Facebook Home Hakkındaki Düşüncelerim

Facebook hayatımızın her noktasında varlığını göstermeye ve bunu derinleştirme çabalarına devam ediyor. Geçen haftalarda ortaya çıkan “yeni Facebook telefonu”  haberleri 4 Nisan’ı birazcık daha önemli kılmış ve Facebook’un yeni telefonunu duyurması beklenmişti. Beklentiler doğruydu hatta söylentiler de doğruydu. Hem telefonu duyurdu hem de Facebook Home adındaki entegrasyonunu görücüye çıkarttı.

Henüz ortada bildirimleri iletmeyen, tam uyumlu çalışmayı beceremeyen, çoğu zaman sebepsiz hatalar veren ve her yeni güncellemesinde yeni bir rezalet ile önümüze çıkan (son güncelleme ile birlikte fotoğraf yüklemesinde sıkıntılar var) bir Android uygulamasına sahip olan ve bir türlü bu hataları ortada kaldırmayan Facebook’un telefon işine derinlemesine girmesi oldukça saçma ve gereksiz bir adım bana göre. Facebook Home adındaki Launcher biraz makul olsa da ben yine de uygulamanın hatalarının giderildikten sonra böyle şeylere kalkışmanın daha doğru olacağını düşünüyorum.

Facebook Home şimdilik birkaç telefon ile uyumlu olarak çalışabilecek. Bu da gösteriyor ki Android uygulaması gibi fiyasko ile sonuçlanmasını istemiyor Facebook bu yeni projesinin. Yapabildikleri he ne kadar iyi olarak görünse de ben çok sıcak bakmıyorum bu çabalarına Facebook’un, gereksizdi.

Bir diğer gelişme olan ve HTC’nin ortaklığı ile çıkacak olan yine Facebook Home entegrasyonunu kullanacak yeni telefon girişimi de bir süre sonra çöpe gidebilecek bir atılım gibi göünüyor şimdilik.

İşletmeniz İçin Sosyal Ağ Araçları

İşletmeler için sosyal ağ kullanımı ile ilgili yazı dizisinin son kısmı ile tekrar birlikteyiz. Bu yazıma kadar Facebook’un doğru kullanımına, doğru reklam yatırımlarına ve sosyal medyanın işletmeler için nasıl bir güç haline gelebileceğine değinmiştim. Bu yazımda da bu kadar sosyal ağı yönetebileceğimiz, içerikleri hazırlarken işlerimizi kolaylaştıracak birkaç araca değineceğim.

social-networks-masthead

Hootsuite

Facebook, Google+, Twitter, Linkedin, Foursquare, MySpace, WordPress ve Mixi hesaplarımızı yönetebileceğimiz mükemmel bir servisten bahsediyorum aslında. Birden fazla sosyal ağ hesabını da kontrol edebildiğimiz servis kısmen ücretsiz. Hepsini tek ekranda, istediğimiz esneklikte görebildiğimiz, içerik ekleyebildiğimiz Hootsuite aynı zamanda istatistik paneline de sahip. Eğer sosyal ağ hesaplarınızı kontrol etmek istiyorsanız ve onca işinizin arasında hepsine tek tek ulaşmak zorunda kalmak istemiyorsanız bu yükü sizin yerinize üstlenebilir.

Tweetdeck

Aynı Hootsuite gibi birkaç hesabı yönetileceğimiz bir masaüstü uygulaması olan Tweetdeck oldukça güzel ve kullanışlı bir arayüze sahip. Hesap sınırlaması olmadan Facebook ve Twitter hesaplarının kontrolünü sağlayabiliyoruz.

Pages Manager

Facebook’un mobil sayfa yöneticisi uygulamasının Android sürümü. Üyelere ulaşma, mesajlaşma ve içerik ekleme özelliklerini yanında getiriyor. Aynı uygulamanın iOS cihazlar için çıkarılmış sürümüne ise buradan ulaşabiliyoruz.

Autre Planéte Social Media Image Maker

Sosyal ağlar için kapak, profil veya içerik resmi hazırlayabilen güzel bir servis.  Detalı açıklamasına başlıktaki linkten ulaşabilirsiniz

Foursquare Business

İşletmeniz için Foursquare hizmeti olup istatistiklere ve diğer trafik verilerine ulaşmayı mümkün kılıyor. Ayrıca bu hizmetin mobil kullanıcılar için Android uygulaması da bulunuyor.

