WordPress: Blogunuz Zararlı Site Olarak Algılanınca Yapılması Gereken 10 Öneri

Blog yazarlarının ya da daha geniş bir çemberi alırsak internet sayfalarının amacı hizmet verip içerik üretirken bir diğer yandan da ziyaretçinin güvenliğini en yüksek derecede sağlamaktır. Aksi taktirde altından kalkılamayacak maddi hasarlara yol açacağı gibi yok olma tehlikesini de karşısında bulmuş olur.

Hiçbir site yöneticisi böyle bir durumla karşılaşmayı elbette istemez ancak ortak kullanılan içerik yönetim sistemlerinin zaafı, yine özel yazdırılmış CMS sistemlerinin zaafı, kısacası internette iyilerin karşısında bir o kadar da uyanık ve kötülerin olması sebebiyle dış etkenler site yöneticisini bilmeden, haberi olmadan bu kabusun ortasına atabiliyor.

Birgün sabah geliyorsunuz, güzel bir içerik eklemek istiyorsunuz ve tarayıcı “bu siteye girmeniz güvenli değil”, “Bu site bilgisayarınıza zarar verebilir” gibi uyarılar vererek kendi emek verdiğiniz siteye girmemenizi isteyebiliyor. Antivirüs programı yanıp sönüp uyarı verebiliyor. En sevmediğim bu durumlarla kısmen de olsa karşılaşmış birisi olarak  bazı tavsiyelerim olacak.

1- “iframe” Kodlarına Hızlıca Gözat

Saldırganların genellikle yöntemleri site index.php, sidebar.php, single.php dosyalarından birine “iframe” ile başlayan bir kod parçacağı yerleştirerek sahte kazanç elde etmeleri ya da yönlendirme yapmaları olmakta. Bunun için söylediğim dosyaların içindeki iframe ile başlayan kodlara hızlıca gözatıp şüpheli olanları hatta mümkünse bir süreliğine hepsini kaldırmak olacak. Hepsini kaldırıdığımız taktirde bazı sosyal hesapları çalışmayabilir, sayaçlar düzgün sayım yapmayabilir ancak bir süreliğine bu gerekli. Ardından tarayıcı üzerinden hatanın alındığı sayfaya gidip konsoldan kodlar tekrar kontrol edilmelidir.

2- Tema Değiştir

Eğer kodlar ile değişiklik yapılarak alınan bir güvenlik zaafiyeti ise mevcut tema bir süreliğine terk edilmelidir. Sıradan bir tema kullanılarak yayına devam etmek ve tema dosyalarını A’dan Z’ye taradıktan ve gereken temizliği yaptıktan sonra tekrar kullanmak fayda sağlayacaktır.

3- Güncel Olmayan Eklentileri Kontrol Et

Güncel olmayan eklentiler çoğu zaman başa bela olabilirler. Bu yüzden tavsiyem güncellemelerini vakti gelince yapmaktır. Ancak bu panik anında karşılaşılırsa önce pasif hale getirip hatta mümkünse sunucudan dosyaları temizleyip tekrar güncel versiyonunu yüklenmesi gerekebilir.

4- Düşmanını Öğren

Eğer ki tarayıcımız bu hatayı veriyorsa muhtemel bir “trojan” bilgisi geçecektir detaylarında. Bu bilgiyi arama motorunda aratıp hakkında geniş bir bilgiye sahip olmamız, onu nerede ve nasıl arayacağımız hakkında bize daha fazla ipucu verecektir. Nerede olduğunu öğrendikten sonra temizlenmesi elbette çok daha kolay olacaktır. Ayrıca vereceği hasar hakkında da bilgi sahibi olacağımızdan dolayı önlemler alma şeklimiz daha soğukkanlı olabilir

5- Virüs Taraması Yap

Güvendiğimiz bir FTP programı yardımıyla sunucuya bağlanıp dosyaları gözden geçirmemiz ve hatta mümkünse bu dosyaları kişisel bilgisayarımıza indirip bir antivirüs programıya detaylı tarama yaptırmamız iyi bir hamle olacaktır. Gereken temizlik yapıldıktan sonra ise tavsiyem WordPress dosyalarını resmi sayfadan indirip güncelleme yapıyormuş gibi sunucuya atmak ardından da tema ve eklenti dosyalarını yüklemek olacaktır.

