Bir Pazar Günü Sabahı…

Pazar günleri en çok sevdiğim şey sabah kahvaltısından sonra çayımı alıp bilgisayarın başına geçmek ve internette o site senin bu site benim, divane gibi dolaşmak. Tabi bunun zevki pijamalar ile çıkıyor, yani pijamaları çıkarınca büyü bozuluyor. Şöyle Kubat, Yavuz Bingöl de olunca arka planda bu muhteşem üçlü tamamlanmış oluyor. Şimdi de yukarıda anlattıklarımı yapmaya çalışıyorum yani o site senin bu site benim dolaşıyorum :). Efem dün yeni bir monitor almaya karar verdim LCD olanından. Ancak bilgisayar için yeni birşey alacağım zaman her zaman olduğu gibi yine kararsız kaldım. Aslında kafamda bir model belirlemiştim ki imdadıma Cem yetişti. Onunla da şöyle ufak bir araştırma yaptık ve beğendiğim monitöre Hakan’ın da referans vermesiyle alacağım modeli belirledim. Alacağım monitör işte tam şurda yer alıyor, eğer bir önerisi olan varsa yorumlarda belirtirse sevinirim. Bugün ablam da kekimi yapmış, yani akşama doğru kek yemeye gideceğim (bu kek iddiadan kazanmış olduğum kek) :D. Dün demiştim çok yoğunum, projeler ile uğraşıyorum diye. Birisini bitirmek üzereyim ki “o la la” :D.  Şimdilik bana müsade. Yazılacak makaleler, hazırlanacak temalar, bitmeyi bekleyen projeler var. Şimdi onlarla sevişme zamanı 😀

Masaüstünde Savaş Çıkarsa

Bilgisayarın daha doğrusu internetin ve animasyonların vazgeçilmezi Fiash’ı bilmeyen yoktur sanırım. Varsa da kısa bir açıklayalım; internette gördüğünüz animasyonların hazırlandığı eğlence dolu programdır. Peki bu program içinde hazırlanan bir animasyondaki karakterin fare imleci ile savaşmaya başlamasıyla ortaya neler çıkacağını tahmin edebiliyor musunuz? Ben edebiliyorum, masaüstünde savaş çıkar :D. Savaşı da video yapıp Youtube’da dağıtırlar :D. Buyrun efem pazar eğlenceniz, şahsen ben zevkle izledim.

Continue reading

Siiii (Ses Kontrol Şeysi)

Yaklaşık 10 saattir kapalı olan sitemiz yayınına kaldığı yerden devam ediyor efem. Dün cuma namazında yaptığımız yağmur duası gali tuttu ki şu anda Alanya’da sağanak yağmur mevcut :). Yağmurlu havaları beni ıslatmadığı taktirde sevdişğimi daha önceki yazılarımda da söylemiştim, neyse. Şu dünkü mimleme olayı çığ gibi büyümeye devam ediyor. Blogcu arkadaşlarımızın kirli çamaşırları bir bir çıkıyor ortaya. Hakan’ın da dediği gibi Testere filminden esinlenere k”seninle bir oyun oynayacağız” tarzı birşey oldu :D. Efem, şu sıralar müthiş projeler aklımdan geçiyor ve ilgilenmekte olduğum bir takım projeler de mevcut. Onçün oldukça yoğun bir mesai yapmaktayım. Sabahın erken saatlerinde başlayan bu maraton gecenin ilerleyen vaiktlerine dek devam etmekte. Tabi gecenin ilerleyen vakitlerinde kafa yerinde olmuyor. Akşam Yiğit ile konuşurken sitenin yayından çekildiğini gördük. Hostcumuz Ufuk abi var sorunları hep ona iletiriz. Ben Yiğit’e Ufuk abiye bildir diyeceğime ne dedim? “Yiğit, lan olm Yiğit abiyi ara da ilgilensin site ile” :D. Görüldüğü gibi h-yaman’ın kafası o vakitten sonra işlememeye başlamış ve ne yaptığını bilmeyen deli divane karıncalar gibidir. Hmm projeler ise hiçbir zaman bitmez, yani bugün akşam yarın, sonraki gün de devam edecek. Ortaya çıkan mahsülleri burdan duyuracağım, hepsi de birbirinden güzel olacak. Ahh ah neyse efem daha fazla vaktinizi çalmayayım, şimdilik hem bana hem size müsade.

Mimlendik, Mimleriz O Zaman

Bir blogger arkadaşımızın başının altından çıkan güzel bir oyun ile beraberiz :). Oyunun amacı şöyle; siz hakkınızda merak edilen beş şeyi yazıyorsunuz tabi bu beş şeyin yanında beş kişiyi de hakkında merak edilenleri yazması için mimliyorsunuz. Nasıl? Çok hoş değil mi? Hoş çünkü ben bile çoğu arkadaşımın bilmediğim taraflarını öğrendim ki sizlerin de bu yolla bizler hakkında eğlenceli bir şekilde bilmediğiniz, belki de merak ettiğiniz yönlerini öğreniyorsunuz. Beni mimleyen iki isim vardı. ilki Hasan, ikincisi ise Hakan. Hadi bakalım başlayalım.

