Kazaya Duyarlı Türk Vatandaşı

Kaza yapılan her yerde olay inceleme ekibi olarak bir halk topluluğu hazır bulunur. Polis gelinceye kadar derin sorgulamalarını sürdürürler. Bir de ilkyardım uzmanı olanlar vardır. Hayatlarında kaç defa ilkyardım yaptıkları bilinmez ve gerçekten de ilk defa yardım yapacaklardır. Olayı abartıp ben doktorum diyenleri de çıkar içlerinden. Halbuki alakası yoktur 🙂 Kaza olduğu zaman olay yerinde neden toplanılır bilemiyorum fakat bildiğim tek bir şey var; öyle bir topluluk görünce gaza gelip ben de gidiyorum. Yine kaza esnasında bir babacan gelir araçlara bakar. Eğer araçların ön tarafları yoksa “bişi yok canım” diyerek tatmin etmeye çalışır. Hmm acaba birşey olsa nasıl olurdu sorusu aklımıza gelir hemencik. Bazen de fiyat tahmininde bulunanlar çıkar ortamda. “Hmm çamurluk gitmiş, ön tampon inmiş sanayide 300 YTL’ye yaptırırsınız bunu” derler genelde.

Continue reading

Muhasebeymiş, Dersmiş, Hayatmış, Pehh

Dün tüm günümü muhasebe çalışmaya vererek kendi çapımda bir rekoru egale etmişim. Hani lisedeki gibi olsa yine güzelim kopya kağıtlarını hazırlayacağız ancak olmuyor. Gözetmen olarak babaannem yaşında teyzeler geliyor, ters düşmemek lazım onlarla. Bir de altı üstü muhasebe canım ne olacak? Bir bilanço, azıcık gelir tablosu üstüne de mizan ohh miss. Bir de demişler ki “muhasebe, finansın dilidir”. Yok canım daha neler? Finansın bir dili varsa o da yasal ve resmi tefeci olan bankalardır. Finansın altından girip üstünden çıkıyorlar. Bir de insan muhasebesi vardır ki ona hiç girmemek lazım. insan kendi kendini muhasebe etmelidir.

Continue reading

Burun ile Nargile içilir mi?

Sorunun cevabını sanırım videodan aldınız, yani içilirmiş 🙂 Bu çekimdeki kişi ve mekan tamamen gerçek dünyadan alınmıştır. Seslendirme ve çekim Yiğit tarafından yapılmış, gülme efektlerini de kendisi vermesine rağmen çorbada ben ve benim gibilerin de tuzu bulunmuştur. Ayrıca burun ile nargile içmenin câiz olup olmadığı Zekeriya Beyaz Hoca’ya danışılacaktır.
Continue reading

Son Günlerde Şeysi ve Dj Crazyblead

Son zamanlardaki Türkiye gündemi gibi bende de bir yoğunluktur aldı başını gidiyor. iş, ders, aşk, yemek vs. ile günlerimi yoğun şekilde geçiriyor bir taraftan da siyasi haberleri takip etmeye çalışıyorum. Bu seçimler bayağı renkli görüntülere ev sahipliği yapacak gibi sanki, şimdiden tahmin edebiliyorum. Maşallah ne çok milletvekili olmak isteyen varmış. Avukatından, dernek başkanlarına onlardan çaycı Selami abiye kadar. Gazı yiyip coşkuya mazhar olan herkes soluğu gazeteye “adayım anasını satayım” açıklaması yapmış. Yakında seçmen kalmayacak böyle giderse. Herkes aday nedir bu böyle? Hatta bazı kişicanlar da beni gaza getirdiler. Reis-i Cumhur seçiminde halkın oy kullanması durumunda olabileceğimi söylediler. Her ne kadar ben “çüşş” desem de insanı mod değişikliğine uğrattığı kesin. Sizin anlayacağınız siyaseti, ülke yönetimini herşeyi laçkalaştırdı devlet büyüklerimiz. Kendilerine bu üstün başarılarından dolayı plaket verilecek.

Continue reading

Yanıyoruz Hüleyn!!!

