İşletmenizi Facebook’ta Duyurmak İçin 5 Öneri

Facebook’un işletmeler için bir kazanç kapısı olduğunu, müşterilerle bir temas noktası olduğunu bir önceki yazımda sizlerle paylaşmıştım. Paylaşımları ve sayfa yönetimini doğru yaptığımız taktirde bir sorun ile karşılaşmadan işletmemizi Facebook’ta iyi bir şekilde temsil edebiliyoruz. Tabi bu kısım işlerin yolunda gitmesi ve devamlılık için gerekliydi. Bir diğer konu da üye sayımızı yani bilinirliğimizi nasıl üst seviyelerde tutacağımız ve bu kadar zahmete katlandıktan sonra nasıl kazanç elde edeceğimizdir? Bu yazımda da birazcık bunlara değineceğim.

facebook-

1- Bıktırmadan Davet Et

Sayfamızın tıkır tıkır işleyişi hoşumuza gidiyor ama üye sayısında artış göremiyorsak birazcık çığırtkanlık yapmamızın gerektiğini söylemeliyim. Kendi Facebook arkadaş listemiz ise bu iş için biçilmiş bir kaftandır aslında, hatta en iyi kaynaktır. Çünkü arkadaş listemizden çağırdığımız her kişi beraberinde getireceği birkaç kişi demektir. Bu da bilinirliğimiz açısından oldukça mantıklıdır. İddialı olacak biraz ama gün gelecek Facebook üzerinden yapılan reklamlar Google Reklamlarından daha etkili bir duruma gelecek. Bu yüzden bilinirliği arttırmak üzerine önemli bir adımdır bu. Tabi insanları bıktırmadan yapmak da çok ama çok önemli. Davet edilmeli ama ısrarcı olunmamalı!

2- Bilmeyenlere Ulaşmak İçin Reklam Ver

Arkadaş listemize işletmemizi duyurduk ama bu elimizde var olan bir kaynağı doğru kullanmaktan başka bir şey değildi. Şimdi biraz da parasal kaynak ayırıp bizi hiç bilmeyen insanlara ulaşmamız gerekiyor. Çünkü her ulaştığımız kişi kazanç olarak geri dönebilecek bir potansiyele sahiptir. Bunun yolu da reklam vermekten geçiyor. Birçok kişi Facebook’a verilen reklamları gereksiz gibi görse de 2012 yılının reklamlarından geri dönen cirolara baktığımızda dudak uçuklatan rakamlar ortaya çıkıyor. Böyle bir pazardan pay kapmaya kim neden hayır diyebilir ki?

3- Reklam Kriterleri Çok Önemli

Reklam verirken de dikkatli olmalıyız. Kriterleri çok iyi belirlemeliyiz ki elimizdeki sınırlı bütçe ile doğru kişilere ulaşalım. Yaş aralığı, lokasyon, meslek grupları gibi taşları yerine iyi oturtmalıyız. Kendimden örnek vermem gerekirse kendi işletmemiz için geçtiğimiz aylarda Facebook’ta bir reklam çalışması yapmıştım. Bir beyazeşya markasının bayiliğini yaptığımız işletmemiz için yaş aralığı 19-45 olarak belirlemiştim, lokasyon olarak da sadece Alanya’yı belirledim. Meslek grubunu seçmedim. Üye sayısında bir anda patlama yaşamıştım ama üyelere bakınca doğru kişiler olmadığını fark ettim ve yaş aralığını daraltarak 25-45 yaptım. Evet, bu kez oldu doğru kişilere ve yayınladığım içeriklere geri dönüş yapabilecek insanları buldum. Sonuç olarak umduğum gibi de oldu, bilgi almak isteyen üyelerimiz oldu hatta mağazaya gelip alışveriş yapanlar da…

4- Reklam Bütçesi Ne Kadar Olmalı?