Continue reading

Blogum Var Oh Ne Rahat

insanın bir blogunun olması ne kadar güzel. Kimi zaman dertleşiyorsunuz ki ben bunu nadir yapıyorum, kimi zaman da eğlenceli şeyler yazıyorsunuz (always anacım (:). Bunların yanında faydalı bilgiler, kayda geçirilmiş makaleler de… Önceden yazmış olduğunuz birçok makale ileride size hizmet, yardımcı olmak, yoğun bir vakitte messenger’dan soru soran bir kişiye cevap verme faaliyeti olarak geri dönüyor :D. Bu kısımda saçmaladım mı bilmiyorum da heyecan var biraz ondandır. Önceden bir tanıdığım bir soru yönelttiği zaman, sorusu bilgisayar ile ilgiliyse MSN’den uzun uzun anlatamaya başlardım. Şimdi ise verdiğim cevap bir kişican ise “yorma beni olm siteye gir yaz oraya bilmem ne diye arattır, sonra çıkan sonuca göre davran” diyorum. Bu eğer bir dişican ise az önce söylediğim cevap ağır kaçacağından dolayı “bayan lütfen emniyet kemerinizi bağlayınız ve siteme iniş yapınız, daha sonra arama motorunda şunu şunu arat çıkan sonuçlardan şöle şöle yap” diyorum. Yani önceden saatleri bulan işlemler blogum sayesinde artık saniyeler sürüyor :D. Bu nerden mi çıktı? Aklıma geldi işte öylesine yazdım. Uzun süredir (yaklaşık 4 gün) internetsiz kalan ablam sonunda internetine kavuşmuş. “Günaydın bayan” diyerek hemen etiketlemeye alıyorum kendisini :D. Kaç gündür bu anı bekliyordum (pehh yan gelip yatma şeysi). Şu an Gürkan’a Ankaralı Namık’ın “Hovarda” isimli parçasını göndermekteyim (hehhe demiştim Gürkan intikamım kötü olcak die). Ben mi? Hiç dinlemem laf olsun diye durur sabit diskimin ücra köşelerinde. Ben son zamanlarda Yaşar’ın Hayırdır inşallah’ına takmış durumdayım. Çok pis şarkı, adamı huşu içerisinde aşık olmaya zorlamakta :D. Ahh ahh zamane gençliği işte… Hmm ben yazıyı bitirirken Gürkan, Ankaralı Namık’ı dinlemeye başladı bile :D. inanmıyorsanız buyrun bakın (intikam alınmıştır, görev tamam) :D. Neyse efem bana şimdilik müsade. Sınavlar yaklaşmakta ve biraz ders çalışmak lazım (hayatımdaki en nefret ettiğim şey). iyi geceler (gece okuyanlar için), günaydın (sabah okuyanlar için), iyi günler (genelleme).

Haberlerden Seçmeceler

Bu yazımızda şöyle kısa bir haber turu yapalım bilgisayar dünyasından. ilk olarak yazılım devi Microsoft ile başlayalım. Microsoft birkaç ay önce çıkardığı internet Explorer7’nin Türkçe sürümünü yayınladı. Yükleyecek arkadaşlar için bir uyarı yapayım, tarayıcı kurmanız için Windows Xp Service Pack 2’nin bilgisayarınızda kurulmuş olması lazım. Dosya sadece 14 MB boyutunda. Yüklemek için şuraya uğramanız yeterli.

Continue reading

Resimlerin Üzerine Yazı Yazın

Son dönemlerin internetteki en güzel ve en eğleceli olaylarından birisi de resimlerin üzerine yazı yazmaktır. Resim derken sıradan bir resim değil. Bu tür servislerde bulunan bir resimde yazı alanı vardır. Siz yazı kutusuna görmek istediğiniz metni yazdıktan sonra resmin üzerindeki yazı alanına sizin yazdığınız metni ekliyor. Karmaşık mı oldu anlatımım bilmiyorum ama şöyle bir örnek versem daha iyi anlatabilirim sanırım :). Resme dikkat edin ve de altındaki yazı kutusuna. Bu tür sitelerin zaten çalışma mantığı aynıdır. Bir resim vardır ve altındaki metin kutusuna ziyaretçinin görmek istediği metin girilir. Peki sadece bu resimle mi sınırlı? Ya da birkaç resim ile mi sınırlı bu eğlenceli iş? Cevabı tabi ki hayır. Yazının devamında içinde yaklaşık 300 tane resme yazı yazabileceğiniz iki ayrı adres mevcut.