6- Test Et

Tüm bu işlemleri yapsak bile mutlaka bir farklı bilgisayardan ve bir farklı güvenlik programından, farklı bir tarayıcıdan mutlaka kontrol etmek gerekiyor. Hayatta kalmak için kökten temizlik yapmak şart!

7- Gerekli Önlemleri Al

Bu emeklerin boşa gitmemesini sağlamak için mevcut açıkların da kapatılması gerekiyor. Tema dosyalarının yazma izinlerini değiştirmek, sunucu şifresini ve WordPress şifresini değiştirmek bu önlemlerin en başında geliyor.

8- Anahtar Kelimelere Gözat

Bazen tüm bu telaş aslında dışarıdan bir saldırı değil de  ziyaretçi çekmek için yapılan kelime hatalarından kaynaklanabiliyor. Hem filtre programları hem de buna yakın hareket eden tarayıcılar anahtar kelimeler hoşuna gitmediği için engellemeyi gözümüze sokabiliyor. İçerik her ne kadar iyi olsa da başlık ve arama kelimelerinde yer aldığı için siteye bağlanmayabiliyor (porno vb gibi). Bunlarda da düzeltme yapmak hatta gerekiyorsa konuları silmek (en çok ziyaretçiyi çekiyor olsa dahi) iyi olacaktır.

9- Site Haritası Oluşturup Arama Motorlarına Tanıt

Bir sitemap dosyası oluşturup arama motorlarının yönetici sayfasından bu dosyayı görmelerini sağlamalıyız ki arama motoru bizim iyi mi kötü mü olduğumuzu anlayabilsin. Daha doğrusu ne yapmak istediğimizi bilsin. Bunu yapmak için hazır eklentiler kullanabiliriz.

10- Arama Motorlarına, Tarayıcılara, Filtrelere Temizlendiğini Söyle

Engellemenin olduğu sayfada mutlaka “bu site sana aitse” diyen bir kısım bulunuyor (filtre programları hariç). Buradan yönergeleri takip ederek temiz olduğumuzu ispat edebiliriz. Yönergeler yoksa da genel mantık şudur, arama motorlarının mutlaka bir yönetici ya da web araçları bölümü bulunuyor aynı Google ve Yandex’te olduğu gibi. Buradan güvenlik sekmesine gelip ilgili adreslerin tekrar gözden geçirilmesi istenilebilir. Bu süre fazla uzamayacağından ertesi gün ya da birkaç gün içinde tekrar engellemenin kalktığını görebiliriz. Böyle bir bölümü olmayan programlara ise bir e-posta göndermek faydalı olabilir.

 

 

Boşuna Şemsiye Taşımayın, Yağmura da Yakalanmayın: Eye in Sky

Android işletim sisteme sahip cihazları 2010 yılından bu yana aktif bir şekilde kullanıyorum. Bu güne kadar da kullanmadığım hava durumu uygulaması kalmadı diyebilirim. Sabit mevsim değerlerinde hemen hemen hepsi başarılı diyebilirim ancak mevsim geçişlerinde ya da ani hava değişimlerinde başarılı dediğim bu uygulamaların hepsi sınıfta kalıyor, üstelik hepsi de birbirinden farklı değerleri veriyor. Şu ana kadar kullandıklarımın en iyisi HD Widgets’in içinde bulunan hava durumu eklentisiydi ancak özellikle “sonbahar” geçişinde sınıfta kaldı o da.

