Nerde Kalmıştık?

Efem, son günlerde gerek iş yoğunluğundan, gerek suların kesik olması, internetin gidip gelmesi ve gerekse havaların yağışlı olmasından dolayı bloguma pek bakamadım 🙂 Şimdi diyeceksiniz işi gücü anladık da suların kesik olması ve diğerleri neden engel diye? Havalar yağışlı olunca bizim buradaki hatlar diken üstünde durduğu için internet anında gidiyor. Işık hızı ile yarışacak yakında kerata. Yağmur mu yağıyor, internetimiz de bizimle kafa bulurcasına “du bi işim çıktı hava bozuk ben de bozuğum” diyerek çekip gidiyor. Bu durum akşamları meydana geliyor ve bu da yazı psikolojimi bozuyor. Tam yazı yazmak için oturuyorum, yazıyorum bitiriyorum yayınla diyorum. O ne? “Sahip sayfayı bulamıyoz, dalga geçme bizimle önce internetini kontrol et” tarzı bir uyarı çıkıveriyor 😀 Ehh bilgisayara saygısızlık olmaz bizim alemde. Mecburen başka baharlara diye erteliyorum yazılarımı. Bu yazımda hayatımdaki gelişmelere dikkat çekmek istiyorum müsadenizle.

Continue reading

Çevreden Manzaralar

Son günlerde kafayı araba ile piyasa denen şeyi yapanlara takmış durumdayım. Bardağı taşıran son damla ise akşamki BMW idi. Siyah, yeni kasa, 5 serisinden bir BMW ve içindeki gençlerin maceraları izlenmeye değerdi. Akşam kurs dönüşü aynıı arabayı trafikte görmüş bir hayli de gülmüştüm hani. Kafasını dışarıya iguana gibi çıkartıp, koçmar gibi sallayan gençleri görmekteydim. Hani Şahin, Doğan, Brodway kaldırır bu tür hareketleri de BMW kaldırmazdı, ondan çok tuhafıma gitmişti. Neyse efem aynı araç gecenin bir vakti büyük bir sesle evin önündeki kaldırıma çıkmayı başarmış ve beni uykumdan etmişti. Ayrıca arabanın plakası da 38 ile başlıyordu 😀

Continue reading

Ferrari Alcam Duvarkâğıdı

Beni tanıyanlar Ferrari’ye karşı olan aşkımı çok iyi bilirler. Malboro kırmızısı rengi, kulağı adeta aşka getiren sesi, eşsiz performansı ve en önemlisi varoluş öyküsü ile Ferrari’ye karşı platonik bir aşk beslediğim aşikardır. Şirketin kurucusu Enzo Ferrari’nin ilk başlarda yarışlarda pilotluk yapması daha sonra Ferrari’‘nin temelinin atılması, şirketin çok zor günler geçirmesi, hatta bir zamanlar Ford’un Ferrari’‘ye ortaklık teklif ettiği fakat bunun altında gizli planların yattığı ve sonra tekrar toparlanması… ivme kazanıp günümüze kadar ayakları üstünde sapasağlam yere basması bu markanın bende bıraktığı etkilerdir. Ferrari benim için sadece bir araçtan ibaret değildir. Markanın kurucusu Enzo Ferrari’ de en az arabaları kadar önünde şapka çıkartılacak mevzulardandır. Bir çocuğunu hatsalığı sonucunda kaybetmesi (Dino Ferrari), üzüntüsü, ikinci Dünya savaşı nedeniyle yaşadığı çok zor günlere rağmen bunların üstesinden gelmeyi başaran ender isimlerden birisidir, azmi örnek alınması gereken kişilerden birisidir. işte Ferrari’ye aşıklığım burdan geliyor.

Continue reading

Yorucu Haftanın Mükafatı

Yoğun bir haftadan sonra nihayet Pazar gününü görebildik. iş temposunun tavan yaptığı bu haftanın yorgunluğunu birazdan (yazıyı bitirir bitirmez) koltuğumdan uçarak konacağım yatağımda çıkaracağım 😀 Ayrıca son iki Pazar gününde de yeterince uyuyamamış, yollara koyulmuştum, onların da acısı çıkartmak lazım. Hazır serin havayı da bulmuşken “oh miss” modunda saat 10-11’e kadar uyumayı planlıyorum. Tabi birileri gelip de sabahın köründe kornaya basmazsa, turist denen denyolar barlarda içip içip otellerine giderken bağırmazlarsa 🙂

Continue reading

Alanya Trafiği mi?

