Bir Çarşamba Akşamı

Dün akşam kardeşim Yuşa ile birlikte eski mekanımız olan Adana Ocakbaşı’na gittik.Uzun süredir böyle bir yemek yeme fırsatımız olmamıştı.Gittik çöktüm Adana dürüme :D.Yanında da şalgam ohh.Midem bayram etti desem yeridir.Sonra kalktık eski uğrak mekanlarımızdan bir diğeri olan internet kafeye gittik.Eskiden olduğu gibi Fifa oynayacaktık ağ üzerinden.Yuşa ile Fifa maceramız 2003 serisinde başlamıştı.Uzaktan attığım gollerle onu mahvediyordum.Sonra 2004 ve 2005 geldi.2005’den sonrakilere bakmadık.Aslında o kıbrısta ben de Alanya’da olduğum için bakamadık.Neyse gittik kafeye ayarladık oyunları.Ben her zamanki gibi Arsenal o da her zamanki gibi Juventus’u aldı.Galiba 4 maç yaptık.3’ünü ben aldım.Son maçı da Yuşa.Maalesef ikimizde unutmuşuz.Bundan olacak ki ilk iki maçta iğrenç şutlar enteresan hareketler filan yaptık :D.Sonra mutlu bir şekilde ayrıldık.Haftaya bir blog da Yuşa’ya kurmak için çalışmalara başlayacağız.Siber aleme onu da alıştıracağım yani ;).

Hobaaa!!!

Son iki üç gündür yeni temamın tasarımı ile uğraştığımı yazmıştım.Hala bu işe devam ediyorum.Yalnız bir detay var ki bu nu da sizlerle paylaşmak istedim.Tasarım yaparken “dup tıs tıs dup tıs” pop müziği yerine “daddiri hop hop” Ankara oyun havalarını dinliyorum :D.Kimler yok ki listede.Ankralı Turgut,Ankaralı Namık,Peçenekli Süleyman,Ankralı Yeşim ve daha bir çok Ankara yıldızı…Çok güzel oluyor size de tavsiye ederim.Tam böyle sıkıldığınız , bunaldığınız anda “güvercin uçuverdi, kanadını açıverdi” veya “kesik çayır biçilir mi, sular soğuk içilir mi” gibi eğlenceli neşeli sözler çıkıveriyor haparlörden :D.Sakın kro filan demeyin içinizden.Dinlemiyorsanız asıl kro sizsiniz 😛

Blog Nedir?

Son günlerde bir “blog” furyası aldı başını gidiyor.Her yerde karşımıza çıkıyor bu terim.Peki hiç araştırdınız mı bunun ne anlama geldiğini?Araştırmadınız mı?Peki o zaman beraber inceleyelim.Şekerim şimdi blog yani Türkçe karşılığı ile günlük kişican ve dişicanların kendi fikirlerini, hayatlarından geçenleri, bilgilerini diğer insanlarla paylaşmak için çok elverişli ve çok güzel bir ortam.Şu anda gezmekte olduğunuz benim sitem de böyle bir ortam işte.Yani blog yani günlük.Bilgilerimi, heyecanlarımı, düşüncelerimi ziyaretçilerimle paylaşıyorum.

Gerek yabancı dilde gerekse Türkçe olarak yayın yapan oldukça fazla blog mevcut dünya çapında.Tabiki herkesin benimki gibi veya benimkine benzer şekilde blog kurması mümkün değil.Aslında mümkün ancak bilgisayar bilgisi sınırlı olan kişican veya dişicanlar var.Bunlar için de birşeyler düşünülmüş.Ücretsiz blog servisleri var.Blogger veya Türkçe bir servis olarak Blogcu.Buralara girip e-posta hesabı alır gibi bir üyelik formu dolduruyorsunuz.Sonra hesabınıza girip yazılarınızı eklemeye herkesle paylaşmaya başlıyorsunuz.Eğer ben kendi alan adımı alacağım, kendi adresim olsun filan diyorsanız WordPress ile tanışmalısınız.Bununla ilgili birçok kaynak site mevcut.Onları başka bir yazımda toplamayı düşünüyorum.Uzun sürmez merak etmeyin.Mail atarsanız kendim de yardımcı olurum.