Aslına bakacak olursak astronomik ücretlere çok gerek kalmadan bu işi halledebiliyoruz. Aylık 100-200 TL arasında bir bütçe ile üye sayımızı çok ideal bir seviyeye getirebiliriz. Ancak birkaç ay reklamları kesmeden devam ederek daha doğru bir iş yapmış oluruz. Yani ayıracağımız toplam bütçeyi tek bir defada kullanmak yerine birkaç aya yayarak kullanmalıyız.

5- Üye Sayımız da Arttı Şimdi…

Artık içerikleri üst sıralarda tutacak göz önünden ayırmayacak şeylere ihtiyacımız olacak. Bu da yine reklamdan geçiyor aslında. Gönderi reklamları yaparak iletimizin sürekli göz önünde bulunmasını sağlayabiliriz. Tabi ki bunu her ileti için yapmak mantıklı değildir. Mesela bir anneler günü kampanyasını duyurmak istediğimizde içerikler için reklam avantajını kullanabiliriz.

Google Mezarlığına Çiçek Bırakın

Google, büyük umutlarla açtığı servislerin fişini bir bir çekerken bu konu biraz da mizaha sebep oldu. Geçtiğimiz günlerde hatırlarsanız Google Reader’ın da Temmuz ayında fişini çekeceğini duyurmuş ve büyük tepki çekmişti. Sebep olarak da kullanıcı sayısının azlığını göstermişti. Oysa ki benim gibi birçok kişinin en sık kullandığı Google servislerinden biriydi. Şimdi birileri Google’a mezarlık yapmış ve fişi çekilen servislere çiçek bırakabilmeyi mümkün kılmış. En çok çiçek şu anda Google Reader üzerinde bulunuyor 🙂 Ayrıca güzel ve ince bir espri ile Google Glass’ın mezarı hazırlanmış, daha çıkmadı ama o da mezar listesine girmiş 🙂

google-mezarlık

Mezara ulaşmak için burayı kullanabilirsiniz.

İşletmenizi Facebook’ta Doğru Temsil Etmek İçin 10 Öneri

Facebook, ilk açıldığında masum birçoğumuzun gözüne masum bir arkadaşlık sitesi olarak görünse de günümüzde “sosyal ağ” denince hepimizin aklına ilk gelen bir marka olma özelliğini taşıyor. Her gün yeni bir özelliğin eklendiği bu mecrada arkadaşlık, iletişim, reklam, oyun ve daha aklımıza gelmeyen birçok konuda içimize işlemiş durumda. Hatta birçoğumuzun günlük yaşantısının önemli bir bölümünü de işgal ediyor. Hal böyle olunca Facebook sadece kişisel değil ticari kullanıma da açık bir hale geldi. Yani kısacası Facebook sadece gerçek kişilerin değil işletmelerin de ilgisini çeken, birikimlerini aktaran, ürünlerini sunan, tüketicisi ile temasa geçmesini sağlayan bir platform.

facebook

İşletmeler fırsatı değerlendirmek için paylaşımlarını yaparlarken birçok yanlışı da bilmeden yapabiliyorlar. Yazımda, bunlardan gözüme çarpanları derleyip çözümlerini aktarmaya çalıştım.

1- Mutlaka “Sayfa” Olmalı!

En çok karşılaştığım hatalardan bir tanesi işletmenin bir kişiymiş gibi hesap açılıp yine bu hesap üzerinden arkadaş ekleme yöntemi ile çevresine ulaşma çabası aslında. “Yaman Ticaret” işletmesi bir kişi olarak müşterilerini ekliyor veya müşterileri işletmeyi…  Kişi olarak bir avantajının olup olmadığına baktığımızda ise hiçbir avantajı yok. Aramalarda sayfalar daha belirgin yer alırken, kişi olarak devam edilmesi halinde belli bir arkadaş sayısına ulaşınca ekleme yapılamıyor ki bu bütün emeğin çöpe gitmesi demek. Bu yöntemin yerine “sayfa” olarak yayın hayatına başlamak ve bu şekilde devam etmek hem daha kurumsal bir görünüm kazandırıyor hem de önündeki bütün engelleri aşmış oluyoruz. Tabi ki söylediğim şeyler gruplar için de geçerli. Grupların temsil ettiği şeyler aslında çok daha farklı.

