Her kandilde olduğu gibi yine arkadaşlar ile çorbacı kaçamağı yaptık.Ancak bu sefer hava yağmurluydu yani tam çorbacıya gidilecek ortam vardı. Çorbacıda da paçadan başkası içilmezdi herhalde :D.Sıcacık lavaş ve tereyağı, arkasından yeşillik sonra da çorbamız…Zaten muhabbet cabası.Yakın çevremdekiler bilirler yemekte konuşmayı pek sevmem.Bir an önce yiyip kalkmak isterim.Ancak böyle ortamlarda durum farklı oluyor.Hem yemek yiyorum hem de muhabbete katılıyorum.Genelde erkek erkeğe çıktığınızda da ya kızlardan konuşulur ya bilgisayardan ya da arabalardan :D.Bizim konumuz ise bunlar değil hayvanlardı.Birisi kedisinin maceralarını anlattı birisi köpeğinin derken büyük kahkalar eşliğinde çorbamızın son lokmalarını aldık.Benim garsonlardan yana da hiç şansım yoktur.Kalabalık gittiğimiz zaman mutlaka bana birşeyler yanlış gelir.Herşey bittikten sonra böyle yağmurlu bir gece çaysız olmazdı.Ben çay yerine elma çayı istesem de babacan bana adaçay getirdi :(.Daha önce de buna benzer durumlarla karşılaşmıştım.Böyle böyle derken çorbacı faslımızı da bitirdik ve evlerimize dağıldık.Şimdi gecenin 3:20’si.Uykulu gözlerle yatağıma bakıyorum.Ve bu yazdıklarımı büyük bir sabırla nasıl okudunuz merek ediyorum :D.

Author: Hamdi Yaman

1987 yılında gözlerimi açtığım şu küçük dünyada 2006 yılından bu yana blog yazıyorum. İnternet dünyasının bugünü ve yarını hakkında her zaman ilgili olmuşumdur.

Bir cevap yazın

*