Samsung Netbook’ta Ubuntu 12.10 Keyfi

Bilenler bilir geçmişten beri Linux ile ilgilenmişliğim vardır az çok. 2008 yılında Ubuntu’nun Feisty Fawn sürümünü kullanıp deneyimlerimi de sizlere yine blogumdan aktarmıştım. Tabi aradan uzun bir süre geçti, bu süre zarfında da gerek işlerimin artmasından dolayı gerekse araya giren diğer bahanelerden dolayı Linux’e Android dışında elimi bile uzatamadım. Derken askerden geldikten sonra biraz heveslendim ama netbookta kullanacağımdan dolayı bir türlü karar verememiştim.

Biraz daha vakit geçti ve birkaç gündür yoğun bir şekilde Linux’e taktım kafayı. Önce Pardus ne alemde deyip gözatmak istedim ama her zaman için Gnome arayüzü daha ağır bastığı için Ubuntu’ya yoğunlaştım. Her ne kadar okuduğum tavsiyelerde yavaş olduğu, Ubuntu yerine Kubuntu kurmamın daha doğru olacağını anlasam da görselliği seven bir yapım olduğu için Ubuntu’yu tercih ettim. Ahh, neredeyse unutuyordum; Chromium OS’u da arada indirip denemişliğim var ancak sürücüleri tanıma sorunundan dolayı flörtümüz sadece üç saat sürdü.

Ubuntu’nun 12.10 sürümünü indirip USB’den kurulum yaptım. Atom 1.66 Ghz işlemci, 2 GB bellek ve 120 GB lık N150 serisi bir Samsung netbooka bu kurulumu gerçekleştirdim. Kurmadan önce Live USB olarak açıp hangi donanımları tanımayacağını test ettim ve hiçbirinde sourun yaşamadığını görünce kurdum. En çok korktuğum maalesef kablosuz ağ bağdaştırıcımdı. Windows 7’de bile sorun yaşıyordum. Çok uzun sürmeyen kolay bir kurulumdan sonra masaüstü karşıladı beni. Kolay bir kurulum diyorum çünkü Ubuntu’yu son bıraktığımda kurulum yapmak için bir hayli bilgi sahibi olmanız grekiyordu. Şimdi ise sadece kurulacak alanı seçip “devam et” tuşuna basmak yeterli.

Tabi değişen kurulum değildi sadece, baştan başa çok farklı geldi bana. Nihayetinde ben bu işletim sistemini kullandığımda program kurmak için depoları bağladıktan sonra “sudo atp get install” diye komutları konsola komut yazmak zorundaydık. Şimdi Google Play Store gibi uygulama marketine bağlanıp kolayca kurulum yapabiliyoruz. Kullanıcı arayüzü ise bir başka harika. çok basit çok kullanışlı, Android kullananlar hiç yabancılık çekmezler diyebilirim. Çünkü artık kullanımı aynı Android’e benzemiş. online hesapların senkronizasyonu da cabası.

Sürücülerde hiçbir problem yok. Hatta Windows’ta çalışmayan Fn tuşlarımın hepsi şıkır şıkır. Pil tanımada da yine bir sorunumuz yok. Aynı Windows 8’deki gibi 3 saat 57 dakika gibi bir süre dayanıyor ve saçmalamadan akıllı uslu bir şekilde pilini bitiriyor kullanıma göre. tarayıcı seçimim ise kesinlikle Firefox oldu. Google Chrome kurdum ancak çok yavaşlattığını üzülerek söylemeliyim. Eğer Ubuntu kullanıyorsanız Firefox’a mecbursunuz demektir.

Ekran görüntüsü 2012-12-18 21:11:52

Kısacası kullanmayı aklınızın ucundan geçiriyorsanız aklınızın merkezine alıp hemen kurun ve bu güzelliği deneyin derim.

Çok Görselli Yazıları Hazırlarken…

Yazılarımızda en önemli öğelerden birisi de kullandığımız görsellerdir. Görseller yazıdakilerin anlatılmasında büyük rol oynar. Ancak bu tür yazılar nedense fazla zaman alır. Bunun nedeni de kullanılacak görsellerin Photoshop’da boyutlandırılması, ayarlanmasından kaynaklanır. Özellikle ekran görüntülerinin yer alacağı yazılar bazen çileye dönüşebiliyor. Önce ekran görüntüsünün alınması, Photoshop veya bu tür bir programda boyutlandırılması ve daha sonra da sunucuya yüklenmesi derken bakmışız ki saatler geçmiş.

