Bir milyonun üzerinde Türk kullanıcı ve dünya çapından milyonlarca kayıtlı kullanıcı derken müthiş bir rekora doğru hızlı adımlarla ilerledi Facebook. Üç gün içinde 500.000’in üzerinde üye aldı ve git gide yayıldı. O sırada Microsoft’un bir kısmını satın alması ile bu popülerlik daha da tavan yaparak internet ile ilgilenen ya da ilgilenmeyen birçok insanın kulağına ismini kazıdı. Peki son günlerde Facebook ne alemde? Nereye doğru gidiyor?

Facebook Amacına Ulaştı mı?

Bu soruya cevap vermek aslında üye sayılarına bakılınca oldukça basit. Tabi ki ulaştı. Okul arkadaşını bul mantığı ile yola çıkan Facebook her ne kadar mantığının biraz dışına çıksa da asıl amacına ulaştı. Kendi adını duyurmakla birlikte elde ettiği gelir ve şu an şirketin sermayesi dudak uçuklatacak cinsten. Söylentiler arasında yakında reklamları da sistemde kullanacağı yer alıyor. Bunu da düşünecek olursak Facebook sahipleri açısından amacına fazlası ile ulaştı.

Aynı sonucu kullanıcı açısından bakarsak da görmek mümkün. Facebook‘a giren kullanıcılar eski arkadaşlarını ya bir takım kişileri bulmak için sisteme dahil oluyorlar. Netice de buluyorlar da. Ben bile birçok eski arkadaşımı buldum ve Facebook sayesinde iletişim kurdum.

Peki Facebook Doyuma Ulaştı mı?

Açıkcası bu soruya cevap vermek biraz zor. Çünkü hergün binlerce insan üye oluyor ve git gide büyüyen bir platform haline geliyor Facebook. Fakat, girdikten sonra hevesini alıp sistemi ondan sonraki zamanlarda nadasa alanlar da oldukça fazla. Bu nasıl oluyor hemen onu da izah edelim. Siteye üye olan bir kullanıcı üye olur olmaz profil sayfasını düzenliyor. Sonraki kısımlarda keşif için Facebook sayfasına eklentiler kuruyor ve bunlarla bir hayli vakit geçiriyor. Son aşama olarak da arkadaşlarını aramaya başlıyor. Buraya kadar geçen zaman yaklaşık bir hafta gibi bir süreye inkişaf ediyor. Bundan sonrasında ise yine yaklaşık bir hafta gibi bir sürede kullanıcı sürekli Facebook‘da bulunuyor. Çünkü arkadaşları ile görüşmeyi ümit ediyor ya da mesajlaşmalar sürüyor. Yaklaşık iki hafta bir süreden sonra kullanıcı yenilik olmadığını düşünerek ya da sıkılarak servise günde 10-15 defa girerken sadece vakit bulduğunda girmeye başlıyor. Bu da Facebook‘un aslında doyuma ulaştığını gösteriyor. Her kullanıcı için durum aynı olmasa da büyük çoğunluk için bu şekilde gelişiyor.

Facebook’un Negatif Yönleri Nelerdir?

internette her yerde karşımıza çıkan sahtekarlık Facebook‘da da karşımızda duruyor. Mesela ünlülerin çoğunun ismini aradığımızda sahte profiller karşımıza çıkıyor. Bir Cem Yılmaz yazdığınızda yüzlerce sahte profili görebiliyoruz. Bunun için çok güvenilir olduğu söylenemez ve sanırım sistemin bu duruma el atması biraz zor olur. Ya da değişik bir yapılanma ile uzun bir süre zarfında belki temizlenebilir. Bir diğer negatif yönü de Facebook‘u bazı kullanıcıların Yonja ya da benzeri arkadaşlık siteleri gibi görmeleridir. Ne yazık ki burada bile çapkınlık peşinde olan insanlar mevcut. Bir de son günlerde internette yayılan “Facebook bilgileri ile kredi kartı alınabiliyor” yaygarası var. Bildiğimiz gibi Facebook üye olurken bir çok soru soruyor. Ancak öyle ya da böyle bu bilgilerin bir yerlere sızmaması lazım. Eğer sızarsa kendi kendini bitirmiş olur zaten.

Şöyle özetleyecek olursak Facebook‘a hergün binlerce üye dahil olurken bir çok kullanıcı da hesabını sildiriyor ya servise ilk günlerde olduğu gibi hayranlık duymuyor.

Author: Hamdi Yaman

1987 yılında gözlerimi açtığım şu küçük dünyada 2006 yılından bu yana blog yazıyorum. İnternet dünyasının bugünü ve yarını hakkında her zaman ilgili olmuşumdur.

9 comments

facebook’a aylar önce üye olmuştum moda olmadan önce oda wordpress’e facebook resim galeri eklentisi kurmuştum onun dışında hiç kullanmadım kullanmayıda düşünmüyorum:)

Evet bende ikinci kısımdaki insanlar grubundayım 🙂 Baktımki arkadaşlarımı bulamıyorum e benim için birşey ifade etmiyor bari kalabalık etmeyelim dedim ve çıktım 😀

:))) aynı konuları işlemişiz… kim kimden gördü acaba?? 😛
ben de bu konuda yorum yapardım ama şimdi gerek yok. düşüncelerimi kendi bloğumda bizzat uzun uzun irdeledim. artısıyla eksisiyle. merak edenler buyursunlar efendim…

sen de çok geniş açıdan ele almışsın. güzel olmuş.
hoşçakall 🙂

13 Kasım ‘daki Zaman gazetesindeki habere bakılırsa, facebook abimizin şöyle emelleri varmış;

“Dünyada bir salgın haline gelen, Türkiye’de de son dönemde kullanımı yaygınlaşan sanal arkadaşlık sitesi Facebook, üyelerine ait kişisel bilgileri reklam şirketlerine satacağını açıkladı.”

Ben hala ısrarla her yerde söylüyorum “Gereksiz bir oluşum”

istisnai durumlar hariç : Çok sevdiğiniz ve değer verdiğiniz bir arkadaşınızı kaybetmez ve Facebook gibi bir sitede arama yapmak zorunda kalmazsınız. Zaten kaybolmuş bir arkadaşınız ise muhtemelen kaybolmayı hak etmiş ve defterinizden silmişsiniz dir. Bu yüzden de “kayıp” tır! E bu bağlamda ne yapayım Facebook’u?

Herhangi birşey yükseldiği zaman (trend) ben oradan uzaklaşıyorum, çünkü herşeye açık oluyor, istismar, gereksiz kullanım, amacından sapma vs.. daha çok sakin ve bilinçli ortamlarda olmaktan zevk alıyorum. Yani istanbul’un en kalabalık diskosundansa sakin bir bar ortamında 3-4 arkadaşımla takılmak gibi.

Bir manken veya genel anlamı ile magazin, eğer televizyonda facebook hakkında konuşuyorsa, ben facebook’a girmek istemem, o ortamda bulunmak yerine uzak durmayı yeğlerim.

Şunu da söylemek istiyorum, facebook nedir? halen merak etmiyorum, üye olmak bile ilgimi çekmiyor, sadece bu günlüğü ziyaret ettiğim için mükerrer mesajlar görmem yorum yapmama neden oldu. inceleme için teşekkürler.

Bir cevap yazın

*