Teknoloji Kimin Umrunda?

Hep diyorum şu Alanya’nın huyundan mıdır suyundan mıdır bilmem insanları çok acayip? Alanya Belediyesi tarafından caddeleri izlemek amacı ile güzel güzel kameralar döşenmişti sağa sola. Bu kameraların görüntüsünü de internet üzerinden izleyebiliyorsunuz. Buraya kadar gayet güzel. Ancak bu olayı abartıp iletişim aracı olarak kullananlar var. Memleketindeki bir tanıdığına telefon açan ve sonra kameranın karşısına geçip gülümseyen bir aile gördüm geçen gün gazetede. Bu aile için denecek tek söz var “kimin umrunda teknoloji”. Bundan sonra haftanın belli günleri ben de oraya gidip canlı canlı kendimi göstereceğim :D. Yalnız bu kamera olayı bazı durumlarda çok hoş olmayabiliyor. Mesela kız arkadaşınız ile yürüyorsunuz ve o anda kız arkadaşınızın babası kamerayı canlı canlı izliyor. Sonunu ben bile düşünemiyorum :D. Bana gelince tüm enteresanlığım devam ediyor. Dün sabahtan akşama kadar “Dertler benim olsun” şarkısını dinledim. Hatta dinlemekle kalmayıp dinlettirdim (ablam, komşular, arkadaşlar vs.). ingilizce kursum bütün hızı ile devam ediyor. Her ne kadar “she” derken karşılığını sınıfta gösteremesek de gidip geliyorum derslere. Hmm faydası da olmuyor değil :D. Yiğit ile yaptığımız kokoreçci turlarından canı çekenler varmış. Gelin abicim Alanya’ya götürmezsem adiyim (götüreceğim dedim hesabı ödeyeceğim demedim) :D. Böyle neşeli göründüğüme de aldanmayın. Derdim çok. Uludağ’da kar yok, buraya yağmur yağmıyor, internet yavaş, Beşiktaş yine yenilmiş… Neyse en büyük derdimiz bunlar olsun. Bir de aklıma gelmişken söyleyeyim Mayıs ayında Finlandiya’da yapılacak olan 2007 Eurovision yarışmasına Türkiye’den bizleri oynatan sonra Gaffur’un da dansı ile desteklediği “Çakkıdı” şarkısının sahibi Kenan Doğulu katılıyormuş. Şimdiden başarılar diliyorum. Eminim ilk üçün içinde yer alacağız. Bu yazıya başlamadan önce aklımda o kadar çok şey vardı ki yazacak, şimdi hiçbirini hatırlamıyorum :D. Heyecandan olsa gerek onun için af eyleyin efenim!

Dertler Benim Olsun

Yeni bir gün, yeni olaylar ve yeni saçmalıklar ile karşınızdayım her zamanki gibi. Bu gün geç uyanmak istedim ancak iki tane dişicanın birbirine bağırmaları yüzünden uyku keyfim istediğim gibi olmadı ve yine her zamanki gibi erkenden kalkmak zorunda kaldım. Ne geliyorsa başımıza bu tür dişicanlardan geliyor zaten. Akşam bilgisayarımda çaldığım arabesk şarkılar ile bütün apartmana konser vermişim :D. Daha önceden Orhan Babadan da dinlediğimiz “Dertler Benim Olsun” isimli parçayı Ebu Gündeş yorumu ile dinlemiştim. MSN’deki arkadaşlar da bu duruma hayret ettiler ancak gerçekler gizlenemez değil mi? Çıkarın içinizdeki arabeskçi çocuğu. Hatta bu olayı abartıp hafta sonu jilet partisi verelim. Ben Permatik firmasına 4 koli jilet siparişini verdim gerisi size kalmış. Bir de geçen gün Yiğit ile iskele caddesinde otururken aç parantez o sırada oturmuyor kokoreç yiyorduk 😀 kapa parantez son model bir tane Passat sahibi babacan bu mizkle yani “Dertler benim olsun” ile geçip gidiyordu. Adama o kadar gülmüştüm ki sormayın. Ama şimdi aynı şeyi ben de yapmak istiyorum. Son modem bir araba ve sonuna kadar açılmış setin sesi pehhh :P. Pardus CDlerinin siparişleri yavaş yavaş elime geliyor. Birkaçı hazır diğerlerini de bugün akşam kopyalayacağım ilgili arkadaşlara duyrulur.

Sıkıntım Var!!!

Çok sıkıcı bir pazar günü geçirdiğimi itiraf etmekten başka çare yok. Saat 11’den akşam 4’e kadar bilgisayarın karşısında tünemiş kuşlar gibi durarak geçirilen bir pazar günü ne kadar güzelse benimki de o kadar güzel geçti :D. Yalnız bu geçen süre zarfında beni çıldırtan bazı şeyler dikkatimi çekti. Mesela telefonumun bitmek üzere olan şarjı. Aldığım günden bu yana iyice bitmeden şarja tekrar takmıyorum telefonumu. Ancak bazı zamanlarda son çizgiye geldiğinde beni bir korku sarıyor. Acaba tam lazım olacağında biter mi? Kapanır mı? Bu sorunları yaşamamak için de evden çıkamdan önce hep doldurmak isterim şarjımı. Ancak o son çizgi öyle bir inat eder ki bazen bir türlü bitiremezsiniz şarjını. Dün gece ben de tek çizgiye inmiş olduğunu görünce biraz oynayayım dedim telefonla. Ama inat etti ya kapanmaz. Yapmadığım kalmadı son çizgi için. Müzik dinledim, anlamsız videolar çektim, ücretsiz hatları aradım kaç defa. Yarım saate yakın çabalarım sonucunda kapanmasını sağladım. Tüm bunlar gece yarısı, uykudan önce yaşandığı için sanki savaş kazanmışım gibi sevindim :D. Telefonumu şarja takıp huşÃ» içerisinde bir uykuya daldım.