2- Sayfa İçeriği Amacına Uygun Olmalı

Eğer işletmemizi Facebook’ta doğru ifade etmek istiyorsak bunun altın kuralı doğru içerikleri bulup paylaşmaktan geçiyor. Sattığımız ürün ya da verdiğimiz hizmetlerle ilgili içerikleri paylaşmak da en doğrusu. Örneğin beyazeşya satan bir mağazanın Facebook sayfasında alışılagelmiş “bu fotoğrafa tıklarsan sevdiğin senin olacak” tarzındaki içerikleri ya da işletme ile hiçbir ilgisi bulunmayan bir klibi paylaşması gerçekten itici olabiliyor. Sayfa üyelerinin sayısı açısından bu gerçekten çok önemli.

3- Görsel Öğeler Önemli

Sayfada kullanacağımız kapak resmi ve profil resmi de başarılı ve kurumsal olmak zorunda. Profil resmi olarak kişisel bir resim değil işletmemizin logo ya da bizi temsil eden bir resmin olması daha mantıklıdır. Yine aynı şekilde kapak resmi de bu doğrultuda olmalıdır. Yine örneklendirecek olursak yerel bir pastanenin sayfasında profil resminde logo kapak resminde pastanenin bir resminin olması oldukça şık duracaktır. Belki bunlar önemsemediğimiz ancak takipçilerin aklında yer eden önemli görsellerdir.

4- Bilgiler Tam ve Doğru Olmalı

Facebook’ta bir sayfa oluştururken kategorilerden çalışma saatlerine kadar birçok bilgi alanı karşımıza çıkıyor. Bunları eksiksiz girmek lehimize olacaktır. Adresimizi doğru yazdığımızda “yer bildirimi” yapılırken işletmemiz listede görünecektir. İletişim bilgilerinin doğru olması müşteri veya üyelerimizin bize ulaşmasını sağlayacaktır. Yine çalışma saatleri de üyelerimize işletmemizin açık ve kapalı olduğu saatlerde uyarı verecektir.

5- Bir Markanın Şubesi Olmak

Herhangi bir markanın yerel mağazası ya da şubesi olmak ve Facebook’ta kendi işletmemizle birlikte bu markanın gücünü de kullanarak yer almak hem avantajlı hem de çok büyük sorumlulukları beraberinde getiren bir durumdur aslında. Yapacağımız paylaşımlar hem kendi işletmemizi hem de bağlı olduğumuz markayı doğrudan ilgilendirecektir. Bu durumda kurumsallık kavramı daha belirgin ortaya çıkmaktadır. Eğer böyle bir yapıya sahipsek markamızın resmi Facebook sayfasına bir göz atmak yararlı olacaktır. Kullandığı kapak resimleri ve profil resimlerini yeri geldikçe kullanabiliriz. İçerik konusunda ise yine markamızın sayfasında paylaştıklarını kendi sayfamızda paylaşarak hem kurumsal bütünlüğü bozmadan hem de bir hata yapmadan üyelerimize aktarma şansını yakalamış oluyoruz.

6- Kontrol Gerekli

Sayfamızı yukarıdaki maddelere göre kurduğumuza ve uygun içerikler paylaşmaya başladığımıza göre geri dönüşler almaya başlayacağız. Yorumlar, beğeniler, mesajlar ve istatistikler karşımıza çıkmaya başlayacaktır. Tüm bunlarda ne kadar hızlı cevap verebilirsek o kadar iyi bir izlenim bırakırız. İstatistiklere göre paylaşacağımız içerikleri seçmek yine kontrolün bir parçası.

7- Üslubumuz Nasıl Olmalı?

