Facebook Video Arama

Facebook’da hergün binlerce video paylaşılıyor. Gruplar, sayfalar ve arkadaşlarımız paylaşıyor, hoşumuza gidersek biz de paylaşıyoruz. Ancak bazen geriye dönük videoları aramak biraz zahmetli olabiliyor. İstediğimiz videoyu istediğimiz gibi bulamıyoruz. Daha doğrusu servis içi arama motorunda bunu yapabilmek çok mümkün değil. Yeni eklenen bağlantılar arasında arama yapabilme özelliği ise sadece kendi paylaştığımız bağlantılarımız arasından arama yapıyor. Yani web sayfası, video veya bunlara benzer bağlantılar içerebiliyor arama kriterleri.

Facetofind ise bize Facebook üzerinden paylaşan fark etmeksizin istediğimiz anahtar kelimelerde sadece video araması yapmamıza olanak sağlıyor.

Arama sonuçları ise oldukça başarılı. İstersek video aratma sayfasında videolara beğeni yapabiliyor, en çok izlenen videoları da görüntüleyebiliyoruz.

Facebook Videolarını Mp3’e Dönüştürme

Facebook’da binlerce video paylaşılıyor her gün. Bunlar içinde müzik videolarının paylaşılmaması imkansız tabi ki. Bazen bu durum insanın iştahını kabartıyor. Özellikle takip ettiğim müzik sayfalarındaki videoların sadece müziklerini alma ihtiyacı duyuyorum bazen. İşte sırf bu sevda uğruna iki tane çevrimiçi servis ile videoların görüntüsünü ayırıp bilgisayarımıza mp3 formatında nasıl indireceğimizi kısaca göstereceğim.

Önce izlediğimiz videoların mp4 formatındaki linklerini almamız gerekiyor. Çünkü çeviri yapabilmemiz için mutlaka bir video formatı edinmemiz gerekiyor. mp4 formatının bağlantı adresini maalesef kullanıcı arayüzünün hiçbir yerinden alamıyoruz. Ya tarama geçmişlerini gösteren bir program ile (chrome cache view gibi) veya link almamızı sağlayacak bir servis ile mp4 formatının olduğu adresi öğrenebiliyoruz. Biz yazılım kullanmadan, paratik bir biçimde http://facebook.anarschi.com adresine gidiyoruz. Buradaki kutucuğa izlediğimiz videonun Facebook linkini (http://www.facebook.com/video/video.php?v=131098223602548 gibi)  yazıp “indir” butonuna basıyoruz. Ardından açılan sayfadaki mp4 linki kutucuğundaki adresi kopyalıyoruz.

İkinci adım olarak dönüştürme servisimiz olan FLVto‘ya gidiyoruz. Buradaki kutucuğa da kopyaladığımız mp4 adresini yapıştırıyoruz. “Next” butonu ile bir sonraki adıma geçiyoruz.

İkinci adımda çevrilecek format, codec türleri, ayrıntılı seçenekler bize sunuluyor. Genel hatlarıyla “default” ayarları kullanmayı tercih etmek daha güzel ses elde etmemizi sağlayacaktır.

E-posta adresi ve çıkacak dosya isminin girilmesi ise zorunlu değil. Bunları da tamamladıktan sonra “next” butonu ile çeviri işlemini başlatıyoruz. Çeviri işleminin ardından bizi karşılayacak sayfada dosyamızın indirme linkleri, paylaşım linkleri bulunuyor. Bilgisayarımıza indirip dinleyebiliriz. Bol keyifler…

Sinemayı Pekyakın’dan Takip Edin

Sinema programlarına mutlaka hayatımızda bir defa bakmışızdır. Dergi, gazete gibi yayın organlarından ziyade artık internet bu konuda üstad sayılabilir. Sinemaya gitmeden önce gösterim zamanlarını, hangi sinemada oynadığını ve daha birçok bilgiyi elimizin altındaki oyuncaklardan (telefon, pad, bilgisayar) bakıp bilgi alıyoruz. “Gelecek” programı da yine internetten fevkalade öğreniyoruz.

Türkçe yayın yapan onlarca sinema sitesi var. Ancak gelecek programları çok detaylı inceleyen başlı başına servisler de eksikti. Bu eksiği ise Ali Bahşişoğlu önderliğinde Pekyakinda.net ile kapattık.