Continue reading

Etiket Manyaklığı ve Havalı Dişicanlar

Birkaç gündür kendimle ilgili birşey yazamıyorum yoğunluktan. Gerçi hayatımda öyle aman aman birşeyler yok her zamanki gibi. Son günlerde bilgisayar ile bütünleştim zaten. Neredeyse 24 saatin 18’i onun başında geçiyor. Cumartesi gece Ayyas ile başlayan etiketlenme macerası benim için hala devam etmekte. Yazı sayısı 600 küsur olunca böyle oluyor işte, kısım kısım yapıştırmak zorunda kalıyorum etiketleri. Neyse birgün gelecek bütün yazılarım etiketlenmiş olacak ki bu zaman çok uzak değil (umarım). Onun dışında gece müthiş bir karın ağrısı çektim ki ölüyorum sandım ilk başta. Bayağı bir kıvrandıktan sonra o da geçti gitti. Şimdi dönelim renkli dünyamıza. Kızlar acaba kaldırımda arkalarından yürüyen erkekleri hep kendilerini takip ettiklerini mi sanıyorlar? Dün bu sorunun cevabını aradım kendi kendime. Çünkü akşam kursa gitmek için hazırlandım ve yola koyuldum. Kaldırımda yürürken önümde iki tane dişican vardı. Önce beni fark etmediler. Sonra birisi fark etti ve herşey bu anda başladı :). Dişicanlar kendilerine bir çeki düzen verdiler, az hızlandılar… Yani sizin anlayacağınız felaket gaza geldiler, havalara girdiler. Ancak kaçırdıkları bir nokta vardı ki arkalarından yürüyen şahıs kursuna yetişmek amacıyla hızlı hızlı yürüyor ve maalesef kendileri ile ilgilenmiyordu. Yürüyüş kursun olduğu caddeye kadar devam etti ve sonrasında dişicanlar ne yaptı bilmiyorum. Tahminime göre dişicanlar o gazla, tüm Alanya’yı dolaşırlar :D.

Continue reading

Etiket Nedir?

Alışveriş merkezlerinde ya da mağazalarda her ürünün yanındaki kağıdın etiket olduğunu ve onun üzerinde ürüne ait fiyat/özellik bilgilerinin yazılı olduğunu biliriz. Peki internette duyduğumuz etiket ne anlama gelmekte hiç düşündünüz mü? Bu yazımda siteme de kurduğum etiket sisteminin ne olduğunu, gerçek hayattaki “fiyat yaftası” olmadığını, bize getirilerinin ne olacağını ve çalışma sistemini anlatmaya çalışacağım. Ayrıca yazının sonunda birkaç haftadır yayında olan “etiket nedir?” konulu anketin sonuçlarını da bulabilirsiniz.

Continue reading

iyi ki Doğdun Ayyas Blog

Bu yazıma benim içi önemli ve bir o kadar da güzel bir haber ile başlamak istiyorum. Daha h-yaman’ın olmadığı zamanlarda yayın hayatına başlayan, aziz dostum, yayın danışmanım, internet aleminin “Ayyas” kişiliği, Cem’in blogu “Ayyas Blog” 1 yaşında. Kendisine şu ana kadar olduğu gibi bundan sonra da başarılı yayınlar diliyorum. Şimdi kendi dünyamıza dönebiliriz. Üzerinde çalışmakta olduğum bir proje için gece 2’ye kadar olan çalışmalarıma sabahın körü diye tabir edilen zamanın da öncesinde yani 5 gibi kalkıyorum. Gün içinde de esneme, uyuma isteği gibi faalieyetler peşimi bırakmıyor. Proje bittiğinde ise “herşey güzel olacak” diyorum. Birkaç güne de bitecek gibi görünüyor, hadi hayırlısı. Sürekli bilgisayarın başında oluyorum ve sanki bilgisayar ile evlenmiş gibiyim :D. Yazımı yazarken saat tam olarak 07:12 ve güneşi az da olsa görebiliyorum bu da havanın bugün hoş olacağına işaret ;). Bugünlerde ayrıca çiçeklere, böceklere, ağaçlara filan takmış durumdayım. Sebebini ben de bilmiyorum :). “Fark Bulma Oyunu” da tarafımdan bizzat bitirilmiş bulunmaktadır. ilgilenenlere şuraya ekran görüntüsünü görmeleri için koydum bile. Birkaç gündür Erhan ile de görüşemiyordum. Evet gerçekten görüşemiyordum çünkü aradığım zaman genelde derste ya da başka bir uğraş ile meşguldü. Ta ki dün akşama kadar sürdü. Sonunda akşam telefonu açtı ve evet sesini duyabildim. Tam sohbet ilerlemişti ki zannedersem şarjı bitti tüm hevesim içimde kaldı :D. Şu telefon firmaları neden aküye bağlı bir telefon yapmazlar ki hiç anlamam. Tüm söyleyeceğim önemli şeyler kaldı ortada. Neyse başka bir zamana artık. Ha Erhan’ı da azıcık ispitleyeyim. Okulda dergi çıkartmak için çalışmakta :). Finalleri başlamış durumda. Peki o çalışıyor mu? Hayır :D. Bunları benden duymadığınıza göre yazımızı yavaş yavaş bitirebiliriz. Son olarak hayat güzel efem. Yaşamak, sevdiklerinizle yaşamak… Ancak denyo felsefesi ile büyümüş canlar kafanızı bozmadığı taktirde.