Geçtiğimiz günlerde haber türünde yayın yapan hemen hemen tüm blog ve sitelerde Türk Telekom’un internet servisi TTNET’in logosunun değişimine dair haberler okuduk. Önceden dünyayı saran turuncu kuşaktan dünyayı kaldırıp turuncu kuşağa TTNET yazısının eklenmesi ile logonun değiştiğini gördük. Kendine yakıştığı gibi hiçbir uğraş vermeden birkaç ufak oynama ile zahmete girmeden, üzerinde çok fazla çalışılmadan bir logo ortaya çıktı. Ancak asıl eleştireceğim konu logo değil şirketin yapılanması.

Bildiğim kadarıyla firmalar logo ya da kurumsal kimlik değişimlerinde kendilerini ve alt yapılarını da değişime uğratırlar ki değişim sadece şekillerden ibaret olmasın. Mesela Arçelik geçtiğimiz senelerde logo değişimine gitti. Fakat sadece logo değil bunun yanında şirket yapılanması, hizmet ve daha aklımıza gelebilecek birçok alanda kendini değiştirdi. Tamamen yenilenmiş bir şirket olarak ortaya çıktı. Logo da bunu destekledi. Birçok eleştiriye maruz kalan MYNET bile logo değişiminden sonra şirket bünyesinde ve hizmet alanında değişiklikler sundu.

Hadi diyelim bunlar büyük örnekler. Bir blog bile temasını değiştirdiği zaman yapısında, içeriğinde değişiklikler yaparak ziyaret edenlere yönelik güzellikleri ortaya koyuyor. Anlıyoruz ki değişim sadece şekillerle, görünüşle değil kökten yapılıyor. Değişimin değişim olduğunu fark ediyoruz.

Telekom ise bu değişim işlemini de eline yüzüne bulaştırdı.Okullar tatil olduktan sonra internete talep artınca hızda hissedilir düşüşleri gördük. Maalesef gündüz saatlerinde Facebook, Flickr vb. yurtdışı bağlantılı sitelere girmek işkenceye dönüşüyor. Bu da şekilde değişikliğe giden TTNET’in alt yapısının yetersiz kaldığını bizlere işaret ediyor. Yurtdışı bağlantılarındaki bu aksamaları hatırlarsanız bir zaman denizdeki kabloları yiyen köpek balıklarıyla ört pas etmişlerdi. Zannedersem bu sefer de buna benzer bir duyuru yayınlanacaktır.

Diyeceğim; TTNET isterse dünyanın en güzel logosuna sahip olsun. Bu kafayı ve bu yapılanmayı değiştirmediği sürece bu tür eleştirilere maruz kalacak ve insanları mağdur etmeye devam edecektir.

Author: Hamdi Yaman

1987 yılında gözlerimi açtığım şu küçük dünyada 2006 yılından bu yana blog yazıyorum. İnternet dünyasının bugünü ve yarını hakkında her zaman ilgili olmuşumdur.

2 comments

ancak bu arada şunu da söylemek gerek ki, eğer ttnet hala devletin elinde olsaydı gariban bizler yine gariban olaraktan max 1mbit ile bağlanmaya devam edecektik. Şimdi öyle mi en azından 32mbit çıktı da internet cafelerde istediğimiz şeyi yapabiliyoruz.

Aslında sorun bence ttnet’de değil. Sorun ortada bir rakip şirketin bulunmaması. Devlet, ttnet’i satarken altyapı hizmetlerini (kablodur, kutudur, vs…) satmayacaktı. Bunlar benim deyip, rakip şirketlere yer hazırlayacaktı. Şimdi rakip denemez ama yine öyle şirketler var fakat internet için verdikleri fiyat, ttnet altyapısını kullandıklarından dolayı aynı.

Hasıl-ı kelam, suç ttnet’i rakibi olmayan bir arenada mıymışık mıymışık gezmesidir. Hele bi rakip gelsin, fiyatlar düşmezse neyim…

Bir cevap yazın

*