Dün tüm günümü muhasebe çalışmaya vererek kendi çapımda bir rekoru egale etmişim. Hani lisedeki gibi olsa yine güzelim kopya kağıtlarını hazırlayacağız ancak olmuyor. Gözetmen olarak babaannem yaşında teyzeler geliyor, ters düşmemek lazım onlarla. Bir de altı üstü muhasebe canım ne olacak? Bir bilanço, azıcık gelir tablosu üstüne de mizan ohh miss. Bir de demişler ki “muhasebe, finansın dilidir”. Yok canım daha neler? Finansın bir dili varsa o da yasal ve resmi tefeci olan bankalardır. Finansın altından girip üstünden çıkıyorlar. Bir de insan muhasebesi vardır ki ona hiç girmemek lazım. insan kendi kendini muhasebe etmelidir.

Son günlerdeki tek gelişme elbette muhasebeden ibaret değil. Bir de tuvalet terlikleri var ilgi alanıma giren. Tuvalet terlikleri duvara dik ve simetrik bir konumda bırakılan, 10 dk. aralıklarla kontrol altında tutulan, tuvaletten birisi çıkarken “düzelt o terlikleri” diye uyarılarak terlikleri dik konuma getirme yaptırımı uygulatılan ama bu kadar özene bezene saklandığı halde bizzat ben tarafından namusu bozulmuşcasına yatay konumda ve düzensiz bir şekilde bırakılan genelde naylonumsu olanlarını gördüğümüz bir icattır. Mavi, siyah, kahverengi ve yeşil renkleri mevcuttur. Kimisinin üzerinde desen varken kimisi de çok acaip kayar. Hazır tuvaletlere girmişken; umumi tuvaletlerde erkekler için özel tasarlanmış pisuarlara şey eden kişican ve babacanlar, pisuara konulan ve koku giderici olarak orada bulunan naftalinsi cisimler ve pisuarın içine bırakılan izmariti neden hareket ettirmeye çalışırlar anlayabilmiş değilim. Hmm bir de hareket ettiremeyince ıkınıp farklı faaliyetlerde bulunanlar vardır. Bunları insan sınıfından tenzih ediyoruz.

Odamın başladığı sınırları ve iç kesimlerini yaklaşık 2 aydır temizlemediğimi hatırladım. Ölü olarak bulduğum dördüncü hamam böceğinden sonra irkildim ve odamda bulunan çiçeklerin de kuruduğunun farkına vardım. Bu andan itibaren irkilme yerini büyük bir korkuya bıraktı. Ani bir yerimden fırlayış hareketi ile masamın üzerinde duran 4 günlük elma sapını, 2 günlük kola bardağını, çukulata bulaşıklı Ülker Halley kağıtlarını, o da yetmezmiş gibi daha önce çöpe attım sandğım birçok peçeteyi odamdan uzaklaştırdım. Hala yaşanabilirliğin tartışıldığı odamda bu faaliyetlerden sonra başka bir ölüye rastlamadım. irkiliş ve büyük korku o andan itibaren yerini yeniden gülümseme ve sırıtmalara bıraktı. Ancak yine de uygun bir zamanda uzmanlara inceletilecek.

Bir de gece gece kıkır kıkır hatta “muhaha” diye gülen turist dişicanların ağızlarına üşenilmeyen bir anda inilip kokmuş çorap tıkanacak. Tam da odamın aşağısında gülünmez ki canım! Kapımız, penceremiz açık sizin yüzünüzden şu günde klima çalıştırıp da hasta mı olalım? Hasta olalım da o devlet hastanesindeki iri kafalı teyzeden monitörün uzunluğunda iğneler mi yiyelim? O iğneleri de yedik diyelim, yedikten sonra oramız buramız mı şişsin. Ayıp ayp, aaa.

Author: Hamdi Yaman

1987 yılında gözlerimi açtığım şu küçük dünyada 2006 yılından bu yana blog yazıyorum. İnternet dünyasının bugünü ve yarını hakkında her zaman ilgili olmuşumdur.

4 comments

hehe süper lan bu yazı, ben sadece benim odam sanıodum böle durumda:)
gecenin bu saatinde econ finalina çalışan ODTÜ garibanını güldürdün:D
kolay gelsin

son bi haftada geçem sınavları diye muhasebeci oldun çıktın zaten başımıza…hadi hayırlısı bakalımm..sınavdan sonra görecem ben seni bakim ne hatırlıyosunn diye:)

hamdii iğrençsin biliyosun dimii…hamam böceğinin adınan korkarım ben sen ölüsünü odanda saklıyosun yaff…ne yap yap temizle bi ortalığıı..gelmiim oraya…:)

hımm bu arada sınavlara çalışan arkadaşlarada başarı diliyelim dimii..(anladın sen onu şekercimm…:))

sevgilerr….

@Nesiye, o dediğin asıl sensin, neden? Çünkü biz insanlar cümle haşerat ve cümle hayvanat ile de iyi geçinmek zorundayız. Hamamböceği halbu ki ne kadar uysal bir böcektir. Garibimin sadece antenlerinden solunum yapıyor. O antenleri suya batırdığında zavallı böcük ölmekte. Yaaa böyle acınası bir durumu var. Hem insanlarla yaşamak için can atıyorlar. Tezgahların üstünde, yatakların içinde filan. Aslında onlara karşı birazcık daha şefkatli davransak evcilleştirebiliriz de. Neyse bu kadarı yeter, muhasebeye girmek bile istemiyorum 🙂 son dediğini de anladım merak eyleme sen 😀

Bir cevap yazın

*