Tabi ben bu uygulamarın hepsine karşı saygılıyım. Çünkü emek var ortada. Kocaman bir artı her uygulama her yerde doğru sonuçları verecek diye de bir kaide yok aslında. Biraz da konumla ilgili veri akışının etkisi var. Benim hava durumu uygulamasında dikkat ettiğim noktalar ise kısaca şunlar:

  • Yağmur, fırtına, güneş tahminlerinin doğru olması
  • Son bir hafta tahminini almak ve tahminlerin yine başarılı olması (%50)
  • Güçlü son 48 ya da 24 saat tahmini vermesi
  • Widget özelliğinin olması ve geniş seçenekler sunması

Bu kriterlerde ise benim için en başarılı olan uygulama Eye in Sky oldu. Üç aydır kullandığım uygulamada yağmur, fırtına, güneş, bulut tahminleri %99 oranında başarılı. Her ne kadar 15 günlük tahminleri çok doğru olmasa da “son 48 saat” tahminleri muhteşem sonuçlar veriyor.

wpid-Screenshot_2013-11-28-11-59-53.pngEye in Sky, ücretli ve reklamsız ücretli versiyonlarıyla kullanıcıya sunuluyor. Otomatik konum bulma özelliği ve otomatik yenileme fonksiyonu her hava durumu uygulamasında olduğu gibi burada da kullanım kolaylığı sağlıyor. İstenirse birçok konumun hava durumu tahminlerini almak mümkün.

Uygulama içinde 14 farklı ikon seti sunuluyor. Böylece tasarım anlamında da kullanıcıya iyi bir kullanım imkanı sağlıyor. Winget için de seçilebilen ikonlar için renk ayarı yapılabiliyor. Farklı Widget dizilimlerinin yanında widget arkaplanı rengi ve saydamlığı, yazı tipi ve rengi gibi oldukça geniş tasarım seçeneklerini barındırıyor.

Tahminler konusunda oldukça başarılı olduğunu tekrar etmek gerekiyor. Şemsiye ikonunun aktif olduğu günlerde mutlaka yağmur yağıyor ki bu da gereksiz şemsiye taşımayı ya da yağmurda ıslanmayı engelliyor (:

 

Şimdiye kadar kullandığım uygulamalar ise:

  • Google Weather
  • HD Widgets
  • AccuWeather
  • The Weather Channel
  • Yahoo Hava Durumu
  • MGM’nin resmi uygulaması
  • 1 Weather
  • Wetter
  • Go Weather

İş Yerinde Hayat Kurtaran 10 Android Uygulaması

Günlük ofis hayatımızda dökümanlar, fiyat listeleri, analizler, ajandalar, depolama ve daha birçok konuda uygulama eli haşır neşir oluyoruz. Gelişen mobil teknoloji ile beraber bilgisayar gereksinimi yerini mobil akıllı cihazlara fazlasıyla bıraktı dersem aslında yanlış söylemem. E-posta yönetimi, randevu ve hatırlatmalar, kişi listesi ve daha aklımıza gelebilecek tüm uygulamaları mobil akıllı cihazımızdan kontrol etmek, işlerimizi cihazımızdan yönetmek mümkün. Bu gelişen hızı ben de yakından takip etmeye çalışıyorum. Daha pratik olmak için işimle ilgili birçok masaüstü uygulamayı mobil cihazımda da kullanıyorum. Bu kullanımın bana sağladıklarına gelince;

  • Mekan tanımaksızın kişilerime, e-postalarıma, müşteri notlarıma ulaşabiliyorum
  • Mekansızlığın sağladığı büyük bir zaman tasarrufu
  • Teknolojiyi daha yakından takip etme
  • Masaüstü ile senkronize çalışan uygulamar sayesinde her şekilde erişim
  • Cevap verebilme hızı ve kabiliyetinde üstünlük
  • Anlık durum analizi yapabilme

Listeyi zamanla daha da genişletebilirim, aklıma gelmeyen faydaları da olabilir ama ne olursa olsun harika birşey! Bu yazımda fayda sağladığım bu uygulamaların neler olduğuna kısaca göz atacağız. Uygulamarın hepsinin android için olduğunu tekrar hatırlatayım.

