Hani büyüklerimizin “nerde o eski bayramlar” diye başladıkları ve bir türlü bitiremedikleri sohbeti bu kez ben yapacağım. Çocukluğumda yani 7-13 yaşları arasında (hatırladığım kadarıyla) bayram geldiğinde mutlaka çarşıya çıkıp “ciciler” alırdık bayramda giymek için. Çok da mutlu olurdum hani. Yeni ayakkabılar, yeni pantolon ve yeni kazaklar, gömlekler… Bayramda ise gidip aile büyüklerinin elini öperek harçlık alırdım. Şimdilerde ise yaşımın 20’yi deviriyor olduğu şu günlerde durumlar pek de öyle değil.

Bayram öncesi eskisi gibi heyecan duymuyorum artık. Ne yeni “ciciler” alıyorum ne de bunun vereceği mutluluğu tadabiliyorum. Bunda artık “adam” sınıfında kategorize edilmemin yanı sıra zamanın da bizi başka yönlere getirmesi etkili. Artık iş, güç derken yukarıda saydıklarımı unutmuş gitmişim.

Bir de bayramlarda hiç unutmam neredeyse tüm akrabalar ziyaret edilirdi. Yani ederdik. Zaman kavramı bu güzelliğin de içine etti maalesef. Artık birinci kuşak akrabalar ziyaret edilip keyf yapılıyor. Zaten günümüzde bayramlar buluşma ve kavuşmakdan çok tatil olarak nitelendiriliyor. Ya da öyle anlam buluyor.

Mesela bugün bayramdan birgün öncesi yani “Arefe”… Ama ne çarşılarda alışveriş heyecanı var ne de insanlarda bayram telaşı. Herkes işinin gücünün peşinde. Birçoğumuz keşke bayram gelmese diye bakıyoruz. Çünkü her bayram artık masraf anlamına geliyor. Ekonomimizin Tayyip Erdoğan’ın şöyle yaptık düzelttik, böyle yaptık düzelttik demesine karşın çok berbat bir durumda olmasından dolayı cebimizde beş kuruş paramız yok. Artık öyle bir hale gelmişiz ki kurbanlıkları borç ile alıyoruz, bu da ne kadar kurban olur tartışılır.

Ekonomi bir gecede bankalara pompalanan milyonlarca dolar ile dolara değer kaybettirmek yerine, büyük kocaman gros-hiper marketleri memleketimize sokmak yerine yeni iş imkanları ve istihdam sağlayacak projeler geliştirerek düzelir. Eskiden bir de bakkal amcalarımız vardı ki bu dediğim gros marketleri onların yok oluşuna sebep oldu. Bir de bu tür marketler kendilerini övmek için çıkıp “şu kadar kişi çalıştırıyoruz” derler. Tamam anam o kadar adam çalıştırıyorsun ama öteki tarafta çalıştırdığın insanların çok mislini işsiz bırakıyorsun. Bu konuda içim çok dolu mevcut hükûmete karşı…

Yani kısacası eski bayramların tadı yok artık. Ben 20 yaşında olduğum halde böyle diyorsam büyüklerimiz neden sözlerine “nerde eski bayramlar” diye başlamasın ki. Bırakın konuşsunlar, içlerini döksünler…

Author: Hamdi Yaman

1987 yılında gözlerimi açtığım şu küçük dünyada 2006 yılından bu yana blog yazıyorum. İnternet dünyasının bugünü ve yarını hakkında her zaman ilgili olmuşumdur.

10 comments

Maalesef milletimizin örf ve adetleri, tarihi ve dinî giderek erezyona uğramakta. Özellikle 80 veya 90 kuşağı olanlar 2000’li yıllarda kendisini daha da hissettiren bu erezyonun nasıl yavaş yavaş insanları değiştirdiğini iyi bilirler.