Continue reading

Değişik Bir Cumartesi Akşamı

Haftasonu herkes için eğlence dolu olsada benim gibiler için eve tıkılıp kod yazmak ya da bilgisayarla ilgillenmeden öte gitmiyor. Özellikle cumartesi akşamları bu iş için en elverişli zamanlardır. Tüm haftadır biriktirdiğiniz işlerinizi cumartesi akşam veya gece geç saatlere kadar yaparsınız. Her hafta da aynı şekilde olunca bir de buna hem hafta için hem de haftasonu bilgisayarın başında sürekli baykuş gibi tüneyip durma mevzusu eklenince çok sıkıcı bir yaşam içinde buluveriyorsunuz kendinizi. Bu anlattıklarımdan kurtulmak için idris Hocam ile bir hafta evvel kararlaştırdığımız Alanyum gezintimizi akşam gerçekleştirebildik. Alanyum; Alanya’nın bir numaralı alışveriş merkezi. Bir numaralı derken popülerlik olarak değil sıra olarak. Yani ilk ve tek alışveriş merkezi :D. Migros, Afra gibi ufak tefek yerler olsa da bizim Muzaffer Amca’nın süpermarketinden öteye gitmiyor :D. Yani ufacık tefecik. Yalnız Alanyum bunlardan daha büyük, daha hoş, içinde eğlenceye yönelik irili ufklı yerler barındaran hoş bir mekan :D. Önce dişicanlarla dolu mağazaları tek tek dolaştık. Kötü bir amacımız kesinlikle yoktu, tamamen üstümüze başımıza birşeyler alma derdine düştüğümüzden :D. Alanyum’a gidip Eren kardeşimizin yanından iskender yememek ayıp olurdu dimi? işte bunu da düşünerek icraat-i mideyi gerçekleştirdik. Hmm şimdi karnım tok ve hoş bir akşam geçirmenin mutluluğu ile evde yine bilgisayarın başına baykuş gibi tünedim, sabaha yumurta çıkar :D. Önümüz de pazar olduğu için Yiğit’e sinemaya gidelim demiştim ama gördüğüm kadarı ile kendisi herhangi bir icraat içerisine girmemiş. Onun için bugün günümün çoğu bilgisayar başında geçecek. Tabi ki messenger da açık olacak :D. Bugün tekrar anladım ki bu MSN’de ki arkadaşların çoğu manyak (ben de dahil). Hepimiz şair kesiliyoruz Allah sonumuzu hayreylesin. Pazar gününü çalışarak geçirecek olanlara hayırlı işler (MSN’sini açık tuttuğu sürece ;)), uyuyarak geçireceklere iyi uykular, benim gibi yarısını bilgisayar başında geçirecek olanlara sabır diliyorum. Kıymetli zamanınızı bu yazıya ayırdığınız için teşekkür ederim ayrıca. Yeni maceramızda buluşuncaya kadar hoşçakalın anacım.

Sonuna Kadar Okuyun!!!

Yeni bir güne başlarken güneşin doğamadığını fark ediyorum. Çünkü bugün hava kapalı ve yağmura hazırlıklı olmak gerekiyor. Beni ıslatmadığı sürece yağmuru pek bir severim. Ya da şöyle söyleyeyim evin penceresinden dışarıya bakıp diğer insanların ıslandığını gördüğüm sürece yağmur çok iyidir :D. Dün aklıma birkaç şey takıldı. ilki televizyon pogramları ya da radyo programları ile ilgili. Acaba neden her programda 70 milyon bizi izliyor ya da dnliyor şeklinde ifadeler kullanıyorlar. Bence 1 milyonu geçmez izleyici sayısı ancak göz göre göre yalan söylüyorlar. Ben diyebilir miyim ki bu yazıyı şu anda 70 milyon okuyor diye? Elbette diyemem çünkü aşağıda sayaç yukarıda Allah var! Televizyon kanalları da bir sayaç koysalar da görsek kaç kişinin izlediğini keşke.

Continue reading

Yeni Avatar

Cumartesi akşamları genelde tüm zamanımı çalışmaya, diğer arkadaşlarımın ihtiyaçlarını görmeye ayırıyorum. ilki ufak bir giriş sayfası yapmayla başladı. Arkasından Serhat banner için başvurdu. Baktım ki Photoshop kapanmıyor kendime de yeni bir avatar resmi oluşturdum. Şu bukelemunun duruşuna, bakışına , sinsi gülüşüne hasta oldum ve hemen düzenleyip bu hale getirdim :D. Ah bir de gözlükü olsaydı… insanın bilgisayarda Tv seyretmesinin güzel taraflarını da gördüm. Bir taraftan tasarımsal mevzularla uğraşırken diğer taraftan “Oryantal Star” programını ilk defa izlemenin keyfine vardım. O bitince de futbol maçlarına yoğunlaşmak oldukça hoş. Şimdi saatim tam 2:21 :D. Yani yeni bir gün, yeni bir yaşantı. Bugün yetişebilirsem soslu hoş bir kek yiyeceğim :P. Yetişemezsek de sağlık olsun diyeceğiz. Bu yazıyı yazarken anladım ki uykum geliyor. Yani bu da demek oluyor ki herkese iyi geceler, bu yazıyı sabah okuyanlara da günaydınlar efenim :D.