Tahlil-i Hareket

Banyodan çıkınca kendimi kızarmış tavuk gibi hissediyorum. Ellerim ablamın tırnak boyasının tonlarında bir kırmızıya sahip olurken yandığımı da sonradan anlıyorum. Soğuk kış gününde güneş enerjisinde sıcak su bulamayan gencin soğuk su ile duş alması bir dram olacağı için ani su ısıtıcı kullanıyorum. Maşallah o da çok güzel yakıyor 🙂 Birinci kademe soğuk ikinci kademe ise cehennem sıcağının en alt mertebesi. Buna bir çözüm bulmak lazım.

Continue reading

Taze Mim-Geçmişe Yolculuk

Uzun süredir mimlerin sesi soluğu kesilmiş, kimse kimseyi mıhlamıyordu. Ta ki, geçtiğimiz hafta sonuna kadar. Sırrı kardeşimiz yeni bir mim dalgasını başlatmış ve bu mim kendisinden Erhan’a, Erhan‘dan Hakan‘a ve son olarak da bana doğru dalga dalga geldi. Yeni mimin konusu diğerlerine göre daha eğlenceli aslında. Mimi yemiş olan vatandaş bloguna mimi konu alan bir yazı ile ufaklık olduğu vakitlerde çekilmiş bir adet mayolu resmini koyuyor 😀 Mayo işin şakası tabi ki, önemli olan ufakken çekilmiş herhangibir veya benimki gibi iki fotoğraf. Ben pası Hakan‘dan aldım. Kendisi doktorculuk oynadığım bir resim istemiş fakat ben oyunlarda bile doktor olamadım ki. Ben doktor olunca oyun genelde kanlı bitiyordu 😀 Neyse uzatmayalım fotoğraflara alalım sizleri.

Continue reading

Taze Mim2-Bir Haftam ve 3 Özel Şeyim

Dün “kritize et beni” diye bir mimin pasını almış golü atıp yeniden pası döndürmüştüm. Bugün başka bir mim ile karşınızdayım. Bugünkü mim skykhan‘ın kafasından çıkmış sonra Meksika Dalgası gibi yavaş yavaş yayılmıştır. Pası bizzat kendisinden aldığım için şanslıyım çünkü pas atacak birçok kişi oluşuyor kafamda. Neyse bunu yazının sonunda yazacağımıza göre önce mimden bahsedelim. Mimin konusu; bir haftanızın nasıl geçtiği ve hakkınızda 3 şeyi yazmak. Evet bunu sanırım yapacağım :D.

Continue reading

Etiket Manyaklığı ve Havalı Dişicanlar

Birkaç gündür kendimle ilgili birşey yazamıyorum yoğunluktan. Gerçi hayatımda öyle aman aman birşeyler yok her zamanki gibi. Son günlerde bilgisayar ile bütünleştim zaten. Neredeyse 24 saatin 18’i onun başında geçiyor. Cumartesi gece Ayyas ile başlayan etiketlenme macerası benim için hala devam etmekte. Yazı sayısı 600 küsur olunca böyle oluyor işte, kısım kısım yapıştırmak zorunda kalıyorum etiketleri. Neyse birgün gelecek bütün yazılarım etiketlenmiş olacak ki bu zaman çok uzak değil (umarım). Onun dışında gece müthiş bir karın ağrısı çektim ki ölüyorum sandım ilk başta. Bayağı bir kıvrandıktan sonra o da geçti gitti. Şimdi dönelim renkli dünyamıza. Kızlar acaba kaldırımda arkalarından yürüyen erkekleri hep kendilerini takip ettiklerini mi sanıyorlar? Dün bu sorunun cevabını aradım kendi kendime. Çünkü akşam kursa gitmek için hazırlandım ve yola koyuldum. Kaldırımda yürürken önümde iki tane dişican vardı. Önce beni fark etmediler. Sonra birisi fark etti ve herşey bu anda başladı :). Dişicanlar kendilerine bir çeki düzen verdiler, az hızlandılar… Yani sizin anlayacağınız felaket gaza geldiler, havalara girdiler. Ancak kaçırdıkları bir nokta vardı ki arkalarından yürüyen şahıs kursuna yetişmek amacıyla hızlı hızlı yürüyor ve maalesef kendileri ile ilgilenmiyordu. Yürüyüş kursun olduğu caddeye kadar devam etti ve sonrasında dişicanlar ne yaptı bilmiyorum. Tahminime göre dişicanlar o gazla, tüm Alanya’yı dolaşırlar :D.