Kısacası kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi ve hangi günlerde nasıl davranmamız gerektiğini gitgide unutuyoruz. Yani geçmişimizi gerçekten de geçmişte bırakıp bugünlere taşıyamıyoruz. Böyle olunca da aklıma hep şu söz geliyor:

“Geçmişini bilmeyen bir millet yok olmaya mahkumdur”

Yazının son kısmı aslında cuk oturmuş. 😉

Bende 21 yaşında birisi olarak çocukluğumda aldığım tadı alamadığımı söyleyebilirim. Bayram geldi mi cicilerimiz bir gün öncesinden büyüklerimize gösterilir, “Güle güle kullan yavrum” dilekleri alınırdı. Eller öpülür harçlıklar alınır, kalabalık bir aile gibi bir evin bir salonunda bütün akrabalar güler eğlenirdi. Şimdi ise artık yeni nesilin işi çok. Bayramların diğer günlerden farkı yok. Aslında ben de geçmişteki hissedemiyorum bayramları. Hadi önümüz Kurban, bir özelliği var ama Ramazan bayramını çok hissedemiyoruz. Malum Şeker Bayramı. 🙂

Evet bayramlar eskisi gibi değil. Bizde eskisi gibi değiliz. Herşey değişiyor bizde değişimden geri kalmıyor kalamıyoruz. Giderek dahada mutsuzlaşan bir nesil oluyoruz.

Geçenlerde bir karikatür dergisinde okumuştum genç insan biri kız diğeri erkek ve sevgililer. Ayrılmanın son eşiğindeler ve birbirlerine söyledikleri şunlar; Deprem,işsizlik,savaş,küresel ısınma vesaire derken yedik bitirdik aşkımızı bari kişisel sebeblerden ayrılsaydık.

Yani artık hayatın birer parçası gibi yaşıyoruz. Makina gibi hissediyorum bazen kendimi.

Değişen eskiyen bayramlar değildi, bizleriz & zaman. Yaş ilerledikçe kaybedecek şeyimiz çok sanırım. Çocukluk kahramanlarımız, sakızlar içinden çıkan dövmeler, sporcu kağıtları & bayramlar ve niceleri.. Neyse.. Bu saatte aklım başımda değil sanırım 🙂

Kurban bayramın mübarek olsun Hamdi kardeşim.. Hayırlara vesile olsun inşallah.

Sadece bende var bu isteksizlik diyordum,Gördüğüm kadarıyla epey çoğalmış bu isteksizlik.Arkadaşa katılıyorum bayramlar hala aynı bayramda insanlar ve zaman faktörü ne alemde belli değil 😉
Hepinizin Kurban Bayramı Mübarek Olsun. 🙂

çok güzel konuşuyoruz iyi güzel.peki neler yapıyoruz?
bu popülizm kültürüne bir dur diyoruz mu?
bence herşeyin sorumlusu büyükler.bizim büyüklerimiz yapmadı.
şimdi biz de yapmazsak(harekete geçmezsek) yarın da bizim küçüklerimiz aynı şeyleri yaşacaktır.
herkese iyi bayramlar.bayramları bayram gibi yaşamak dileğiyle.

harbiden nerde eski bayramlar.sabahları babam bizi erkenden kaldirirdi.Namaza gider gelir kurbanımızı hep birlikte keserdik.Herkes bir ucundan tutardi kurbanlıgın.Bu sene ilk kez ayri bir bayram gecirmenin buruklugunu yasiyorum.Herkese iyi bayramlar…

Oo ben şimdi bir başlarsam ‘Nerede o eski bayramlar’ diye. Yok yok bu düşünceyi hemen kafamdan atmalıyım. O kadar uzun yazamam. 🙂

Aslında sadece büyük şehirlerde bayram anlayışı değişmiş. Şükür ki Anadolu’da hala eski gelenekler devam ediyor. Hiçbir bayramı Ankara’da geçirmiyorum o yüzden.

Bir cevap yazın

*