Hatırlıyorum da lise yıllarımda ayda en az üç tane bilgisayar dergisi alırdım. Bazı zamanlarda daha da fazla oluyordu. Hatta binbir fedakarlıkla, harçlıklarımdan arttırarak alırdım. Yeri gelir sinemaya gitmezdim ama yine de o dergileri alırdım. Sonra giderek bu sayı azalmaya başladı. Liseden sonra iki dergiye düştü. Sonra tek dergiye… Derken son sekiz ay içerisinde hiç bilgisayar dergisi almadığımın farkına vardım. Bunun nedenlerini de kendi bazımda çıkardım.

Sanki dergiler eskiden daha dolu dolu sayılar çıkarıyordu. Başlangıç seviyesindeki insanlara daha çok hitap ediyordu. Bir o kadar ileri seviyede bilgisayar kullanıcılarına da hitap ediyordu. Eski Chip dergilerine bakıyorum da neredeyse ansiklopedi kadar kalınmış. Şimdilerde ise incecik. O incecik sayfalarında büyük bir bölümü reklamlarla dolu. Yanlış anlaşılmasın bu dediğim tek Chip için geçerli değil. Diğerleri için de aynı. Kalın olması da içindeki bilgilerin fazla olmasını sağlıyordu.

internet de çok büyük etken. Eskiden internet ile çok haşır neşir olmadığımdan ya da daha doğrusu internetin günümüzdeki koşullarda olmamasından dolayı haşır neşir olamadığımdan dergiler bana daha fazla hitap ediyordu. Şimdiyse hep bildiğim şeyler degilerde yer alıyor. Benim bugün blogumda ele aldığım bir konu, ay başında dergilerde kapak konusu olabiliyor. Ben yazmasam bile RSS’den takip ettiğim yabancı/yerli kaynaklı siteler yazıyor. Oradan mutlaka haberim oluyor.

Bir de dergilerin yazarlarından bazıları sadece çeviri tarzı makaleler yazıyorlar. Yabancı bir sitedeki yazıyı aynen alıp Türkçe’ye çevirerek içerik oluşturmaya çalışıyorlar. Günümüzde internet derya deniz olmasına rağmen yazının orjinali bir gün karşınıza çıkabiliyor. Bu da “neden boşuna dergi alayım ki?” sorusunu akla getiriyor.

Bir de dergilerin vermiş olduğu cdler var. Eski bağlantı hızı ile internetten bir program indirmek ölüm mertebesindeydi. Fakat bilgisayar dergilerinin yanında gelen cd içerisinde birçok güzel programı bulabiliyordum. Dergide içerik olmasa bile verdikleri cdler gözüme çarpıyordu. Şimdiyse istediğim programı kendim bulabiliyo ve indirebiliyorum.

Kendi fikrime istinaden tahminimce önümüzdeki birkaç yıl içinde bilgisayar dergileri kepenk indirebilir.

Author: Hamdi Yaman

1987 yılında gözlerimi açtığım şu küçük dünyada 2006 yılından bu yana blog yazıyorum. İnternet dünyasının bugünü ve yarını hakkında her zaman ilgili olmuşumdur.

11 comments

Bu konuda hem fikirim. internetin gelişmesi bu dergilerin hiç işine gelmedi. Kaynakları teşhir oldu. Bugün yabancı bir blogger 30 tane bilgisayar editörü olan dergilerden daha iyi içerik çıkarıyor.

Ben de bir zamanlar dergi için tüm harçlığımı verirdim.. Hatta okurken birşeyler öğrendiğim için kendimi çok iyi hissederdim..

Ama artık dergilerin bir manası kalmadı.. internet ortamında paylaşım arttı ve dergilerin konusu takip ettiğimiz sitelerin içerğiyle birebir aynı olmaya basladı.

Sanırım artık almanın da bir manası kalmadı 🙂

dediklerinize ben de katılıyorum.bu sonuçta bir ticaret.yenilikler yapması gerekiyor ki belki paçayı yırtsınlar.cd lerin içi de zaten hep aynı programlarla dolu.
ben şahsen böyle şeylere hayatım boyunca para vermedim(para olaydı:)) dert yalnızca para değil. verdiğini alabilecek misin? tüm mesele bu aslında.okuyucuların dergiyi almaktan vazgeçmesinin temel sebebi de -dedikleriniz gibi- artık internetin doyurması oldu. program sorun değil.
verdikleri tasarım vs. derslerde çok klasikleşti.
kaliteli bir asp php dersleri de hazırlayamadılar.
bence dergi sahipleri işin ticareti boyutuyla beraber bizim gibi okuyucuların dertlerini dinlese daha iyi olacak.

