Şu cep telefonunu icad eden vatandaş acaba neden yanında kullanım alanlarını kısıtlayıcı bir cihaz daha bulamamış ki anlamıyorum. Hayır artık babacanları geçtim de dişicanlar da böyle yaparsa höh yani (ohanın internet versiyon şeysi) demekten kendimi alamam. Normalde araba sürerken babacanlar cep telefonu ile görüşme yaparlar. Fakat dün aynı olayın kahramanı bir dişicandı. Üstelik benim yaşlarımda ve işin kötü tarafı neredeyse çarpışıyorduk. Tamam anlıyorum çok yoğun, çok önemli bir dişicansın ama arabayı kenara çekip konuşmanı bitirdikten sonra yola devam etmek varken neden inatla trafik canavarlığı yapıyorsun ki? Hmm benim yerime şu devasa boyutlardaki, en az 140 ile giden mixer kamyonlar denk gelecekti ki bir daha arabaya binemeyecekti :D. Aslında önce cep telefonu kullanmayı öğrenmek sonra da araba sürmeyi öğrenmek lazım. Önce karşıdaki insana saygıyı öğrenmek lazım. Her zaman söylemişimdir ve halen söylemeye devam etmekteyim; Alanya trafiğinde araba kullanmayı becerebilen her varlık diğer şehirlerde daha rahat araç kullanabilir. Neyse, koskoca trafiği ben değiştiremeyeceğime göre kişisel mevzulara geçiş yapabiliriz. Son üç gündür erken yatıp geç kalkıyorum. Sebebini tam kestiremesem de gün içindeki yoğun tempoya bağlıyorum sebebini. Hatta akşamları ara ara bilgisayarın başında sızıyorum :). Hmm bir de Ferhat Göçer; “Yolun Açık Olsun” diye bir albüm çıkarmış. Genelde slow parçalar var ama ne yalan söyleyeyim çok hoş olmuş. Yani dinleyici tabakaya tavsiye edilir. Neyse efem bir sabah çayı ısmarlamak isterdim size ama çay servisi kapanmış :). Bir dahaki sefere inşallah. Yakın gelecekte birçok proje ile karşınızda olacağım. Yeniden görüşüncüye kadar kendinizi çok cici davranın. Pai (:

Author: Hamdi Yaman

1987 yılında gözlerimi açtığım şu küçük dünyada 2006 yılından bu yana blog yazıyorum. İnternet dünyasının bugünü ve yarını hakkında her zaman ilgili olmuşumdur.

1 comments

Telefon, ister cep ister dev telefonu olsun, iki kişinin haberleşmesi için kullanılan bir araçtır. Yani üçüncü , beşinci kişilere dinletmek gibi bir durum yoktur. Dün akşam ne yaptığınız, hangi ihaleyi kazanıp kazanmadığınız , kaynananızla olan sorunlarınız, ne kadar popüler, ne kadar güzel, ne kadar başarılı, ne kadar güçlü ve fiyakalı, ne çok iş yapan, ne çok sevilen, ne çok aranan, ne müthiş biri olduğunuzu duymak, bilmek zorunda değiliz…

-Telefon , haberleşme aracıdır. “Eee, daha ne var ne yok?” demek için cep telefonuna sarılacağınıza , buluşmayı bekleyin…

-Aloooo! Alooooo! Telefon bir aygıttır. Yani sesinizi , bağırarak uzun mesafelere ulaştırmaya boşuna çalışmayın. Konuştuğunuz kişi ne kadar uzaktaysa, o kadar çok bağırmanız gerekir diye bir kural yok. Miami’deki arkadaşınızla da, yan binadaki komşuyla da konuşsanız, aygıt aynı işi görecektir. Ama telefonunuzda bir sorun varsa, camları titreten bir soprano olsanız bile sesinizi duyuramayacaksınız…

-“Uçak şimdi indi. Otobüsteyim. Terminale gidiyoruz”… Uçaktan iner inmez, otobüse binip, cep telefonunuza sarılıp bu lafı etmenin hiçbir anlamı yoktur. Tam tersine , geri zekalılık belirtisidir. 1. Havacılık tarihinde henüz havada kalan uçak olmadı. Hepsi, şu ya da bu şekilde bir yere indi. 2. Bavulunuzun beş dakikada mı elli dakikada mi geleceği belli olmadığı için, karşıdakine sağlıklı hiçbir bilgi vermiş olmuyorsunuz. 3. Cep telefonları, uçaktan terminale yolcu taşıyan otobüslerin elektronik sistemini bozuyor. Cep telefonunuza sarılmak için terminale varmayı bekleyebilirseniz, merak etmeyin karşıdaki meraktan ölmez.

– -Azar işite işite, konser salonlarında ve tiyatroda cep telefonlarını kapamayı öğrendik (ya da öğrenmedik de, öğrenmeye çalışıyoruz.) Aynı kural sinemalar, sergiler, müzeler, konferans , panel, seminer vb. için de geçerli. Bu kadar da zora gelemem diyorsanız… Canım bu sıcakta, sergide müzede işiniz ne, siz en iyisi otomobilinizin içinde oturup bol bol telefonla konuşun!

– -Otomobil kullanırken, cep telefonu kullanmak yasak … Geçelim… Bu yaştan sonra ihbarcılığa başlayacak değilim.

– -Sofrada yemek yerken, ister evde, ister misafirlikte, ister lokantada, kaç kişi olursanız olun, telefonunuz çalarsa, sonra arayacağınızı söyleyin. Yok konuşmak zorundaysanız, bari sofradan kalkın . Kalkın ki milletin yemek ve sofra keyfinin içine okumayın.

– -Cep telefonuyla konuşurken yere tükürmeyin, rüzgar ters yönden eserse, telefonunuz bozulur.

– -Hava atmak için cep telefonuyla “konuşuyormuş gibi” yapmayın… italya’da yaşanan gerçek bir olay, sizin de başınıza gelebilir : Adam sokak ortasında cep telefonuyla konuşur da konuşur… Ansızın acı bir fren sesi. Bir otomobil , karşıdan karşıya geçen çocuğa çarpmıştır. Birikenler, “ver cep telefonunu, ambulans çağıralım “der. Telefonlu herif tabanları yağlayıp kaçmaya başlar. Yetişirler, alırlar elinden telefonu. Meğer sahici değil, oyuncak telefonmuş. Adama bir sopa, bir sopa…

– – Bunca sıkıntıya ne gerek var! En iyisi benim gibi yapın, cep telefonu kullanmayın diyeceğim ama, öfkelenmenizden çekiniyorum.

– -Siz en iyisi, cep telefonunuzu bir şey “söylemek” için kullanın, “sohbet etmek” için değil.

Bir cevap yazın

*