Continue reading

Kask ve Karizma?

Trafikte gördüğüm bayan motor sürücüleri bugünlerde çok ilgimi çekiyor.Her nedense şu yarı açık bisiktlet kullanırken takılan kasklar var ya.işte onlardan takanlardan bahsediyorum.Nedense hepsine çok yakışıyor.Hele bir de şöyle çıtı pıtı olanlar var ya onlara daha bir güzel yakışıyor.Çok tatlı oluyorlar.Biz erkek sürücülere bakıyorum o da ne abicim?Saksı geçirse kafasına daha iyi yakışacak neredeyse.Evet burdan bayan motor sürücülerine sesleniyorum.Kask takın.Ama her tarafı kapalı olanlardan değil.Yarı açık olanlardan.Hepinize çok yakışıyor 😛

H-Yaman’dan Haftasonu Haberleri

Geçen hafta bir yazımda denizi pek sevmediğimi dile getirmiştim.Ancak denizin dibinde olup da hiç gitmemek de heralde manyaklık olur :D.Arada bir gitmek lazım.işte dün de böyle bir gündü.Yani deniz günü.Ailem ile braber denize gittim, yandım, bıcı bıcı yaptım :D.Denizden geldim, duşumu aldım ve acayip yorulduğumu hissettim.Akşam da halı saha maçım vardı :D.Neyse o yorgunlukla gittik maça.Fazla birşey de yapamadım.Zaten 1 tane filan gol atabildim.8-9 tane de gol pası verdim.Sonuçta 14-13 yendik :D.Sahadan çıktım eve doğru geliyorum o arada önümden 6-7 tane polis arabası geçti.Belli ki polis amcalar birinin peşindeler.Sonra eve geldim bir fren sesi geldi dışarıdan.Çıktım baktım balkona bir düğün konvoyu var.Ama konvoyda kaza olmuş.O da aynen şöyle zuhur etmiş:Hani gelin arabasının önünü keserler de para almaya çalışırlar ya düğünde…işte denyonun birisi de gelin arabasının önünü kesicem derken arabaya geçirmiş :D.Arabada lüks bişeydi :D.Bunu da geçtik.italya dünya kupasını almış.Benim favorim Fransa idi ama olmadı.Kısmet değilmiş :P.Uzun süredir tatilde olan bazı dişicanlar gelmişler :D.Ne diyelim hoş gelmiş sefa getirmiş ;).

Balık Baştan Kokar

Daha 15 dk önce halı saha maçından geldim.Televizyona bir göz atayım dedim.ibrahim Tatlıses vardı.Kuşadası konserini canlı olarak yayınlıyorlardı.ibrahim Tatlıses’i beğenerek de dinlerim.Konseri birazcık izledim sonra şok oldum.Neden mi?Adam çekmiş kafayı, sarhoş bir şekilde çıkmış sahneye.Bu resmen oraya izlemeye gelenlere karşı, ekran başındakilere karşı saygısızlık değil midir?Bu tür insanlar örnek olacakları yere neden gidip de örnek olmayacak davranışlarda bulunurlar anlamam.Kusura bakmasınlar ama böyle sanatçılık olmaz.Bundan sonra ibrahim Tatlıses’i dinlememe kararını aldım.Bence şarkılarını dinlemek zaman kaybından başka birşey değil.Şimdi belki kalkar ibo bizim siteyi de kapattırır 😉

Anket Sonuçları

Uzun zamandır oylamada olan “Dünya kupasını hangi ülke kazanır?” konulu anketi sonlandırmış bulunuyorum.Artık oyları yeni ankete verebilirsiniz.Toplam 48 kişinin katıldığı anketteki çoğu ülke zaten elendi.Çoğu arkadaş yanıldıklarını gödüler :D.Örneğin en çok oyu alan Brezilya finale bile çıkamadı.Neyse fazla uzatmayalım.Ankete katılan herkese teşekkür ediyorum.Benim final maçındaki favorim Fransa.

