Müzik Servisinde Tercihim Spotify

Uyanık kaldığım süre boyunca müzik dinleyen birisi olarak elimin altında hali hazırda birşeyler bulunması gerekiyor. 2009 ve öncesinde korsanın cirit attığı zamanlarda belki benim de hatalarım olmuştu. Lakin korsan hakkında daha fazla bilgi sahibi oldukça, emek hırsızlığını sevmediğim için hep legal yollardan bir arayış içinde oldum. Fizy’nin Turkcell’in kucağına oturmadan önceki zamanlarında; kusura bakmayın bu konuda Fizy sahiplerine çok kızgın ve kırıgınım ücretli sürümünü bile kullandım. Daha öncesine giderek Last.fm de kullandım.

Yıllar geçti, internet hızları arttı, servisler coştu, ücretli servislerin ücretleri makul seviyelere geldi derken artık illegal hiçbir oluşumla uğraşma zorunluluğu hissetmiyorum. Elimin altında müziklerin olabileceği arayışlar içindeydim. Bir yılı geçkin bir zamandır Spotify’nin ücretli sürümünü kullanıyorum. Birçok alternatifine rağmen Spotify tercihimin nedenlerini de sizlerle paylaşmak istedim.

  1. Android, Apple, Windows işletim sistemlerinin tamamında sorunsuz çalışabiliyor.
  2. Ücretli paketinde sınırsız çalma listesi oluşturma
  3. Aynı anda cihazlarımın birinde şarkı çalarken bir diğer cihazımdan kumanda edebilme. Örneğin akıllı Android TV’de müzik çalarken müdahale etmek istediğimde telefon ya da bilgisayarımdan istediğim dokunuşu yapabiliyorum veya Windows bilgisayarımda müzik çalarken uzandığım yerden telefona kaldığım yerden devam ettirerek aktarabiliyorum.
  4. Çevrimdışı çalışma özelliği ile istediğim çalma listesi ya da şarkılarını internetim olmadan da dinleyebiliyorum.
  5. Ses kalitesi düşük, orta, yüksek olarak belirlenebiliyor ki kota aşımları için çok güzel bir hamle
  6. Aradığım müziklerin çoğunluğunu buluyorum. Yeni çıkan albümlerde de telif anlaşmasına göre bazen çıkar çıkmaz bazen birkaç gün sonra ekleniyor.
  7. Diğer kullanıcıların çalma listelerini takip edebiliyorum.
  8. Spotify’in kendi hazırladığı ve önerdiği çalma listeleri mükemmel.
  9. Premium hesapta reklam yok.
  10. Aylık 9,99 TL ücret ödeyerek kocaman bir müzik kütüphanesine sahip olabiliyorum.

 

h-yaman.com 10 Yaşında

Ülkenin gergin, agresif gündemini takip etmekten kendi gündemimi takip etmeye fırsat bulamadığım bu zamanlarda 10 yaşına giren bir blogum olduğunu bile unutmuşum. Hoş; son günlerde yazmak da zevk vermiyor eskisi kadar. Bunda Twitter, Facebook falan bunların etkisi çok büyük. Kim kimle takılmış, Swarm’da kim nerede, ulan instagram’da hangi etiketleri kullanalım karmaşasından inanın blog yazmaya güç kalmıyor. Hepsi tamam, şimdi bir de SnapChat diye birşey çıkarmışlar, çok şükür onu kullanmıyorum.

Yazmaktan sıkıldım demişken hala yazan arkadaşlarımız da var. Adam usanmıyor yazıyor, yazdıkça gaza geliyor gaza geldikçe yazıyor, insan hayret ediyor bazen. Şaka bir yana kendisini tebrik ediyorum, Allah bize de nasip etsin inşallah.

İçimden yazmak gelmiyor değil aslında ama tutar da paralelci, dikeyci, şuncu, buncu diye bir yerde kategorize ederler diye de korkmuyor değilim söylemlerimden. Koskoca Boydak Holding’i yediler .Sadece blog yazmaktan değil mübarekler, patlayan bombalar, sağda solda değişik olaylar nedeniyle yaşama sevinci bile bulamıyor insan kendinde. Neyse ki süpersonik bir savcı çıktı da canına okuyacak tüm adaletsizliklerin!

Sonuç olarak siyasi bir yazı olarak kabul etmeyin ama memlektin içine edildi.