Yapılan yorumlarda ve mesajlarda cevap vermemiz gereken yerlerde “…. bey, …. hanım, @kullanıcı” gibi hitaplarla başlamak doğru tercihtir. Çünkü çok samimi bir tavır hoş görünmeyebilir. Kullanıcıların hassasiyetini göz önünde bulundurduğumuzda en küçük bir açığımızda bile bizi yerden yere vuracağından emin olabiliriz. Kullanacağımız kelimeleri iyi seçip üyemizin anlayabileceği bir şekilde anlatmak makuldür.

7- Vereceğimiz Bilgilerin Doğruluğu Hayati Önem Taşıyor

Bir bilgiyi ister içeriklerimizde ister yorum ve mesajlarımızda paylaşalım bunu yapmadan önce doğruluğunu iyice araştırmamız ve emin olmamız gerekiyor. Vereceğimiz her yanlış bilgi bize geri dönecektir. Hatta reklam yapmak isterken bir tüketici mahkemesi ile karşı karşıya kalmak istemiyorsak %100 doğru bilgileri paylaşmamız gerekiyor.

8- Bağlantı Paylaşımları

Sayfamızdan kendi internet sayfamıza veya başka bir internet sayfasına bağlantı vereceğimizde kirliliğe sebebiyet vermemek için bağlantı adreslerinin kısaltılması daha uygun olacaktır. Bu kısaltmayı yapabilen Google da dahil olmak üzere birçok internet servisi mevcut ancak benim tavsiyem bitly olacaktır. Hem bağlantıları Facebook tarafından spam olarak görünmüyor hem de tıklanma sayıları ile ilgili istatistiklere daha rahat ulaşılabiliyor.

9- Kendimizi Unutturmayacağız Ama İnsanları da Bıktırmayacağız

Paylaşım sıklığına elbette ihtiyaca göre kendimiz karar vereceğiz ancak çok fazla paylaşım insanları boğacaktır ve üye kaybıyla hatta müşteri kaybıyla sonuçlanabilecek zararlara uğrayabiliriz. Tabi ki hiç paylaşım yapmamak da unutulmamıza ve sayfamızın gerçek amacına ulaşamamasına sebep olacaktır. Bu yüzden günde bir veya birkaç güzel paylaşım yaparak “biz buradayız” mesajı verebilmeliyiz.

10- Güncel Olmalıyız

Sayfamızı her haliyle güncel ve dinamik tutmalıyız. Bunu da güncel kapak resimleri ve güncel iletilerle sağlayabiliriz. Bunun yanında bayram, kadınlar günü, anneler günü gibi önemli günleri kesinlikle hatırlamalıyız.

Bunların dışında eğer çok kapsamlı bir işletmemiz varsa sosyal medya ajansları ile çalışmak bu konuda söylediklerimden daha fazlasını önümüze serebilir. Reklam verme, etkin kullanma gibi konularla ilgili önerilerimin bulunacağı bir sonraki yazımda buluşmak ümidiyle…

 

Sosyal Medya Resim Hazırlayıcısı

Günlük yaşantımızın bir parçası haline gelen sosyal medyayı hem kişisel iletişim için hem de kurumsal iletişim aracı olarak kullanıyoruz. Bundan üç dört yıl önce sayıları ve işlevleri kısıtlı olan sosyal ağların günümüzde insanı şaşırtacak rakamlara ulaştığını görüyoruz. Tabi ki bu trendin gerisinde kalmayı da kimse istemez. Gerisinde kalmamak için de sadece sosyal ağlarda içerik paylaşmak yetmiyor. Biraz da resimlerle desteklemek gerekiyor. İnsanların aklında kalıcı olmak için kapak fotoğrafları, profil resimleri gibi birçok ayrıntıya ihtiyacımız var. Her sosyal ağ için de farklı ölçülerde, farklı içeriklerde bu resimleri hazırlamak oldukça sıkıcı.