Geçtiğimiz hafta yayınlandığım 65 kullanışlı footer yazımın bir kısmını Windows Xp yüklü işyerindeki bilgisayardan bir kısmını da Windows 7 yüklü netbookumdan hazırladım. İşyerindeki bilgisayardan ekran görüntülerini tek tek alıp resim işleme programında boyutlandırdım. Ama bu işlem çok uzun sürdü. Akşam olup diğer bilgisayarıma geçince Windows Vista ve 7’de hazır olarak gelen Ekran Alıntısı Aracı’nı çalıştırdım. İnanılmaz derecede işlemleri kısalttı.

Ancak 500 pixel genişlikte olması gerekiyordu resimlerimin. Ben zaten resimleri kendi sunucuma değil Flickr’a yüklüyor ve buradan aktarıyorum. Flickr ise bizlere öyle bir güzellik yapıyor ki hangi boyutta olursa olsun 500 pixel genişlikte bir boyutunu almamızı sağlıyor yüklediğimiz resimlerin.

Böylece normalde 4-5 saatte yapmam gereken işi 2 saate yakın bir süre zarfında tamamladım. Eğer işyerindeki bilgisayardaki taktikle devam etseydim eminim ki o yazıyı halen yazıyor olacaktım 🙂

Boyutlandırma işlemi WordPress’de de var aslında. Resimleri sunucuya aktardıktan sonra resim detaylarından yüzde (%) olarak boyutlandırma var. Ve istediğimiz kadar resmimizi oransal olarak küçültebiliyor. Bu da Ekran Alıntısı Aracı’nın gerçekten çok işe yaradığının göstergesi.

Tavsiyem kesinlikle bu aracın kullanılmasından yanadır. Başlat/Programlar/Donatılar altında Windows 7 ve Vista’da bu araca ulaşmak mümkün.

Bir diğer tavsiyem de resimlere bağlantı vereceğimiz yazılardan yana olacak. Örneğin 65 kullanışlı footer yazımda her resimde ait olduğu siteye gitmek için bağlantılar bulunuyor. Özellikle resimlerini benim gibi dış bir kaynağa yükleyenler için resimleri numaralandırmak ve bir not defteri açıp oraya da numarayı hemen yanına da bağlantı adresini yazmak yine hız kazandıracaktır. Çünkü her resmin bağlantısını hafızada tutmak çok güçtür ve aşırı vakit kaybına neden olur.

Benim tavsiyelerim bu kadar, sizinkileri de dinlemeye her zaman hazırız. Yorumlarınızı esirgemeyin 🙂

Sade ve Harika Yapılacaklar Listesi Servisi

Bugüne kadar onlarca to-do dediğimiz yapılacaklar listelerinin sunulduğu sevisi inceledik ve kullandık. Benim son kullandığım ise Gmail içindeki listeydi. En büyük avantajı ise Gmail içindeyken tüm herşeyi kontrol edebiliyor olmamızdı. Ancak TeuxDeux tüm bunları alt üst ediyor. Sebebi ise çok sade bir şekilde sunuluyor olması ve kullanışlı olması.

Kullanışlı olmasındaki en büyük etken ise masaüstü ajandaları gibi yapılacakları günler halinde sıralıyor. İleriye veya geriye dönük tarama yapmak ise kaydırma özelliği sayesinde çok basit bir hal alıyor.

Servisi bizzat test ettim ve birkaç gündür kullanıyorum. Herkese de tavsiye etmeyi unutmuyorum. İlerleyen günler de bir de Adobe Air aracı ile birleştirilirse tadından yenmez, yanında da yatılmaz 🙂

Asus 1000HA Netbook-Windows 7 Notlarım

Dün günümü ufaklığa Windows 7 kurmaya ayırmıştım. Windows 7 Home Premium EN edindim. İngilizce edinmem biraz vakit kaybettirdi. Çünkü üst sürümlerdeki kadar kolay olmadı Türkçe’ye çevirmek. Bilgisayarın orjinalinde gelen Windows Xp Home içinde yedeklerimi aldım. USB’mi hazırladım ve işlemlere başladım. Şimdi USB hazırlamadan sonuna kadar tüm işlemleri maddeler halinde inceleyelim.