Küresel ısınmayı bir dönem ön plana çıkarmıştık. Ancak küre ısınmayı geçmiş ve level atlayarak direkt yanmaya başladı. Özellikle bizim sahil kesiminde haftasonu böyle alevsel bir hava akışı yaşadık. Suratınıza çarpan sıcak havayı hissedebiliyorsunuz. Ayrıca oturduğunuz yerde terleme mertebesine ulaşıyorsunuz. Duyduğuma göre pudra satışlarında gözle görülür derecede bir artış yaşanmış. Sebebi de gün boyu masabaşında çalışanların malum yerlerinin pişik olması 😀 Havanın bu sıcaklığı beni de etkiledi tabi. Beynim dönmüşcesine hareket ediyor, terlediğim zaman sinirlerim 1924’den sonraki enflasyon oranları gibi fırlıyor. Motorsikletimle giderken bile serinleyememem hatta daha da yanmam ne kadar sinir bozucu? Pazar günü bu olayı Yiğit ile beraber bizzat yaşadık. Doğal klimalı motorumun bile sıcaktan “yeter hülen deyus in üstümden dinlendir beni, vala hararet yaparım” gibi bir haykırışı vardı sanki. Bir de turistler var ki onlara da yandan yandan bir değinelim. Adamlar sanki hiç sıcak görmemişcesine soyunuyorlar ve de bu durumda dişi-kişi ayrımı yapmıyorlar. Hal böyle olunca Türk babacanlara bıyık ovuşturucu manzaralar çıkıyor.

Continue reading

Sabah Sabah…

Günlerim oldukça yoğun geçmekle birlikte, asosyallikten hafifce sıyrıldığımın da farkındayım. En azından 7/24 bilgisayar başı oturumundan kurtuldum. Şu günlerde de neredeyse herşey mükemmel gidiyor hayatımda. Ancak arada sırada üzücü ve sinir bozucu olaylar yaşanmakta. Dün anladım ki her insandan yardım almanız zor oluyor. Karşılıksız yardım eli uzatan insan sayısı elle gösterilebilecek kadar azmış. Benim en çok zoruma giden yardım istediğimde “şunu yaparsan” şeklindeki cümlelerdir. Bu durumda “yardımını başına çal” diyorum. Bu özelliklere sahip insan üstelik işin kötü tarafı insanlara yardımcı olacağım diye bir sitede bilgilendirme amaçlı yazılar yazıyor. Yine ismini bahşetmek istemediğim bu insanın sorduğu sorulara şimdiye kadar “karşılıksız”, elimden geldiğince cevap vermeye çalıştım. Hep yardım etmek istedim fakat yanlış insana yardım ettiğimin farkında değilmişim.

Continue reading

Dalgalı Kur Modeli Hayatım

“Benim Dünyam” içine birşeyler yazmayalı uzun zaman olmuş. Bu geçen zaman içerisinde dalgalı kur modeline dönen hayatım; son bir iki haftalık süreçte düzene girdi. Bunu yapmamı sağlayan ve adı kesinlikle bende saklı olan bir dişican bulunmakta. Söz dişicanlardan açılmışken; Alanya’daki turist bacılarımız yavaş yavaş yüzlerini göstermeye başladı. Her ne kadar ben yüzlerine bakmasam, bakamasam da sizler için bir güzel bilgi olabilir 😀 Son günlerde sınavlarımın kötü olmasından başka bir sıkıntım yok. Onları da finallerde cumburlop (hüpletme şeysi) yapabilirsem ne güzel olacak.

Continue reading

Günlerden Pazar…

Bu Pazar gününü diğerlerinden oldukça farklı bir biçimde geçirdim. Önce saatin 12’sinde yaptığım kahvaltı ile başlayalım. Pazar günlerinin en güzel tarafı geç kalkmak ve kendime izin vermiş olmam. 12’den saat 2’ye kadar CSS kodu yazdım ve sonrasında maceramız başladı Eren ile birlikte. Daha önceden planladığımız gibi motorlarımızla Kale’ye çıkacaktık. Nitekim öyle de oldu; çıktık kaleye… Sakin bir yerde mola verdik ve denize karşı birkaç fotoğraf çektik yüksek surlardan. Fotoğrafları merak ettiyseniz yeri gelmişken belirteyim; artık çektiğim fotoğrafları şurada ifşa edeceğim. Dün çektiklerim de işte tam şurada. Öhöö (öksürük şeysi), tam surlarda yani şurada dururken; bizim gibi birkaç genç kişican yanımızdan geçer. Ve bir tanesi “burayı yeni yapmışlar galiba” der. Bu andan itibaren Eren ile birbirimize bakışıp gülümsemelerimiz kahkahalara dönüştü. Arkasından espriler geldi. “Tabi tabi yeni yaptılar, hatta betonu Alanya Hazır Beton döktü” gibi gülmemizi çişimizi getircek aşamaya kadar artıran laflar dolaştı ortamda. Bu arada insanın gülerken neden çişi gelir hala anlayabilmiş değilim 😀