Aslında güzel yazı ve makaleler olsa yine alıp okuyabilirim bende. Ama malesef yukarıdada anlatıldığı gibi çoğu zaman bir çeviriden öteye pek bir şey yazılmıyor.

Yani dergi aldığınız zaman size birşey katmıyor.
Hmm demek böyle böyleymiş dedirtmiyor ve bunu anlayan insanda artık beyhude okumaktan vazgeçiyor. Zaten çıkan ve ayakta kalan dergilerde ilan panosu gibi maşallah.

Lisede ben de abonesiydim dergilerin ama daha sonra azalmalar bende de oldu. Bana göre sebebi daha çok gelir seviyesi yüksek ve/veya profesyonel kişilere yönelik içerik hazırlaması. Ben PCI yuvalı donanımları incelemek istiyorum ama onlarda PCI-x li 1000 dolarları bulan ürünleri inceliyorlar. internette aradığımı bulmak daha kolay.

Oluyor öyle. Bende öyleydim. Halısahaya maç yapmaya gitmiyor, harçlık biriktirip dergi alıp onları zevkle okuyordum. Ama şu aralar almıyorum. Belkide her ay aynı bilgileri tazeleyip tazeleyip verdikleri içindir.. Örneğin bir derginin sayfa sayısı 180 ise artık bunun 80 ni reklam, 70 i resim, 10 u başlık, 20 side (belki daha düşüğüde) yazıdan ibaret..

kesinlikle hepinize katılıyorum interneti bi annamda cdler özetliyorlardı…
ama artık hzda içerikte arttı nette..

bide şu var 5 aydır bende dergi almıom düşününce son 2sene sırf pcnet alıyodm harbiden ansiklopediydi şimdi fiyat anı reklam arttı dergi kalınlığı yarısınında azı…

Evet dediğin gibi internet daha büyük bir bilgi kaynağı elbette. En basitinden o dergilerde editör olanlardan çok daha bilgili insanların blogunu takip ederek çok daha fazla bilgi edinilebilir. Sonuçta yine dergileri bitiren bloglar olacaktır bence 🙂

aynı görüşü benimsemeyip kendimce nedenlerini de anlatayım bir kaç satırda….

satır 1 : mesela bu ay ki chip dergisi “dijital fotograf kitapçığı” verdi. ve bu bilgileri internetin altını üstüne getirmek, bilgilerin doğruluğuna inanmak vs.. çok zaman kaybı olur. (örnek)

satır 2 : eger internetiniz kotalı ise ve fazla oyun oynamıyorsanız demo oyunlar veya hd kalitesinde film fragmanları vazgeçilmez.

satır 3 : ingilizcesi sular seller gibi olmayıp, benim gibi küresel ısınmaya yenik düşmüş bir dere yatağı misali ingilizceye sahip olanlar fellik fellik gramer çevirmek ile uğraşmaz.

satır 4 : bilgisayar sistemleri,x48 yonga serisi ile ilgili türkçe içerik yazan site mi vardı da ben görmedim. yada tam sürüm program veren blog 🙂

satır 5 : ama gerçek olan birşey var ki sayfa sayısının azalması ve bir kaç aydan sonra kendini tekrarlayan konular..!!

Evet yaman abi sana kesinlikle katılıyorum. Dediğin gibi dergide bilgi olmasa bile yeni sürüm programları kullanıyorduk, ama eskiden ayrı bi tadı vardı arkadaşlardan yeni program falan alırdık. Evin kapısına dayananlar olurdu şu programı ver fln diye. şimdilerde olay tamamen kapandı. ilk internete girmeye başladım zamanları hatırlıyorumda web sayfalarını sadece bir sitenin üzerindeki linklerden yada kulakdan kulağa duyuyorduk. Sanki ayrı bir tadı vardı hep bunların 🙂

haklısınız gerçekten..

boyuttan kıstıkları gibi bilgiyide kıstırlar

iki satır yazı okuyacagım 3 sayfa reklam atlıyorum reklam doldu dergiler..artık tadı kactı gibi zaten

Bir cevap yazın

*