Google Keep

google-keep   Google Kep yardımı ile her türlü notumu toparlama imkanı buluyorum. Onay listeleri, hatırlatma notları, resimlerle desteklenen notlar, alarmlar ve daha fazlasını Google Keep sayesinde organize etmek mümkün. Küçük kağıtlara aldığım notları burada toplayarak hem bilgisayardan erişim sağlayabiliyorum hem notların arasında kaybolmuyorum hem de kağıt tasarrufu sağlıyorum.

Evernote

evernote

Google Keep hayatıma girmeden önce tüm notlarımı aslında Evernote uygulamasında yönetiyordum. Ancak Google Keep’in daha kullanışlı olması nedeniyle biraz pabucunu dama attım diyebiliyorum. Yine de birçok durumda hayat kurtaran bir yardımcı diyebilirim.

Google Calendar

calendar

Son zamanlarda ağırlıklı olarak Samsung’un sPlanlayıcı uygulamasını kullansam da hem masaüstü bilgisayarımda hem de mobil cihazımda görev takibi yapmak, aylık notlarıma bakmak ve varsa toplantılarımı organize etmek için Google Calendar’ı kullanıyorum. Google Calendar’ı zaten ilk çıktığı zamanlardan beri masaüstü ortamda kullandığımdan dolayı bir gönül bağı olduğunu söyleyebilirim. Kullanışı ise mükemmel denilebilir; takvimlere göre renklendirme, hatırlatma, notlar, widget desteği ve kullanım kolaylığı sayesinde hem mobil hem de masaüstü ortamda kolaylık sağlıyor.

Quick Office

quick office

Kitap, hesap tablosu, dökümanlar, sunumlar kısacası ofis dosyalarının tamamını kontrol ettiğim harika Android uygulaması olan Quick Office aynı zamanda Google Drive altyapısını da kullandığı için her yerden dosyalarıma erişim ve düzenleme olanağını sağlıyor.

Google Drive

google-drive-android1_616

Bulut teknolojisini bizlerle buluşturan Google Drive aslında Quick Office ve Google Keep’i de içinde barındıran bir kolaylık merkezi. Google Keep ve Quick Office uygulamalarının verilerini Google Drive alarak bizlere aslında kolaylığı sağlamış oluyor. Bunun dışında yanımızda herhangibir ek aygıt kullanmadan tüm yedekleme yaptığımız resim, video, belge vb. dosyalara erişmemizi sağlıyor. Ayrıca sadece masaüstü yedekleme değil mobil yedeklemeyi de sağladığı için eşsiz bir kullanım imkanı sağlamış oluyor.

Schemes

sche

Programlandığı zamanda Facebook, Twitter gibi sosyal ağlara ileti, e-posta hesaplarından mesaj ya da SMS atma gibi özellikleri bir arada barındıran uygulamayı da yeni kullanmaya başladım. Kutlamalarda ve özel SMSlerde oldukça işe yaradığını söylemek mümkün.

Skitch

sitch

PDF dosyaları, şemalar ve resimler üzerinde notlar alıp, çizimlerle önerilerde bulunma için kullanılabilen uygulama ayrıca ok veya mühürler yardımı ile vurgulamaları ön plana çıkarabiliyor. Özellikle mimar veya benzer işlerle uğraşan kişilerin hayatını oldukça kolaylaştıracak bir uygulama.

Gmail

gmail andr.png

Çok fazla açıklama yapmaya gerek yok aslında; tüm e-posta trafiğimi gmail uygulaması yardımıyla kolaylıkla takip edebiliyorum

Whatsapp

whatsapplogo

Akıllı telefonu olan daha doğrusu internet bağlantılı bir telefona sahip olan herkesin kullandığı mesajlaşma uygulaması sayesinde daha hızlı iletişim imkanı sağlanıyor.

QR Barcode Scanner

qr barcode.jpg

Her türlü barkod taraması yapabilen uygulama çoğu kez zaman sorununu çözüyor.

 

Kod Bilmeden Android Uygulaması Hazırlayabileceğiniz 11 Servis

Mobil uygulama dünyası dünyanın kendi ekseni etrafında dönmesi gibi hızlı ve her gün değişen bir davranış sergiliyor. İnternet sayfa yöneticileri, firma sahipleri vb. konumdaki kişi ve kurumlar ise bu gelişmeye isteseler de istemeseler de sırt çeviremez haldeler. Çünkü teknoloji nimetlerinden iyi bir şekilde faydalanmadıkları sürece ileri adım atmaları imkansız halde.

