Kendimden Haberler

Ne zaman cihazın başına oturup bloguma birşeyler yazmaya başlasam babam arkadan ses edip iş veriyor. Kendisine nasıl denk getirdiğini sorsam mı diye düşünüyorum.  Neyse ki şimdi kendisinin yakınlarımda olmadığı bir anı bulup kendimden bir haber vereyim, hayatta olduğumu bildireyim dedim. Gerçi zaten Friend Feed‘de gün içinde kendimden ara ara haberdar ediyorum.

Continue reading

Analar Neler Doğurmuş?

Gerek filmlerdeki kötü amcalardan, gerekse etraftaki benzerlerinden önlerinden güzel bir dişican geçtiği taktirde “off be analar neler doğuruyor” lafını mutlaka duymuşuzdur. Hatta bazen o kötü adamlar bizler de olabiliyoruz. Fakat bunun dişican versiyonu gerçekten görülmeye değer oluyor. Yoldan geçerken “vay be analar neler doğuruyor” demeleri çok acayip. Hele ki bana diyorlarsa kıyamete yaklaştığımızı bildirmek isterim 🙂 Gerçi ben bunu converselere bağladım ama olsun yine de siz dediğim gibi bilin. Bunun yanında dün geceden bu yana kabarık tavuk gibi yürüyorum, tuvalete gidişim bile değişti 🙂

Continue reading

Prison Break ve Diziler

insanın kendi bilgisayarında film ya da dizi izlemesi kadar güzel birşey yoktur sanırım. Tam heyecanın ortasındayken, kalemi koparırcasına tutarken, kalbimiz kompresör gibi çalışırken tutup araya bilmem neyin sunduğu dizi/film reklamlardan sonra devam edecek gibi bir mecburiyete maruz kalmıyorum. Heyecanı bölmek istediğim yerde kendim bölüyor, kendi filmimi kendim sunuyorum.

Continue reading

Mart’a Giriş

Koskoca 29 günü geride bırakıp Mart ayının cazibedar günlerine kavuşmuş oluyoruz. Aslında Mart ayından korkmaya başladım ben. Zira Mart ayında oluyor bütün terslikler hayatımda. Mesela bknz geçen sene kara böcükler mertebesinde kötü olaylar yaşamıştım. Onun için Mart ayında pek çok kez dikkatli olmam gerekmekte. Bir de bütün eş dost bu ayda doğmuş. Ekonomimi çok ciddi açıdan mahvediyor. Annem, kardeşim (ikisi aynı gün), dayım, ablam 🙂 Allah bol kazançlar vere de ekonomik olarak allak bullak olmayalım 😀

Continue reading

Tahlil-i Hareket

Banyodan çıkınca kendimi kızarmış tavuk gibi hissediyorum. Ellerim ablamın tırnak boyasının tonlarında bir kırmızıya sahip olurken yandığımı da sonradan anlıyorum. Soğuk kış gününde güneş enerjisinde sıcak su bulamayan gencin soğuk su ile duş alması bir dram olacağı için ani su ısıtıcı kullanıyorum. Maşallah o da çok güzel yakıyor 🙂 Birinci kademe soğuk ikinci kademe ise cehennem sıcağının en alt mertebesi. Buna bir çözüm bulmak lazım.

Continue reading

Yeni Yıl Analizim

Kederlendim, efkarlandım, kahroldum. Neden? Yılbaşında biletime para çıkmadı. Sadece son rakamına 24 YTL nasıl denk geldiyse geldi. Bilet çeyrek olduğu için onun da 6’sına talim edecektim. Fakat gördüm ki yaktığım benzin bile etmiyor o paraya. Sonrasında günlerce cüzdanımın “zula” adını verdiğim en nadide köşesinde krallar gibi sakladığım bilet 9 parça şeklinde çöpe gitti. Ben şahsen paranın çıkmamasına değil de biletin bana yaptığı yamuğa çok pis sinirlendim. Biletçiye ise en kısa zamanda bir suikast düzenleyebilirim. Karşıma çıkmamasını taa buralardan duyururum.

Continue reading

2007 Değerlendirmesi (Kendi Eksenimde)

Koskoca bir yılı yine geride bıraktık hep birlikte. Yeni yıla da büyük beklentilerle giriyoruz. 2007’nin artık son demleri ve 2008’e de az kala… Mutlaka acısı ve tatlısıyla birçok olayı daha hafızalarımıza yerleştirdik. Aslında şu ana kadar yazdıklarımdan daha farklı bir yazı olacak bu. Daha önce kendi kendimi pek muhasebe etmedim ya da yıl sonu envarterimi çıkartmadım. Yazının konusu 2007’nin benim açımdan nasıl geçtiğidir. Dün okudum gazetede yıl sonlarında kendimizi muhasebe etmek için iyi bir yöntemmiş. Bakalım nasıl olacak 🙂

Continue reading

Hayatımın Akışından Bir Seyir

Son günlerde bazı sağlık sorunlarından ötürü siteye yazı giremedim. Maşallah turp gibiyim şu an bir sorun yok. Hayatım ise pek bir yoğun seyrediyor. Özellikle özel yaşamımdaki gelişmeler dalgalı kurları aratmayacak bir mertebeye sahip. iniş, çıkışlar ve arkasından hep çıkışlar filan derken pek bir mutluyum son günlerde. Buna bilgisayar için aldığım çalışma koltuğunun verdiği rahat ve pişik olma tehlikesinin atlatılması da eklenince daha bir mutlu oluyor insan. Bir süre projelere ve bilgisayar başında geçirdiğim/geçireceğim zamana kısıtlama getirmek zorundayım.

Continue reading

Hayatın Akışı

Bu aralar host sponsorum ile aramızdan su sızmıyor desem yeridir. Kendisi ile yemediğimiz halt kalmazken, gecenin bir vakti nargile mekanından çıkıp azıcık da sapıtaraktan çorbacıya doğru ilerlemek pek hoş oluyor. Bu gruba kokoreç anılarımın en güçlü kahramanı Yiğit de eklenince evlere şenlik manzaralar ortaya çıkabiliyor. iskele yolundaki barlar neden köpek beslemektedirler sorusuna cevap ararken o köpeklerden birisi her an üzerine atlamak için fırsat kollamaktadırlar. Korkudan gazı kökleyip virajı ufacık motosikletle tır gibi almak da bu durumun vazgeçilmezidir. MOBESE denilen kameralara el sallamak da başka bir keyif veriyor insana 🙂 Çorbacıda ise paça ve dil çorbası içilmezse çok büyük bir terbiyesizlik olur.

Continue reading