Continue reading

Son Günlerde…

Son günlerde yaşadığım olaylar nedeni ile moralim çok bozuk arkadaşlar. Bu da yazı yazmamı engelliyor. içimden yazmak gelmiyor, içimden gelmeyince de ne yazabilirim ki? Merak etmeyin henüz ölmedim yani yazmıyor acaba birşey mi oldu diye merak etmeyin 🙂 Kendim ettim kendim buldum misali kendi hatamın günahını çekiyorum üç gündür. Sanırım bazı şeylerin üstüne fazla gidince ters etki yapıyor. Hiç suçum olmayan bir olayda herşey benim üzerime kaldı. Siz siz olun iyi niyetle de olsa kimseye kimse hakkında tek laf etmeyin. Olayları üstelemeyin, hiçbirşeyin üzerine fazlası ile gitmeyin 🙁 Sanırım “Benim Dünyam” kategorisinde ve bazı etiketlerde yazılarım bir süreliğine seyrekleşecek. Diğer kategorilerde yazmaya devam edeceğim bundan bir endişeniz olmasın. Şimdi benim bir olayı düzeltmem gerekiyor, bunun nasıl olacağını inanın ben de bilmiyorum ama ümitvar olmak lazım. Eğer olaydaki karakterleri yanlış tanımıyorsam bu durum düzelecektir, düzelmezse de “değerimiz bu kadarmış” deyip hayata devam edeceğim. Ben ilk seçeneğin olacağını tahmin ediyor ve bekliyorum. Yalın’ın yeni albümünde de dediği gibi “koyver gitsin” diyeceğim bir süreliğine… Ve sevindirici haberi her an olsun bekleyeceğim 🙂 Bu arada yeri gelmişken Yalın yeni albümünü çıkartmış. Eski albümlerinin tadı olmasa da hoş olmuş. Hmm bir de son zamanlarda hayatımda yaşadığım tek sevinç A Milli Futbol takımımızın zaferleri. Umarım herşey hem benim hem milli takım hem de sizlerin istediği gibi olacak. işte o zaman herşey güzel olacak 🙁

Hödüklere Atfen

Her zamanki gibi yine bir elimde klavyem bir elimde farem geçtim bilgisayarımın karşısına sabah sabah. Son günlerde kendimi işlere ve derslere verdim, malum haftaya sınavlar var. Onun için tüm işleri ertelemeye çalışıyorum ve sınavdan sonra da aşırı bir iş yüklenmesi olacağını tahmin ediyorum. Son zamanlarda tek değişim bu değil elbette, kişinin davranışına göre muamele yapmaktayım artık. Yani F=m.a (etki tepki zımbırtısı). Arkamızdan bolca iş çevriliyor bazı yaratıklar tarafından. Yüzüme gülümseyen yüzlerini gösterip arkamdan canavarımsı suratcıklarını gösteriyorlar. Hatta iki gündür MSN başlığımda “şerefsizlere…” diye başlayan bir taşlama bulunuyor. Ama şerefsiz vatandaş bir türlü üstüne almıyor ne hikmetse. Ve almadığı, bunu anlamadığı için “hödük” tanımlamasını kullanıyorum kendileri için. Ben kolay kolay kimse ile düşman olmam fakat olduğumda tam olurum, öyle bir düşünceniz varsa duyrulur :D. iletişim bölümünden taciz ediliyorum arkadaşlar, ahlaksız teklifler alıyorum. Üstelik bunu yapan bir dişican ve maalesef bir blogu var 🙁 Artık insanları tanımak gerçekten ÖSS sınavından daha zor bir durumda. Fakat hayattan zevk almak gerekiyor herşeye rağmen. Sizi sevenler için, arkadaşlarınız için, aileniz için… Bu arada aklıma gelmişken son dönemlerde damar parça dinlediğimi düşünenler varmış. Ben damar parçaları her zaman dinlerim. Aşık olayım olmayayım hiç fark etmez. Eğer damar şarkı dinlemekle aşık olunuyorsa, kocaman yaşını başını almış, torun torba sahibi teyzelerin dinledikleri de damar şarkı ve onlar da aşık 😀 (töbe töbe). Yakında sanal alemde bir kampanya başlatmayı düşünüyorum “Aşık olmadan inadına damar dinlemek” adında. içeriği buradaki gibi olabilir, detaylarına bakacağız. Şarkı demişken aklıma geldi; Murat Göğebakan da sürpriz yaparak yeni albümünü çıkarmış. Murat Göğebakan’ı her zaman beğenerek dinlerim, yeni albümünü de dinledim ve çok hoş olduğu kanısındayım. Neyse kendi problemlerimle sizleri de sıkmayayım geçelim janjanlı hayatımıza. Efem havalar bir hayli sıcaklaştı ve turistler yavaş yavaş çoğalmaya başladı caddelerde. Özellikle dişican turist sayısında gözle görülür bir artış söz konusu. Ne diyelim Allah daha çok versin, versin ki daha çok döviz kalsın bize.

Continue reading