya çıkmaktadır. Eğer böyle bir yapıya sahipsek markamızın resmi Facebook sayfasına bir göz atmak yararlı olacaktır. Kullandığı kapak resimleri ve profil resimlerini yeri geldikçe kullanabiliriz. İçerik konusunda ise yine markamızın sayfasında paylaştıklarını kendi sayfamızda paylaşarak hem kurumsal bütünlüğü bozmadan hem de bir hata yapmadan üyelerimize aktarma şansını yakalamış oluyoruz.

6- Kontrol Gerekli

Sayfamızı yukarıdaki maddelere göre kurduğumuza ve uygun içerikler paylaşmaya başladığımıza göre geri dönüşler almaya başlayacağız. Yorumlar, beğeniler, mesajlar ve istatistikler karşımıza çıkmaya başlayacaktır. Tüm bunlarda ne kadar hızlı cevap verebilirsek o kadar iyi bir izlenim bırakırız. İstatistiklere göre paylaşacağımız içerikleri seçmek yine kontrolün bir parçası.

7- Üslubumuz Nasıl Olmalı?

Yapılan yorumlarda ve mesajlarda cevap vermemiz gereken yerlerde “…. bey, …. hanım, @kullanıcı” gibi hitaplarla başlamak doğru tercihtir. Çünkü çok samimi bir tavır hoş görünmeyebilir. Kullanıcıların hassasiyetini göz önünde bulundurduğumuzda en küçük bir açığımızda bile bizi yerden yere vuracağından emin olabiliriz. Kullanacağımız kelimeleri iyi seçip üyemizin anlayabileceği bir şekilde anlatmak makuldür.

7- Vereceğimiz Bilgilerin Doğruluğu Hayati Önem Taşıyor

Bir bilgiyi ister içeriklerimizde ister yorum ve mesajlarımızda paylaşalım bunu yapmadan önce doğruluğunu iyice araştırmamız ve emin olmamız gerekiyor. Vereceğimiz her yanlış bilgi bize geri dönecektir. Hatta reklam yapmak isterken bir tüketici mahkemesi ile karşı karşıya kalmak istemiyorsak %100 doğru bilgileri paylaşmamız gerekiyor.

8- Bağlantı Paylaşımları

Sayfamızdan kendi internet sayfamıza veya başka bir internet sayfasına bağlantı vereceğimizde kirliliğe sebebiyet vermemek için bağlantı adreslerinin kısaltılması daha uygun olacaktır. Bu kısaltmayı yapabilen Google da dahil olmak üzere birçok internet servisi mevcut ancak benim tavsiyem bitly olacaktır. Hem bağlantıları Facebook tarafından spam olarak görünmüyor hem de tıklanma sayıları ile ilgili istatistiklere daha rahat ulaşılabiliyor.

9- Kendimizi Unutturmayacağız Ama İnsanları da Bıktırmayacağız

Paylaşım sıklığına elbette ihtiyaca göre kendimiz karar vereceğiz ancak çok fazla paylaşım insanları boğacaktır ve üye kaybıyla hatta müşteri kaybıyla sonuçlanabilecek zararlara uğrayabiliriz. Tabi ki hiç paylaşım yapmamak da unutulmamıza ve sayfamızın gerçek amacına ulaşamamasına sebep olacaktır. Bu yüzden günde bir veya birkaç güzel paylaşım yaparak “biz buradayız” mesajı verebilmeliyiz.

10- Güncel Olmalıyız

Sayfamızı her haliyle güncel ve dinamik tutmalıyız. Bunu da güncel kapak resimleri ve güncel iletilerle sağlayabiliriz. Bunun yanında bayram, kadınlar günü, anneler günü gibi önemli günleri kesinlikle hatırlamalıyız.

Bunların dışında eğer çok kapsamlı bir işletmemiz varsa sosyal medya ajansları ile çalışmak bu konuda söylediklerimden daha fazlasını önümüze serebilir. Reklam verme, etkin kullanma gibi konularla ilgili önerilerimin bulunacağı bir sonraki yazımda buluşmak ümidiyle…