Continue reading

iyi ki Doğdun Ayyas Blog

Bu yazıma benim içi önemli ve bir o kadar da güzel bir haber ile başlamak istiyorum. Daha h-yaman’ın olmadığı zamanlarda yayın hayatına başlayan, aziz dostum, yayın danışmanım, internet aleminin “Ayyas” kişiliği, Cem’in blogu “Ayyas Blog” 1 yaşında. Kendisine şu ana kadar olduğu gibi bundan sonra da başarılı yayınlar diliyorum. Şimdi kendi dünyamıza dönebiliriz. Üzerinde çalışmakta olduğum bir proje için gece 2’ye kadar olan çalışmalarıma sabahın körü diye tabir edilen zamanın da öncesinde yani 5 gibi kalkıyorum. Gün içinde de esneme, uyuma isteği gibi faalieyetler peşimi bırakmıyor. Proje bittiğinde ise “herşey güzel olacak” diyorum. Birkaç güne de bitecek gibi görünüyor, hadi hayırlısı. Sürekli bilgisayarın başında oluyorum ve sanki bilgisayar ile evlenmiş gibiyim :D. Yazımı yazarken saat tam olarak 07:12 ve güneşi az da olsa görebiliyorum bu da havanın bugün hoş olacağına işaret ;). Bugünlerde ayrıca çiçeklere, böceklere, ağaçlara filan takmış durumdayım. Sebebini ben de bilmiyorum :). “Fark Bulma Oyunu” da tarafımdan bizzat bitirilmiş bulunmaktadır. ilgilenenlere şuraya ekran görüntüsünü görmeleri için koydum bile. Birkaç gündür Erhan ile de görüşemiyordum. Evet gerçekten görüşemiyordum çünkü aradığım zaman genelde derste ya da başka bir uğraş ile meşguldü. Ta ki dün akşama kadar sürdü. Sonunda akşam telefonu açtı ve evet sesini duyabildim. Tam sohbet ilerlemişti ki zannedersem şarjı bitti tüm hevesim içimde kaldı :D. Şu telefon firmaları neden aküye bağlı bir telefon yapmazlar ki hiç anlamam. Tüm söyleyeceğim önemli şeyler kaldı ortada. Neyse başka bir zamana artık. Ha Erhan’ı da azıcık ispitleyeyim. Okulda dergi çıkartmak için çalışmakta :). Finalleri başlamış durumda. Peki o çalışıyor mu? Hayır :D. Bunları benden duymadığınıza göre yazımızı yavaş yavaş bitirebiliriz. Son olarak hayat güzel efem. Yaşamak, sevdiklerinizle yaşamak… Ancak denyo felsefesi ile büyümüş canlar kafanızı bozmadığı taktirde.

2006 Yılı için Günlükçülerin Değerlendirmesi

Artık “seneye görüşürüz” gibi soğuk esprilerin yapıldığı günlerin içideyiz. Yani yılın son günleri… Peki 2006 yılında benim gibi blog tutanların neler yaptığını, hangi faaliyetler içine girdiğini merak ediyor musunuz? O zaman bomba gibi açıklamaların bu yazıda yer aldığını belirteyim sizlere ;). Efem ilk olarak kendimler başlıyorum. 2006 yılı içinde ben, alem-i internette bir zerre kadar yer kaplayan, nacizane fikirlerimi üleştirdiğim, hoş sohbet insanlarla tanışmama vesile olan ve şu anda içinde ikamet ettiğiniz “h-yaman.com” adresli günlüğümü yayınladım. ilk defa gözlük kullanmaya başladım. ÖSS’ye 3. kez girme başarısını gösterdim. Yeni bir cep telefonu aldım. Bunların dışında paparazilerin eline geçen çok önemli bir bilgi mevcut değil (:

Continue reading

Netvibes Türkiye

Aslında bu yazıyı daha önce yazmak isterdim ama kısmet bugüneymiş :). Netvibes‘in Türkiye servisi için Erhan ve Cenk kardeşlerimin yapmış oldukları çalışma sona erdi ve Netvibes Türkiye resmi duyuru ile birlikte hizmete girdi. Öncelikle bu güzel projede emeği geçen herkesi tebrik ediyoruz Türk internet kullanıcıları adına. Çünkü gün geçtikçe internetin öneminin artması, artık savaşların bile dijital ortamda yapıldığı bu devirde “TÜRKiYE” isminin internette duyurulması, yukarıdaki logoda da olduğu gibi bayrağımızın dünyanın diğer insanları tarafından algılanması çok önemli bir olay olsa gerek. Netvibes şu anda dünyanın 657. en fazla ziyaret alan sitesi olması bu projenin önemini bir kat daha arttırıyor. Tabi ki bu olay sadece Netvibes ile sınırlı kalmayacak, eylemlerimiz devam edecektir :). Netvibes‘in ne işe yaradığını bilmeyen arkadaşlarımız için kısa bir anlatım yapalım.

Continue reading

internet Haberleri

Şöyle bir derleme yapayım dedim komşu bloglardan ne var ne yok son dönemlerde diye.ilk olarak Hoplayan Manda ekibinin oyun sitesi ile başlayalım. Çobansalata ismi ve “Dadından yinmez, bol hıyarlı, bol sulu, salatavari oyun sitesi” sloganı ile yayın hayatına başlamış bu eğlence dolu site. Açıkcası Dynun’un attığı e-postadan sonra hemen girdim ve ismine, sloganına hayran kaldım. Site bünyesinde online olarak oynayabileceğiniz oyunları barındırıyor. Çobansalata’ya buradan ulaşabilirsiniz.

Continue reading