Continue reading

Tasarıma Başlamadan Önce Birkaç Tavsiye

Blogumuza tema çiziyor, kısım kısım değişiklikler yapıyoruz. Bunun dışında farklı projelerde arayüzler hazırlıyoruz. Yani bir şekilde tasarım ile buluşuyoruz. Tasarım aslında dışarıdan bakınca kolay görünen ama içine girildiği zaman programlamadan bile zor olduğu anlaşılan bir kavramdır. Açıkcası ben yıllardır internette tasarımlar inceliyorum ve kendice birşeyler yapmaya çalışıyorum ancak tasarımcı olamıyorum. Çünkü tasarımcı hem zihinsel hem de fiziksel birçok yetiyi beraberinde getiren birşeydir. Ancak kendi kendime de birşey yapsam bazı kalıplara uyuyorum. Bu kalıplar bana hem tasarımın oluşma aşamasında hem de oluşumundan sonra kodlara dökülmesinde çok büyük faydalar sağlıyor. Bu yazımda bunları sıralayacağım.

Continue reading

Bloglarda Link Değişimi

Blog dünyasına giren hemen hemen herkes “blogroll” kelimesini duymuş ve bu başlık altında sevdiği, beğendiği bloglara ya da sitelere bağlantı vermiştir. Ancak herşeyin bir detayı olduğu gibi link değişiminin de birçok detayı var. Mesela Google PR değeri göz önüne alındığında; PR değeri yüksek bir site düşük bir siteye bağlantı verdiğinde onun PR değerinin artmasını sağlayabiliyor. Hatta Google aramalarında üst sıralara çıkamyı, indexlenmeyi bile etkileyebiliyor. Normal sitelerde link değişimi normal karşılanabilir ancak bloglarda durum biraz daha  farklı. Bloglar sonuçta kişisel paylaşım platformları ve yine kişisel beğeni ile seçilmiş diğer bloglara veriliyor bağlantılar.

Continue reading

Blog Yöneticilerine Tavsiyeler

Uzun zamandır kafamda canlandırdığım yazıyı yayınlayabildiğim için çok mutlu olduğumu öncelikle belirtmek isterim. Yaklaşık bir yıldır düşünüyordum bu yazıyı 🙂 Birçoğumuzun blogu var ya da bir blogda yazarlık yapıyoruz. Bu yazımda kısmen blog yazarlarına da tavsiyelerim olacak ama daha çok blog yönetimi ve düzenlemeleri ile ilgili olacağı için blog yöneticilerini ya da sahiplerini daha fazla ilgilendiriyor. Bloglarımızda neyin yeri nasıl olmalı, blogda neler olmalı ve neler olmamalı üzerine birkaç tavsiyem olacak.

Continue reading

Cebit Eurasia 2007 izlenimleri

Her sene gitmeyi istediğim fakat şimdiye kadar gidemediğim Cebit Eurasia Bilişim Fuarı’na nihayet bu sene gidebildim. Bu yıl fuar 2-7 ekim tarihleri arasında gerçekleşti. istanbul dışında olduğum ve anca haftasonu fırsatım olduğu için fuara 7 Ekim Pazar yani fuarın son günü katılma şansını elde ettim. Ettim etmesine de açıkcası pek hoşnut kalmadım. Sanırım bu da son gün olmasından ve yine Pazar gününe denk geliyor olmasından dolayı kalabalık bir kitlenin fuarı ziyaret ettiğinden kaynaklanıyor. Meğer ne çok teknoloji tutkunu varmış Türkiye’de de bizim haberimiz yokmuş 🙂 Çok kalabalıktı gerçekten.

Continue reading

Sahte Banka Mesajlarına Dikkat

Sabah kalktınız, kahvaltınızı yaptınız ve güne rahat bir şekilde başladınız. Sonra bilgisayarın başına geçtiniz ve e-postalarınızı kontrol ediyorsunuz. O sırada gelen mesajlar arasından bir tanesi yüzünüze bakıyor ve gönderen kısmında bir banka ismi yazıyor. Merakla girip bakıyorsunuz. Mesaj “şifrenizi güncellemek için şu sayfaya gidin” gibi bir ibare içeriyor. Eğer mesaj içindekileri uygularsanız rahat başladığınız günü biraz sıkıntılı bitirebilirsiniz. Çünkü bankalar hiçbir zaman şifre güncelleyin diye mesaj atmıyor kullanıcılara. Peki bu mesajları kimler ve neden atıyorlar? Bu tür durumlarda ne yapılmalı? Böyle bir duruma maruz kaldınız ve yönergeleri uyguladınız. Bu aşamada neler yapabilirsiniz? işte tüm bunları dilimin döndüğünce sizlere aktarmaya çalışacağım. Hem de canlı belgelerle.

Continue reading