Pekyakinda.net, projenin başlangıcından beri haberdar olduğum işlevselliği bir yana tasarımına da hayran kaldığım bir servis. Servis ile sinemada gösterime yakın zamanda girecek olan filmlerle ilgili yönetmen, yapımcı, slogan ve kısa özet bilgilerini bulabiliyoruz.

Bunların dışında HD olarak izleyebileceğimiz fragmanlar, film hakkında yapılan yorumlar, site içi yapılan oylamaya göre puanları da görmek mümkün. Ayrıca vizyondakiler kısmında şu an gösterimde olan filmleri görebiliyoruz.

Servisin sunduğu en güzel hizmetlerden birisi de ücretsiz üye olarak filmleri beğenmenin yanında gösterime girdiği anda bizi haberdar eden bir sistemin bulunuyor olması. Eğer istersek Facebook hesabımızla da üye olabiliyoruz servise. Bu oldukça hoş durmuş aslında.

Tabi her yeni servis gibi eksik yanları kısıtlı sayıda mevcut. Vizyondaki filmler için sinema/seans bilgileri bulunsa (il/ilçe bazlı) daha iyi olacak. Ayrıca hatırlatma şu an sadece görebildiğim kadarıyla e-posta üzerinden yapılıyor. İleri zamanlarda SMS yoluyla da bu sağlanırsa asil duruşuna bonkörlüğünü de ekleyecektir servis. Bir de üye olurken e-posta onayı yerine spam engelleyici bir kod vs. sistem kullanarak işlemi uzatmadan daha kısa sürede işlem gerçekleştirilebilir.

Yabancı servislere ağırlık versem de blogumda Türkçe servisleri tanıtmak daha çok hoşuma gidiyor. Emeklerinden dolayı Ali’ye teşekkür eder yayın hayatında başarılar dilerim.

Twitter’da İlk Güncellemeyi Bulma

Son günlerin gözde durum güncelleme servisi Twitter’a ünlülerden dolayı akın eden kullanıcıların ilk girdilerine dair bir mevzu açılmıştı FriendFeed’de. Birçoğunun ilk mesajı “ee ben hiçbişey anlamadım Twitter’dan” olan bu tür kullanıcılara bir alternatif de özlü söz, şarkı sözü yazanlar oluyor. İşte tam bunlar üzerinde dönüp dururken kendimin ilk mesajını merak ettim. Bunu sağlayan birkaç tane servis var. En sağlıklı çalışanı ise My Tweet 16.

Kullanıcı adını yazarak ilk 16 girdimizi gösteren servis ücretsiz ve oldukça güzel. Benim ilk gönderimi merak edenlere cevabım ise Serdar Ortaç’ın şarkısı olacak (:

CSS3 : Gradient Oluşturma

CSS3 ile gelen yeniliklerden birisi de renk geçişleri dediğimiz gradient nesnelerinin resim dosyası kullanmadan yapabilmemizdir. Hem sitelerin bant kullanımını düşürme hem de hızlı açılması açısından önemli bir gelişme bu özelliği kullanım ise oldukça kolay.

Kod kullanımı yerine renklerini seçtiğimiz taktirde bunu bizim yerimize oluşturacak, ortadan, yandan, üstten olmak üzere farklı konumlamalara göre bize kodunu verecek bir servis var.

Yapmamız gereken şey serviste renkleri seçip alt kısımda çıkan yönlenlerden bizim isteğimize yanıt verenin CSS sınıfını seçip CSS dosyasına eklemek olacak.

CSS3 Özellikleri ve Kullanım Şekilleri

CSS3 ile birlikte hem kodlayanlara çok büyük kolaylıklar geldi hem de kullanıcılara birçok avantaj sağlandı. Kendi resmimizi kullanabileceğimiz çerçeve deseninden arkaplan boyutlarını ayarlamaya, kutuları döndürmeye kadar çok güzel özellikler eklendi. CSS3 Click Chart tüm bu yeni CSS3 özelliklerini gösteren çok güzel bir yol gösterici. Galeri şeklinde gösterilen özelliklerin yanındaki soru işaretlerine tıkladığımız zaman kullanım şekli sayfanın en altında gösteriliyor.

