Ne acayiptir ki ne zaman alışverişe gitsem marketteki hoş kokulu banyo parfümlerini açıp koklama isteği oluşuyor içimde. Hatta açıp kokluyorum da. Koklarken kendimden geçip “ne güzel içilirdi bu şimdi” diyorum kendi içimden. Standın önünden geçenler olmasa belki onu da yaparım. Çünkü ben bunlara çok uzak değilim. Çok çok ufakken, daha cünyırken, kısa pantolon giyerken toz Vim içmiştim. Çocukluğumdan beri severim böyle kokuları. Tinerdir, Bally’dir, çamaşır suyudur, benzindir, mazottur…
Ay: Mart 2008
Youtube Açıldı Açılmasına da…
Geçtiğimiz haftalarda video paylaşım sitesi Youtube daha önceki gibi Atatürk hakkında kötü içerik barındırdığı için kapatılmıştı. Son kapatmada IP engellendiği için OpenDNS ve diğer yöntemler de fayda etmedi proxy haricinde. Fakat bu son kapatma kararından sonra Türk internet kullanıcılarının da tepkisini çekti bu durum. Açılıyor, açıldıktan sadece birkaç hafta sonra tekrar kapatılıyor. Sonra yeniden açılıp yeniden kapatılıyor. internet kullanıcıları da anladı ki bu işin tadı artık kaçtı artık. Oydu buydu derken Youtube yeniden açıldı. Açıldı açılmasına da…
Hamile Erkek
Acayip yönlere uzanan tıp erkeği de hamile bırakmayı becerdi nihayet. Okudum ve şok oldum, “yuh” dedim. Hamilelikte son nokta; erkekler de hamile kalabiliyormuş. ABD’de kafayı sıyırmış, sıyırırken kıvılcımların orasından burasından çıktığı varsayılan elastik, sızdırmaz, pistonlu bir manyak kişican çocuğunu karnından taşımaktaymış.
Ders ve Hayatın Tadı
Az konuşup çok yediğim şu günlerde havanın istikrarsız seyri de beni çileden çıkartmıyor değil. Bugün yazdan kalma, yarın kışa dönme tarzında sürüp gidiyor. Ben ise kafamı devekuşu gibi gömüp ders çalışmaya çalışıyorum. Evet, çok verimli olmadığı kesin. iktisat’daki Tekel Piyasası’na girdiğim anda aklıma Telekom geliyor, AKP geliyor. Sinirden yapraklara bakış atarak çürütüyorum onları.
Umutsuzlukta da Umut Var
Bezen dersin hadi buraya kadarmış, bırak herşeyi kalk gidelim artık diye. Ama olmuyor. Herşeyi bırakıp gidemiyorsun. Arkada kalacaklar var çünkü. Onlar ki benim değerimi benden daha iyi bilenlerdir. Ama yine de “sıçmışım hayatın ortasına” diye söyleneceğime yeni oluşumlar, yeni hayatlar düşünürüm. içimdekileri bir dökebilsem kendime geleceğim belki ama kahrolsun, içime atıyorum herşeyi. Huyum, suyum kurusun. Elimden hiçbirşey gelmiyor kendi çaresizliğime… Bıktım artık. Ama belki Cemal Süreyya’nın dediği gibidir “Umutta mut varsa umutsuzlukta da umut var…” Güç, kuvvet ver bana Yarabbim!
Google Spreadsheets Yenilikleri
Geçtiğimiz günlerde fonksiyon tamamlama özelliğini kullanıcılarla buluşturan Google Docs servisi Spreadsheets artık kullanıcının ilgili Google Gadget yani araçlarını da eklemesine izin veriyor. Her geçen gün kendini yenileyen servisin bu yeni özelliği sayesinde interaktif zamanlama göstergelerinden haritalara, finans grafiklerine kadar birçok aracı ekleyerek hesap tablolarımızı biraz daha geliştirebiliyoruz.
Ülkemin Mart Krizi
Mart ayına girdiğimizde demiştim ki Mart ayı dert ayıdır, dikkat edilmelidir diye. Dediğim de tek tek çıkıyor yani. Memati’nin kafasına silah dayayan zihniyet hepimizi gerdi. Polat’ı bile ağlatan bu olay ülke gündemimize oturdu. Bir haftadır bekliyoruz ne olacağını. Bazı rivayetler içimizdeki bu acının üstüne tatlı gibi geliyor. Mematiler ölmez, KV bitmez 🙂 Rivayet şudur ki; bir kontra atakla Memati ayağa kalkıp gölgelerin gücü adına diyecek (amin).
Dosya Paylaşım Siteleri
Eskiden kocaman disketlerde bilgilerimizi taşırdık. O vakitler ben kısa pantolon giyiyordum. Daha Bülent Ersoy kişican idi 🙂 Tamam tamam şaka tabi ki. Bir dönemin popüler bilgi taşıma aracı disketler daha sonra yerini CD denen toparlak, parlak cisimlere bıraktı. USB 2.0’ın çıkmasıyla o da yerini flash disk ve USB ile çalışan dosya depolama aygıtlarına bıraktı. Sonra internetin geçirdiği evrimden etkilendik ve “dosya paylaşımı” mantalitesi gelişerek bunun üzerine birçok servis kuruldu. Şimdilerde ise birçok dosyamızı bu siteler sayesinde dünyanın diğer ucundaki arkadaşımız ile paylaşabiliyoruz. Bu yazımda bu sitelerden bazılarına göz atacağız.
Alanya Bahar 2008 Fotoğrafları
Dün Pazar olması vesilesiyle ve havanın güzel olmasından dolayı öğleden sonra Yiğit ile birlikte kendimizi dışarı attık. Yanımızda fotoğraf makinalarımızla birlikte Alanya Kalesi’ne doğru çıktık. Amaç daha önceden planlandığı üzere HDR teknikleri denenebilecek resimler çekmekti. Ancak bu pek mümkün olmadı 🙂 Yani çektik fotoğrafları çekmesine de HDR uygulama olayında takıldık. Ama hiç olmazsa güzel resimler çekip galerimize ekledik.
TBY Ankara Buluşması
istanbul’da bolca düzenlenen bu buluşmanın Ankara ayağı 12 Nisan’da gerçekleşecek. Barış’ın yoğun çabaları ile meydana gelen bu buluşmaya bir aksilik çıkmazsa ben de katılacağım. Şu ana kadar gördüğüm isimler arasında dişican blog yazarları yok. Haydi kızla buluşmaya diyerek onları da beklediğimizi beyan ederim.