Bu sıkıntıyı duyduğumuz anda ise imdadımıza yetişen internet servisleri yetişiyor. Bun servislerden bir tanesi olan Autre Planéte Social Media Image Maker bir çok yeteneğini bir arada barındırıyor. Bir çok sosyal ağ sitesi için desteği bulunan servis, yapılmak istenen resim türünü seçtikten sonra kendi resmimizi yüklememizi ve değişik efektler vermemizi sağlıyor. En güzel özelliği ise boyutlandırmanın otomatik olarak gerçekleştiriliyor olması.

maker

Servis:

  • Facebook için profil, kapak, gönderi, öne çıkan gönderi, uygulama ve etkinlik resimleri 
  • Twitter için arkaplan, profil, üst kısım resimleri
  • Youtube için profil ve arkaplan resimleri
  • Google Plus için profil ve arkaplan resimleri
  • Vimeo için profil ve video ön izleme (16:9/4:3 boyutlarında) resimleri
  • Pinterest, Skype, Flickr, Tumblr, Gravatar, Slideshares, Foursquare için profil resimleri
  • Linkedin için profil, küçük/büyük logo, banner resimleri
  • Xing için profil resmi ve logo
  • Viadeo için logo
  • About.me için arkaplan resmi

Tüm bunları hazırlayabilme özelliğine sahip. Özellikle kurumsal anlamda sosyal medya kullanımı yapıyorsak her servis için ölçüleri bilmeden, resim editöründe oradan oraya zıplamadan rahatlıkla kullanabiliriz.

 

Google Reader Alternatifi Feedly

Google, 1 Temmuz itibariyle 7 servisini kapatacağını duyurdu. Bunların içinde RSS okuyucu denince aklımıza ilk gelen ve ben de dahil birçok kullanıcısı bulunan Google Reader’ın ismi de geçiyor. Google’ın bu haberi yayınlamasının ardından sosyal ağlardan hem ülkemizde hem de diğer ülkelerde büyük tepki gösteriliyor. Yıllardır alıştırılmış bir kullanıcıya “kapatıyoruz” demek en büyük kazıktır!

googlereader1-660x350

Ben de 1 Temmuz’u beklemeyip bugün bıraktım Reader’ı ve Feedly‘ye geçtim. Google Reader hesabı ile giriş yaptıktan sonra yedek almaya bile gerek kalmadan başlık başlık, besleyici besleyici aktarımını kendisi otomatik olarak yapıyor. Kullanışı oldukça iyi ve hızlı olan servisin mobil uygulamaları ise açık söylemek gerekirse Google’dan daha iyi durumda.

feedly,

İşin acı yönü ise Google Reader’ın sadece bir RSS okuyucu olması değil birçok kullanıcının, blog yazarının API ve haber köşesi olarak kullanmasıydı. Feedly’nin şimdilik böyle bir girişimi olmasa da ilerleyen günlerde desteklerini arttıracağını düşünüyorum.

Excel’de Farklı Sayfadaki Bilgiyi Arayıp Bulma: DÜŞEYARA

Bu günlerde Excel ve Access ile işlerim nedeniyle çok haşır neşir oluyorum. Tabi durum buyken ilginç isteklerin sonu gelmiyor ve birçok adını henüz duyduğum fonksiyon ile tanışmak zorunda kalıyor. Daha önce bir çok arama fonksiyonunu kullanmıştım ancak DÜŞEYARA fonksiyonunu ilk defa kullandım. Kullanma sebebim ise bir çalışma sayfasında fiyat teklif formu hazırlamak ve seçtiğim ürünlere göre fiyatını otomatik olarak getirecek olmasıydı.

Ekran Alıntısı

İlk başta kendi bildiğim formüller ile denesem de bu konuda başarılı olamadım. Arama yapıyorum ama gerekli fiyat bilgisini getiremiyordum ekrana. Ufak bir araştırma ile DÜŞEYARA fonksiyonunun benim aradığım şey olduğunu gördüm. Yukarıdaki resimde ürün sütununa yazdığım değeri bir başka çalışma sayfasında arayıp fiyat sütununa bu ürünün fiyatını getirme işlemiydi tamamen.