Belediyemizin şimdiye kadar yaptığı icraatlardan oldukça memnunduk genel olarak. Ta ki bugün yaşadığım trafik rezaletine kadar. Alanya’da yaşayan canlar bilirler 25 metreli yol diye tabir edilen caddeyi. Alanya’nın en işlek caddelerinden birisidir hem yayacan hem de araç trafiği bakımından. Belediye de her sene olduğu gibi kaldırım çalışmaları, altyapı ve buna benzer sebeplerden dolayı caddenin bir bölümünü sanırım Şubat ayında kazdı ve yeniden kaldırımlar yapılmaya başlandı. Hala bu faaliyet devam etmekte. Ancak olan yine vatandaşa olmakta. ilk madur olanlar yayacanlar. Yayacanlar, yürüyecek yer bulamıyor çamurdan. Kaldırım yapılıyor lafta ama siz o yapılan kaldırımdan yürüdüğünüz zaman eve varana kadar ayakkabınızın içinden harfiyat kamyonundakinden birazcık az kum boşaltabilirsiniz. Şaka bir yana durum gerçekten çok ciddi. Aylardan Mayıs ve turizm sezonunun resmen açılmasına sayılı günler kaldı. Fakat biz turistleri bu sene pek de hoş karşılamayacak gibiyiz. Çamurlu bir yoldan hangi turist yürümek ister? Onu bıraktım hadi yürüdünüz diyelim. Yürürken de felaketlere maruz kalabilirsiniz. Giydiniz beyaz pantolonu, çektiniz üstüne pembe keten gömleği ve çıktınız yola. Tam işe giderken bir araba geldi çukura pat diye girdi ve etrafa çamur sıçradı. Bu durumda hiç kaçarınız yok, o çamur zerreciklerinden nasbinizi mutlaka alırsınız. Sonra sürücüye küfür edersiniz ancak suç onda değil ordan o şekilde geçmesine vesile olandadır.

Continue reading

Huhh (Camda Buhar Oluşturma Şeysi)

Birkaç gün öncesine kadar badem ağaçlarının şaşırıp çiçek açtığı, ayıların mevsimi şaşırıp kış uykusundan kalktığı ve buna benzer birçok olayın yaşandığı ülkemizde son günlerde inanılmaz hava şartları etkili olmaya başladı. Kar, yağmur ve Alanya’da olduğu gibi sadece soğuk hava. Ev dışında ceket, atkı, bere ve diğer kışlık malzemelerle, ev içinde de battaniye ile bütünleşiyorsunuz (şahsen ben öyleyim). Cama huhh dediğiniz anda isminizi yazabileceğiniz bir alan oluşturabiliyorsunuz ve belki de işin en güzel yanı bu. Gerçi isminizi yazarken anneniz görürse bir taarruza maruz kalabiliyorsunuz ki bu hiç hoş değil :). Bir de böyle soğuk havalarda arabalar çalışmaz ya; işte macera asıl o anda başlıyordur. Araba çalışmaz ve arabanın sahibi babacan yoldan her geçene “ya araba çalışmadı da bi el atıverin” şeklinde diyaloglara girer. Zaten birkaç kişi arabayı itekliyorsa korkulacak bir durum yok, çevreden her gören arabanın arka tarafına yapışır ve büyük bir topluluk arabayı itekler. Tabi araba çalışır çalışmaz o arabaya kalmış ama vatandaş bu vazifesini güzelce tamamlar. Eğer araba iteklenmesine rağmen çalışmıyorsa çok bilmiş babacanlar çıkar aradan. “Aç bakalım motor kaputunu” diye emreder araba sahibine, kaput açılır babacan birkaç yeri kurcalar ve “ya bunun içinde bir yerde arızası var, en iyisi tamirci çağıralım” der. Tabi bu esnada araba sahibi içinden, bildiği bütün küfürleri ederek babacanla akraba olur :).

Continue reading

Güzel Haberler

Benim için güzel, sizin için hoş haberlerle yeniden birlikteyiz efem. ilk olarak Cinealanya‘dan Serkan Abinin bedava bilet ve afiş kampanyasını duyurayım. Bildiğiniz gibi pazar günü Cinealanya‘yı tanıtan bir yazı yazmıştım ve bunun akabinde Serkan Abi de duygulanıp buradan gidip üye olanlara bedava afiş ve sinema bileti sözü vermişti. Sistem şu şekil işleyecek, benim sitemi referans vererek oraya üye olduğunuzda çekilişe hak kazanacaksınız. Bunu da sağlamak için üye olurken adres kısmına “h-yaman” olarak not düşmeniz yeterli olacak.

Continue reading