2006 Dünya Kupası’nı hangi ülke kazanır?

– Brezilya: 27% (13)
– Almanya: 8% (4)
– ingiltere: 2% (1)
– Çek Cumhuriyeti: 4% (2)
– Portekiz: 4% (2)
– italya: 21% (10)
– Fransa: 17% (8)
– Arjantin: 17% (8)

Toplam Oy : 48

Tasarımsal Günler Serisi-2

Dün yeni temamın çalışmalarının devam ettiğini vir tasarım yaptığımı ve %15’lik bir kısmının tamamlandığından söz etmiştim.Maalesef o da olmadı.Daha orjinal birşeyler lazım.Başka bişey lazım yani :D.Grafiker ve kendini grafiker gibi hisseden arkadaşlardan yardım alabilirim :D.Eğer varsa kardeş ben Photoshop bilirim, biraz da tecrübem vardır diyorsanız lütfen benimle iletişim kurun.Bayağı yardıma ihtiyacım var.Şunu da en başta belirteyim.Kolay kolay beğenmem :D.Hepinize mucks 😀

Resimli Spam

Gün geçmiyor ki yeni bir internet haberi duyulmasın, yeni bir olay çıkmasın.Bugünkü siber alem haberimiz e-postalar ve spamlar ile ilgili.E-posta artık günümüzün vazgeçilmezlerinden birisi oldu.Bütün uzak yazışmalar neredeyse oradan yapılıyor.Telefon bile e-posta veya mesajlaşma yazılımlarının piyasaya çıkması ile bir nebze kenara itildi.Tabi internet dünyasında her güzel olayın bir de kötü tarafı var.E-postalara musallat olan spam’lerdan bahsediyorum.internet kurtçukları diye isim verdiğim spam’ler e-postalar ile bizleri rahatsız etmeyi başarıyorlardı.E-posta servisleri büyük ölçüde bunun önüne geçmeyi başarmışlardı filtreleri ile.Anca başta da söylediğim gibi gün geçmiyor ki yeni bir olay yaşanmasın.Kötü kişican ve dişicanlar spam’da yeni bir boyuta geçmişler.Artık spam’ler resim yolu ile geliyor.Önceden bir takım işlemler yaparak spam’leri filtreler boyutu ve özelliği ile ayırt edebiliyordu.Anca spam’ciler yeni araçlar sayesinde resimli spam’lerin özellikleri üzerinde oynayarak her bir e-postanın farklı olmasını sağlayabiliyorlar. Bu da filtrelerin spam’leri ayırt etmesinde güçlüklere neden oluyor.Bu tür spam’ler Nisan ayından itibaren %40 artış göstermiş.Yıl başında ise sadece %1 oranındaymış.Bu da demek oluyor ki artık biz de bu tür spam’lere maruz kalabiliriz.Önlem olarak bilmediğimiz postaları kesinlikle açmamalıyız.Özellikle kişican arkadaşlar için söylüyorum hatun resimi ve buna benzer yöntemlerle sizi celbedebilirler.Bu tür akımlara kapılmıyoruz.Hiç açmadan siliyoruz.

Kliperotik

Dün biraz KralTV’ye takıldım.Yeni çıkan kliplere filan bakayım diye.Özellikle de Rafel El Roman’ın yeni klibi için geçtim ekranın başına.Albüm çıktıktan sonra bunun yorumunu ayrıca yapacağım şimdi konumuza dönelim.Bu klip gelmeden önce birkaç tane klip daha izledim.Dikkatimi bir şey çekti.Kliplerin hepsinde “erotizm” ön planda.Bu klipleri çekenler kusura bakmasın ama acaba film çekseler bundan daha mı iyi olurdu acaba?Hiç olmazsa klip diye yayınlayamazlar çoluk çocuk da izlemezdi.Bakıyorum birisi kolunu, bacağını, orasını, burasını açmış dans ediyor.Gerçi ona dans denmez başka birşey denir de benim terbiyem müsade etmez şimdi.Bazıları da partner olarak seçtikleri kişican veya dişicanlarla ahlak dışı hareketler yapıyorlar.Yabancı klipler bile çok ama çok daha ahlaka uygun bence.Bu “erotizm” bazı reklam filmlerinde de var maalesef.Bunlar için RTÜK acaba bir çözüm bulur mu?Ya da biz toplum olarak at gözlüklerini çıkararak bakabilir miyiz?