Eskiden, bayağı bir eskiden, ben falan daha doğmamışım… O zamanlar böyle MSN, Facebook, SMS desen sövüyor zannedip pişirip yedikleri zamanlarda duman dediğimiz çok akıllıca ve romantik bir iletişim şekli vardı. Şimdilerde sevgililer MSN’e girince çağrı ya da SMS atarken o günlerde sadece duman vardı.

Mesela karşı köyün yakışıklı çocuğu aklından sevgilisini geçirdiği zaman yakıyordu bir ateş veriyordu coşkuyu. Bunu gören diğer köyün kızı da bu coşkuya karşılık veriyordu yine. Adamlar o zamanın teknolojisiyle dumandan “smile” yapıp gönderiyorlardı. Biz gözümüz kapalı klavye yardımıyla yazdıklarımızla övünürken elin çocuğu neler yapıyordu.

Bizim kendimizi matah zennetmemiz nargile dumanı ile çıkardığımız yuvarlaktan anlaşılıyor. Zaten yuvarlaktan öte gittiğimiz de söylenemez. Bu güne kadar kare, kalp şekillerini geçtim yuvarlak bile çıkartamayan ben; amuda kalkarak klavye tuşlarına gözüm kapalı basmayı marifet sayıyorum işte. Halbuki onunla kıyaslanacak olsa saniyede 6890 kelime SMS yazan ergenlerimiz var.

Demek istediğim tekonoloji nerden nereye geldi. Dumandı, güvercindi, mektuptu, telefondu derken internet ve yan mamülleri girdi hayatımıza. Bu hiç iyi olmadı hem de.

Author: Hamdi Yaman

1987 yılında gözlerimi açtığım şu küçük dünyada 2006 yılından bu yana blog yazıyorum. İnternet dünyasının bugünü ve yarını hakkında her zaman ilgili olmuşumdur.

2 comments

Bence de teknoloji denilen meret inanılmayacak hale geldi. Daha da gelecek diye umuyorum. Işınlanmalar filan….

Bir cevap yazın

*