URL Void: Web Sitelerine Virüs Taraması

Bilgisayarı yeni yeni öğrenmeye başladığım, not defterinde ismimi yazıp, Paint’de resimler çizdiğimde heyecanlandığım zamanlarda virüs terimi bana çok ilginç gelirdi. Kendi kendime de düşünürdüm “elin çocuğu oturduğu yerden birşeyler yapıyor sonra da para kazanıyor” diye. Ne mutlu ki böyle şeylere merak sarmadım. Ancak her zaman da “acaba şimdi mi tanışacağıım bu virüs dedikleri şeyle” şeklinde korkardım. Ancak korkunun ecele faydası olmadığını fark etmem fazla zamanımı almadı. Virüsile tanıştım, sonrasında mücadelesini öğrendim.

Şimdilerde ise aynı korkularım internet sayfalarında var. Hazırladığım bir projede, kendi bloglarımda acaba virüs var mıdır korkusunu yaşıyorum? Buna benzer bir diğer durumu da adını tehlikeli görüp girmeden geçtiğim sitelerde yaşıyorum. Ne yazık ki kurunun yanında yaş olanı da yakıyorum.

Ancak şimdiye kadar boşuna nefesimi tüketmişim. Dün gördüğüm URL void servisi ayrıntılı bir şekilde bir web sayfasının virüs detaylarını önümüze seriyor.

Servisde bizi üst resimdeki arayüz karşılıyor. Yapmamız gereken, şüphelendiğimiz internet adresini kutucuğa yazıp “scan now” butonuna basmak olacak.

Arama işleminden sonra ilk olarak site ile ilgili IP adresi, domainin tescili, lokasyonu ve bulunan riskli öğe sayısı ve durumu ile ilgili özet bilgiler veriliyor.

Site bilgilerinin hemen altında ise hangi sistem ve programlarla arama yapıldığı, bu arama yapılan programlardan hangilerinin riskli öğe bulduğunu veren uzun bir liste yer alıyor. Servis şu anda 18 tane yazılım üzerinden arama yaptırıyor.

Yukarıdaki adres yeni devraldığım bir proje ve içerisinde riskli bileşenlerin olduğunu öncesinden biliyorum. Bu yüzden de deneme amaçlı olarak bu siteyi seçtim. Sonuç ise doğru. Kendi bloglarım için yaptığım taramalarda herhangi bir kötü durum yok.

Servis sadece alan adı yönünden hizmet vermiyor. Ayrıca IP Void ile IP adreslerini de aynı yukarıdaki mantıkla tarıyor ve sonucu yine aynı detaylarla sunuyor.

Yazı biraz uzun oldu ama bibirinden güzel iki hizmeti anlatmak da zevkli oldu. Link listelerimizde araçlar/gereçler kategorisine kesinlikle kaydetmemiz gereken servisler her ikisi de.

Metinleri Resme Çevirme

İnternette en çok korktuğumuz olaylardan birisi spam dediğimiz işe yaramaz ve rahatsız edici nesnelerdir. Bir zamanlar e-posta adreslerini hemen tarayıp bünyesine alan spam robotlarına karşı alınan tedbirlerden birisi e-posta adreslerini “@” işareti yerine [at] gibi farklı işaretlerle temsil etmek oldu. Sonrasında e-postaları resim formatında yayınlayarak ikinci tedbir yöntemini görmüş olduk.

Hide TXT servisi de herhangi bir metni aynı yukarıdaki mantıkla resim formatına çevirerek bizlere sunuyor. Arkaplan seçeneği, yazı büyüklüğü seçeneği, yazı rengi, yazı karakteri gibi nitelikleri kendimiz belirleyebiliyoruz.

Hide TXT‘i kullanım da oldukça basit. Servise girince metin kutucuğuna istediğimiz yazıyı yazıyoruz. Ardından biçimlendirmeyi yapıp “hide text” butonuna basıyoruz. Bir sonraki ekranda resim önizleme, resim linki ve resim kodunu karşımıza çıkarıyor.

20 Yıl Sonraki Halimiz

Bulunduğumuz yaş içerisinde yüzlerce fotoğrafı paylaşıyoruz. Aradan birkaç yıl geçse bile geriye dönüp “ne günlerdi” diyerek anıları tazeleriz. Peki geri dönmenin yanında bir de ileriye gitmeyi hiç aklımızdan geçirdiğimiz oldu mu? Şimdi tanıtacağım servis yükleyeceğim resme göre 20 yıl içindeki değişimleri işleyerek 20 yıl sonraki halimizi bizlere sunuyor.