Sosyal Medya Kanalıyla İşletmenize Müşteri Çekmek

Facebook, Twitter, Foursquare, Instagram derken listenin sonu gelmiyor artık. O kadar çok sosyal ağ var ki takip etmek neredeyse imkansız bir hale geliyor. İşin iç yüzüne baktığımızda ise inanılmaz bir kullanıcı kitlesinin bu platformlarda dolaştığını görüyoruz. Tüm parçaları bir araya getirdiğimizde ise maliyeti düşük getirisi yüksek bir pazarın burada olduğunu, fazla kaynak harcaması yapmadan fırsata dönüştürebileceğimiz bir kanalın olduğunu görüyoruz. Zaten son yazılarımda bunlara biraz daha fazla vurgu yaparak işletmeler için doğru facebook kullanımı ve doğru reklam verme yollarından bahsetmiştim. Peki Facebook bu konuda bu kadar iyi de diğerleri kötü mü? Elbette hayır, diğer sosyal ağlar da mükemmel imkanları olan birer araç.

Small-Business-Success-with-Social-Media

Twitter, kısa ve öz promosyanlar yapıp bir anda retweetler ile zirveye çıkabileceğimiz bir mecra özetleyecek olursak. Yine gelişmiş arama sistemi ile sattığımız ürün ya da verdiğimiz hizmeti aratarak bu konuda eleştiri yapanları bulabileceğimiz, ihtiyacı olanlara cevap verebileceğimiz iyi bir fırsat aslında. Zaten birçok şirket kurumsal Twitter hesabı ile müşterilerine ulaşıyor. Örneğin SuperOnline bir şikayet olması durumunda beni Twitter yolu ile bulup iletişime geçiyor, bu da benim hoşuma gidiyor. Müşteri hizmetleri ile gereksiz bir temas kurmak yerine onlar beni arıyorlar, akıllıca.

Foursquare, fazla bir geçmişi olmayan ancak bir anda yaptığı patlama ile çok fazla kullanıcıya erişebilen sosyal ağ artık Facebook, Twitter kadar hatta bazı yerlerde onlardan bile aktif bir bildirim mekanizması haline geldi. İşletmenizle ilgili puanlama, yorumlar vs. bilgiler yer alıyor. Artık ülkemizde de yaygın kullanıldığı için dikkatimizi vereceğimiz bir sosyal ağ konumunda. Eğer işletmemizi burada sahiplenirsek kampanyalar düzenleyebilme şansını elde ediyoruz. İşletmeyi sahiplenmemiz; işletmemizi bulup burasının bize ait olduğunu cüz’i bir ücret karşılığında doğrulamak… Ardından promosyon kodları, ilk bildiriminizde %x indirim, arkadaşınızla etiketleyin “…..” kazanın ve hayal gücünüze göre birçok kampanya düzenleyerek müşterileri kendimize çekebiliriz. Bu konuda Foursquare benim de çok ilgimi çekiyor!

Google+, son yaptığı düzenlemer ve Google Maps verilerini kullanarak etkin bir işletme profilini ortaya koyuyor. Google Maps’de bir mekan araması yapınca Google+’ın bilgileri de yer aldığı için bu servis de etkin bir ulaşım aracı diye düşünüyorum. Yine Fourquare tarzı puanlama ve yorum sistemleri sayesinde işletmemizle ilgili bilgiler paylaşılıyor. Burada da etkin kampanyalarla müşterilerimize ulaşmak mümkün.

Instagram, hayatımıza gireli çok olmadı ama hemen hemen hepimizin kullandığı bir resim paylaşma servisi gibi görünse de markaların yavaş yavaş yer almaya başladığı bir araç. Paylaşacağımız bir ürünün resmi ile insanların ilgisini çekebiliriz elbette. Uygun etiketleri de kullandığımızda başarılı olmak mümkün.

Blog servisleri, medyanın günümüzdeki kardeşi dediğimiz, uzun zamandan beri hayatımızda olan bu servisler artık her işletmenin ilgisini çeken bir hal aldı. Kurumsal yapıya sahip şirketlerin tamamı kullanırken küçük işletmeler de artık bir blog sahibi olma isteğinde. Aslında işin doğrusu da budur. İşletmeye ait internet sayfası ayrı, blog ayrıdır. Blog işletmemiz ile müşterimiz arasındaki soğukluğu kaldıracak önemli bir iletişim aracı ilk çıktığından bu yana. Haberler, etkinlikler ve buna benzer duyuruların blog üzerinden yapılması çok daha etkili olurken insanların bu içerikleri ilgi ile takip ettiklerini görebiliyoruz.

Video servislerinden de bahsederek yazımı sonlandırayım. Video diğer içeriklere göre biraz daha farklı aslında. Eğer güzel bir video ise üst sıralara çıkabiliyoruz, eğer işin içinde bir “fail” durumu var ise daha da yukarılara çıkıyoruz 🙂 Reklamın kötüsü olmaz dediğimiz şey de tam olarak bu.

Bir sonraki “işletmeniz için sosyal medya araçları” konulu yazımda görüşmek ümidiyle…