Basketbol’a lise döneminde biraz merak sarmıştım.Ancak çoğu arkadaşım gibi benim de futbola olan merakım basketbolu birazcık gölgede bıraktı diyebilirim.Futbolda yabancı ligler, yerli ligler, şu kupası, bu kupası derken hemen hemen bütün maçları seyrederim.Basketbolda ise sadece milli maçları izlerim.Şu son dönemdeki “Dünya Basketbol Şampiyonası” maçlarının da çoğunu izliyorum.Tabi o da milli takım için.Dün izlediğim Slovenya maçı basketbola az daha ısınmamı sağladı belki de.Aman Allahım, ne biçim bir maçtı öyle?Bir biz sayı yapıyoruz bir onlar yapıyor.Dişediş, kana kan :D.Son periyotta nasıl heyecanlandığımı ben bile anlatamam.Slovenya’nın dokandığı her topta “tüh bea gitti maç” dediğim ancak bizim 12 Dev Adam’ın attığı üçlükler ile “ohh tamam maç bizimdir” diye düşüncemi değiştirdiğim bir maç oldu.Ben maçtan ziyade biraz da spikerden dolayı heyecanlandım.O nasıl bir anlatım şeklidir?Basket attığımızda “affren aslanım” “bravo koçum” deyip maçın sonunda delirdiğini sandığım kişican maçın sonunda bir de röportaj yaptı ki orası kopardı beni.Böyle el kol hareketleri filan gülmekten çatladım, yarıldım.Neyse Arjantin maçında Fatih Solak’ın söylediği yeni isimlerine göre “12 Cesur Yürek” e başarılar diliyorum.

Bayağı bir zamandır oylamada olan anketimiz sona ermiştir.Artık oy kullanmak isteseniz de nafile :D.Tabi yeni anketi de hemen oylamaya sundum.Yeni anketimizde blog sahibi olup olmadığınızı kaç kişinin blogu olduğunu ölçmek için bir anket uyguluyorum.Yani tamamen istatistiksel.Evet bunlar güzel hoş ama ya eski anket sonucu ne oldu?Evet hemen bakalım.
En çok yaptığınız sportif faaliyet hangisi?

– Oturmak :): 50% (56)
– Halı saha maçı: 14% (16)
– Golf: 7% (8)
– Tenis: 3% (3)
– Koşu-Yürüyüş: 14% (16)
– Yüzme: 12% (14)

Toplam Oy : 113

Continue reading →

Bu bilim adamları son dönemlerde avare kaldılar herhalde.Artık abuk subuk şeyler de bulmaya başladılar.Geçenlerde insanın içini gösteren bir cihaz yaptıklarını duymuştum.Bugünlerde de ineklerin bir şiveye sahip olduğunu söylüyorlarmış :D.Olay aynen şöyle gelişmiş “irlanda’da düzenlenen inek güzellik yarışmasına katılan çiftçilerin ilginç bir iddiada bulunmuş.Çiftçilere göre bu inekler yetiştikleri Somerset bölgesinin şivesine sahipmiş. Çiftçiler bu durumu inek ile sahibi arasındaki yakınlığa bağlıyormuş”.Londra Üniversitesi’nden ses-bilim profesörü John Wells de, her sürünün kendine özgü bir ses çıkardığını ve çiftçilerin iddiasının doğru olabileceğini söylüyormuş.Allahım insanlar nelerle uğraşır oldu artık.Abi bizim evin önünde yavru kediler var.Onlar da çöplüğün yanında farklı, arabanın altında farklı mı ses çıkarıyor yani?Madem bu ineklerin şivelerinin değişik olduğunu anlıyorlar sıkıysa konuşsunlar da bir sinerji oluşturalım burda 😀

Bir tarafta üzüntünün diğer tarafta sevincin kareleri var.Fenerbahçe ve Galatasaray…Önce Fenerbahçe’den başlayalım çünkü Galatasaray maçını izleyemedim :D:Fenerbahçe’nin rakibi Dinamo Kiev benim her zaman korktuğum bir takım.Adamlar öyle teknik toplar atıyorlar ki akşam maçta da gördük bunu.Uzun topla orta sahayı çıkıp 3 sağlam pas ile gole uzanıyorlar.Burdan şunu da anlıyoruz ki biz Türk takımları çok kolay gol yiyoruz.Buna Beşiktaş da dahil, milli takım da dahil.Şimdi ne oldu?Türkiye’nin en gözde transferlerini yapan en pahalı oyunculuarı elinde barındıran Fenerbahçe Kadıköy’e gömüldü.Zico ise ojuduğum habere göre üzgünmüş.Ehh artık birazcık üzülsün.Benim Football Manager’da öyle oyuncularım olacak açık ara şampiyon yaparım takımı (oynadığım takım Lazio, bilmeyenlere bir dipnot bir CM/FM hastasıyım :D).Gelelim Galatasaray’a.Evet maçları izlemedim ancak oynadığı takım daha adını şanını duymadığım bir takımdı.Galatasaray’ın tecrübesi, düzenli kadrosu ve zayıf rakibinin etkisi ile şampiyonlar ligine katıldı.Hem de 10.kez.Umarım eski Fatih Terim ve Lucescu zamanındaki performansını yeniden yakalar da Türk futblonun adını yeniden yukarılara taşır.