Dün için evvel zaman önce Eren ile sinemaya gitme kararı almıştık. Nihayetinde gittik de. Yeni gelen filmleri pek takip etmediğim için tercihi Eren’e bırakıp “Zincirbozan” filmine gittik. Filmin içeriği şöyle yer açıklanıyor:

“Türkiye“nin yakın tarihindeki en çalkantılı dönemi olan 1979-1983 yıllarını anlatan politik film Zincirbozan’ın senaryosu, gazeteci Avni Özgürel tarafından yazıldı. Yönetmenliğini Atıl inaç“ın, görüntü yönetmenliğini Gökhan Tiryaki“nin üstlendiği Zincirbozan“da filmin ana karakterleri dönemin önemli siyasi ve askeri figürleri.Filmde, Bülent Emin Yarar Bülent Ecevit“i, Haldun Boysan Süleyman Demirel“i, Suavi Eren Kenan Evren“i, Suna Selen Rahşan Ecevit“i, Ayşe Tunaboylu Nazmiye Demirel“i canlandırıyor.Gazeteci Abdi ipekçi suikastı ile başlayarak, 12 Eylül 1980 askeri müdahalesine kadar tırmanan terör olaylarını, bu olaylarla başa çıkmaya çalışan siyaseti, ordunun yönetime el koymasını, siyasi liderlerin sürgüne gönderilişlerini ve o süreçte yaşananları konu alan Zincirbozan, dönemi pek bilinmeyen yönleriyle yansıtıyor.Film adını, 12 Eylül sonrasında bazı siyasilerin mecburi ikamete tabi tutulduğu, Çanakkale’deki Zincirbozan askeri tesislerinden alıyor”

Film ile ilgili yorumlarıma gelince… Aslında film fena değil. Yani içerik olarak sizi o zamanlara götürebiliyor. O zamanlarda nelerin yaşandığını az da olsa tahmin edebiliyorsunuz. Ancak filmin sonunu bir türlü bağlayamamışlar. Filmin daha devam edeceğini umduğunuz anda film bitiyor. Yani bir sonuç yok. Mesela filmde adı geçenlerden “Süleyman Demirel” filmin bitimine yakın “Doğru Yoldayız” demişti. Oradan sonra DYP mi çıktı ortaya? Neler oldu? Olaylar nasıl çözümlendi? Bu soruların cevabını beklerken hiçbirini alamıyorsunuz. Filmin sonunda “Bu film 12 Eylül olaylarında idealleri olan ölen gençlerin anısına hazırlanmıştır” gibi bir not düşülüyordu. Evet bu açıdan bakarsanız film çok güzel. Açıkcası gidebileceğiniz başka bir film varsa ona gidin 🙂

Author: Hamdi Yaman

1987 yılında gözlerimi açtığım şu küçük dünyada 2006 yılından bu yana blog yazıyorum. İnternet dünyasının bugünü ve yarını hakkında her zaman ilgili olmuşumdur.

6 comments

Sevgili @h-yaman, yaşın gereği 80 dönemi ile bilgili olmaman çok doğal. O dönemi hatırlayanların da Rahmetli Adnan Menderes dönemini bilmedikleri gibi. AYıbı ile doğrusu-yanlışı ile bu bizim tarihimiz.

Ne yazık ki bir gizleme öğretmeme düsturu içinde veriliyor tarih dersleri. En azından yazkın zaman kadar öyleydi, umarım hala öyle değildir. Biz nasıl Menderes dönemini şimdi daha detaylı olarak filmlerden belgesellerden öğreniyorsak, 80 dönemini de aynı durumda öğreniyor olmanız ne acı.

Ki belgesel kimliği taşımayan bir yapıt da ( bu film gibi) ne kadar öğretici olabilir. Örneğin senin sorduğun soru gibi. Cevabını ancak araştırarak öğrenebilirsin.

Dediğim gibi doğru-yanlış bu bizim tarihimiz. Öenmli olan bunu tüm açıklığı ile öğrenmemiz ve öğretmemiz. Ki geleceğimiz sağlam temeller üzerine kururlsun, bu hatalar bir daha yapılmasın.

@Bator zaten o döneme birşey demiyorum sadece film hakkımdaki görüşlerim bunlar 🙂

(.·°·..·°·.. €R€Ñ ..·°·..·°·.) dedi ki:

gittim görüm izledim ama hamdi yamana katılıyorum ki ben söylemiştim ona sonu bağlanmamış die o da ekledi doğru yol dedi ama ne oldu mechul die 😀

Sonu nasıl bağlanmamış. Filmin asıl amacı o günde yapılanların ne kadar yanlış olduğunu anlatmak. Simitçinin idam edilen adamı izleyişi zaten bütün olayı özetler cinsten. Herkes izlemeli filmi, Dini bütün cumhurbaşkınımız dediğimiz ( ben değil tabi ) kişinin nasıl başa geldiğini, sol’un nasıl bu hallere düşürüldüğünü görün..

Bir cevap yazın

*