=DÜŞEYARA(A10;’FİYAT SAYFASI’!B12:I446;8;YANLIŞ)

Kullandığım formül ise bu. A10; hangi hücreye yazdığımız değer aranacaksa o hücrenin adını yazıyoruz. FİYAT SAYFASI; bilgileri hangi sayfadan çekeceksek o çalışma sayfasının adıdır. B12:I446; bilgilerin çekileceği çalışma sayfasında hangi hücreler arasında aramamızın yapılacağıdır. 8; arama bittikten sonra hangi sütundaki bilgiyi çekmek istiyorsak o sütunun sıra numarasıdır. YANLIŞ; bu değer de tam net değeri karşımıza çıkarıyor.

Yani formülü toparlarsak =DÜŞEYARA(ARANACAK BİLGİNİN GİRİLDİĞİ HÜCRE;’BİLGİNİN ÇEKİLECEĞİ ÇALIŞMA SAYFASI’!DEĞERİN ARANACAĞI BAŞLANGIÇ HÜCRESİ:DEĞERİN ARANACAĞI BİTİŞ HÜCRESİ; İSTENİLEN DEĞERİN BULUNDUĞU SÜTUN SIRASI;YANLIŞ)

Samsung Galaxy S3 İçin Güncelleme I9300XXEMA2

Daha önce kullandığım Sony telefonlarına göre Samsung’u daha başarılı bulduğum noktalardan bir tanesi de güncellemer için kullanıcılarını fazla bekletmeden yayına sunması. Jelly Bean güncellemesinin ardından şimdi bir de ülkemiz için kararlılık güncellemesi çıktı. Bu güncellemeye göre gözle görülür bir hızlanma, yine şarj süresinde gözle görülür bir iyileştirme söz konusu. Bunların dışım Google Music uygulaması artık telefonlarımızda yer alıyor. Google Music’i ben daha önce yazmıştım. Şimdi uygulama betadan çıkaran Google Play Music olarak karşımıza çıkıyor.

Screenshot_2013-02-07-11-56-58

Attığımız İlk Tweet Neydi?

2007 yılından bu yana Twitter’ı aktif bir şekilde kullanıyorum. Şu anda ise 9000’e yakın bir tweet sayımın olduğunu göz önünde bulundurunca bazı attığım tweetler aklıma geliyor ancak zamanını bulamıyorum veya zamanını biliyorum ama attığım tweeti bilmiyorum. Mesela ilk attığım tweet neydi hala merak ediyorum 🙂 Bunu daha önce dış servisler tarafından öğrenebiliyorduk ancak yaklaşık iki yıldır API kullanımlarında kısıtlama olduğundan dolayı Twitter buna izin vermiyordu.

Artık Twitter’ın ta kendisi arşivini indirmek isteyen kullanıcılarına “setting/ayarlar” bölümü altında çok güzel bir dosya hazırlamış. Dosyayı alabilmek için e-posta adresimize bu dosyayı indirme linkini istememiz gerekiyor.

tweet-archive2

E-posta adresimize gelen adresten indirmeyi gerçekleştirince de harika bir arşiv sayfası bizleri karşılıyor. Yıl ve aylara göre istediğimiz tweeti bizlere sunabiliyor.

tweet-archive

Mobil İşletim Sistemi Piyasası Karışıyor

Windows Phone, IOS, Android, Bada, Blackbarry, Firefox OS derken mobil cihazlar için hali hazırda çok sayıda işletim sistemi bulunuyor. Hatta Samsung yine Linux tabanlı yeni bir işletim sistemi üzerinde son hızıyla çalışıyor. Muhtemelen bu yıl da bu işletim sistemine sahip ürünlerini duyuracak. Tüm bu gelişmelerin yanında Linux’un meşhur dağıtım sürümü Ubuntu, mobil pazarında ben de varım diyerek Ubuntu da telefonlor için yeni bir işletim sistemini yayınladı.