In 20 years adındaki servise giriş yaptıktan sonra “upload photo” butonu yardımı ile bir resim seçiyoruz. Resim işlemeden önce cinsiyet, yaş grubu gibi seçenekleri belirledikten sonra işleme devam ediyoruz. İşlem sonucunda bize yeni resmi veriyor.

Servis bu işlemi,  insanlarda genelde 20 yaş sonrasında veya 30 yaş sonrasında oluşacak değişimleri efekt haline getirip bu efektleri resim üzerinde uygulamaya koyuyor. Mesela 20 yaştan sonrasında yanakların küçülmesi gibi değişimleri fark ediyoruz. Servis oldukça kullanışlı ve eğlenceli.

Beğeni Sitelerimizi Kolayca LinCut ile İşaretleme

Uzun zamandan beri beğendiğim bağlantıları kolayca bir arada tutabileceğim, işaretleyip yanına da o site ile ilgili notlarımı alabileceğim bir servis arıyordum. Aslında bu türde gerek Google, Delicious gibi servisler gerekse daha küçük çaplı servisler hizmet veriyor ama beni tatmin etmiyordu. Daha kolay kullanabileceğim bir servis gerekiyordu aynı LinCut gibi.

LinCut‘un diğer servislere göre avantajları, üye olmadan çok basit bir mantıkla hesap sahibi olmak (ID), bağlantı eklemenin kolay olması, profil sayfasının ister herkese açık istersek şifreleme yaparak sadece izin verilenlere özel hale getirilmesi, kullanım rahatlığı.

Servisin kullanımından bahsedelim biraz da. LinCut anasayfasındaki kısayolu tarayıcımızın yer imleri çubuğuna doğru sürüklüyoruz. Artık yer imlerindeki Lincut butonuna bastığımızda sayfa eklemek üzere ufak bir pencere açılacak ve başlık, adres, yorum (not) bilgilerini girip kaydediyoruz. Bir diğer kullanım şekli de adresi girmeden tarayıcımızda açık olan bir sayfayı eklemektir. Bunun için yer imleri çubuğundaki LinCut butonunu tarayıcımızın adres çubuğuna sürüklüyoruz ve adresin üzerinde bırakıyoruz. Başlık ve adres bilgileri otomatik olarak dolduruluyor ve bize sadece notumuzu iliştirmek kalıyor.

Profil görüntüleme esasında çok basit ancak bu tür servislerin az olmasından dolayı biraz karmaşık gelebiliyor gözümüze. Kaydediyoruz ama nereden göreceğiz bağlantılarımızı sorunu soruyoruz kendimize? İşte bunun yanıtı en başında kaçırılıyor. LinCut anasayfasında yer alan kısayol kutusunun hemen altındaki “your Lincut link” kısmında yer alan adres bizim bağlantılarımızı görüntüleyebileceğimiz yer. Onun dışında profilimizi yer imindeki Lincut butonuna basınca karşımıza gelen küçük penceredeki “view my bookmarks” bağlantısını takip ederek görebiliriz. Aslında bu bağlantı bizim profilimize çıkıyor.

Şimdi bir de şunu düşünelim; her oturduğumuz bilgisayarda yeni hesap almak zorunda mıyız? Tabi ki hayır. Oluşturduğumuz kullanıcı ID numarasını bir yere not ediyoruz ve diğer bilgisayarlarımızda LinCut sayfasına gidip LinCut ID kutucuğuna numaramızı yazıp “login” butonuna basıyoruz. Hepsi bu kadar, artık diğer bilgisayarlarımızda da aynı profili kullanabiliyor olacağız.

Bir de işin gizlilik kısmı var. Bu profili sonuçta herkes görüp müdehale edebilecek durumda. İşte burda da işin içine PIN kodu giriyor. Kendimizin oluşturacağı PIN numarası ile istediğimiz bağlantılarımızı veya profilimizi şifreleyerek gizleyebiliriz.

Genel olarak güzel ve kullanışlı bir servis olduğundan şüphemiz yok. Ancak her ne olursa olsun bir hesap paneli bir de kullanıcı ekranı yapılsa sanki daha güvenli ve daha güzel olacakmış gibi duruyor. Ama yine de kullanılmaya değer bir servis.