Yenilenen Fotoğraf Galerim ve Flickr

Uzun bir süredir elimde bulunan fotoğrafları yeniden paylaşıma açmak için araştırma yapmaktaydım. Bilgisayarımda bulunan ve sürekli yeni fotoğraflar çekerek arşivime eklediğim fotoğrafların, internet bu kadar üst seviyede hizmetler sunarken bilgisayarda saklayıp tozlandırmamnın hiçbir anlam taşımadığını anladım. Daha önce Erhan’ın kendi alanımı ve sistemimi kullanarak WordPress’e eklenti olarak kurduğu FGallery’i kullanıyordum. Fakat sunucumum güvenlik ayarlarından dolayı FGallery maalesef sorun çıkarttı. Sonrasında birkaç eklenti daha denedim fakat hiçbiri zevk vermiyordu. Bütün bunlar ile birlikte geniş çaplı bir araştırmaya da kalkışmış oldum. Ve nihayet yeniden Galeri‘yi aktif hale getirdim.

Continue reading

Gribal Enfeksiyon

Gazetede okuduğum bir habere göre grip salgını varmış şu sıralar. Çok inandırıcı geldi çünkü gripzedelerden birisi de benim 🙂 Hafta başından beri burnu akar bir vaziyette yaşantımı sürdürüyorum. Ses tonuma zaten laf söyleyene aşk olsun. işin bir de hapşırma kısmı vardır ki izlemeye değer bir mevzudur kendisi. Eğer kapalı bir ortamdaysanız çok fazla ses çıkmakta ve etrafdakilerin bakışları altında kendinizi suçlu hissetmektesiniz. Herşeye rağmen yavaş yavaş vücudumu terk ediyor hastalık ve sanırım son günleri 🙂

Continue reading

Yorumsuz

Dün araba ile eve doğru gitmekteyken, Türk insanının azmini, ilginçliğini, cesurluğunu ve sınır tanımazlığını gösteren bir kare yakalandı cep telefonumun objektifine. Cep telefonunda kamera olmasının faidesini ilk kez bu kadar iyi anladım. Anında çıkartıp cırt diye çekiveriyorsunuz. Yazının devamındaki fotoğraf tarafımca çekilmiş olup trafiği aksatacak hiçbir harekette bulunmamıştır. Çünkü bu kare kırmızı ışıkta beklerken çekildi, tamamen trafik kurallarına uygun 🙂 Bir motora 3 kişi nasıl biner? Siz de benim gibi meraktaysanız buyrun efem.

Continue reading

Taze Mim-Geçmişe Yolculuk

Uzun süredir mimlerin sesi soluğu kesilmiş, kimse kimseyi mıhlamıyordu. Ta ki, geçtiğimiz hafta sonuna kadar. Sırrı kardeşimiz yeni bir mim dalgasını başlatmış ve bu mim kendisinden Erhan’a, Erhan‘dan Hakan‘a ve son olarak da bana doğru dalga dalga geldi. Yeni mimin konusu diğerlerine göre daha eğlenceli aslında. Mimi yemiş olan vatandaş bloguna mimi konu alan bir yazı ile ufaklık olduğu vakitlerde çekilmiş bir adet mayolu resmini koyuyor 😀 Mayo işin şakası tabi ki, önemli olan ufakken çekilmiş herhangibir veya benimki gibi iki fotoğraf. Ben pası Hakan‘dan aldım. Kendisi doktorculuk oynadığım bir resim istemiş fakat ben oyunlarda bile doktor olamadım ki. Ben doktor olunca oyun genelde kanlı bitiyordu 😀 Neyse uzatmayalım fotoğraflara alalım sizleri.