Bu yeni işletim sisteminin en büyük avantajı Android’in çalıştığı her cihazda çalışıyor olması, yani kısacası aynı sürücüleri kullanıyor. Linux tabanlı olduğu için sıkıntı oluşturmayacak bir diğer avantajı da üreticilerin de tercih merkezinde bulunabilmesi olacak. Diğer yandan masaüstü ya da taşınabilir bilgisayar ile telefon arasında senkronize çalışabilecek bir işletim  sistemi olarak kurumsal tabanda tercih edilme ihtimali daha yüksek. Yani ofisimdeki bilgisayarımda yaptığım çalışmaları mobil cihazımdan da takip edebiliyor olacağım. Bu aslında çok büyük bir avantaj. Birçok şirket kurumsal çalışmaları için bu yüzden Windows Phone’u tercih ediyor.

Ekran Alıntısı

İçeriğinden de biraz söz edecek olursak HTML 5 uygulamarını çok rahat çalıştırabilirken “multi-task” hedeflenerek yapılandırıldığı için aynı anda birden fazla işlemi hem daha yüksek performansla hem de daha hızlı yapabiliyoruz. İlk görüntülere göre de sol da sık kullanılan uygulamalar için bir şerit var ve bu şeritten ulaşılabiliyor. İlk bakışta hem Ubuntu’nun masaüstü versiyonuna hem de Samsung Galaxy S3 ve Note2’de bulunan “multi-view” özelliğine çok benziyor.

ubuntuforphone

Ubuntu telefonlar iki versiyon olarak karşımıza çıkıyor. Birisi giriş seviyesindeki 1 GHZ  Cortex A9 işlemci, 512 Mb ram gibi özelliklere sahip sürümü diğeri de dört çekirdekli işlemci minimum 1 GB ram ile çalışan Ubuntu “superphone” oluyor.Bu yıl ilk Ubuntu cihazları ile tanışacağız ancak marka hakkında şimdilik bir bilgi yok.

Firefox OS veya Samsung’un yeni işletim sistemini bilemem ama hem Android hem de Windows Phone için en ciddi rakip bence Ubuntu olacak. Hem kurumsal hem kişisel kullanımda büyük avantajı değerlendirilecektir. Ayrıca Android cihazlarda çalışabildiği için mevcut Android kullanıcılarının bir kısmının yine Ubuntu’ya geçeceğini de göz önünde bulundurduğumuzda Canonical’ın isabetli bir çıkış yaptığını söyleyebilirim.

 

Tivilog: İzlediğin Tv Programlarını Check-in Yap

Yeni bir yıldan tüm okurlarıma merhaba. 2013 yılı sosyal ağlar ve teknolojik ürünler açısından oldukça agresif geçeceğe benziyor, bunları hep birlikte izleyeceğiz. Bu yazımda izlediğimiz televizyon programlarını aynı bulunduğumuz yerleri etiketlediğimiz Facebook ve Foursquare gibi “check-in” yapmamızı ve takipçilerimizle paylaştığımız tivilog‘a kısaca göz atacağız.

Tivilog’a Facebook hesabımız ile üye olabiliyoruz. Ardından kullanıcı arayüzünde bulunan arama kutusundan izlediğimiz programın adını aratıyoruz. Seçimimizi yaptıktan sonra program ile ilgili sayfa açılıyor. Bu sayfada diğer kullanıcıların program ile ilgili yorumlarını ve kimlerin programla ilgili “check-in” yaptığını görebiliyoruz. Eğer Twitter veya Facebook hesabımız ile tivilog bağlantısı kurulmuşsa “check-in” yapıp hesaplarımızda paylaşabiliyoruz.  “Check-in” yapıldıktan sonra rozet ve puanlar da kazanabiliyoruz.

Ekran Alıntısı

Servisin şu anki eksiklerinin en başında mobil uygulamalarının bulunmaması geliyor.