Hayatın Akışı

Bu aralar host sponsorum ile aramızdan su sızmıyor desem yeridir. Kendisi ile yemediğimiz halt kalmazken, gecenin bir vakti nargile mekanından çıkıp azıcık da sapıtaraktan çorbacıya doğru ilerlemek pek hoş oluyor. Bu gruba kokoreç anılarımın en güçlü kahramanı Yiğit de eklenince evlere şenlik manzaralar ortaya çıkabiliyor. iskele yolundaki barlar neden köpek beslemektedirler sorusuna cevap ararken o köpeklerden birisi her an üzerine atlamak için fırsat kollamaktadırlar. Korkudan gazı kökleyip virajı ufacık motosikletle tır gibi almak da bu durumun vazgeçilmezidir. MOBESE denilen kameralara el sallamak da başka bir keyif veriyor insana 🙂 Çorbacıda ise paça ve dil çorbası içilmezse çok büyük bir terbiyesizlik olur.

Continue reading

Ramazan 2007 Serisi-1

Dün Ramazan ayı ile ilgili bazı şeylere değinmiştim. Akşam ilk teravih namazımızda dün “Küçük veletcanların “kıkır kıkır” güldüğü ve selam verildikten sonra bir amcanın onları tokatladığı veya azarladığı, genelde ön saflarda yer alıp yemekte tıka basa yiyen yaşlı amcaların sesli ve pis kokulu gaz kaçırma olaylarını devamlı yaptığı, ayrıca sarımsak kokusunun da kaçınılmaz olduğu, müezzinin kendinden geçip fazla bağırarak amfiyi bozuduğu, imamın da genelde 20. rekattan sonra namazı karıştırıp yeniden başladığına tanık olduğumuz” şeklinde ifade ettiğim teravih namazı modelinde sadece imamın rekatları karıştırması ve müezzinin amfiyi bozması eksikti. Diğer özelliklerle ilk etabı başarı ile tamamladık 😀

Continue reading

Bilgisayar Başında Uyuya Kalan Gencin Dramı

internette bazen rastgeldiğim fotoğraflara bakıp bilgisayar başında uyuyanları görünce “yok canım daha neler” derdim hep. Nedense abartılı gelirdi bana. insan uykusunun geldiğini bilmeyip nasıl sızıp kalabilirdi ki bilgisayarın başında. Fakat biz insanlar kendi başımızdan benzer bir olay geçmedikçe diğer insanların halini bir türlü anlayamaz ve onlara tepeden bakarız. Dün gece yavaş yavaş işlerimi tamamladım ve biraz da internette sörf kaçınılmazdı gecenin bir vaktinde. Sörfü de tamamlayınca cevap yazmam gereken e-pıstaları aldım önüme ve tek tek okumaya başladım. işte ne olduysa bu andan sonra oldu.

Continue reading

Çevreden Manzaralar

Son günlerde kafayı araba ile piyasa denen şeyi yapanlara takmış durumdayım. Bardağı taşıran son damla ise akşamki BMW idi. Siyah, yeni kasa, 5 serisinden bir BMW ve içindeki gençlerin maceraları izlenmeye değerdi. Akşam kurs dönüşü aynıı arabayı trafikte görmüş bir hayli de gülmüştüm hani. Kafasını dışarıya iguana gibi çıkartıp, koçmar gibi sallayan gençleri görmekteydim. Hani Şahin, Doğan, Brodway kaldırır bu tür hareketleri de BMW kaldırmazdı, ondan çok tuhafıma gitmişti. Neyse efem aynı araç gecenin bir vakti büyük bir sesle evin önündeki kaldırıma çıkmayı başarmış ve beni uykumdan etmişti. Ayrıca arabanın plakası da 38 ile başlıyordu 😀

Continue reading

Afrika Sıcakları ile Kavruluyoruz-2

Koltuğun popomuza yapıştığı günler serisi devam ediyor tüm hızıyla. Sıcak, bütün gücü ile bizleri yakmakta, oramızın buramızın pişik olmasına sebep olmakta ve bilumum nebatatın, haşeratın ve cümle insanın deliler gibi davranış göstermesine vesile olmaktadır. Kediler olsun, köpekler olsun hiç fark etmez; sıcaklar bastırdığından bu yana kafayı gündüz vakti çekmiş babacanlar gibi dolaşmakta. Hamam böceklerini zaten söylememe gerek yok hepsi bozmuş kafayı. Ya insanlar? Özellikle de dişicanlar (Rus olanları) çıldırmışlar ki sokak ortasında bikini ile dolaşıyorlar. Onlar dolaşırken de biz cümle erkeklerin gözü kayıveriyor hatta bazıları abartıp önündeki otobüsü bile görmüyor, trafik kazası denen faaliyeti gerçekleştiriyorlar.

Continue reading

Afrika Sıcakları ile Kavruluyoruz

Az önce gazetede okuduğum habare göre Afrika sıcakları etkili olmaya başlamış bugünden itibaren. Evet, gerçekten de doğru bir haber okumuşum; hava en acaibinden sıcak. Böcekler bile çekmiş kenara kendilerini, park halindeler. Arabanın klimasını dördüncü konuma getirince bile etkisiz kalıyor, salon tipi bir klima mı taktırsak ne? Hissediyorum da hücrelerim bile sıcak ve bunaltıcı havadan ötürü istifanın eşiğindeler. internet de sıcak havadan etkilenmiş olacak ki çok yavaş çalışıyor, ilginç de oluyor. Kalkar duş aldık ve gün içinde yarımşar saatlik aralarla rutin duş alma faaliyetleri gerçekleştireceğiz.

Continue reading

Simitçi Bile isyanlarda

Birkaç sabahtır üşenmeyip eve 100 metre uzaklıktaki simit fırınından kahvaltı için sıcacık simitler almaktayım. Kahvaltı ile aramın iyi olduğu söylenemez, özellikle yazın insanın canı hiçbirşey istemiyor o vakitte. Fakat simit sıcacık olunca durum değişiyor. Neyse biz mevzumuza gelelim. Sabah yine simit almak için gittim fırına ve selam verip içeriye girdim. Babacana simitlerin sıcak olup olmadığını sorduğumda verdiği cevap hem güzeldi hem de düşündürücüydü “simitler sıcak yeter ki insanlar soğuk olmasın”. Belli ki insanların somurtkan hallerinden sıkılmış, sabahları güleryüzlü insanlara simit satmayı özlemiş.

Continue reading