Tüm değişen bu çevre koşulları da yeni internet servislerinin de açılmasında teşvikte bulunuyor. Herkes kodlarla elbette içli dışlı değil ya da herkes uygulama üretebilecek bilgiye sahip değil. Böylece dış kaynaklardan yardım alma ihtiyacı da artmış oluyor. Her ne kadar ücreti karşılığında uygulama üretilebildiği gibi basit, sade uygulamarı sadece birkaç adımda ve kod bilgisi olmadan üretebilen ücretli ve ücretsiz internet servisleri de mevcut.

Bu yazımda Android işletim sistemi için kod bilgisine ihtiyaç duymadan sadece birkaç tıklama ve birkaç resim yüklemesi ile uygulama oluşturabileceğiniz internet servislerine yer veriyorum.

AppsGeyser

appsgeyser

AppsBuilder

appsbuilder

AppYet

appyet

Andromo

andromo

AppsBar

appsbar

iBuildApp

ibuilt

AppyPie

appy

AppShed

appshed

Kendim

kendim

Conduit Mobile

conduit

TheAppBuilder

theappbuilder

 

Çevrimiçi Müzik Nereye Gidiyor?

İnternet erişim hızının artması ile birlikte her sektör üreticisi kullanıcısına değişik ve yaratıcı çözümleri kısa zaman aralıklarında sunuyor. Sıradan bir arz talep dengesinin aksine tuhaf bir biçimde önce üretici arzı oluşturuyor ardından talepte patlama meydana geliyor. Bundan nasibini çevrimiçi müzik servisleri de fazlası ile alıyor.

Ekran Alıntısı

Geçmişteki yazılarıma göz attığımda; Google Music, Fizy, Last.fm ve daha bir çok müzik servisi ile ilgili bilgilere yer vermişim. Her yazımda da bu servislerin artık hayatımızın bir parçası olduğunu da söylemiştim. Şimdi geriye dönüp bakınca bu kadar yazıyı paylaşmamın tek bir sebebi var, çevrimiçi müzik servisleri çok önemli.

Çok değil 10 sene öncesine gittiğimizde araçlarda müzik dinleme keyfi sadece ve sadece kasetlerle yapılmaktaydı. Sonrasında Şahin araçlarda ayna altında süs olarak da kullanılabilen CDler geldi. Bu teknoloji ivme kazanarak Bluetooth, USB diyerek takip etti. Tabi arada Aux girişini kullanan harici bir çalıcıyı kabul eden araçlar da oldu. Şimdi geldiğimiz teknoloji ise; bazı markaların çevrimiçi müzik servislerini kullanabilmesi oldu. Mesela yılbaşında Ford ve Fizy’nin yaptığı anlaşma ile Fiesta modeller Fizy hesabına bağlanıp müzik listelerini araçta çalabiliyordu. Benzer uygulamaları diğer markalar da kısım kısım yapmaya başladı. İşte bunların hepsi “senkronizasyon”…

Sadece arabalardan örnek vermemek lazım tabi ki. Ev aletleri de yavaş yavaş internet hattını kullanmaya başladılar. Akıllı televizyonlar zaten adı üstünde akıllı ama bir çamaşır makinesinin internete bağlanması tabi ki şimdilik lüks. Lakin ben fazla değil 3 yıl sonrası için her çamaşır makinesi olmasa da çoğunluğunun internete bağlanabileceğini ön görüyorum. Arızasını kendisi kaydettirebilecek ve servisi çağırabilecek akıllı cihazlar… Hani şöyle 5 yıl sonra internetten Google Music hesabına girip akşam yemeği için uygun müzikleri internet üzerinden çalabilecek bir buzdolabı da fena olmazdı. Şu an teknoloji tam da bu geçiş anında aslında şöyle bir bakarsak.