Continue reading

Fotoyolla ile Online Fotoğraf Albümü

Fotoğraf tartışmasız dünyada insalık için en yararlı birisidir. Hayatın bir kesitini bir karede ölümsüzleştirmiş oluyorsunuz. ileride fotoğraflara bakıp bakıp dalıp gidiyorsunuz anılara. Sizleri bilemem ama ben fotoğraf çekmeyi severim. Fakat daha fazla seviğim birşey var ki o da fotoğraf albümlerine bakmak. Manzara ya da ona benzer fotoğraflardan ziyade kişisel fotoğraflara bakmayı, insanları fotoğrafları ile tanımayı daha çok seviyorum. Dedelerimizin, ninelerimizin albümleri vardır en kocamanından; onlara da bakmaya bayılıyorum. Babamızın dedesini (dedemizin babasını :D) albümler sayesinde bir nebze olsun tanımış oluyoruz. Bunlardan olacak ki bir bloga girdiğim zaman ilk aradığım şey fotoğraf galerisi oluyor. Ya da “spaces” yok mu MSN’nin oradaki fotoğraflara tek tek bakıyorum :). Düşündüm ki neden isteyen herkesin bir fotoğraf albümü olmasın? Hem online hem paylaşılabilir olacak. Üstelik de Türkçe :). işte bu saydığım özelliklere sahip bir albümü yazının sonunda oluşturmuş olacağız.

Continue reading

Fotoğraflarla Kokoreç Keyfi

Artık caddelerde sokaklarda yürüyemez, hatta kokoreç yerken bile rahat duramaz olduk. Çok ünlü olduğum için paparazziler peşimi bırakmıyorlar (inanmayın lütfen). Akşam yine Yiğit ile birlikte mekanımıza gidip kokoreç yiyelim dedik. Hasta olduğum için acılı acılı pek de güzeldi. Ancak Yiğit efendi benim gibi masumane bir kişiliğe karşı hazırlıklı gelmişti. Tam lokmaları ağzıma alırken cebinden çıkarttığı dijital kamerası ile patlattı flaşları. Mekanımızı merak edenler için şuradan göstereyim. Pek bir güzeldir kokoreçleri. Daha sonra yemek maceramız başlar ve ilk ısırığı almam ile vahşi Yiğit‘in bunu belgelemesi bir olur. Yiğit efendi bunlar yetmezmiş gibi siparişleri getiren kişicana hatıra fotoğrafı çekmesini istedi. O da şu işte. Birinci hangi arada bitti onu bilmiyorum ama ikinciye başlamıştım. Gayet doğal ve sakin bir ısırık atıyordum ki yine çekmişler beni. Ama bu kadarı yeter desem de çıkışta yine çektiler. O fotoğrafı da şöyle belgeledikten sonra kafamdan planlar kurmaya başlamıştım. intikamım kötü olacaktı. Ve oldu da. Yiğit‘i “peşmerge” diye tabir edilen bir biçimde çektim. O halini görmez ister misiniz bilemem ama şuradan göz atabilirsiniz. Bu fotoğraflardan sonra kokoreçci keyfimiz biter, yağmurlu bir akşamda hasta bir genç ve yanında enteresan bir kişilik yürüyerek uzaklara doğru giderler. Eve geldiğimde soğuktan soba ile bütünleşip nane limon içmekte buldum çareyi. Şimdi ise hastalığımın iyice grip denen denyoya çevrildiğini hissediyorum. Allah bana acil şifalar versin efem. Hasta olanlara da şifa versin, ablamı da unutmasın (: Şimdilik bana müsade yarın ve ilerleyen günlerde hoş yazılar ile karşınızda olacağım. Ha unutmadan, bu sitede MSN şifre kırma yöntemleri anlatılmaz. Ayrıca sitem diyanet işlerinin bir şubesi değildir, lütfen dini sorularınızı başka yerlere sorunuz. Kısa zaman sonra daha doğrusu bu fotoğrafların yankısı dinince “h-yaman Irak” ile karşınızda olacağım. Bizden ayrılmayın, esen kalın (kapanış da haber bülteni gibi oldu haaa pek bir asortik yani :D)