Behlül Kaçar

Ailecek izlemediğimiz daha doğrusu annemlerin izleyip benim gündüzleri tekrarlarına göz attığım Aşkı Memnu nihayet bitti. Finalin hazırlıkları geniş çaptaydı. Birkaç hafta öncesinden Facebook’daki cenaze grubuna katıldım, etkinliklerimde şu anda bir cenaze görünüyor. O da birşey mi deyip akşam mağazamızın ön vitrinindeki televiyonlarda dünya kupası maçı yerine Aşkı Memnu finalini yayınladık. Kameradan gördüm birkaç bıyıklı, yaşını başını almış amca finalin ateşli sahnelerine bakıyorlardı.

İşin güzel yanı dizinin tadında bırakılmasıydı. Yaprak Dökümü, Kurtlar Vadisi, Kavak Yelleri gibi döndüre döndüre uzatmadılar. Helal olsun adamlara ki eserin orjinaline bir miktar bağlı kaldılar.

Final fena değildi. Bizzat kanlı canlı izledim ancak Bihtercim kendini daha ateşli öldürebilirdi. Biraz sönük kaldı. Kına gecesi “nası birşeydir hacı” dedirten türdendi. Maskeler iyiydi hoştu da ayin gibiydi. Şimdi hapı yuttuğumuz nokta kına gecelerinde yeni trendin bu olmasıdır.

Dizinin bilançosu ile şu şekilde ortaya çıkıyor; iki boynuz, iki ölü, bir çarpılmış bayan bir de ayyaşlığa ilk adımı atıp bir günde sakalı gür bir şekilde çıkan Behlül. Şahsen ilacı filan varsa sakalımda dökülme meydana gelen yerlere sürmek isterim.

O değil de behlulkacar.com, net boşta. Meraklıları alıp değişik faaliyetlerde bulunabilir. Benim aklımdan geçmedi değil ama almaya üşendim.

Darısı uzayıp giden Yaprak Dökümü, Kurtlar Vadisi, Kavak Yelleri ve bu mertebe yaşlarda olan tüm dizilerimizin başına deyip kaçıyorum. Böyle yazı yazmayı da özlemişim.