Mobil kategorisine fazla değinmeye gerek yok aslında. Herşey apaçık ortada. Her gün yeni bir müzik uygulaması ve hepsi de internet desteğini alıyor.  Her büyük çevrimiçi müzik servisinin zaten güzel bir mobil uygulaması var. Çünkü geçen yıllarda yasadışı yollarla edinip indirilen ve metroda otobüste kulaklığı takıp dinlenilen müzikler şimdi yasal servisler ile hak sınırları ihlal edilmeden çok geniş bir müzik kütüphanesinden çalınabiliyor, dinlenebiliyor.

Video servislerinin de çevrimiçi müzik ile ilgili derinlemesine çalışmalar yaptığı haberlerini arka arkaya duyuyoruz. Bunlardan en günceli Youtube’un yaptığı müzik alt servisi elbette. Bu yapılanma git gide artacak.

Genel bir değerlendirme yapacak olursak hiçbir dosya barındırmadan arabada, televizyonda, telefonda, bilgisayarda, belki birkaç yıl sonra tuvaletimizde çevrimiçi müzik dinlememize olanak sağlanıyor, sağlanacak.

 

Yine Yeni Yeniden Merhaba

Benim için uzun sayılabilecek bir aradan sonra, yenilenen temam ile tekrar sizlerle birlikteyim. Vakit bahanesi ile ertelediğim temam, yine vakit bahanesi ile nadasa aldığım blogum, aynı bahaneyi kullanmasam da çeşitli bahanelerle yazamadığım yazıları artık yeniden hareketlendirmenin vakti geldiğine karar verdim. Nihayet “merhaba” diyebildim.

Tema için bir hayli mücadele verdiğimi itiraf etmek isterim. Nasıl bir tema olacağına bir türlü karar veremedim. Sonra nasıl bir tema olacağına karar verdim ancak oturtma ile ilgili sıkıntılarım oldu. Sonrasında da ücretiyle bir temayı satın alıp modifiye ettim. Tema seçmimdeki kriterlere bakacak olursak:

  • Geniş, ekranı kaplayan, sınırları olmayan
  • Çok janjanlı değil de birazcık da olgun
  • Gelen talebi değerlendirmek adına reklam alanlarına yer veren
  • İstediğim yeri ile istediğim gibi oynayabileceğim
  • Kodları ile oynamadan her yerini panelden değiştirebileceğim
  • Güzel footer’a sahip
  • 18’lik çıtır değil de 35’lik olgun edasında
  • Ara ara güvenlik sorunlarıyla karşı karşıya gelmemek

şeklinde sıralayabilirim. Zaten şu haliyle bunları tamamen yerine getirdiğime inanıyorum. Diğer temadan en başta kendim sıkılmıştım. Her girdiğimde aynı temanın beni karşılaması iyi değildi. Bunun yanında özellikle derleme yazılarında yetersiz bi altyapısı aynı şekilde üst yapısı vardı. Tasarım olarak göze hoş gelse de, efektlerin ve renklerin çokluğu gönlü okşasa da biraz da sadelik daha iyi oldu. Bundan sonra için planlar:

  • Alman arabaları gibi çok fazla yapıyla oynamadan ufak makyajlar belki ilerleyen zamanlarda kasa değiştiririz
  • İçerik ile ilgili söylenecek çok fazla şey yok olduğu gibi devam edecek
  • Reklam yazısı kesin ve net bir şekilde yayınlanmayacak, bunun yerine reklam yazısına 125’lik reklam alanından link verilecek
  • Reklam alanlarına reklam alınacak (125’lik alanlar 150TL/Ay)
  • Dostlar dost olarak kalacak, reklam için kullanılmayacak
  • Edep sınırları içinde sorulan tüm sorulara cevap verilecek
  • Sosyal Akış ve Galeri sayfalarını kaldırdım ki bunların yerine sürprizler olacak
  • Android ile ilgili daha sık tavsiyeler olacak

Sözü daha fazla uzatmadan bir sonraki yazıda buluşmak dileğiyle, hoşçakalın.