Onu her akşam, kar kış demeden yapmak insana büyük değil çok büyük korku verir. Onu yapmak insanın aklına gelince, ayakları geri geri gider. “Ahh ulan ahh yapmıcam anasını satim bi daha şekil” dedirtir. Hava bugünkü gibi soğuk olursa hiç yapmamayı da düşünür ve üzerinde projeler geliştirilir.

Yapılacak yere gidilince derin bir nefes alınarak rahatlama, gevşeme taktikleri uygulanır. Korkular içinde olunduğu çevreye çaktırılmaz. “Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenleri” diyen şaire inat hızlı hızlı bir hareketlenme söz konusu olur bu andan sonra.

Tüm hazırlıklar tamamlanınca el musluğa uzanır. Şöyle bir bakış atarak suya dokunulur. Elimiz zaten sıcaklık ölçer ya o bakımdan suya uzattığımız el bir anda geri çekilir. Şofben yoksa o buz gibi su ile bu iş yapılır. Bunu yapanlara Allah ecirini versin. Ben yapmıyorum şahsen. Çünkü kafam yerinde. Şofben varsa birinci hadi bilemediniz ikinci konuma getirilir.

Ve işte o an; malum bölge,  önce Ayşe Teyze’nin mükemmel beyazlık mertebesinde ıslatılır. Sonra az bir şampuanla masaj yapılarak saç yıkanır. Bu işlemden sonra insanın üstünden kocaman bir yük kalkmış gibi olur. Bu olayın hemen arkasına insan aynada kendine bakmamalıdır. Allah muhafaza kalıtsal sorunlar yaşanılabilir. Çünkü üstünden tır geçmiş edası vardır.

Son söz: Benim gibi saçlarını kurutmadan yatanlardansanız mutlaka sabah Türkcell verici haritası gibi başınızın envai yerlerinde “dınk dınk” kalkmış saçlar bulunur. Burada tüm anlatılanlar hem kişicanlar hem de dişicanlar için geçerlidir. Cinsiyet ayrımı yapılmamaktadır 🙂

Author: Hamdi Yaman

1987 yılında gözlerimi açtığım şu küçük dünyada 2006 yılından bu yana blog yazıyorum. İnternet dünyasının bugünü ve yarını hakkında her zaman ilgili olmuşumdur.

1 comments

iyice kafa yorarak okudum yazıyı ne anlatacak acaba diye, sonra beklediğin gibi bir gülme tuttu 🙂 uykudan yeni uyanmışken böyle bir yazı güzel oldu benim için 🙂 sağ olasın

Bir cevap yazın

*